Turkiye’de var olan reenkarnasyon olaylarindan birinin baş kahramanıdır.
“ Türkiye'nin bir ilçesinde 18 yaşındaki Feride Y, önceki yaşamında Besime Yayar adında bir kadın olduğunu iddia etti. Hamileyken kocası tarafından boğularak öldürüldüğünü söyledi. Bu olay araştırılmaya başlandıktan sonra gerçekten de geçmişte Besime Yayar adında bir kadının hamileyken kocası tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Aynı zamanlarda 12 yaşındaki bir kız çocuğu da kendisinin önceki hayatında Besime Yayar olduğunu iddia etti.
Bu iddiaların sahibi olan ipek Kart, 'Önceki yaşamımda Besime Yayar'dım. Ben hamileyken kocam beni damdan iterek öldürdü.' dedi. iki farklı kadın, aynı ruhu taşıdıklarını söylemelerine rağmen onların farklı hikâyeler anlattıkları ortaya çıktı.
Feride ve ipek, araştırmaların yapılması için Besime Yayar'ın öldürüldüğü eve götürüldü. 12 yaşındaki ipek, Besime Yayar'ın annesi Fatma Hanım'a, "Anne, neden mezarıma gelmedin?" diye sordu.
Fatma Hanım ise 'Geldim, kızım. Bebeği karnında ölen talihsiz kızım benim. Mezarının başında ağladım ve hâlâ her gün ağlıyorum.' dedi. ipek, bir önceki yaşamına dair her şeyi anlattı.
Feride Y. şunları söyledi: 'Ben Besime iken kocamla avluda tartışıyorduk. Sonra boğazımı sıkmaya başladı ve sonrası yok.' Bu yüzden Feride boğularak öldüğünü düşünmüştü. Oysa Feride'nin sandığının aksine asıl ölüm sebebi farklıydı. Kocası, avluda Besime'nin boğazını sıkarak onu bayıltmıştı. Ardından onu çatıya çıkarmış ve aşağıya atmıştı.
Araştırmalara, anne karnında ölen bebek de dahil edilmeye başlandı. Ardından Besime'nin annesi Fatma'ya şu soruldu: 'Fatma Hanım, sen kızının mezarına gittiğinde daha anne karnında doğmadan ölen torunun için de dua ettin mi?' Fatma Hanım ise bu soruya karşılık olarak 'Hayır, ben hep talihsiz kızım için ağladım. Bebek kimsenin aklına bile gelmedi.' dedi.
En nihayetinde ulaşılan sonuca göre Besime Yayar, Feride olarak dünyaya gelmişti. ipek ise onun henüz karnındayken kaybettiği bebeğiydi. Anne karnındaki bebek, herhangi bir kimliğe sahip olmadığından ipek, kendini Besime olarak hatırlıyor olabilirdi.”
Gunumuzun toplumsal mi bireysel mi artik ne sikimse yasadigi kaostur. Gulumsemek bile siniri kaldirmak gibi geliyor ya da varsa tanidik psikologunuz alirim bi dal.
lia shineın beni ergenliğimde yaşadığım duygulara götüren parçası. Ben bu şarkıyı dinlerken mutlu oluyorum, geçmişe götürüp oradaki yaşanılanları tekrar hissettirdiği icin galiba. *
aspova ve patronun sabah sabah sahsimin agzina takılan parçası.
Aha bu da sözleri;
Kanayan yaralar kapanana dek hayat bana dar
Yaralı dizim kaç sene geçti aradan?
Dışım ışık dolu içim karalar
Derdi verdin dermanı nedir yaradan?
Kafam taşak gibi odaklanamam
Hayat aynı döngü sanki nakarat
Sanki gerçek gibi bütün şakalar
Sonsuza dek kaçamazsın elbet yakalar
Bir gün Bağcılarda bir gün adalar
Sensiz buz gibiydi bütün odalar
Dikenin batacaksa da razıyım tamam
Çizik yara bere her yanımdalar
Nefes al iyice, dolunay bu gece
Dur bir sahile çek bak etrafın kan, etrafın kan
Kanayan yaralar kapanana dek hayat bana dar
Yaralı dizim kaç sene geçti aradan?
Dışım ışık dolu içim karalar
Derdi verdin dermanı nedir yaradan?
Yaralar kapanana dek hayat bana dar
Yaralı dizim kaç sene geçti aradan?
Dışım ışık dolu içim karalar
Derdi verdin dermanı nedir yaradan?
Bak sorunun sonu yok lan
Taş koyanın sonu yok
Yanar çakmak yolu yok
Kalbin yürüdüğü yol doğru yolsa sorun yok
Yağmur yağar bi limanda biçareyim ama
Vedalara kanmam
Bitch hayatım yoruyor
Yolun başında sonuç yok
Karanlıktan korkuyosun
Ben alınmak korkuyorum
Sen sakın alınma
Yağmur yağar bir limanda
Bi faniyiz anla vedalara kanmam
Sen sokakta belinde çakı
Tamam, ben ‘limo’da mimoza, rakı
Kerata hipop’a gelince akıl vermeyin bir poza bir dolar alıp
Hepiniz bi polar şu kadar akılla
Surata yapışan tokata bakın da kalın
O rafında kalır ben kafanda canım
Gel takılak maganda falımda kanın
Benim herşeye zamanım yok
Bir gün Bodrum bir gün kaş taş yol
Gözlerim çekik bak aynı Mark Dacascos
Peşimde Erasmus
Sana dahi gelir klass boss
Kanayan yaralar kapanana dek hayat bana dar
Yaralı dizim kaç sene geçti aradan?
Dışım ışık dolu içim karalar
Derdi verdin dermanı nedir yaradan?
Yaralar kapanana dek hayat bana dar
Yaralı dizim kaç sene geçti aradan?
Dışım ışık dolu içim karalar
Derdi verdin dermanı nedir yaradan?
bir spartalı söylemi. tabi ki şakaydı, türkiyenin en cafcaflı tartışma konusudur bu.
müslüman olucam diye araplaşan insanların hakaret etmesi gibi bir olaydır bu da. tanrı kelimesi tengriden gelmektedir, yani öztürkçeden. göktanrıcılıkta evrenin yüce ruhu - tanrısı- vardır, ismi ülgendir. evrenin tüm yaratıcısı o'dur. tengri bu yüzden onun ismidir. başka birşeye denilemez. tanrıyı ben ilah olarak kullanıyorsam, bazılarının göt gibi bi ifadeyle bana " tanrı değil allah" demeleri s.ktiğimin türkiyesinde * sinirlerimi zıplatmaya yetiyor.
tengri-tangrı- tanrı olarak türemiştir yüzyıllar boyunca. ilah anlamına gelir.
" ama yabancı filmlerde hep tanrı olarak gullanıyolar o hristiyanlığın ilahı!!!" diye sert çıkacaklar olacaktır, "god, jesus, hallelujah vesaire diye kullansalardı türkçe çeviriyi belki anlar belki de anlayamazdınız çoğunlukla anlayamazdınız . nitekim " fuck you" yu bile " lanet olsun" diye çeviren bir tercüme sistemine ne kadar güvenebilirsiniz ? "tanrı" bilir siz fuck you' yu bile lanet olsun olarak kullanıyorsunuzdur. ben türksem, türk gibi yaşarım dinimi, inanışımı. milliyetçiyim diyorsan sen de tanrıya laf etmeyeceksin.
dipnot: bir de bakınız verirler bazıları, allah tanrının belasını versin diye. git ve kumda oyna dostum.
ankarada ilk zamanlarimdi ... otobüsle diskapi altindag ulus istikametinden gecerken, huseyin kagitla o zaman tanistim. posterinde sazini almis bir shrek edasiyla bize gulumsuyordu. fakat bir gariplik vardi orada gulumserken o kadar kasilmisti ki portlegimsi gozleri fiskiracak gibi olmustu adeta. gomleginin kollarini kivirmisti. bizlere birsey gosterme cabasi icerisindeydi sanki.
ve o an gordum dovmelerini... onlari gostermekti tum cabasi, anlasilan. o marjinallik o durus ... oh my jesus...
çok sevdiğimiz bi abimiz oldu sonra, hayatı tesbih yapıp salladık.
animasyon severlerin ilgiyle izleyebileceği bir film.
--spoiler--
afrikada bir hayvanlar çetesinin insanların hayvanlara karşı bu kadar acımasız olmasına rağmen hayatta kalabilme çabası göstermektedirler. hayvanlar çetesi bir araya gelerek insanlarla karşı karşıya kıran kırana bir mucadelenin eşiğine gelmişlerdir.
-Dizide, hukukun bile onların kurallarından üstün gelemediği, engebeli ve gizemli tepelerde yaşayan insanların hayatı anlatılıyor. Bu insanlar kendi yasalarına bağlı olarak yaşadıkları topraklarda hüküm sürmektedirler. Ancak bir grup yabancının bölgeye gelmesi ve üstünlük kurmasıyla dengeler bozulur. Uzun süredir o tepelerin hakimi olan Foster ailesi arazilerinden kolay kolay vazgeçmeyecektir. - *
SOA tarzı fakat daha farklı konseptle kendisini izleyiciye kilitleyen dizi. Ilk sezonunu bitirmiş olan. 2. Sezon ne zaman gelir bilmiyorum, hunharca bir aşkla beklemekteyim.
Meyvelerin daha parlak ve daha lezzetli görünmesi için yapılan işlem. Insan sağlığını büyük tehdit eden unsurların başında gelir. Meyveleri yemeden önce bıçakla kazıyın lütfen.