dünyaya parmak atmış,daha fazla bira içmek için yemek yemeyen,zonguldak doğumlu olmasına rağmen otuz beş yıldır gökovada yaşayan,bu dünyadaki gönlü en zengin kaptan.yolu gökovaya düşenlerin gidip görmesini,muhabbetini ortam olmasını şiddetle tavsiye ediyorum.gökovayı bilenler için çınar plaıjının üst tarafındaki izci kampındadır çadırı...bir yaz yolculuğun orta yerinden çıkan,iyi ki tanımışım seni dedirten,oradan ayrıldıktan sonra ertesi gün naptınız vardınız mı çocuklar diye soran mami kaptan,sen çok yaşa.
türk-iş 4. bölge temsilcisidir.türkiyede kaybolan sendika ruhunun şüphesiz sorumlularındandır.şöyle ki 26 mayıs genel grevinden önce adanadaki tekel işçilerini sendika binasına aldırmayıp,onlarla ağız dalaşına girişmiştir.burası bizim evimiz diyen tekel işçilerine pespaye bir şekilde ''yok öyle birşey diyerek'' beni dumura uğratmıştır.bu da türkiyede ki sendikacıların yerlerini bir taht gibi gördüğünün açık örneğidir.
bügün başlayacak olan hededir.güzelim çimlerde zaten herzaman içilen içkiler bir hafta boyunca sürecek olan şenliklerde sindire sindire içilecektir.ana sahne programını takdim edeyim.
şöyle ki.
3 mayıs pazartesi:teoman
4 mayıs salı :gece yolcuları
5 mayıs çarşamba :m.f.ö
6 mayıs perşembe :volkan konak
7 mayıs cuma :mustafa ceceli
8 mayıs cumartesi:duman.
ayrıca gençlik sahnesi denen yerde de okul grupları sahne alacak.bu sene feridun düzağaçsız gececek olan şenlik bütün sosyalleşme planları yapanlara kutlu mutlu olur dileklerimle.
beraber çalışmak,birlikte takılmak anlamında ki söz öbeği.öztürk serengilin ağzından duyunca daha çok anlam kazanıyor.bizim kız adlı film de(filmde aklına gelebilecek bütün yeşilçam oyuncuları mevcut)mahallenin dulunu etkilemek için bir söyleyişi var duymaya değer.
oyuluyorum şu masmavi boşluğa
gölgesiz kıpırtısız
yalnızlık sensin.
konuşuyorum kendi kendime odamda
bir portakal suyu iç, ya da içme, ne yaparsan yap
yalnızlık sensin.
bir giden, bir dönen, sonra yeniden giden
şiire dönüşen bir yalnızlıksa bu da
bir sen varsın, ordasın, kısık sesli yalnızlık
sözgelimi iskenderiye'de bir atlıkarıncada
sayın selim ilerinin remzi kitabevinden çıkma, içinde kısa öyküleri olan kitabı.
....Hele güzün büsbütün güzel olurdu ortalık, kızıl yapraklar kaplardı her yanı. Mermer masalara birer kan lekesi gibi düşerlerdi. O zaman dayanamaz; elinde gülünç çantası, soluk lacivert yağmurluğuna bürünmüş, korkak bakışları kara camlı gözlükleri gerisie saklamış, boynubükük girerdi içeriye. Çardağın altına, eşiğe dizilmiş sandalyelerden birine çökerdi, birisi tanıyacak, yamacına gelip söyleşecek diye ödü kopardı. Deli deli çarpardı yüreği...
ustayı farklı farklı sözlüklerden takip ettiğim kadarıyla soyadında ki y hakkında türlü türlü hikaye anlatılmıştır.bunu düzeltmeyi artık bir borç bildim kendime.efenim cemal süreya usta ezberine çok güvenen bir ustadır.hiç bir telefon numarasını kaydetmezmiş kendileri.birgün bir numara konusunda sevgilisiyle bir çatışmaya düşmüş.ve bahis söz konusu olmuştur.söz konusu iddanın sonunda y harfi düşmüştür.fakat zaten y harfinden kurtulmak isteyen sayın süreya bahsi de muhabbet için kullanmıştır sevgilisiyle.
insanı çileden çıkartan benzerlikler zincirine sahip ikili,mevkidaş.bu heriflerin ilk zamanlar saç modellerine kafayı takmıştım,daha sonra sağdan yardırıp alakasız orta açmalarına.en son ki benzerlikse inanılır gibi değil.gs-bjk maçında barış özbek evladımızın gol kaçırdıktan sonra ki ağlak bir ifadayle kendine en yakın oyunculara bakışı sabri sarıoğulu evladımızınkiyle birebir aynıydı.bakalım hayat bize daha ne sabri-barış benzerliği gösterecek merakla beklemedeyim.
bahar dönemine geç başlamamla beraber karşılaştığımda beni dumura uğratan olaydır.zira sadece yemek fiyatlarına değil muhtelif başka diğer ücretlilere de zam gelmiştir.aklıllara durgunluk veren olaylar dizisine baska bir boyut kazandırmak istiyorum.kabaca ve asgari bir hesapla kahvaltı ve öğle yemekleri 2.5 olursa akşamıda 5 tl olarak düşünürsek ayda 300 tl yapar.ki bu para bir öğrenci için azımsanamayacak derece yüksek bir mebla demektir.hal böyleyken gelin ç.ü de öğrenci olmanın zorluğunu siz düşünün.
son zamanlarda ki etnik kökenlerle veya dini inaçlarla ilintili karşılıklı atışmalar.karsılıklı diyorum cünkü birisi ortaya bir laf attığı zaman diğeri de ondan geri kalmayıp hakarete varan kelimelerle karsılık vermekten kendini alamıyor. (bkz: yazık oldu her iki tarafa da)
3 yıldır okumaktayım ne olduğunu anlamadığım bölümdür.insana periyodik olarak farklı duygular hissetirmekte üstüne olmayan bu bölümde ne b.k yiyoruz hala çözemedim.