Benden rica edilen bazı işleri reddetmiştim kısa çevirmenlik hayatımda, benim işim değildi, son dakika çevirmem istenmişti. Reddettim. Bir süre sonra şeyi fark ettim, bana karşı daha resmilerdi, daha mesafeli davranıyorlardı, her dediklerini yapan çalışma arkadaşlarıma ise daha laubali davranıyorlardı.
Hadi benim işim kıytırık bir çeviri işiydi, herkes belki sınırını çizemez ama dikkat edilmesi gereken bir husus bu. Arada hayır demek gerekiyor galiba.
Yav yok, ne bidatı. Kandil bidattır diyenler de var ancak sünni kesimin çoğu kutluyor. Farklı inancı paylaşan müslümanlar demişsin, kimseyi tekfir edemezsin.
Demek yeteri kadar küfre düşmemişlerdir veya belki geldi ancak peygamberin adını bilmiyoruz. Allah tarafından peygamber gönderilmemiştir ancak rehberlik edecek, yol gösterecek birileri elbet vardır.
Bulunduğumuz mekanlarda o ortama uygun giyinmeliyiz. Nasıl bir camide veya kilisede oramızı buramızı açamayız, sokakta bikini ile gezemeyiz, yemek yemeye de sütyen ile gidemeyiz.
Ben mal veya dengesiz olabilirim, bilmiyorum. Galiba ruhsal sıkıntılarım da var ama ne yapıyoruz? Hayata gülümsüyoruz, güzel bir kahve içip derin bir nefes alıp, yeni başlayan güne kallavi bir küfür edip kendimize geliyoruz.
Bugün ablamı terminalden almaya gittim. O sırada telefonla konuşuyoruz ama. Lan diyorum neredesin. Buradayım görmüyor musun beni diyor.
Bir keresinde de sevgideğer, saygıdeğer bi hocamla okulun bahçesinde karşılaşmışız uzaktan. Kendisi uzaktan bana selam vermiş. Bendeniz de görmediğim için gözlerimi kısıp bakmıştım adama hala göremiyorum hani. Bi sonraki hafta herkesin ortasında laf atmıştı.
Mesela benim gözlüksüz araba kullanmam yasak. Gözlük takınca HD bir şekilde etrafı görmek ise çok hoş.