otellerdeki konsepti; gece işlev gören genel müdür gibidir. ama her iş gibi benim yaptığım veya dedemin bir zaman diliminde nail olduğu meslek gibi dışa vurmak isteyeceğimiz türden bir yaklaşıma uzak olması gerekiyor. teknik olarak balık tutmaktan daha zevkli bir şey olduğunu düşünmüyorum.
otellerde, işletmelerde artık sıkıntının doruğunda veya yeni bir başlangıca vedaya kucak açıldığına takip yönetim tarafından personel için organize edilen gece, gece de bu personel insanları dağıtmak konusundaki deneyimsizlikleri o geceyi genelde götüyle dibine kadar içerek kucaklar. çok telef olmuş adam/kadın görüyorum; bunlar daha önce benim tanıdığım insanlar olamaz. "yaşasın bize özel" niteliğinde kutlanan her gecede dikkat ederseniz yaşanan bilinç kaybı hat safhaya ulaştı.
yine bir sistem değişikliği isteği, yine neler olacağından haberdar olmayan yeni nesil "mülakat kampanyası".
ben son öysciydim, son kredili sistemde okudum, son af yönetmeliğinden faydalandım, geri dönüşüm kredilerinin son kez faizlerinin affedildiği dönemde ödedim, hep eve en son otobüsle döndüm, okulumdan en son mezun oldum, akranlarımın içinde en geç benim çocuğum oldu, çizginin bir alt sınırından takip etmekten o kadar yorgun düştüm ki kendim olmayı unuttum. birilerinin beni yönlendirmediği tek kişilik saatlerimde duyduğum eksiklik beni evlenmeye gebe kıldı. kendim olamadım. okulumda ben değildim. ben değişiklik nedir bilmedim. "yahu bu yeni sistem nasıl" soruları hep onlarca soruldu. sorulan ve uygulanan benim üzerimde değil, beni ben yapmayının çalışmasıydı. 30 senedir gördüğüm ağır işkenceden sonra bunu bile ben yazamıyorum. kişiliğim yontulmuş, ehlileştirilmiştir, hükümsüzdür.
Bir yerlere açılış şarkısı arayan gençlere bire bir. Tek sorun Bunun dinletisinden sonra uzay geminizle yaklaşmanız gerekiyor sahneye, ortama nereyeyse uzvunuzun yönü.
alanis morisette'nin 3. stüdyo albümü. Ben sevmiştim, nostalji için geri döndüm yine sevdim. Dev çalışma yapan arkadaşların birleştirilmesi şimdi başlıyor.
sözler:
bıktım bu kadar hüzünlü, insanı kalbinden vuran şarkıları dinlemeyi. dinlesen bir dinlemesen bir. ah be özge, levent'i de bu işe alet ederek ruhumuza bastırılmış eski anıları sokan, bunları da her dinlediğimizde ağzımıza getiren şarkıyı hediye ettiğin için sevinerek tebrik mi etsem, yoksa mahvettiğin saatlerime kattığın hızlandırıcılık için küfür mü?
bu şarkının aşırı alkol kullanımından sonra dinlenmesi yasaklansın.
kroniğini tanımlamadan önce baş ağrısını daha iyi anlamalıyız.
ameliyatla ya da başka tedavi türleriyle önüne geçilemeyen ağrıdır baş ağrısı. insanı kıvrandırır ki genel insanların baş ağrısına verdiği tepkiler bireyden bireye acıya dayanıklılığa göre değişiklik gösterir. En yiğit delikanlılardan, en nazik çocuklara kadar, süründürmekte üstüne yoktur.
Baş ağrısının temeli vücudun düzgün çalışmamasına uyarı olarak tetiklediği baş ağrısıyla tamamlanır. En sıkıcı olanı ise bunun belirli aralıklarla tekrarlanmasıdır.(kronik)
Herkesin, daha doğrusu sürekli başı ağrıyan insanların, geciktirmek ve ağrıyı azaltma teknikleri vardır ama ne yazık ki bu baş ağrısını engellemez sadece geçici çözüm olarak bireyin bir süre rahatlamasını sağlar. Benim başım ağrıdı zaman vücudumun tek reaksiyon gösterdiği apranax kullanıyorum ama bu bile bireye göre değişkenlik gösteriyor.
kronik baş ağrısında yapılması gereken tek şey, sıklığını ve içinde bulunan durumların sizi ne kadar etkilediğini daha iyi görmeniz için çizelge hazırlamanız. Neyle ilişki kurduğunuz zaman daha fazla etkileniyorsunuz ya da ne yapmanız bu lanete yol açıyor. Bunlarla birlikte doktora görünmeniz en mantıklısıdır. Yoksa sola doğru kafayı eğince başımın ağrısı geçiyor, kafamı giden arabadan çıkarınca ağrı kesiliyor gibi saniyelik saçmalıklar sadece şu anlık aptal çözümlerdir.
gidin görün, doktorunuz söylesin.
1996'dan itibaren 4 sezon olarak çekilmiş bir diziydi. Türkiye'de acımasızca bu diziyi (sanırım) kanal d'de gecenin 2'sinden itibaren veriyordu.
dizinin konusu ise Kyle Chandler yani dizide ki ismiyle Gary Hobson'a bir kedi her sabah yarının gazetesini getiriyordu. Gary'de olacak kötü olayları engelleme çalışıyordu.
Fisher Stevens yani Chuck Fishman'sa her zaman olduğu gibi gelen gazetenin borsa, spor bahisleri sayfasını kapmaya çalışıyordu. Hoş diziydi.
Tam biz türkleri temsil eden bir söylemdir, şöyledir ki
(1980) ihtilal ol, evlerde kapalı kal (kork)
(1985) kur serbestliğinde enflasyon hız al (titre)
(1994) 5 nisan ol, ekonomik paket açıkla (ağzını elinle kapa)
(2001) Şubat krizi (mırıldan)
(2006) çiftçiye ananıda al git de barkovizyona küfür et(kımıldan)
(2007) herkes kızına sahip çıksın de(yutkun)
+anamızı bellediniz başbaka...
-çaat konuşma lan.
ırak'lı bu kadın, 21 ocak 2009'da 80'den fazla kadını intihar bombacısı olarak yetiştirdiği gerekçesiyle tutuklandı. "inananların annesi" lakaplı jassim, kayda alınan itirafında bu kadınların en az 28'inin saldırı düzenleyeceğini doğruladı.
kodak'tan steve saosson, 1975 yılında ilk dijital kamera prototipini yaptı. cihaz 3,9 kg ağırlığında ve bir tost makinası büyüklüğündeydi. kamera, 0,01 megapiksel çözünürlüğünde siyah beyaz fotoğraflar çekiyordu ve makinanın belliği manyetik bir banttan oluşuyordu. resimlere bakmak için bandın çıkarılıp bir kasetçalara takılması, ardından bir televizyon ekranı kullanılarak çekilen resimler teker teker görüntülenebiliyordu.
bu tiplerin bir ileri versiyonu olarak yanında bulmaca sözlüğü taşıyanlar, bilemediklerini hemen oradan yazanlar vardır. takdir edilesidir, sınava çalışmadan girmekle ilgili bir bağlantı kasacaktım, saatte soldan sağa 3 harfli "geç" olmuş.
bir chris kaeser parçası olmakla beraber en dinlenilebilir versiyonu (new vocal extended) dır. kadın sesinin güzelliği bu parçada kendini göstermiş ulan bende o evdeyim diye bağıralısı kılmıştır şarkıyı.
bu arada belirtmek lazım ki shine on'dan sonra 2009 bandrollü beğeneceğim şarkı çıkmaz diye söylenirken bir kez daha maymun iştahlılığın cevabını suratıma yapıştırmışlardır.
ne demişler hakedilmiş mağlubiyet milletin gıybeti, eğlence yukarı eller serdeki yar gibi.
Yasak olana karşı baş kaldırma mı, yoksa güzel olana rağbet mi bilinmez ama ukrayna civarında büyükten küçüğe doğru sıraladığınız her yerleşim biriminde ters orantılı olarak üretimi ve tüketimi yaygınlaşıyor. her köyde çay anlamındaki ikramı insanı dertten tasadan arındırıyor. Baş ağrısı yok, sersemletme yok, sarımsı-kırmızımsı olarak değişen renkleriyle pek bir güzel.
Dersen ben ayarımda içiyorum zaten o zaman bu kardeşinden sana tavsiye yanına su al. Su al ki alkolün sudan ucuz olduğu yerde şaşırma.
böyle bir çılgın mı desem modern mi desem, insanı sersemletem mi desem öyle bir sanat grubu.
kendi sitelerinde kendilerini;
"dünyalı- dünyasız (uzaylı) aidiyet ; ait olmamak yerli- yersiz yurtlu- yurtsuz taraf - tarafsız kelimelerinin ortasında, olduğumuzu düşündüğümüz yere ; noland ; dedik. kendi dilinde susan, hareket eden, ses çıkaran , birlikte duran, birlikte olan, daireleri seven, gülümseyebilen insanlar ordadır, kapısız bir yerdir. içerisi yoktur, kendisi renklidir"
diye tanımlıyorlar. az bile ediyorlar. uçuyor, diyorum uçuyor.
geçmişten günümüze rumeli adıyla bilinen topraklarda yaşamış ve yaşamakta olan halkların hüzünlerini, sevinçlerini, coşkularını müzikleriyle anlatan bir topluluk rumeli band.
doğup büyüdüğü rumeli coğrafyasına ait müziklerle farklı kültürlere köprüler kurarak evrenseli yakalamayı amaç edinen klarnet virtüözü serkan çağri'nın önderliğinde kurulan rumeli band, repertuarlarındaki şarkıları, ait oldukları kültürlerin ana dillerinde seslendirmeleri bakımından da dikkat çekiyor.
grup aralik 2006 da ilk kaydini nirvana parçasi olan school coverini kaydetti. daha sonra beste çalişmalarina ağırlık vermeye başlayan grup 2007 yilinda kendi besteleri olan gafil kriz ve bos sarkilarini studio drum&bass ta kaydetti. ayrica 2007 haziran ayinda yaklaşık 5000 katılımcının bulundugu rock-a festivalinin ilk senesinde sahne aldı.
vokal gitar - ibrahim karabatak
bass geri vokal - samet doyduk
davul - okan akkuzu