kabız olmuş babadır.cırcır olmuş babadır. hobisi tuvalette gazete okumak olan babadır.
ufak bir iihtimal klozette oturmuş uyuya kalmış babadır. tuvalette bile rahat verilmeyen babadır. yazıktır.
çocukluğumda anneciğimden pek sık duyduğum kelimelerdi bunlar. durduk yerde aklıma geldi şimdi. aslında durduk yerde sayılmaz ama neyse orası uzun hikaye.
eskiden bilgisayar, bin kanallı tv yayınları, binbir çeşit çocuk oyunları falan olmadığı için bütün gün mahallede koşturur, toptu, ipti, evcilikti, yakalamacılıktı aklımıza ne gelirse oynar, bazen kocaman ekmeklerin arasına sıkıştırılmış domates peynirle karın doyurur, bazen bağ bahçede üzüm elma armut ne varsa onları yer, eller ayaklar kapkara eve gelirdik. kapıdan girer girmez ilk soru "anne bugün ne pişirdin" olurdu. bütün gün temizlik yapmış, yorulmuş, bitmiş anneciğim, "imamın bacaklarını pişirdim" derdi sinirli sinirli. böyle bir yemek yok ama, olsa eminim iğrenç olurdu.ne dersin sözlük?
bütün gece uyumayıp, sabaha karşı tülün üstünde sakince kestiren sinek tipidir.tam bir baş belasıdır. ışığı açtığınız an kendini kamufle eden yönüyle komando içgüdülerine sahip olduğunu düşündürür. onu yakaladığınızdan emin olduğunuz an, gerilen sinirlerinizinde etkisiyle öyle bir vurursunuz eliniz acır adeta. ama olsun bu size yaptığı son kötülüktür hainin.