zaman zaman islam eleştirisi videoları yapan, zaman zaman dinsiz-müslüman tartışmaları yapan, zaman zaman da dostane bir şekilde müslümanların görüşlerini dinleyen yayınlar yapan çok faydalı bir youtube kanalı. ek olarak dostları alamut'un kuzeyi ve susamam ozan taner kanallarını da sizlere öneririm.
mısırlı ünlü islam eleştirmeni. youtube kanalındaki videoları ve twitter hesabını herkese öneririm.
Sherif Gaber 1993 yılında doğmuş, 27 Ekim 2013'te ateist olduğunu açıklamak, üniversite kampüsünde dini aşağılamayla ilgili aktivitelerde bulunmak ve internet üzerinden ateist beyanlarda bulunduğundan dolayı tutuklanmış Mısırlı aktivist ve blog yazarıdır.
Gaber yıllardır dinleri eleştiren iğneleyici videolar yapmaktadır. Temmuz 2019'a kadar Youtube kanalı 253 binden fazla aboneye ulaştı ve bu onu Mısır'ın en tanınmış din eleştirmenlerinden biri haline getirdi. ''Tanrı Var mıdır'', ''Evrim ve Din Uyumsuzdur'' ve ''Dini Eleştirmek insan Hakkıdır'' gibi başlıklı videoları onu hukuki sıkıntıya soktu. Dine küfre karşı Mısır yasasının, Ceza Kanunun 98. Maddesi nihayet tutuklanmasını haklı göstermek için kullanıldı.
Öğretmenle Tartışma
Gaber ismailiye'deki Süveyş Kanalı Üniversitesinde öğrenci olarak kayıtlıdır. Sınıftaki en iyi öğrencilerden birisi olduğunu fakat eşcinselliği bir günah olarak tanımlayan ve geylerin sokak ortasında çarmıha gerilmesi gerektiğini söyleyen kimya öğretmeniyle sözlü bir tartışmaya girdiğinde bu durumun değiştiğini söyledi.
Tutuklanma ve Mahkeme Davası
27 Ekim 2013 tarihinde saat gece üçte, 3 adet devlet güvenlik arabası ve 1 adet ordu aracı Gaber'in evine vardı. Bazı devlet güvenlik görevlileri dairesine girdi. Okul kağıtları, okul belgeleri, kitapları, bilgisayarı, cep telefonu ve parası da dahil olmak üzere bir arama yapıldı ve bütün mal varlığına el koyuldu. Bunun ardından Gaber'i arabaya tıktılar ve onu hapse attılar.
3 Aralık 2013'te, mahkeme Gaber'i 7500 Mısır Lirası karşılığında serbest bırakmayı kabul etti. Ertesi gün serbest bırakıldı fakat mahkeme davası devam ediyordu. Eğitimine devam etmesine izin verildi, ancak öğretmenlerin kasıtlı olarak sınavlardan bırakılmasından şüphelenildi.
16 Şubat 2015'te 22 yaşındayken Gaber suçlu bulundu ve bir yıllık hapis cezasına çarptırıldı. 1000 Mısır Lirası öderse temyize gitmesine izin verildi, ancak bunun yerine saklandı. O zamana kadar rektör üniversiteyi bıraktı ve 'olayı' hatırlamadığını iddia etti.
Saklanma ve Yeniden Tutuklanışı
Gaber'in nerede olduğu bilinmiyordu, ancak Gaber hala YouTube'da bilim yanlısı ve insan hakları yanlısı videolar yayınlıyordu.
31 Mart 2018'de Gaber, 31 Mart 2018'de Gaber, yakın bir tutuklanma hakkında bir tweet yayınladı, destekçileri arasında sakin olmaları çağrısı yaptı ve ''dışarı çıktığında videolar yapmaya devam edeceğim, senaryoları hapiste yazacağım'' dedi.
5 Mayıs 2018'de Gaber bir kez daha tutuklandı ve hapse atıldı. Birkaç medya, tutuklanmasını Mart 2018 Mısır cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Shady Abuzaid adında bir eleştirel video yapımcısın da tutuklandığı geniş çaplı bir tutuklamasıyla ilişkilendirdi.
üst edit: ümit özdağ ve zafer partisi düşmanı değilim. hatta tam tersine ümit özdağ ve zafer partisi'ni destekliyorum fakat ümit özdağ'ın bu yazısı çok dikkatimi çekti.
Ümit özdağ'ın ulusalcılar ve ulusalcılık hakkındaki görüşleri:
"Son yıllarda siyasetimizdeki önemli kavramlardan birisi de ulusalcılıktır. Ulusalcılık kavramını üretenler ve kendilerini tanımlamakta kullananlar Türk siyasetinde sol gelenekten gelen ancak özellikle Türkiye’nin AB tam üyeliği sürecinde milli çıkarlarının ağır şekilde tehdit edildiğini düşünenlerdir. Ulusalcı söylemin belirdiği ilk günlerde kullandıkları söylemler Türk milliyetçilerinin kullandığı bazı söylemler ile benzeştiği için kısa bir şaşkınlık/karışıklık yaşanmış olmakla beraber kısa zamanda Türk milliyetçileri/ülkücüler ile ulusalcılar arasındaki farklar çok belirgin olarak ortaya çıkmıştır.
Ancak, muhafazakâr demokrat ve liberal çevreler özellikle Türk milliyetçilerini ve Ülkücü Hareketi karalamak için Ülkücü Hareketi ulusalcı olmakla suçlamışlardır ve suçlamaktadırlar. Bu yazımızda bu propaganda içerikli saldırıları bir tarafa bırakarak, Türk milliyetçiliği/Ülkücü Hareket ile ulusalcılık arasındaki temel farkları ortaya koyacağız.
1) Ulusalcılık akımını savunan çevrelerin tarihsel/ideolojik kökeninin merkez soldan marksizme kadar uzanan geniş bir yelpazeye konumlanmış olduğu görülür. Oysa Türk milliyetçiliğinin ve Ülkücü Hareketin kökeninde sol yoktur. Türk milliyetçiliği fikri kökenini Bilge Kağana ve modern ideolojik kökenini Gaspıralı’ya dayandıran bir düşünce sistemidir. Toplumsal kökende ise Türk milliyetçiliğinin kaynakları sağ diye tanımlanabilecek zeminden kaynaklanmaktadır.
2) Ulusalcılık yaklaşımının tarih anlayışı çok dardır. Türk tarihinin islam öncesi dönemini önemsemez, Osmanlı tarihini ise dışlar. Ulusalcılık Türk tarihini sanki istiklal Harbi ve Cumhuriyet ile başlatır. istiklal Savaşı ulusalcılar için sanki tarihsel bir travmadır.
Türk milliyetçileri ise Türk tarihini olanca bütünlüğü içinde kavrarlar. islam öncesi tarihimize de islam sonrası tarihimize de sahip çıkarlar. Türk milletinin islam dini ile şereflenmeden önce de tek tanrı düşüncesine inandığını bilirler. Arvasi Hocanın ifadesi ile “Türkler, Kur’an’da bahsi geçen Zülkarneyn’den maksat Oğuz Han olduğunu söylerler ki bu konuda tereddüdü mucip olacak hiçbir nokta yoktur.” Türk istiklal Savaşı, Türk milliyetçileri için bir travma değil, 5000 senelik Türk tarihi içinde bir ikinci Ergenekon’dur.
3) Ulusalcılar, istiklal Harbimizin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü tarihsel bağlamından kopararak sanki bir başlangıç ve sonuç imiş gibi ele alırlar. Türk milliyetçileri ise Mustafa Kemal Atatürk’ü, Allah’ın Türk milletine bir lütfu olarak görürler. Ancak Gazi Paşa’yı tarihsel süreklilik içerisinde Türk tarihinin başı veya sonu değil, çok önemli bir parçası olarak değerlendirirler.
4) Ulusalcıların din anlayışı pozitivist/laikçi bir zemine oturur. Genellikle dinin sosyal yaşamdaki rolünü küçümseyen bir yaklaşımı temsil ederler. Din ile ilişkileri henüz sağlıklı olarak tanımlanmamıştır. Bir yandan misyonerlik faaliyetlerine sert tepki gösterirler öte yandan Kuran Kurslarından rahatsızlık duyarlar.
Oysa Türk milliyetçileri/Ülkücüler islam dinini Türk milletinin ayrılmaz bir parçası, karakterini oluşturan en önemli etkenlerden birisi olarak görürler. Türk milliyetçileri için islam dini pozitivist/laikçi gözle bakılabilecek ve sosyal yaşamdan dışlanabilecek bir olgu değil, uygarlığımızın, “bizi biz yapan” başat unsurlardan birisidir. Türk milliyetçileri Türk-islam ülkücüleridir.
5) Ulusalcılar çağdaşlaşmayı batı tarzı yaşam olarak görürler. Türk milliyetçileri ise çağdaşlaşmayı Türk-islam uygarlığı içinde gelişme, zenginleşme, üretimin artması, çağı şekillendiren bir özgünlüğü üretebilme olarak görürler.
6) Ulusalcılarda tepeden inmeci, halka rağmen bir yaklaşım hakimdir. Türk milliyetçileri/Ülkücü Hareket ise tabandan, halkın içinden gelen ve halkla birlikte bir yaklaşımı temsil etmektedir.
7) Ulusalcılar açısından nihai hedef Türkiye Cumhuriyetinin gelişmiş, demokratik ve zengin bir milli-üniter devlet olarak Batı dünyasının bir parçası olarak yaşamasıdır. Ulusalcıların büyük projeleri yoktur. Türk milliyetçileri/Ülkücü Hareket için ise nihai hedef Türk birliğidir.
8) Ulusalcılar, tarihin mağlup ettiği bir ideolojik zeminin takipçileridir. Türk milliyetçileri/ülkücüler ise tarihin HAKLI ÇIKARDIĞI bir düşüncenin takipçileridir. Ülkücüler, komünizm yıkılacak demişlerdir. Ülkücüler Türk ülkeleri bağımsızlığa kavuşacak demişlerdir. Ve ülkücüler haklı çıkmışlardır. Tarih ülkücüleri nasıl haklı çıkardı ise gelecek de öyle haklı çıkaracaktır.""
kaç gündür yazıp yazıp siliyorum. son zamanlarda duyduğum açıklamalar hep bu tezimi doğrulayacak nitelikteydi. ilk önce erdoğan diyarbakır'a miting yapmaya gitti ve çözüm sürecini ben bitirmedim dedi, akp'li nagehan alçı çözüm sürecini destekleyen bir açıklama yaptı, şimdi de hdp eşbaşkanının açıklamaları. belki de peker'in asıl amacı ülkücü mafyaları, soylu'yu, perinçek'i falan ifşa ederek ''tayyip abi iyi ama milliyetçi ülkücü çevresi kötü'' mesajı vermekti. gelecekte akp'nin mhp'ye tekmeyi vurup hdp ile yan yana geleceğini düşünüyorum. bu yan yana gelme olursa deva partisi ve gelecek partisi'de akp'ye katılır. zaten erdoğan, biden seçildikten sonra yılbaşında ''demokratik açılım yapacağız'' falan demişti. belki de hdp=pkk deyip hdp'yi kapatıp yerine ''yerli ve milli'' görünümlü bir kürt partisi kurduracak ama o da gizliden gizliye öcalan'dan talimat alan bir parti olacak. böylelikle hem pkk ile masaya oturmuyoruz diyecekler hem de çözüm sürecini yeniden başlatacaklar.
edit: bugün de çözüm süreci destekçisi pelikancıların liderlerinden hilal kaplan trt yönetim kuruluna atanmış.
sosyalizm akıl tutulmasıdır. bunların yaptığıyla akp'nin yaptığı arasında ne fark var? bunlar da kendi işçilerine torpil geçiyor. akp kendi adamlarına parayı bol keseden veriyor bunlar da kendi işçilerine aynısını yapıyor. belediyede işçi olanların büyük çoğunluğu torpille işe giriyor zaten.
bir de diyorlar ki "siz de grev yapın sizin de maaş artsın" ulan sığırlar herkesin maaşı artsa enflasyon artar, paranın değeri düşer. sakız 100 tl olur.
türkiye, eğitimlilerin aşağılandığı cahillerin yüceltildiği bir memlekettir. çöpçü 8 bin alırken eğitimli insanlar 3 4 bin lira anca alıyor.
bir de benim merak ettiğim bir diğer nokta da tunceli belediyesindeki memurun, mühendisin vs. ne kadar aldığıdır. işçiden, çöpçüden daha az alıyorlarsa yuh artık diyorum.
edit: mevcut düzene ben de karşıyım ancak mevcut düzende çöpçünün 8 bin, eğitimli insanların 3 4 bin alması adaletsizliktir. bunları gören eğitimliler "biz boşuna okuyoruz amk" diyor.
1. ikisi de batı ve israil düşmanıdır.
2. ikisi de kapalı ekonomi yanlısıdır.
3. ikisi de diktatörlük yanlıdır.
4. ikisinde de muhalif düşünceye yer yoktur. Muhalifler devlet ve ideoloji-din düşmanı kabul edilir.
5. ikisinin de ütopya hayali vardır(komünal yaşam ve cennet)
6. Birisinde yoldaş diğerinde mücahit olursun.
7. ikisinin de kutsal kitabı ve peygamberi vardır.
Politik doğrucu-sjw güruhun türkiye versiyonudur. Hdp sempatizanı, azınlık ırkçısı, feminazi, meriç, popülist, primci, linççi, aşırı boş duyarcı sol-liberal ve sosyalist tayfanın ideolojisine verilen genel ad.
efe aydalın tabiriyle : sol gericilik. zengin baba parası yiyip, zengin semtlerde yaşayıp, özel okullarda okuyup, son model iphone kullanıp komünizm, sosyalizm, kürt, alevi vs. duyari kasarlar.
Kürtçü pkk'lı ve cihangir solcusu kesimin black lives matter hareketinin bir başka versiyonunu türkiye'ye getirmek için icat ettiği slogan. Yakın gelecekte bu sloganı çok daha fazla duyabiliriz.
son zamanlarda beni aşırı rahatsız eden şeydir. nerde saçma sapan, bomboş şeyler varsa çok fazla izlenirken kaliteli şeyler daha az izleniyor. kaliteli şeyler daha az rağbet görüyor. bu gerçeği görünce ülkemizdeki insanların büyük çoğunluğunun mal ve cahil olduğu gerçeği yine acı bir şekilde yüzüme çarpıyor.
tatlısu müslümanları yok desede varolan gerçektir. şefaat, yetkili olduğu düşünülen birisinin, başka birisinin günahlarının tanrı tarafından bağışlanması için tanrı'dan af dilemesi ve aracı olmasıdır. şefaatçi kişi ne kadar dindar olursa şefaatin gerçekleşme ihtimalinin o denli yüksek olduğuna inanılır.
şefaati destekleyen kuran ayetleri :
"o gün rahmân’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez” (tâ-hâ, 109)
"allah’ın huzurunda kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefâati fayda vermez” (sebe’, 23)
“izni olmadan o’nun huzurunda kim şefaat edebilir?” (bakara, 255)
“onun izni olmadan hiçbir şefaatçi şefaat edemez” (yûnus, 3)
“rahmân nezdinde söz ve izin alandan başka hiçbirinin şefaate gücü yetmeyecektir” (meryem, 87)
“kim bir iyiliğe aracılık yaparsa, iyiliğin sevabından ona pay vardır.” (nisâ sûresi 85)
Semavi Dinlerin kökeninin astro teoloji ve satürn olduğunu iddia eden teoridir.
benim bildiğim kadarıyla bu teoriye göre ''Saturnday yani saturday haftanın 6. Günüdür. 6, 66, 666 şeytan'ın, kötülüğün sayısıdır. Satürn yani diğer adıyla kronos da kötü bir tanrıdır. Sabiilik'te ise her gezegen için tapınak yapılmıştır. Satürn 6. gezegendir ve ona adanan tapınak altıgendir. Ne ilginçtir ki saturn'ün kuzey kutbunda fırtınalar nedeniyle oluşan büyük bir altıgen keşfedilmiştir. Yahudi simgesinin ortasında altıgen vardır. Altıgenin küpe dönüşmesi çok kolaydır. yanılmıyorsam ezoterizm'de saturn'ün simgesi siyah bir küptür. kabe ve yahudilerin musa dönemindeki taşınabilir tapınağı siyah küp şeklindedir. ayrıca dünya merkezli güneş sisteminde saturn 7. gezegendir. bunu da kabe'nin etrafındaki 7 kere dönüşe bağlıyorlar. ayrıca saturn'ün gökyüzünde göze benzemesi ilginç bir detay. bazıları da bunu horus'un gözüne bağlar. her şeyi gören, bilen göz.''
bana kalırsa bu iddialar uydurma ve zorlamadır. çünkü eski çağlardaki insanların saturn'ün kuzey kutbunda böyle devasa bir altıgen olmasını keşfetme ihtimali yoktur. bunun tesadüf olma ihtimali daha yüksek. kabe'deki 7 kez dönüş ile satürn bağlatısı da zorlama. aynı şekilde yahudi sembolünün ortasından küp çıkarmak, haçın küp açılımına benzemesi, horus'un gözü ile satürn'ün gökyüzünde göze benzemesi gibi şeyler de bence zorlama ve uyduruk şeyler. ama yine de çok ilgi çekici bir konudur.
varolan gerçektir. Olayın çok abartıldığını düşünüyorum. yedek kulübesindeki insanların çoğunluğu beyaz. hepsi aynı montu giymiş. dolayısıyla hakem de diğer hakeme "şu siyah olan" diyor. insanların çoğunluğu siyah olsaydı hakem de diğer hakeme " şu beyaz olan" diyecekti. bu gayet normal. Hiç tanımadığınız 4 ü siyah 1 i beyaz 5 kişinin yan yana olduğunu düşünün. Hepsinin kıyafeti, boyu vs. aynı. Bu durumda tabiki de beyaz olanı "şu beyaz olan" diye tanımlayacaksın. Linç kültürü inanılmaz boyutlara gelmiş. black mirror gibi olmuşuz.
tatlı su müslümanları buna küfür ve hakaretle karşı gelebilir ancak gerçek olan durumdur. siz islam dinini sadece namazdan oruçtan falan mı ibaret sanıyorsunuz? islam dini anlattığınız gibi tanrı ile kul arasında bireysel bir din değil. islam dini toplumsaldır ve insanın neredeyse bütün yaşantısını düzenleyen bir dindir. bu dinin kendisine ait bir hukuku vardır ve müslümanım diyen herkes islam hukukunu sorgulamadan biat etmesi lazımdır. dolayısıyla islam dini hem siyasi hem de toplumsal bir dindir. bu yüzden sizin 'siyasal islam' gibi saçma sapan bir tanım yapmanız oldukça komik çünkü islam zaten siyasi bir din.
bu kesim hadisleri aslında sırf kendi kafasına uymuyor diye reddeder. hadislerin 200 küsür yıl sonra yazılması onlar için bahanedir. eğer hadisler onların kafasına uysaydı hepsini kabul ederlerdi. adamlar hadisleri okuduktan sonra: 'benim dinim böyle bir din olamaz' diyor. aslında kendileri de bu dine inanmıyor ancak öldükten sonra ne olacağız? cehennem korkusu, gibi nedenlerden dolayı kendilerini bu dinin içerisinde tutmaya çalışıyorlar.
zaten bu yüzden de kuran'dan onlarca mucize çıkarmaya çalışırlar. yahu iman eden birisinin 19 mucizesi, bilmem ne mucizesi gibi mucizelere ihtiyacı olmaz direkt körü körüne iman eder.
caner taslaman, mehmet okuyan, edip yüksel, ihsan eliaçık gibileri de aslında sünni islamcılarla aynı sürünün çobanlarıdır. sünni islamcılardan farkları sadece görev dağılımları farklıdır. modernist islamcı kesimin görevi sürüden ayrılmak üzere olanları sürünün içerisinde tutmaktır.
basit bir örnek daha vereyim : kuran'daki hükümler islam dininin teorik kısmıyken muhammed ve dört halife dönemi yaşanan islam, dinin pratik kısmıdır. tıpkı karl marx'ın komünizm'i işin teorik kısmıyken küba'nın, kuzey kore'nin, sovyetler birliği'nin vs. işin pratik kısmı olması gibi bir şey. bu yüzden gerçek islamın nasıl bir şey olduğunu öğrenmemiz için nereye bakmamız lazım? muhammed ve 4 halife döneminde yaşanan islam dinine. bu zamanlarda yaşanan islam dinini nereden öğreneceğiz? hadislerden, siyerlerden ve islam tarihçilerinden. e ama bu modernist(!) kesim bunları reddediyor ne olacak?