Yaşam huzur verince ölüm ürkütür. Bazen de ölüm ürküttüğü için yaşam huzur verir. BAZENDE YAŞAM ÜRKÜTTÜĞÜ iÇiN ÖLÜM HUZUR VERiR. Mutsuz insan ölümden korkmaz. Mutlu insan, seven insan içinse ölüm hep kabustur çünkü kaybedeceği çok şey vardır.
Site yöneticisi ya da yöneticileri ağır oç dur bir üyelik için yıllarca bekletmek net kahpeliktir üye olanda belli sayıda entry yazmadan belli süre geçmeden başlık açamıyor evet ekşi nin arşivi zengin ama yöneticileri kahpe ulu da ise bir haftada üye olunur üye olununca hemen başlık açılır özetle ekşinin yönetici ya da yöneticileri ulu nun yönetici ya da yöneticilerinin sıçtığı bok işediği sidik kesip attığı tırnak tükürdüğü tükürük kustuğu kusmuk olamaz o derece aşağılıyorum ekşi yöneticilerini ve ekşi yöneticilerinden ölümüne iğreniyorum tiksiniyorum nefret ediyorum ekşi de 2 tane üyeliğim vardı ve yüzlerce kaliteli entryim vardı 2 yıl önce kahpe ekşi ye katkıda bulunmamak için tüm entrylerimi sildim 2 üyeliğimide sildim kahrolsun ekşi yaşasın ulu.
Ayhan tarakçı olarak başlık açılmış ama soyadı tarakçı değil tarakcı çok zeki bir adam bilimsiz misiniz serisine gelince tuttu tuttu bu seri tuttu
Bilimsiz Misiniz? #1 https://youtu.be/tHVwsv0bm7s?si=Z0cSPZ8Zb2OkT2Ep
Bilimsiz Misiniz? 2. Bölüm https://youtu.be/I1Y9XpWY4pc?si=X8HmjJOOTHsoVKY -
Bazı sorular çok matrak ve o matrak sorulara verdiği cevaplar dahada matrak ayho işi çözmüş yeri geliyor delilerle deli oluyor hahaha.
Şiirden çocuk edebiyatına, romandan araştırma‑incelemeye uzanan üretimler…
Ömür Kurt kimdir?
Ömür Kurt, 23 Nisan 1982 tarihinde Samsun’un Lâdik ilçesinde doğdu. ilk ve orta öğrenimini Yalova’nın Çınarcık ilçesinde tamamladı. Gazi Üniversitesi iletişim Fakültesi, Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Küresel Siyaset ve Uluslararası ilişkiler Bölümü’nde yaptı.
2010-2014 yılları arasında Hürriyet Gazetesi’nin çocuk ve gençlere yönelik yayınlarında görev alan Kurt, Hürriyet gazetesinde aile-çocuk yazıları yazdı ve Hürriyet TV’de yayınlanan ‘Çocuklarla Bir Ömür’ adlı programı hazırlayıp sundu.
Yazarın ‘Yaban Ördeği Ailesinin Göç Yolculuğu’ adlı çocuk romanı, Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı tarafından ‘Yılın Çocuk Romanı (2017)’ ödülüne layık bulunmuştur. Kurtuluş Savaşı'na katılan bir atın hikâyesini anlattığı 'Cepheye Koşan At' romanı ise Milli Mücadele yazınına yeni bir soluk getirmiştir.
Kurt şu anda Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sosyal işler Müdürlüğü Genel Sanat Yönetmenliği görevini sürdürmektedir ve şiir, çocuk kitabı, roman, öykü ve araştırma inceleme alanında eserleri bulunmaktadır.
Bir Ülkeyi Yok Etmek isterseniz Önce Dilini Bitirirsiniz!
“Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”
Mustafa Kemal Atatürk
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözlerle özetlediği milli hazinemiz Türk dili, şimdilerde yabancı sözcüklerin kurşunlarıyla delinen ak bir gömleğe benziyor. Derinliğini hızla yitiren, yabancı lisanların boyunduruğuna itilen bu yüce dil, adeta sömürülüyor, içi boşaltılıyor.
Osmanlı imparatorluğu’nu yıkan sömürgecilik, yabancı dilde eğitim, Batı’dan geri kalmışlık duygusu ve Batı hayranlığı, ısıtılıp ısıtılıp sunulan bir yemek gibi şimdilerde genç Türkiye Cumhuriyeti’ni içten içe esir alıyor. Hızla ilerleyen bir kanser lekesi gibi toplumun katmanlarını sarıyor.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonraki ilk icraatlardan biri olan kolejlerin ve yabancı dilde eğitim veren kurumların kapatılması, Türkçeyi eğitim dilinde hâkim kılmıştı ve siyasi bağımsızlıkla birlikte, eğitim de bağımsızlaşmıştı. Fakat 1950’li yıllardan sonra, bu okullar ve kurumlar yeniden açılmaya başlandı. Zira “misyoner okulu” anlamına gelen kolejler, sömürgeciliğin en büyük silahlarından biriydi! Dünyada bağımsız hiçbir ülke, yabancı dilde eğitim yapmıyordu. Yabancı dilde eğitim yapan ülkeler ise, sadece ve sadece sömürge ülkelerdi! Bunun en büyük örneğini Kazakistan veriyordu. Ülke, bağımsızlığını kazanır kazanmaz ilk icraat olarak Rusçayı yasakladı. Her türlü yazışma, günlük konuşma ve eğitim dili sadece ve sadece Kazakça yapıldı. Dil, en büyük bağımsızlıktı.
Kültürel sömürgecilik, kitle iletişim araçları ile yayılan büyük bir tehlikedir ve maalesef, Türkiye de bu tehlikenin eşiğinde duruyor!
Sanki bizim dilimize aitmiş gibi, günlük yaşamımızda sıkça kullandığımız super, ok, bye, lider, proje, start, finish, performance, spiker ve daha birçok yabancı kökenli kelime, alt anlamları çok derin olan Türkçe kelimeleri, bir anda silip süpürüyor. Yabancı dil bilmenin, bilgili kişi olmakla eş değermiş gibi algılanmasına zemin hazırlayan birtakım Batıcı "aydın"ların cehaletiyle, Türk dili geniş halk katmanlarında da erimeye terk ediliyor.
Dilimizdeki mükemmel, harika, olağanüstü, kusursuz, muazzam, harikulade, fevkalâde gibi birçok anlamı ve derinliği olan kelimeler, sıradan bir “süper” kelimesi ile eşdeğer tutulur hâle geldi. Hatta ve hatta bu güzel kelimeler adeta unutturuldu bize. Tamam anlamına gelen ingilizce “ok (okey)” kelimesi, günlük konuşmalarımızın bir parçası oluverdi. Hoşçakal, güle güle, selâmetle, uğurlar olsun, Allahaısmarladık gibi uğurlama belirten kelimelerimizin yerini, anlamsız bir “bye” alıverdi. insanlarımız şimdilerde, birbirlerine “Bye bye canım, haberleşelim okey!” diye seslenmeye başladı. Önder kelimesini lider’e, şölen'i ise karnaval’a devşiriverdiler.
Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında yayımlanan bir haberde, seçim konusunda konuşma yapan bir belediye başkan adayı, “Biz, seçim kampanyamıza Ankara’da start verdik.” deyiverdi. “Start vermek?” Start nasıl verilirdi ki? ingilizce “start” kelimesi “başla-mak” anlamına geliyordu. O halde sayın belediye başkan adayı; ”Biz, seçim kampanyamıza başla-mak verdik!” demiş olmuyor muydu? Ne büyük bir kıyım! Sadece Türkçe değil, ingilizce de bir anda yerle bir ediliveriyordu işte.
Sunucular (1950’li yıllardan sonraki kullanımıyla “spikerler”), yarışların bitiş çizgisi için, Türkçe “bitiş noktası” yerine, ingilizce-Türkçe karması “finish noktası” demeyi uygun buldular. Ajda Pekkan için “superstar”, Tarkan için “megastar”, Bülent Ersoy için “diva” demeyi tercih ettiler. Okullara “performans ödevi” diye saçma sapan bir şey koydular! “Performans ödevi” yani ingilizce “performance homework” (performance=temsil, gösteri; homework=ev ödevi). Bize, “ev ödevi” demek zor mu gelmeye başladı?
Türkçenin, derin anlamlar yüklü kelimeleri karşısında, bir anda acizleşiveren yabancı kökenli kelimeler, nasıl oldu da hayatımızın içine kadar sokuluverdi? Sanki bizdenmiş gibi nasıl girdi kanımıza? Nasıl bu kadar sinsi ve haince kabul ettirdiler kendilerini?
Nasıl mı?
Yabancı dilde eğitimle, kitle iletişim araçlarıyla, bilimsel eserleri yabancı dilde verme zorunluluğuyla ve halka yüklenen “aşağılık duygusu”yla…
Bizim, dillerini öğrenmeye çalıştığımız Avrupa’nın hiçbir ülkesinde, yabancı dilde eğitim yapılmıyor. Fransızlar, ingilizce konuşmuyor; Almanlar, Fransızca ya da başka herhangi bir yabancı dilde eğitim yapmıyor; ispanyollar, italyanlar, Hollandalılar, Belçikalılar, Finlandiyalılar, Danimarkalılar ve diğer ülkeler sadece ve sadece kendi dillerini konuşuyor, kendi dillerinde eğitim yapıyor ve kendi dillerinde bilimsel çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Dünyanın en çok konuşulan dili de ingilizce değil! Fransa’nın kültürel sömürgesi halinde bulunan Fas, Cezayir, Tunus gibi ülkeler, bütün dünyada en çok konuşulan dilin Fransızca olduğunu sanıyor; Rusya’nın kültürel sömürgesinde olan Kafkaslar, en çok konuşulan dilin Rusça; Gambia da, ingilizce olduğunu zannediyor… Sadece ve sadece sömürge ülkeler yabancı dilde eğitim yapıyor.
Bir ülkeyi yok etmek isterseniz, önce dilini bitirirsiniz!
Çok mutlu oldum bir söz var erdem yanlışta ısrar etmemektir diye sen çok zeki bir kişi olarak yanlışında ısrar etmedin çok değerli birisin ancak kara cahiller yanlışında ısrar ederler sen zeki bir birey olarak yanlışında ısrar etmedin sen ve senin gibi değerli kaliteli zeki insanlarda olmasa bu dünya hiç çekilmez her şey gönlünce olsun güzel insan bu yazıyıda sana ithaf ediyorum arşivine al bu yazıyı sende bu yazıyı ingilizce kelimeler kullananlara gönderirsin sevgiler saygılar iyi günler
Ömür Kurt
omurkurt@gmail.com
23 Eylül 2009 Çarşamba
Bir Ülkeyi Yok Etmek isterseniz Önce Dilini Bitirirsiniz!
“Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”
Mustafa Kemal Atatürk
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözlerle özetlediği milli hazinemiz Türk dili, şimdilerde yabancı sözcüklerin kurşunlarıyla delinen ak bir gömleğe benziyor. Derinliğini hızla yitiren, yabancı lisanların boyunduruğuna itilen bu yüce dil, adeta sömürülüyor, içi boşaltılıyor.
Osmanlı imparatorluğu’nu yıkan sömürgecilik, yabancı dilde eğitim, Batı’dan geri kalmışlık duygusu ve Batı hayranlığı, ısıtılıp ısıtılıp sunulan bir yemek gibi şimdilerde genç Türkiye Cumhuriyeti’ni içten içe esir alıyor. Hızla ilerleyen bir kanser lekesi gibi toplumun katmanlarını sarıyor.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonraki ilk icraatlardan biri olan kolejlerin ve yabancı dilde eğitim veren kurumların kapatılması, Türkçeyi eğitim dilinde hâkim kılmıştı ve siyasi bağımsızlıkla birlikte, eğitim de bağımsızlaşmıştı. Fakat 1950’li yıllardan sonra, bu okullar ve kurumlar yeniden açılmaya başlandı. Zira “misyoner okulu” anlamına gelen kolejler, sömürgeciliğin en büyük silahlarından biriydi! Dünyada bağımsız hiçbir ülke, yabancı dilde eğitim yapmıyordu. Yabancı dilde eğitim yapan ülkeler ise, sadece ve sadece sömürge ülkelerdi! Bunun en büyük örneğini Kazakistan veriyordu. Ülke, bağımsızlığını kazanır kazanmaz ilk icraat olarak Rusçayı yasakladı. Her türlü yazışma, günlük konuşma ve eğitim dili sadece ve sadece Kazakça yapıldı. Dil, en büyük bağımsızlıktı.
Kültürel sömürgecilik, kitle iletişim araçları ile yayılan büyük bir tehlikedir ve maalesef, Türkiye de bu tehlikenin eşiğinde duruyor!
Sanki bizim dilimize aitmiş gibi, günlük yaşamımızda sıkça kullandığımız super, ok, bye, lider, proje, start, finish, performance, spiker ve daha birçok yabancı kökenli kelime, alt anlamları çok derin olan Türkçe kelimeleri, bir anda silip süpürüyor. Yabancı dil bilmenin, bilgili kişi olmakla eş değermiş gibi algılanmasına zemin hazırlayan birtakım Batıcı "aydın"ların cehaletiyle, Türk dili geniş halk katmanlarında da erimeye terk ediliyor.
Dilimizdeki mükemmel, harika, olağanüstü, kusursuz, muazzam, harikulade, fevkalâde gibi birçok anlamı ve derinliği olan kelimeler, sıradan bir “süper” kelimesi ile eşdeğer tutulur hâle geldi. Hatta ve hatta bu güzel kelimeler adeta unutturuldu bize. Tamam anlamına gelen ingilizce “ok (okey)” kelimesi, günlük konuşmalarımızın bir parçası oluverdi. Hoşçakal, güle güle, selâmetle, uğurlar olsun, Allahaısmarladık gibi uğurlama belirten kelimelerimizin yerini, anlamsız bir “bye” alıverdi. insanlarımız şimdilerde, birbirlerine “Bye bye canım, haberleşelim okey!” diye seslenmeye başladı. Önder kelimesini lider’e, şölen'i ise karnaval’a devşiriverdiler.
Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında yayımlanan bir haberde, seçim konusunda konuşma yapan bir belediye başkan adayı, “Biz, seçim kampanyamıza Ankara’da start verdik.” deyiverdi. “Start vermek?” Start nasıl verilirdi ki? ingilizce “start” kelimesi “başla-mak” anlamına geliyordu. O halde sayın belediye başkan adayı; ”Biz, seçim kampanyamıza başla-mak verdik!” demiş olmuyor muydu? Ne büyük bir kıyım! Sadece Türkçe değil, ingilizce de bir anda yerle bir ediliveriyordu işte.
Sunucular (1950’li yıllardan sonraki kullanımıyla “spikerler”), yarışların bitiş çizgisi için, Türkçe “bitiş noktası” yerine, ingilizce-Türkçe karması “finish noktası” demeyi uygun buldular. Ajda Pekkan için “superstar”, Tarkan için “megastar”, Bülent Ersoy için “diva” demeyi tercih ettiler. Okullara “performans ödevi” diye saçma sapan bir şey koydular! “Performans ödevi” yani ingilizce “performance homework” (performance=temsil, gösteri; homework=ev ödevi). Bize, “ev ödevi” demek zor mu gelmeye başladı?
Türkçenin, derin anlamlar yüklü kelimeleri karşısında, bir anda acizleşiveren yabancı kökenli kelimeler, nasıl oldu da hayatımızın içine kadar sokuluverdi? Sanki bizdenmiş gibi nasıl girdi kanımıza? Nasıl bu kadar sinsi ve haince kabul ettirdiler kendilerini?
Nasıl mı?
Yabancı dilde eğitimle, kitle iletişim araçlarıyla, bilimsel eserleri yabancı dilde verme zorunluluğuyla ve halka yüklenen “aşağılık duygusu”yla…
Bizim, dillerini öğrenmeye çalıştığımız Avrupa’nın hiçbir ülkesinde, yabancı dilde eğitim yapılmıyor. Fransızlar, ingilizce konuşmuyor; Almanlar, Fransızca ya da başka herhangi bir yabancı dilde eğitim yapmıyor; ispanyollar, italyanlar, Hollandalılar, Belçikalılar, Finlandiyalılar, Danimarkalılar ve diğer ülkeler sadece ve sadece kendi dillerini konuşuyor, kendi dillerinde eğitim yapıyor ve kendi dillerinde bilimsel çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Dünyanın en çok konuşulan dili de ingilizce değil! Fransa’nın kültürel sömürgesi halinde bulunan Fas, Cezayir, Tunus gibi ülkeler, bütün dünyada en çok konuşulan dilin Fransızca olduğunu sanıyor; Rusya’nın kültürel sömürgesinde olan Kafkaslar, en çok konuşulan dilin Rusça; Gambia da, ingilizce olduğunu zannediyor… Sadece ve sadece sömürge ülkeler yabancı dilde eğitim yapıyor.
Bir ülkeyi yok etmek isterseniz, önce dilini bitirirsiniz!
Çok mutlu oldum bir söz var erdem yanlışta ısrar etmemektir diye sen çok zeki bir kişi olarak yanlışında ısrar etmedin çok değerli birisin ancak kara cahiller yanlışında ısrar ederler sen zeki bir birey olarak yanlışında ısrar etmedin sen ve senin gibi değerli kaliteli zeki insanlarda olmasa bu dünya hiç çekilmez her şey gönlünce olsun güzel insan bu yazıyıda sana ithaf ediyorum arşivine al bu yazıyı sende bu yazıyı ingilizce kelimeler kullananlara gönderirsin sevgiler saygılar iyi günler
Ömür Kurt
omurkurt@gmail.com
23 Eylül 2009 Çarşamba
Bir Ülkeyi Yok Etmek isterseniz Önce Dilini Bitirirsiniz!
“Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”
Mustafa Kemal Atatürk
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözlerle özetlediği milli hazinemiz Türk dili, şimdilerde yabancı sözcüklerin kurşunlarıyla delinen ak bir gömleğe benziyor. Derinliğini hızla yitiren, yabancı lisanların boyunduruğuna itilen bu yüce dil, adeta sömürülüyor, içi boşaltılıyor.
Osmanlı imparatorluğu’nu yıkan sömürgecilik, yabancı dilde eğitim, Batı’dan geri kalmışlık duygusu ve Batı hayranlığı, ısıtılıp ısıtılıp sunulan bir yemek gibi şimdilerde genç Türkiye Cumhuriyeti’ni içten içe esir alıyor. Hızla ilerleyen bir kanser lekesi gibi toplumun katmanlarını sarıyor.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonraki ilk icraatlardan biri olan kolejlerin ve yabancı dilde eğitim veren kurumların kapatılması, Türkçeyi eğitim dilinde hâkim kılmıştı ve siyasi bağımsızlıkla birlikte, eğitim de bağımsızlaşmıştı. Fakat 1950’li yıllardan sonra, bu okullar ve kurumlar yeniden açılmaya başlandı. Zira “misyoner okulu” anlamına gelen kolejler, sömürgeciliğin en büyük silahlarından biriydi! Dünyada bağımsız hiçbir ülke, yabancı dilde eğitim yapmıyordu. Yabancı dilde eğitim yapan ülkeler ise, sadece ve sadece sömürge ülkelerdi! Bunun en büyük örneğini Kazakistan veriyordu. Ülke, bağımsızlığını kazanır kazanmaz ilk icraat olarak Rusçayı yasakladı. Her türlü yazışma, günlük konuşma ve eğitim dili sadece ve sadece Kazakça yapıldı. Dil, en büyük bağımsızlıktı.
Kültürel sömürgecilik, kitle iletişim araçları ile yayılan büyük bir tehlikedir ve maalesef, Türkiye de bu tehlikenin eşiğinde duruyor!
Sanki bizim dilimize aitmiş gibi, günlük yaşamımızda sıkça kullandığımız super, ok, bye, lider, proje, start, finish, performance, spiker ve daha birçok yabancı kökenli kelime, alt anlamları çok derin olan Türkçe kelimeleri, bir anda silip süpürüyor. Yabancı dil bilmenin, bilgili kişi olmakla eş değermiş gibi algılanmasına zemin hazırlayan birtakım Batıcı "aydın"ların cehaletiyle, Türk dili geniş halk katmanlarında da erimeye terk ediliyor.
Dilimizdeki mükemmel, harika, olağanüstü, kusursuz, muazzam, harikulade, fevkalâde gibi birçok anlamı ve derinliği olan kelimeler, sıradan bir “süper” kelimesi ile eşdeğer tutulur hâle geldi. Hatta ve hatta bu güzel kelimeler adeta unutturuldu bize. Tamam anlamına gelen ingilizce “ok (okey)” kelimesi, günlük konuşmalarımızın bir parçası oluverdi. Hoşçakal, güle güle, selâmetle, uğurlar olsun, Allahaısmarladık gibi uğurlama belirten kelimelerimizin yerini, anlamsız bir “bye” alıverdi. insanlarımız şimdilerde, birbirlerine “Bye bye canım, haberleşelim okey!” diye seslenmeye başladı. Önder kelimesini lider’e, şölen'i ise karnaval’a devşiriverdiler.
Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında yayımlanan bir haberde, seçim konusunda konuşma yapan bir belediye başkan adayı, “Biz, seçim kampanyamıza Ankara’da start verdik.” deyiverdi. “Start vermek?” Start nasıl verilirdi ki? ingilizce “start” kelimesi “başla-mak” anlamına geliyordu. O halde sayın belediye başkan adayı; ”Biz, seçim kampanyamıza başla-mak verdik!” demiş olmuyor muydu? Ne büyük bir kıyım! Sadece Türkçe değil, ingilizce de bir anda yerle bir ediliveriyordu işte.
Sunucular (1950’li yıllardan sonraki kullanımıyla “spikerler”), yarışların bitiş çizgisi için, Türkçe “bitiş noktası” yerine, ingilizce-Türkçe karması “finish noktası” demeyi uygun buldular. Ajda Pekkan için “superstar”, Tarkan için “megastar”, Bülent Ersoy için “diva” demeyi tercih ettiler. Okullara “performans ödevi” diye saçma sapan bir şey koydular! “Performans ödevi” yani ingilizce “performance homework” (performance=temsil, gösteri; homework=ev ödevi). Bize, “ev ödevi” demek zor mu gelmeye başladı?
Türkçenin, derin anlamlar yüklü kelimeleri karşısında, bir anda acizleşiveren yabancı kökenli kelimeler, nasıl oldu da hayatımızın içine kadar sokuluverdi? Sanki bizdenmiş gibi nasıl girdi kanımıza? Nasıl bu kadar sinsi ve haince kabul ettirdiler kendilerini?
Nasıl mı?
Yabancı dilde eğitimle, kitle iletişim araçlarıyla, bilimsel eserleri yabancı dilde verme zorunluluğuyla ve halka yüklenen “aşağılık duygusu”yla…
Bizim, dillerini öğrenmeye çalıştığımız Avrupa’nın hiçbir ülkesinde, yabancı dilde eğitim yapılmıyor. Fransızlar, ingilizce konuşmuyor; Almanlar, Fransızca ya da başka herhangi bir yabancı dilde eğitim yapmıyor; ispanyollar, italyanlar, Hollandalılar, Belçikalılar, Finlandiyalılar, Danimarkalılar ve diğer ülkeler sadece ve sadece kendi dillerini konuşuyor, kendi dillerinde eğitim yapıyor ve kendi dillerinde bilimsel çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Dünyanın en çok konuşulan dili de ingilizce değil! Fransa’nın kültürel sömürgesi halinde bulunan Fas, Cezayir, Tunus gibi ülkeler, bütün dünyada en çok konuşulan dilin Fransızca olduğunu sanıyor; Rusya’nın kültürel sömürgesinde olan Kafkaslar, en çok konuşulan dilin Rusça; Gambia da, ingilizce olduğunu zannediyor… Sadece ve sadece sömürge ülkeler yabancı dilde eğitim yapıyor.
Bir ülkeyi yok etmek isterseniz, önce dilini bitirirsiniz!
Bak kardeşim ikisi aynı şey asla değil sonuçta ben kullanıcı adı olarak yabancı bir isim seçmişim sense türkçe kelimeler yerine ingilizce kelimeler kullanıyorsun sapla samanı karıştırma kendine çok iyi bak iyi günler!
Sevgili sinek as iyisin hoşsunda türkçe zengin bir dil keşke totalde yazacağına toplamda yazsaydın hele btw yazman hiç yakışmadı sana soracaktım btw ne demek diye ama önce google a baktım btw
BTW açılımı ne?
by the way (btw) kelimelerinin baş harfleri türkçesi bu arada demek
Türkçe bu arada yazmak varken ingilizcesini ve ingilizcesininde kısaltmasını yazmak çok yanlış
Sevgili sinek as okuduğun yazıyı yazan ben değilim o yazıyı mynet.com sitesinin robert redford un ölümüyle ilgili yaptığı haberden kopyaladım inanmazsan bu linke bak oku
Bu durumda serzenişini sen bana değil mynet.com a yaptın ha dersen ki haberi yazan kişi aynı haberde 3 kez "hayatını kaybetti", 1 kez "yaşamını yitirdi" ve 1 kez de "vefat ettiği" yazarak yanlış yazmış o vakit al sana mynet.com un açık adresi epostası telefonu ulaş onlara bu haberi yazan elemanınızdan şikayetçiyim diye şikayet et haber linkinde haberi yapan elemanın yüz resmi ve adı var adı öznur yaslı ikier herhalde bu karı robert redford a platonik aşıktı ve o yüzden ölümünden dolayı ölümüne soyadı gibi çok yaslı olsa gerek ki o yüzden robert redford un ölümünü kabullenemeyip şokta olduğundan aynı haberde 3 kez "hayatını kaybetti", 1 kez "yaşamını yitirdi" ve 1 kez de "vefat ettiği" yazarak yaşadığı şoku belli etmiş oldu.
ŞiRKET BiLGiLERi
Şirket Ünvanı:
MYNET iNTERNET TEKNOLOJi A.Ş.
Yayın Sahibi:
MYNET iNTERNET TEKNOLOJi A.Ş.
Ticari Sicil No:415 444
Mersis Numarası:0627010058200012
Yönetim Yeri:
Reşitpaşa Mah. Katar Cad. Arı Teknokent 2 Binası A Blok No: 4/1 iç Kapı No: 102 Sarıyer / Bina Kodu : 20086964 Istanbul
Tüzel Kişi Temsilcisi:
Ali Rıza Bozkır
Sorumlu Müdür:
Ersel Yıldırım
Yayın Türü:internet Haber Sitesi (Süreli Yayın)
Genel Yayın Yönetmeni:Ersel Yıldırım
iLETiŞiM BiLGiLERi
işyeri Adresi:Reşitpaşa Mah. Katar Cad. Arı Teknokent 2 Binası A Blok No: 4/1 iç Kapı No: 102 Sarıyer / Bina Kodu : 20086964 Istanbul
Telefon:
0212 365 95 00
Elektronik Posta:
info@mynet.com
Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi Adresi:
25989-27371-49978
KEP BiLGiLERi
KEP Tüzel No:295813
KEP Hesap Adresi:mynet@hs01.kep.tr
KEP Hesap No:256826526
KEP Hesap Sahibi :MYNET iNTERNET TEKNOLOJi ANONiM ŞiRKETi
Yer Sağlayıcısının Adı:
Euronet Veri Merkezi A.S.
Yer Sağlayıcısının Adresi:
Büyükdere Cad. No:47/92 Bentek Plaza, Mecidiyeköy, Şişli, istanbul
Sinema dünyasından bir yıldız kaydı! Efsane oyuncu Robert Redford hayatını kaybetti
Savaş ve Western filmleri denilince akla gelen usta oyuncu Robert Redford, 89 yaşında hayatını kaybetti.
"Sonsuz Ölüm" filmiyle şöhreti yakalayan Robert Redford, hayatını kaybetti. New York Times'ın haberine göre; usta oyuncu, salı günü Utah'daki evinde yaşamını yitirdi.
Acı haberi efsane oyuncunun sözcüsü Cindi Berger duyurdu. Berger, usta oyuncunun Utah Dağları'ndaki Sundance'ta bulunan evinde uykusunda vefat ettiğini açıkladı.
7. Mühür Türkçe Dublaj (HD) 1957 https://youtu.be/dyJABtvy5oc?si=-gqr60gNB8FMHKic
HER iNSAN ÖLÜMLE SATRANÇ OYNAR HER iNSAN ÖLÜMLE OYNADIĞI SATRANCI AMA KISA OYNAR AMA UZUN OYNAR AMA OYUNUN SONUNDA ÖLÜME KAYBEDER VE ÖLÜR.
Mutluluk asla, kişilerin yaşadığı evlerle, yediği yemeklerle, üzerlerine giydiği pahalı kıyafetlerle ilgili değildir. Mutluluğun tanımını, çok parası olan zenginlerle doğrudan özdeşleştiremezsiniz. Mutluluk asla bir insanın sahip olduğu arabanın modeline indirgenecek kadar basit olamaz. Gerçek mutluluk, en zor hayat koşullarına rağmen, içlerinde gülümseme gücünü bulan insanların ruhlarından gelmektedir.
Batman on yıllık aradan sonra geri geliyor. Gotham yetkilileri onu yakalamak, eski bir düşmanla yeniden bir araya gelmektedir ama Federaller onu durdurmak istiyordur.
Bruce Wayne emekliliğe zorlanan diğer süper kahramanların çoğu gibi, üzerindeki pelerini çıkarıp atalı tam on sene oldu. Orta yaşın getirdiği olumsuzluklarla karşı karşıya kalan huzursuz Bruce Wayne öfkesini yarış arabaları ve içkiyle yatıştırmaktadır. Ancak yarasa şehrin Mutantlar diye bilinen barbar suçluların eline düştüğünü izlerken Wayne'i çağırmaya devam eder...
Harvey Dent'in “iki Yüz” olarak geri dönmesi, sonunda Wayne'in Kara Şövalye şapkasını yeniden takmasını sağlar. Kötü adamı dramatik bir şekilde yakalaması onun suçla savaşa geri dönmesine neden olur. Tabii bunun sonunda, Batman kanun yaptırımının hedefi ve perişan Gotham City'nin yeni umudu haline gelir.
Carrie isimli genç bir kız Robin'in yerine geçer ve sonunda Batman'i Mutantların liderinin korkunç saldırısından kurtarır. Yeni bir yardımcıyla güçlenen ve belirli bir amacı olduğu için yeniden enerji toplayan Kara Şövalye Gotham'ı eski ve yeni düşmanlarından korumak için geri dönmüştür...
Birleşmiş Milletler tarafından Kasım 2022'de yapılan açıklamaya göre, dünya nüfusu 8 milyarı aşmıştır. Dünyadaki insan nüfusunun 1 milyara ulaşması, modern insanlığın ortaya çıkışından sonra 200.000 yıldan fazla zaman aldı ve 8 milyara ulaşması sadece 219 yıl sürdü.
Dünya nüfusu
Dünya üzerinde yaşayan insan sayısı
Dünya nüfusu ya da dünya insan nüfusu, dünya üzerinde yaşayan insan sayısını belirtmektedir. Birleşmiş Milletler tarafından Kasım 2022'de yapılan açıklamaya göre, dünya nüfusu 8 milyarı aşmıştır.[1][2] Dünyadaki insan nüfusunun 1 milyara ulaşması, modern insanlığın ortaya çıkışından sonra 200.000 yıldan fazla zaman aldı ve 8 milyara ulaşması sadece 219 yıl sürdü.[2] 20. yüzyılın son 70 yılında dünya nüfusu tarihte en hızlı yükselişini gösterdi.
Kilometre taşları
1 milyara 1804 yılında ulaşılmıştır.
2 milyara 1927 yılında ulaşılmıştır.
3 milyara 1961 yılında ulaşılmıştır.
4 milyara 1971 yılında ulaşılmıştır.
5 milyara 1987 yılında ulaşılmıştır.
6 milyara 12 Ekim 1999 tarihinde ulaşılmıştır.[34]
videonun sonunda yaptığın mutluluk tanımı çok doğru
Mutluluk asla, kişilerin yaşadığı evlerle, yediği yemeklerle, üzerlerine giydiği pahalı kıyafetlerle ilgili değildir. Mutluluğun tanımını, çok parası olan zenginlerle doğrudan özdeşleştiremezsiniz. Mutluluk asla bir insanın sahip olduğu arabanın modeline indirgenecek kadar basit olamaz. Gerçek mutluluk, en zor hayat koşullarına rağmen, içlerinde gülümseme gücünü bulan insanların ruhlarından gelmektedir.
tek hatan videon çok izlensin diye videonun kapağına seksi kadın resmi koymak olmuş umarım bir daha yapmazsın eksisozluk.com sitesinde okan suvari medya başlığı yok o sitede üyeliğim olsa başlığını açardım ama yok o yüzden üyeliğim olan uludagsozluk.com sitesinde okan suvari medya başlığını açtım
Not youtube kanalındaki instagram linkine tıklandığında bu uyarı geliyor
Üzgünüz, bu sayfaya ulaşılamıyor.
Tıkladığın bağlantı bozuk olabilir veya sayfa kaldırılmış olabilir. Instagram'a geri dön.
instagram hesabını google a okan suvari instagram yazarak buldum youtube hesabındaki açılmayan instagram linkini sil açılan instagram linkini yaz
iyi günler
Pagpag, çöp sahalarından ve çöplüklerden kurtarılanrestoranlardan (genellikle fast food restoranlarından) kalan yiyecekler için kullanılan Tagalogca bir terimdir. [ 1 ] [ 2 ] Pagpag hazırlama ve yeme, Metro Manila'nın Caloocan , Tondo ve Pasig gibi gecekondu mahallelerinde uygulanmaktadır. [ 3 ] [ 4 ] [ 5 ] Kentsel yoksullar arasında aşırı yoksulluktan kaynaklanan açlık zorluklarından doğmuştur. [ 6 ] [ 7 ]
Pagpag yiyecekleri, süpermarketlerden atılan ve çöp kamyonlarında toplanan, son kullanma tarihi geçmiş dondurulmuş et, balık veya sebzelerden de oluşabilir. [ 8 ] Tagalog dilindeki kelime, kelimenin tam anlamıyla "tozu veya kiri silkelemek" anlamına gelir. Pagpag, bulunduğu anda yenebilir veya çeşitli şekillerde pişirilebilir.
Pagpag , aynı adı taşıyan Filipin yemeğinden türetilen bir tabir olan batchoy olarak da adlandırılır [ 9 ] . Teknik olarak batchoy çorba bazlıdır, ancak çöpten kalan yiyecekleri ifade eden batchoy terimi, kızarmış pagpag batchoy gibi farklı şekilde pişirilmiş bir yemek olabilir. [ 10 ]
Tarih
Pagpag'ın kökeni, 1960'larda Başkan Ferdinand Marcos'un 21 yıllık diktatörlüğü sırasında başlayan aşırı yoksulluktan kaynaklandı [ 6 ] . Bu dönemde ülke bir borç krizi ve ciddi işsizlik yaşadı ve bu süreçte aşırı yoksulluğu yoğunlaştırdı. [ 11 ] [ 12 ] [ 13 ] [ 14 ] Bu sosyal sorunlar, birçok kişiyi fırsatları değerlendirmek için özellikle Manila olmak üzere kent merkezlerine göç etmeye zorladı . Orta Visayas'tan birçok kişi göç etti ve Tondo'da gayri resmi yerleşimciler haline geldi ve Cebu dilinde aslen "çöplük" anlamına gelen Hapilan gibi topluluklar kurdu ve daha sonra sakinleri tarafından olumlu bir çağrışım vermek için "mutluluk diyarı"na dönüştürüldü. Bu topluluklar çeşitli kaynaklardan gelen hurda proteini kullandı ve bu daha sonra pagpag'a dönüştü. [ 15 ] [ 16 ]
Hazırlık
Kir ve yenmeyen maddeler temizlendikten sonra pagpag bulunduğu yerde yenebilir. Ayrıca, genellikle yiyeceğin türüne bağlı olarak sıcak yağda kızartılarak daha fazla işlenebilir. [ 17 ] Her iki ebeveyni de Visayan eyaletlerinden olduğu için etnik olarak Visayan olan Filipinli aktör ve eski Manila Belediye Başkanı Isko Moreno , artan yiyecekleri toplar ve kızarttıktan sonra buna pagpag batsoy adını verirdi. [ 10 ] [ 18 ] Pagpag etrafında, yoksul insanların geçimini toplayarak, toplayarak, işleyerek ve işlenmiş pagpagları maddi olarak zor durumda olan diğer insanlara satarak sağladığı küçük ev endüstrileri ortaya çıktı . [ 7 ] Manila , Tondo'daki bir restoranda bir aşçı , ana malzeme olarak Jollibee ve KFC'den kalan tavuğun karışımını kullanarak pagpag à la kaldereta veya adobo gibi geleneksel Filipin yemekleriyle pagpag hazırlıyor . [ 19 ]
Sağlık endişeleri
Sağlık riskleri arasında zehir, toksin ve gıda kaynaklı hastalıkların yutulması yer alır. Ulusal Yoksullukla Mücadele Komisyonu [ 20 ] , yetersiz beslenme ve Hepatit A , tifo , ishal ve kolera gibi hastalıklara yakalanma tehdidi nedeniyle pagpag yemenin yasak olduğunu belirtmektedir . [ 17 ]
Tüketimin engellenmesi
Açlık, pagpag gıdasının yayılmasıyla ilişkilendirilmiştir ve 2008'deki gıda krizinin Filipinler'deki yoksulluğun artışının nedeni olduğu söylenmiştir. [ 21 ] Ulusal istatistik Koordinasyon Kurulu, Filipinler Devlet Başkanı Benigno Aquino III yönetimine yoksulluğu azaltmasını önermiştir. [ 21 ] Sosyal Refah ve Kalkınma Bakanı Dinky Soliman, hükümetin bu konuyu ele aldığını ve beslenme programları ve şartlı nakit transferleri yoluyla yoksullara yardım ettiğini söyledi. [ 21 ] 2014'te Sosyal Hava istasyonları tarafından yürütülen bir araştırma, Filipinler'deki açlık vakalarının azaldığını ortaya koymuştur ancak Filipinler Ticaret Birliği Kongresi - Nagkaisa, açlıktaki azalmayı pagpag'ın hızla yayılmasına bağlamıştır . [ 22 ]
Sıfır atık yönetimi, pagpag gıdanın yayılmasını durdurmada uygulanabilir bir çözüm olarak görülüyor . [ 9 ]
Medya kapsamı
Manila'nın fakir bir mahallesinde pagpag satıyorum
Filipinler'de Metro Manila'da yaşayan kentsel yoksullar arasında aşırı açlık, pagpag'ı da içeren çeşitli televizyon belgesellerinde ele alınmıştır. 2003 yılında, GMA Network'ün I -Witness belgesel programının " Basurero " (çöp toplayıcı) başlıklı bölümünde , yoksul insanların fast food restoranlarının çöplerinden artıkları toplamasının hikayesi anlatılmaktadır. [ 23 ] Söz konusu bölümde, çöplerden yiyecek arayan kişilere, popüler bir Filipin yemeği olan batchoy kelimesinden türetilen magbabatchoy adı verilmiştir . 2006'da ABS-CBN'de gösterildiği gibi , bir başka belgesel programı olan Probe'da pagpag yer almakta ve pagpag yemenin sağlık risklerinden bahsedilmektedir . [ 17 ]
CNN'in 2012'de pagpag hakkında haber yapmasının ardından , [ 1 ] Filipinler'deki açlık sorunlarının gerçekliği dünyanın dikkatine sunuldu. [ 21 ] San Diego Tribune ayrıca , Papa Francis'in Filipinler ziyaretini kutlamak için Payatas sakinlerinin pagpag hazırladığı hakkında bir makale yayınladı . [ 2 ] Şubat 2018'de BBC News , ekibin çöplükten yemek masasına kadar bir torba eti takip ettiği, pagpag'ın nasıl yapıldığını gösteren 3 dakikalık bir mini belgesel yayınladı . [ 24 ]
Pagpag ve genel olarak Tondo yoksulluğuna ilişkin sık sık yapılan sansasyonel medya haberleri , yoksulluk pornografisinin bir örneği olarak eleştirildi . [ 3 ] [ 25 ] [ 26 ]
Kelimenin diğer kullanımları
Yaygın kullanımda pagpag , toz veya kirden kurtulma eylemi anlamına gelir. Pagpag aynı zamanda bir cenaze törenine katıldıktan sonra pagpag yapmadan doğrudan kişinin evine asla gidemeyeceğini söyleyen bir batıl inanç için kullanılan bir Filipin terimidir . [ 27 ] Bu uygulama, ölen kişinin ruhunun cenaze töreni ziyaretçisinin evine kadar takip edilmesini önlemek için uygulanır . [ 28 ] [ 29 ]
Ayrıca bakınız
Freeganizm
Çöp karıştırma
Gıda kurtarma
Çift ölü et
Yolda ezilmiş hayvanların mutfağı
Bushmeat
Kıtlık yemeği
Yoksulluk pornosu
Referanslar
^ bir bYukarı atla: ""Çöp tavuk" Manila'nın yoksulları için kasvetli bir temel gıda . CNN . 30 Mayıs 2012. Erişim tarihi: 4 Eylül 2014 .
^ bir bYukarı atla: "Asya'nın Görüntüsü: Papa'nın ziyaretini kutlamak için pagpag yemek" . San Diego Tribune . Associated Press. 13 Ocak 2015 . Erişim tarihi: 10 Haziran 2016 .
^ bir bYukarı atla: Cepeda, Cody; Cariga, Cirilo (31 Mart 2016). "Smokey Mountain, Tondo: Yoksulluk pornosu ve gecekondu turizmi" . LaSallian . Erişim tarihi : 17 Kasım 2024 .
^ "Pagpag'in gelişen işi" . Philippine Daily Inquirer . 3 Ekim 2017 . Erişim tarihi 17 Kasım 2024 .
^ Cruz, Gen (22 Haziran 2015). "Pagpag: Gelişen bir iş" . CNN Filipinler . 4 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi . 13 Haziran 2016 tarihinde erişildi .
^ bir bYukarı atla: Chua, Charlene; Mercadillo, Chelsea Rae; Munoz, Dana Kriselli; Salud, Ray John (Şubat 2018). "Alternatif Gıda Kaynağının* ("Pagpag") Filipinler'deki Kentsel Yoksul Bir Topluluğun Seçilmiş Aileleri Üzerinde Algılanan Etkileri" (PDF) . Sosyal Sağlık Dergisi . 1 (1): 103–115 .
^ bir bYukarı atla: Rodriguez, Fritzie (15 Mart 2014). "Günün yemeği: 'Pagpag'" . Rappler . Erişim tarihi : 10 Haziran 2016 .
^ "Sarbey hinggil sa Sosyo-ekonomikong Kalagayan at Pamumuhay ng mga Kababaihan sa Ilang Kazık Maralitang Komunidad sa Bansa" (PDF) . Filipin Kadın Komisyonu (Tagalogca). 20 Şubat 2018 tarihinde orjinalinden (PDF) arşivlendi . Erişim tarihi : 13 Haziran 2016 .
^ bir bYukarı atla: "Manila Başpiskoposluğu Sıfır Atık Yönetimine ulaştı; Romulo S. Arsenio, Ph.D. tarafından atık toplayıcıların 'PAGPAG' yemesini önlüyor." Manila Başpiskoposluğu . Erişim tarihi : 13 Haziran 2016 .
^ bir bYukarı atla: Tugado, Angelo (28 Nisan 2016). "Isko Moreno: 'Domagoso' olmaktan gurur duyuyorum" . Journal Online . 7 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi . 13 Haziran 2016 tarihinde erişildi .
^ Punongbayan, JC (5 Mart 2016). "Marcos Yılları Filipinler Ekonomisinin 'Altın Çağı' mı? Verilere Bakın" . Bence. Rappler . Erişim tarihi: 14 Mayıs 2018 .
^ De Dios, Emmanuel S. (16 Kasım 2015). "Marcos Rejimi Altındaki Ekonominin Gerçekleri" . Görüş. iş Dünyası . Erişim tarihi: 14 Mayıs 2018 .
^ "Masagana 99, Nutribun ve Imelda'nın Hastanelerin 'Yapı Kompleksi'" . GMA Haberleri Çevrimiçi . 20 Eylül 2012 . Erişim tarihi : 14 Mayıs 2018 .
^ Scott, Michael F. (15 Şubat 1987). "Zenciler, Şeker ve Kıtlık, Karidesler ve Umut Üzerine" . Los Angeles Times . Erişim tarihi : 14 Mayıs 2018 .
^ "Mutlu Topraklar – Hapilan" . Philippine Daily Mirror . 22 Haziran 2024 . Erişim tarihi : 15 Temmuz 2025 .
^ Cruz, Gen (22 Haziran 2015). "Pagpag: Gelişen bir iş" . CNN Filipinler . 4 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi . 13 Haziran 2016 tarihinde erişildi .
^ a b cYukarı atla: "Pagkaing Pagpag" . Kuzey Illinois Üniversitesi Güneydoğu Asya Çalışmaları Merkezi (Tagalogca). 9 Mart 2006 . Erişim tarihi : 10 Haziran 2016 .
^ "Pagpag Çocuğundan Manila Belediye Başkanına: Isko Moreno'nun iktidara yükselişi" . The Summit Express . Erişim tarihi: 7 Ağustos 2025 .
^ Moya, George (11 Nisan 2015). "Mutlu Ülke yemeği: Kaldereta a la pagpag" . Rapçi . Erişim tarihi : 13 Haziran 2016 .
^ Michaela Cabrera (30 Nisan 2008). "Filipinli yoksullar hayatta kalmak için geri dönüştürülmüş yiyecek arıyor" . Reuters . Erişim tarihi: 19 Nisan 2017 .
^ a b c dYukarı atla: Pedrasa, Ira (1 Mayıs 2012). "Pagpag: Filipinler'deki yoksulluk herkesin gözü önünde" . Erişim tarihi: 13 Haziran 2016 .
^ Barcelo, Vito; Araneta, Sandy (13 Mayıs 2015). "'Pagpag' ankete katılanların açlığını azalttı mı? . The Manila Standard . 24 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi . 13 Haziran 2016 tarihinde erişildi .
^ Francisco, Butch (11 Aralık 2003). "Jay Taruc: Oğul da diriliyor" . The Philippine Star . Erişim tarihi: 10 Haziran 2016 .
^ "Geri dönüştürülmüş çöplük etini yer misiniz? - BBC News" . YouTube. 26 Şubat 2018 . Erişim tarihi: 17 Temmuz 2018 .
^ "Pagpag: Çöp kutularından ve atıklardan toplanan en kötü abur cubur" . PLN Media . 16 Mayıs 2019 . Erişim tarihi: 17 Kasım 2024 .
^ San Diego, Bayani, Jr. (16 Haziran 2013). "'Yoksulluk pornosu' ile mücadele" . Philippine Daily Inquirer . Erişim tarihi : 17 Kasım 2024 .
^ Manlangit, Shinji (30 Ekim 2015). "Filipinler'deki En Aptal 14 Batıl inanç" . Philippine Daily Inquirer . Erişim tarihi: 10 Haziran 2016 .
^ Garcia, Joseph (26 Aralık 2013). "Korku dolu bir film" . BusinessWorld . 11 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi . Erişim tarihi: 10 Haziran 2013 .
^ Marasigan, Zig (28 Aralık 2013). "'Pagpag:' Şık batıl inanç" . Rappler . Erişim tarihi: 10 Haziran 2016 .
Daha fazla okuma
Segarra, Federico (24 Nisan 2023). "'Pagpag': Manila'nın en yoksulları tarafından yenen geri dönüştürülmüş çöp eti . EFE Noticias . 15 Kasım 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi . Erişim tarihi : 26 Kasım 2024 .
Pagpag, çöp sahalarından ve çöplüklerden kurtarılanrestoranlardan (genellikle fast food restoranlarından) kalan yiyecekler için kullanılan Tagalogca bir terimdir. [ 1 ] [ 2 ] Pagpag hazırlama ve yeme, Metro Manila'nın Caloocan , Tondo ve Pasig gibi gecekondu mahallelerinde uygulanmaktadır. [ 3 ] [ 4 ] [ 5 ] Kentsel yoksullar arasında aşırı yoksulluktan kaynaklanan açlık zorluklarından doğmuştur. [ 6 ] [ 7 ]
Pagpag yiyecekleri, süpermarketlerden atılan ve çöp kamyonlarında toplanan, son kullanma tarihi geçmiş dondurulmuş et, balık veya sebzelerden de oluşabilir. [ 8 ] Tagalog dilindeki kelime, kelimenin tam anlamıyla "tozu veya kiri silkelemek" anlamına gelir. Pagpag, bulunduğu anda yenebilir veya çeşitli şekillerde pişirilebilir.
Pagpag , aynı adı taşıyan Filipin yemeğinden türetilen bir tabir olan batchoy olarak da adlandırılır [ 9 ] . Teknik olarak batchoy çorba bazlıdır, ancak çöpten kalan yiyecekleri ifade eden batchoy terimi, kızarmış pagpag batchoy gibi farklı şekilde pişirilmiş bir yemek olabilir. [ 10 ]
Tarih
Pagpag'ın kökeni, 1960'larda Başkan Ferdinand Marcos'un 21 yıllık diktatörlüğü sırasında başlayan aşırı yoksulluktan kaynaklandı [ 6 ] . Bu dönemde ülke bir borç krizi ve ciddi işsizlik yaşadı ve bu süreçte aşırı yoksulluğu yoğunlaştırdı. [ 11 ] [ 12 ] [ 13 ] [ 14 ] Bu sosyal sorunlar, birçok kişiyi fırsatları değerlendirmek için özellikle Manila olmak üzere kent merkezlerine göç etmeye zorladı . Orta Visayas'tan birçok kişi göç etti ve Tondo'da gayri resmi yerleşimciler haline geldi ve Cebu dilinde aslen "çöplük" anlamına gelen Hapilan gibi topluluklar kurdu ve daha sonra sakinleri tarafından olumlu bir çağrışım vermek için "mutluluk diyarı"na dönüştürüldü. Bu topluluklar çeşitli kaynaklardan gelen hurda proteini kullandı ve bu daha sonra pagpag'a dönüştü. [ 15 ] [ 16 ]
Hazırlık
Kir ve yenmeyen maddeler temizlendikten sonra pagpag bulunduğu yerde yenebilir. Ayrıca, genellikle yiyeceğin türüne bağlı olarak sıcak yağda kızartılarak daha fazla işlenebilir. [ 17 ] Her iki ebeveyni de Visayan eyaletlerinden olduğu için etnik olarak Visayan olan Filipinli aktör ve eski Manila Belediye Başkanı Isko Moreno , artan yiyecekleri toplar ve kızarttıktan sonra buna pagpag batsoy adını verirdi. [ 10 ] [ 18 ] Pagpag etrafında, yoksul insanların geçimini toplayarak, toplayarak, işleyerek ve işlenmiş pagpagları maddi olarak zor durumda olan diğer insanlara satarak sağladığı küçük ev endüstrileri ortaya çıktı . [ 7 ] Manila , Tondo'daki bir restoranda bir aşçı , ana malzeme olarak Jollibee ve KFC'den kalan tavuğun karışımını kullanarak pagpag à la kaldereta veya adobo gibi geleneksel Filipin yemekleriyle pagpag hazırlıyor . [ 19 ]
Sağlık endişeleri
Sağlık riskleri arasında zehir, toksin ve gıda kaynaklı hastalıkların yutulması yer alır. Ulusal Yoksullukla Mücadele Komisyonu [ 20 ] , yetersiz beslenme ve Hepatit A , tifo , ishal ve kolera gibi hastalıklara yakalanma tehdidi nedeniyle pagpag yemenin yasak olduğunu belirtmektedir . [ 17 ]
Tüketimin engellenmesi
Açlık, pagpag gıdasının yayılmasıyla ilişkilendirilmiştir ve 2008'deki gıda krizinin Filipinler'deki yoksulluğun artışının nedeni olduğu söylenmiştir. [ 21 ] Ulusal istatistik Koordinasyon Kurulu, Filipinler Devlet Başkanı Benigno Aquino III yönetimine yoksulluğu azaltmasını önermiştir. [ 21 ] Sosyal Refah ve Kalkınma Bakanı Dinky Soliman, hükümetin bu konuyu ele aldığını ve beslenme programları ve şartlı nakit transferleri yoluyla yoksullara yardım ettiğini söyledi. [ 21 ] 2014'te Sosyal Hava istasyonları tarafından yürütülen bir araştırma, Filipinler'deki açlık vakalarının azaldığını ortaya koymuştur ancak Filipinler Ticaret Birliği Kongresi - Nagkaisa, açlıktaki azalmayı pagpag'ın hızla yayılmasına bağlamıştır . [ 22 ]
Sıfır atık yönetimi, pagpag gıdanın yayılmasını durdurmada uygulanabilir bir çözüm olarak görülüyor . [ 9 ]
Medya kapsamı
Manila'nın fakir bir mahallesinde pagpag satıyorum
Filipinler'de Metro Manila'da yaşayan kentsel yoksullar arasında aşırı açlık, pagpag'ı da içeren çeşitli televizyon belgesellerinde ele alınmıştır. 2003 yılında, GMA Network'ün I -Witness belgesel programının " Basurero " (çöp toplayıcı) başlıklı bölümünde , yoksul insanların fast food restoranlarının çöplerinden artıkları toplamasının hikayesi anlatılmaktadır. [ 23 ] Söz konusu bölümde, çöplerden yiyecek arayan kişilere, popüler bir Filipin yemeği olan batchoy kelimesinden türetilen magbabatchoy adı verilmiştir . 2006'da ABS-CBN'de gösterildiği gibi , bir başka belgesel programı olan Probe'da pagpag yer almakta ve pagpag yemenin sağlık risklerinden bahsedilmektedir . [ 17 ]
CNN'in 2012'de pagpag hakkında haber yapmasının ardından , [ 1 ] Filipinler'deki açlık sorunlarının gerçekliği dünyanın dikkatine sunuldu. [ 21 ] San Diego Tribune ayrıca , Papa Francis'in Filipinler ziyaretini kutlamak için Payatas sakinlerinin pagpag hazırladığı hakkında bir makale yayınladı . [ 2 ] Şubat 2018'de BBC News , ekibin çöplükten yemek masasına kadar bir torba eti takip ettiği, pagpag'ın nasıl yapıldığını gösteren 3 dakikalık bir mini belgesel yayınladı . [ 24 ]
Pagpag ve genel olarak Tondo yoksulluğuna ilişkin sık sık yapılan sansasyonel medya haberleri , yoksulluk pornografisinin bir örneği olarak eleştirildi . [ 3 ] [ 25 ] [ 26 ]
Kelimenin diğer kullanımları
Yaygın kullanımda pagpag , toz veya kirden kurtulma eylemi anlamına gelir. Pagpag aynı zamanda bir cenaze törenine katıldıktan sonra pagpag yapmadan doğrudan kişinin evine asla gidemeyeceğini söyleyen bir batıl inanç için kullanılan bir Filipin terimidir . [ 27 ] Bu uygulama, ölen kişinin ruhunun cenaze töreni ziyaretçisinin evine kadar takip edilmesini önlemek için uygulanır . [ 28 ] [ 29 ]
Ayrıca bakınız
Freeganizm
Çöp karıştırma
Gıda kurtarma
Çift ölü et
Yolda ezilmiş hayvanların mutfağı
Bushmeat
Kıtlık yemeği
Yoksulluk pornosu
Referanslar
^ bir bYukarı atla: ""Çöp tavuk" Manila'nın yoksulları için kasvetli bir temel gıda . CNN . 30 Mayıs 2012. Erişim tarihi: 4 Eylül 2014 .
^ bir bYukarı atla: "Asya'nın Görüntüsü: Papa'nın ziyaretini kutlamak için pagpag yemek" . San Diego Tribune . Associated Press. 13 Ocak 2015 . Erişim tarihi: 10 Haziran 2016 .
^ bir bYukarı atla: Cepeda, Cody; Cariga, Cirilo (31 Mart 2016). "Smokey Mountain, Tondo: Yoksulluk pornosu ve gecekondu turizmi" . LaSallian . Erişim tarihi : 17 Kasım 2024 .
^ "Pagpag'in gelişen işi" . Philippine Daily Inquirer . 3 Ekim 2017 . Erişim tarihi 17 Kasım 2024 .
^ Cruz, Gen (22 Haziran 2015). "Pagpag: Gelişen bir iş" . CNN Filipinler . 4 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi . 13 Haziran 2016 tarihinde erişildi .
^ bir bYukarı atla: Chua, Charlene; Mercadillo, Chelsea Rae; Munoz, Dana Kriselli; Salud, Ray John (Şubat 2018). "Alternatif Gıda Kaynağının* ("Pagpag") Filipinler'deki Kentsel Yoksul Bir Topluluğun Seçilmiş Aileleri Üzerinde Algılanan Etkileri" (PDF) . Sosyal Sağlık Dergisi . 1 (1): 103–115 .
^ bir bYukarı atla: Rodriguez, Fritzie (15 Mart 2014). "Günün yemeği: 'Pagpag'" . Rappler . Erişim tarihi : 10 Haziran 2016 .
^ "Sarbey hinggil sa Sosyo-ekonomikong Kalagayan at Pamumuhay ng mga Kababaihan sa Ilang Kazık Maralitang Komunidad sa Bansa" (PDF) . Filipin Kadın Komisyonu (Tagalogca). 20 Şubat 2018 tarihinde orjinalinden (PDF) arşivlendi . Erişim tarihi : 13 Haziran 2016 .
^ bir bYukarı atla: "Manila Başpiskoposluğu Sıfır Atık Yönetimine ulaştı; Romulo S. Arsenio, Ph.D. tarafından atık toplayıcıların 'PAGPAG' yemesini önlüyor." Manila Başpiskoposluğu . Erişim tarihi : 13 Haziran 2016 .
^ bir bYukarı atla: Tugado, Angelo (28 Nisan 2016). "Isko Moreno: 'Domagoso' olmaktan gurur duyuyorum" . Journal Online . 7 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi . 13 Haziran 2016 tarihinde erişildi .
^ Punongbayan, JC (5 Mart 2016). "Marcos Yılları Filipinler Ekonomisinin 'Altın Çağı' mı? Verilere Bakın" . Bence. Rappler . Erişim tarihi: 14 Mayıs 2018 .
^ De Dios, Emmanuel S. (16 Kasım 2015). "Marcos Rejimi Altındaki Ekonominin Gerçekleri" . Görüş. iş Dünyası . Erişim tarihi: 14 Mayıs 2018 .
^ "Masagana 99, Nutribun ve Imelda'nın Hastanelerin 'Yapı Kompleksi'" . GMA Haberleri Çevrimiçi . 20 Eylül 2012 . Erişim tarihi : 14 Mayıs 2018 .
^ Scott, Michael F. (15 Şubat 1987). "Zenciler, Şeker ve Kıtlık, Karidesler ve Umut Üzerine" . Los Angeles Times . Erişim tarihi : 14 Mayıs 2018 .
^ "Mutlu Topraklar – Hapilan" . Philippine Daily Mirror . 22 Haziran 2024 . Erişim tarihi : 15 Temmuz 2025 .
^ Cruz, Gen (22 Haziran 2015). "Pagpag: Gelişen bir iş" . CNN Filipinler . 4 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi . 13 Haziran 2016 tarihinde erişildi .
^ a b cYukarı atla: "Pagkaing Pagpag" . Kuzey Illinois Üniversitesi Güneydoğu Asya Çalışmaları Merkezi (Tagalogca). 9 Mart 2006 . Erişim tarihi : 10 Haziran 2016 .
^ "Pagpag Çocuğundan Manila Belediye Başkanına: Isko Moreno'nun iktidara yükselişi" . The Summit Express . Erişim tarihi: 7 Ağustos 2025 .
^ Moya, George (11 Nisan 2015). "Mutlu Ülke yemeği: Kaldereta a la pagpag" . Rapçi . Erişim tarihi : 13 Haziran 2016 .
^ Michaela Cabrera (30 Nisan 2008). "Filipinli yoksullar hayatta kalmak için geri dönüştürülmüş yiyecek arıyor" . Reuters . Erişim tarihi: 19 Nisan 2017 .
^ a b c dYukarı atla: Pedrasa, Ira (1 Mayıs 2012). "Pagpag: Filipinler'deki yoksulluk herkesin gözü önünde" . Erişim tarihi: 13 Haziran 2016 .
^ Barcelo, Vito; Araneta, Sandy (13 Mayıs 2015). "'Pagpag' ankete katılanların açlığını azalttı mı? . The Manila Standard . 24 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi . 13 Haziran 2016 tarihinde erişildi .
^ Francisco, Butch (11 Aralık 2003). "Jay Taruc: Oğul da diriliyor" . The Philippine Star . Erişim tarihi: 10 Haziran 2016 .
^ "Geri dönüştürülmüş çöplük etini yer misiniz? - BBC News" . YouTube. 26 Şubat 2018 . Erişim tarihi: 17 Temmuz 2018 .
^ "Pagpag: Çöp kutularından ve atıklardan toplanan en kötü abur cubur" . PLN Media . 16 Mayıs 2019 . Erişim tarihi: 17 Kasım 2024 .
^ San Diego, Bayani, Jr. (16 Haziran 2013). "'Yoksulluk pornosu' ile mücadele" . Philippine Daily Inquirer . Erişim tarihi : 17 Kasım 2024 .
^ Manlangit, Shinji (30 Ekim 2015). "Filipinler'deki En Aptal 14 Batıl inanç" . Philippine Daily Inquirer . Erişim tarihi: 10 Haziran 2016 .
^ Garcia, Joseph (26 Aralık 2013). "Korku dolu bir film" . BusinessWorld . 11 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi . Erişim tarihi: 10 Haziran 2013 .
^ Marasigan, Zig (28 Aralık 2013). "'Pagpag:' Şık batıl inanç" . Rappler . Erişim tarihi: 10 Haziran 2016 .
Daha fazla okuma
Segarra, Federico (24 Nisan 2023). "'Pagpag': Manila'nın en yoksulları tarafından yenen geri dönüştürülmüş çöp eti . EFE Noticias . 15 Kasım 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi . Erişim tarihi : 26 Kasım 2024 .
James dean hız tutkunuydu arabalarıyla hız yapmayı çok severdi arabasıyla trafik kazası yaptı 24 yaşında çok genç öldü çokta iyi oldu genç ölmesi çünkü hızlı yaşa genç öl cesedin yakışıklı olsun sözünün söylendiği kişi olarak tarihe geçti efsane oldu.