Dünyanın en korkunç ölümü arşidük Franz Ferdinand ın en küçük oğlunun başından geçmiştir. Kendisi 17 yıl süren işkencede gerek ucuna sarımsak suyu sürülmüş mermilerle genital bölgelerinden vurulmuş ve tedavi görmüştür,sırf. Daha fazla işkence yapılabilsin diye.Ölümünün asıl sebebi parmaklarına akışkan cam dökülerek uzun gül ağacından bir platformun üzerinde kuduz, kolera verem vb. hastalıkları taşıyan 2000 haşerenin ısırıkları altında kalarak ve bündan 9 gün sonra artık uzuvlarının neredeyse her yerinden kurtlar çıkmış bir vaziyette benzine bulanmış ve ardından yakılan evinden geriye kalan son tahta parçasından yeniden çıkarılan ateşte kül olmuştur.Külleri en büyük kardeşine şık bir kutuda mermi yaralarından iyileşmiş ama sonradan kesilmiş penisi kemiren 3 yavru fare ile yollanmıştır.
şarkının devamını getiremeyen söz yazarlarımızın kurtuluş yoludur aman aman.
beste-güfte akmıyor mu? sıkıştır araya aman aman'ı.
bkz:
duman'dan geliyor;
gezdim tozdum aman aman,
yazdım çizdim aman aman...
küçük emrah;
aman aman emrah ölürse,
mezarıma anam gelmesin...
bora duran;
aman aman bırakırsan düşerim en derine,
aman aman kaybolursan adım çıkar serseriye...
nülüfer;
adın çıkmış çapkına
of aman aman aman
şimdi de bendeymiş sıra
seversen halin yaman...
deniz seki;
Yorma beni bu kadar
Sus sus nereye kadar
Boş dünya ele ne aman
Aman aman aman...
ve tarkan'dan geliyor;
Why don't we do it
Start the part yadi
Move your body yadi
Get right into it
Groove your body yadi
Uuh you're naughty naughty
Shake it up shake it down
Turn me on now, keep me up all night
Why don't we do it? Yeah yeah
Aman aman aman aman
Aman aman aman aman
Aman aman aman aman
Aman aman aman aman...
1.98 boyu ve 110 kilogram ağırlığıyla 70'li yılların sonunda çılgın atmış liseli amerikan futbolu oyuncusudur.
liseyi daha bitirmeden kapısına 300'den fazla üniversiteden teklif gelmiştir.
rekorları alt üst eden bu geleceğin yıldızı dizindeki sakatlık sebebiyle erken emekli olmak zorunda kalmıştır.
10 yıl sonra tekrar futbola geri dönen dupree, 2 sene nfl'de los angeles rams forması giymiştir. bu 2 sene içerisinde takımının en skorer oyuncusu olmuştur. ancak takımı kendisiyle sözleşme yenilemeyince tekrar emekli olmuştur.
şu an rahmetli babası gibi tır şoförlüğü yapmaktadır.
Kartal,kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan
kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır.
Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır.
Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır:
- Ya ölümü seçecektir,
- Ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir.
Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar.
En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır.
Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.
Kendi yaşamımızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız.
Zafer uçuşunu sürdürmek için, bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden ve anılarımızdan kurtulmak zorundayız.
Ancak geçmişin gereksiz safrasından kurtulduğumuzda, deneyimlerimizin yeniden doğuşumuzun getireceği olağanüstü sonuçlarından tam olarak yararlanabiliriz.
sürgününe neden olan kürtçe şarkıyı, dilini bilmeden söylemek isteyen, bazılarının gazına gelip hayatını hiç eden müzik adamının herkes tarafından bilinmeyen acıklı yönü.
bir hevesle kendi adına büyük, dünya için küçük mü küçük bir hayal uğruna fotoğrafçıya vesikalık fotoğraf çektirmeye giden kişinin dramıdır.
parası olmadığından ya da daha önce belki de ihtiyaç duymadığından; bir takım elbise hatta bir kravatı olmamıştı. bir şeylere niyetliydi. gerçeğe dönüşse, beklediği huzuru bulacaktı.
çektireceği fotoğraf büyük ihtimal bir iş başvurusu içindi. traşını olmuş, altına gri kumaş pantolonunu giymişti. muhtemelen o da lisede kendisine büyük gelen üniformaya aitti. üzerindeki koyu renkli kazağın sol omzunda ufak bir sökük vardı. eliyle burayı örtmeyi deniyor, kaderini yamalamaya çalışıyordu. oysaki her hamlesi onun bu tedirginliğini ele veriyordu.
vesikalığı çekilmek için sandalyeye oturmuştu. yanındaki aynaya, utandığından ya da kendisine yakıştıramadığından tedirginlikle bir kez bakabildi. fotoğrafçı, gençteki mağrur tavrı görüyor ve anlayabiliyordu.
ona; ceket, gömlek ve bir de kravat verdi hazırlanması için. gencin gözleri parlıyor bir yandan da elleri titriyordu. çünkü daha önce kravat takmamış ve de nasıl bağlanacağını bilmiyordu.
fotoğrafçı yine yardımına yetişti. gencin yüzünde emanet bir tebessüm belirdi.
içindeki umut, huzurla birleşti.
bugün başıma gelen enteresan bir o kadar trajikomik hadisedir.
ergenlik sivilcelerim için gittiğim hastanenin (devlet hastanesi) doktoru 2 tane krem yazdı reçeteme. buraya kadar her şey normal gibiydi.
lakin reçetede alacağım kremleri tok karnına kullanmam gerektiği yazıyordu.
aç karnına sürdüğümde daha farklı bir tepki mi verecek acaba bu kremler diye sordum kendi kendime. (doktora soramadım. malum seri üretim çalışıyorlar.)
bu konudan anlayan bilirkişilerden ya da yetkili abilerden fikir almak isterim.
özellikle son dönemlerde farketmiş olduğumuz durumdur.
kulaktan dolma, yalan yanlış bilgilerle, sağdan soldan birtakım yazıları copy paste yaparak atatürkçü-cumhuriyetçi-milliyetçi olduklarını (kendi akıllarınca) ifade etmeye çalışıp, racon kesip hatta meydan okuyorlar.
hiçbiri de açıp tarihi, olanı biteni okudu mu acaba diye çok merak ediyorum.
bütün gün elden ele, duvardan duvara (yeni nesil tabiriyle) bu abuk subuk paylaşımlar yapılıyor.
velhasılıkelam; bu tür mendebur, cahil, cühela, at gözlüklü insanlarla mümkün olduğunca tartışma bir yana iletişime bile geçmemenizi tavsiye ederim.
ne kendinizi boşa yorun, ne de o karşınızdakinin kuş beynini.
edit: bir kısmı da burda galiba. bu denli kötülendiğine göre.
yıllardır ilgimi çeken vakadır.
özellikle 90 lı yıllara ait bu filmlerde hemen hemen hepsinin duvarlarında bulunur bu halılar.
peki bu halı neden oradadır? filmde bir şeyi mi ifade ediyor? bize bir şeyler mi anlatılmak isteniyor?
yoksa rusya nın porno yanında bir de halı kampanyası yapması mıdır?
şaşkınlık editi: önünü alamadık sürekli eksileniyoruz.
demekki herkes bu halıdan memnun. bi ibnelik bende mi arkadaş.
he şimdi anladım editi : duvarlar soğuk olduğu için ve duvarın soğunu içeri iletmesini önlemek için duvara halı asarlarmış. slavların vazgeçilmez dekoratif eşyalarıymış o duvar halıları.
ukte için * ye teşekkürler.
yıllardır herkesin kendi içinde sorguladığı, ancak bir türlü mantıklı bir sonuca varamadığı, cesaret edip birine soranın da doğru düzgün sağlıklı bir yanıt alamadığı sorudur.
evren, gezegenler, yaşadığımız bu dünya, hayvanlar, bitkiler, hatta biz insanlar neden yaratıldık? yaratıcı böyle bir şeye neden ihtiyaç duymuştur?
-kendisine ibadet edelim diye yarattı işte. niye olacak diyenleri duyuyor gibiyim.
bunun evine bir akvaryum alıp, içini çeşitli süslerle ve balıklarla dolduran bir insandan ne farkı vardır? kendine bir meşgale edinip, onunla uğraşan, ara sıra can sıkıntısından üstlerine kum yağdıran, parmağını sokup akvaryumu karıştıran çocuktan ne farkı vardır bu durumun?
buraya kadar da her şeye tamam diyelim. hadi bunları bir şekilde aldın, akvaryuma koydun. daha sonra bu balıkların yaptıklarını ne diye sorguya çekersin? işin garibi; o balığı da bu insanın yarattığını düşünelim. kendi kafasına göre bir tip ve akıl ekleyerek bir canlı oluşturuyor. peki o aklı-fikri veren de sen isen; neye göre bu balığı yaptıklarından dolayı sorumlu tutup iyi veya kötü diye yargılayabiliyorsun?
kimsenin rahatça soramadığı, sorsa da mantıklı bir yanıt alamadığı sonsuz karanlık, işte bu muammanın içinde gizlidir.
kendisi türkiye nin en önemli sanatçılarından biridir. doğrudur. ancak kendisi yıllardır bir türlü sahnede dans edememektedir. belki de bu eksikliğini de giderebilseydi dünya çapında bir star olabilirdi.