kitaplarla sevişmektir. normal bir et bedenle sevişmenin çok daha ötesinde hazlar yaşatan hârikulade aktivitedir. başta kitabın kokusu sizi cezbeder, ardından sayfalar dönmeye başladıkça çıkan ses, sizi tarifi imkansız bir hazzın içine sürükler. bedeni aşarak, ruhunuzda hissedersiniz aşkı.
edebiyatla işsizlik arasındaki ince çizgi ile bâriz benzerlikler gösteren durumdur. her sanatkâr işsiz sayılamayacağı gibi her işsiz de sanatçı değildir. zanaâtçıları ise topyekün iş adamı sayabiliriz.
sözlüğü modası geçmiş eski ve düşük nesillerden temizleyerek sözlüğün seviyesini ve hasılatını bir anda yükselterek gökyüzüne çıkaracak hattâ sözlüğü uçuracak olaydır. admin ise yeni gelecek olan 12. nesillerden seçilmelidir, böylelikle genç ve dinamik bir sözlüğümüz olacaktır.
günümüzde yadsınamayacak gerçeklikte bir durumdur. 2 çeşit fakir var, biri sadece fakirler, diğeri ise paralı fakirler yani kendilerine zengin diyenler. 2. kategoridekilerden para ve malvarlık çıkarıldığında geriye koca bir hiç kalabileceğinden pek de şüphe yoktur.
çağımızın hastalığı mı desem, bireysel yetersizlik ya da cahilliğimiz mi desem karar veremedim. söyleyeceğim ne varsa önceden söylenmiş arkadaş. bütün müzikler, sanat eserleri ve edebi eserler yazılmış. ha bunu geçtim; fikir ve düşünce çalayım, hayal hırsızlığı yapayım diyorum o bile benden öncesinde denenmiş ve çakma eser niteliği kazanmış bile. denesem bile çakmanın çakmasının ne değeri olabilir ki zaten. niye aynı kitabı 2 kez yazamıyoruz, ya da niye aynı besteyi tekrar yaratmıyoruz. mecburî bir tabule rasa olmaktan başka çaremiz var mı 21. yüzyılda. her şeyin absürdleştiği zamanda kendini neyle donatabilirsin ki, donatabilsen de ne üretebilirsin ki zaten.
sözlüğe getirdiğim yeni bir en yakındaki kitap zımbırtısı konsepti. en yakınımdaki kitabın önsözü şöyle başlıyor; "değerli okuyucu, bu kitabı okumaya karar vermeden önce, klinikten akıl sağlığı raporu alman gerekmekte, aksi taktirde..." diye devam ediyor.
çok uzun süredir aklımı kurcalayan konu. başlıkta dünya adını kullanarak genel konuştum ama, kastettiğim konu daha çok insanlar üzerine. yani bu insan denen zıvanadan çıkmış canlı türünü dünyanın da çivisini çıkarmadan bir an önce kim yola sokar şu kainatta. efendime söyliyim, o kadar peygamber geldi geçti, o kadar hükümetler geldi geçti, onca savaş oldu, milyarlarca insan kıyıldı ama gelgelelim günümüze hâlâ akıllanmadılar. düşündüm de uzaylılar filan birşey yapamaz mı diye, ama onların konumunda olsam ben de ne halleri varsa görsünler derdim insan ırkı için; açıkçası daha başında, insanın yaratılması büyük bir hata idi sanki. insan; dünya üzerindeki canlı piramidinin gen havuzuna katılmış en kötü, en acımasız varlık.
dostundan siyasi görüşü nedeniyle ayrılan malın 2 seviye üstü.
-canım sen şucuymuşsun.
-e sen de bucuymuşsun.
-yok ben ocuyum.
-hayır canım, sen onlardanmışsın.
-hayır ben bunlardanım.
-sen onlardansan bu ilişki burada biter.
alkol satış yasağını delecek dahiyane fikir. saat 22'de yasak başlamasıyla tezgahı kapatır kapatmaz, 22'den sonra gelen siparişleri evlere servis etmeye başlıyorsun. süper bir olay.
uzun zamandır aklımı kurcalayan mesele. kedilerin bakışlarından sezilen durum. bazı kedilerin öyle hâl ve tavırları var ki; o derin bakışlarında sanki hayatın anlamını çözmüş de, yılların yükü ve deneyimi altında ezilmiş gibi bir izlenim bırakıyorlar. tüm gün miskin miskin oturmalarından mütevellit; heralde sürekli düşünüyor bunlar diyorum bazen.
ülkemizde gelişmekte olan yeni bir kültür dalı. avmler ile büyüyecek çocuklarımızın, gelecekte tüketim-bitirim bilincinin parlayan yıldızları olacakları su götürmez gerçektir.
pozitif düşünce furyasının ulaştırabileceği son noktaya gelmiş insan tipidir efendim. bulunduğu gemi batarken bile yarının güzel ve çiçekli bir gün olacağına inanın der. Bu insan bir uzvunu kaybetse ve hatta ömür boyu sakat kalsa bile, haline ve nefes aldığına bakıp çok şükür der ve durumu olduğu gibi kabullenir maalesef.
şu son zamanlardaki yaratıcı entry açlığı ile ilgili durum. onca yıllık sözlük piyasasında hemen hemen tüm düşünce, fikir ve projelerin kullanılmış olduğu gerçeğini akla getiriyor. sözlüklerdeki milyonlarca entryinin tükenmesi sonucunda, aynılarının süslenip yazılması durumu da gözlenmekte.
şirketlerin sözde bilgilendirme ve reklam amaçlı sms tacizlerinin bir üst seviyesi olan telefondan aramayı gerçekleştirdiklerinde çok zevkli bir şekilde icra edilen eylem. karşı taraftaki yetkili kişi, müşteri memnuniyeti için konuşmaların kayda alındığını söylediği anda atraksiyona girişilir ve ağza gelen herşey söylenerek hunharca stres atılır.
bazen bir tür yaşama sebebi olabilir. kişinin kendi yarattığı hayali dünyasında kendi kendinin oyuncusu, aktörü ve kahramanı olmasıdır. hiçbir sınır ve limitin olmaması da kurulan hayali daha da çekici kılabilmektedir.
kişide, bir daha aynı salakça duruma kendimi düşürmeyeceğim gibi bir istek yaratabilir. ya da salak olunduğu için kendini bilmenin ayırdına bile varılamayabilir, açıkçası tecrübe mi yoksa hata mı olduğu muamma olan bir durum.