hakikaten ne olacak..
bomba patlıyor fakat biz dışında herkes suçlandı..
bir büyükelçi laf ediyor bir süreliğine tık yok sonra hep bir ağızdan yanlış anlaşılmıştır demeler..
bu bir hafta içerisinde iyice köşeye sıkışacağı belli olan hükümetin gündemi değiştirmek adına
ortaya atacağı ilginç düşünceler olacak. ve yüksek ihtimalle bu hafta sonuna kadar olacak.
He bu arada ben size birkaç haber vereyim;
-israil suriyeye saldırmanın ayarlarını yapıyor.
-iran herhangi bir saldırıda cevapsız kalmayacağız diyor.
-mısır israilin sina yarımadasına her an girebileceğini söylüyor.
-hizbullah'ın 15000 kadar militanı suriyenin değişik bölgelerine konuşlanmış durumda.
-türkiye ise bu karmaşaya girmek üzere.
herhangi bir ülkeyle savaşın konuşulmasından çok ülke içi
birliğimiz tehlike altına girebilir. tüm ortadoğu parçalanırken
biz yine böyle mi oturacağız.
her gün ekonomi büyüyordu ama bugün büyümedi herhalde.
sakin ve nazikçe ekonomi büyüyor diyerek çevresini etkilemeye çalışan
arkadaşlar ya bugün izindeler ya da ekonomi bugün büyümedi.
resmi istatistiklerin akılcı bir üslupla büyüdüğümüzü gösterdiğini
açıklayabilecek biri yok mu?
o zaman kusura bakmayın ben birşeyler söyleyeceğim. bütçe açığı kalemleri
net bir şekilde açıklanmadan vergi artışları ve zamlarla birlikte bütçe ve cari açığı kapatmaya
çalışan devlet büyürken beni koruyacak önlemler almadı demektir.
ekonomi büyüdü mü bilemem ama çok para harcanmış onu biliyorum.
lüks tüketimler diyerek yapılan sınıflamalar
bugünlerde ülkemizde 'sen sus sen bilmiyorsun' demenin bir başka yoludur.
benzine, arabaya, tekel ürünlerine deli zamlar geldi.
isterseniz vergi artışı deyin isterseniz ülkemizin bekası için deyin.
kabul etmiyorum arkadaş. cari açık artarken ekonomi büyüyor naraları atılıyordu.
cari açık kötü bir şey diyenler aforoz edildi. bu kadar giderin olduğu, açıkların kapatılmaya çalışıldığı bir
ekonomide vergiler artınca halk sorar ne oluyor diye.
madem pilotumuz iyi neden frene basıp sarsılmadan inmeye çalışıyoruz.
arabasını değiştirmek isteyen birisi neden müsrif oluveriyor.
neden bu zekanın dolambaçlı yollarında kayboluyoruz.
her şey ortada ve açık değil mi?
Halen kabullenmekte zorluk çektiğim oslo görüşmeleri ile ilgili düşüncelerdir.
-istemediğiniz valileri görevden alalım.
-Nevruzda içeri alınanları salıverelim.
-15 Haziran 2011'e kadar teröre son.
Bunlar gibi birçok şey var. Hangi birine ne diyeceğimi bulamadım.
Soru sorsan cevaplar ikircikli.
Belki cevaplar ikircikli olduğundan medyada destek görmüyor diyorum ama konu ciddi.
Madem görüşmeleri yaptınız, önce yapan şerefsizdir diyorsunuz sonra imza yok diyorsunuz.
Tam da bu aralar israilli bir iş adamı konusu açılıverdi.
Komik olmayın. Bunların savunulacak hiçbir tarafı yok. Görüşmeler yapılabilir diyorsanız bile
yukarıdaki 3 madde sizi de yaralamıyor mu?
Bana iltimas geçen bir kanun maddesi aramaya mı başlayayım bugünden. Belki sırf bana özel bir madde
bulabilirim.
"Maliye Bakanlığı, ağustos ayında 1.6 milyar TL bütçe açığı olduğunu açıkladı. Bütçe açığı Temmuz'da 246 milyon TL oldu. Bütçe 8 ayda 8.5 milyar TL açık verdi.
Vergi gelirleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.4 azalarak 26.8 milyar TL oldu.
2012 Ağustos ayında bütçe giderleri yüzde 7,9 oranında artarak 31.8 milyar TL oldu.
Temmuz ayında 4 milyar TL olan faiz dışı fazla Ağustos'ta 4.2 milyar TL'ye yükseldi.
Ocak-Ağustos döneminde faiz dışı fazla 27.7 milyar TL oldu."
Kaynak: haberturk http://ekonomi.haberturk....76-vergi-dustu-acik-artti
tamam yeni teknoloji..
tamam hayatınızda bazı şeyleri değiştirebilir..
tamam sizi daha fazla sosyalleştiriyor..
tamam bir sosyal gruba dahil oluyorsunuz..
tamam da tamam...
arkadaş biri size uzaktan kısık sesle gülüyor farkedemediniz mi?
gelişen teknoloji bu kadarcık mı sizce?
tavukların önüne birazcık daha yem atıldı. umutlarını kaybetmesinler diye..
sosyalleşme adına yapılan bir maskaralıktan ibarettir.
her anlamda çürütülen bir uydurmanın neresinden bakarsanız problemli.
bilimsel anlamda açıklanamıyor.
sorgulandığı zaman kızılıyor.
din midir diye sorulsa ne kavgalar çıkar.
bir insanın yengeç yada koç olması bir şeyi değiştirmiyor.
ne olur biraz bu konuyla ilgili araştırma yapın.
amerikan istekleridir.
israil'in iran'a her an saldırabiliriz açıklamaları ve ardından iran'ın türkiye'yi e vururuz açıklamaları,
suriye bölünse bile türkiye'nin ne kazanacağı sorunsalı, türkiye'nin olası iran füzelerine karşı ne cevap vereceği,
arap baharı sonrası hemen dibimizde ve bizde ortaya çıkan yangın, arap baharında büyüdüğü gösterilmeye çalışılan
zat-ı muhteremin sıranın kendisinde olduğu ve bahara ayak uydurması gerekliliği, türkiyedeki yangının kendi başına sıçrayabilmesi ve bunu
aslında bazı arapların (tabikide suudi arabistan) içten içe istemeleri, amerikanın bu bölgedeki üç ülkeyi bir şekilde savaşın içine sokmaya
çalışması, türkiyenin pek çok ayrılıkçı örgütü fiilen desteklemesi ve bunun gün gibi ortada olması...
bunlar çoğaltılabilir. ne yazık ki tarafız ve kötü taraftayız.
israil bugün parlementoda iran'a saldırıyı tartışıyordu. savaş kapımızda demenin artık bir anlamı yok. savaş bizim topraklarımızı
yakmaya başlayacak.
tamam adam kötü birşey yaptı.
tamam adam ceza almalı.
adam ceza alsa da galatasarayın zararlı çıkacağı da yok.
bunların hepsi haticeeeee....
hadi gelelim neticeyeee..
maçtan önce bu sefer beraberlik kurtarmaz diyen fenevliler nerde.
nasıl bir kafadır anlamadım.
sporcularımız çalışıyor didiniyor birinci ve ikinci oluyor.
yeni akit ise sadece kızların kolları ve omuzları görünmüş mü
onunla ilgileniyor. http://www.haber3.com/vak...-mozaikledi--1464747h.htm
sabahtan akşama kadar dini konularla ilgili sürekli yüzde verip
atıp tutan sözlükçüler lütfen bu araştırma dizisini okuyun. sonuçlar da
elbetteki sansasyonel birşey yok. ama bazı konular var ki okumak ve incelemek lazım.
geçenlerde bir arkadaşımla bir konuyu tartışırken önümüzdeki 50 yıl içinde mars yolculuğu yapılabilir.
mars'a gidecek olan bir kişi kıble olarak nereyi esas alacaktır. gibi bir soru sordu. gereksiz bir tartışma gibi geldi bana ama
cevap veremedim.
temelinde benden misin yoksa ondan mı diye yapılan sınıflamalar bütünüdür.
bilinç başladığı anda sınıflamalar başlar.
gün içinde sürekli olarak görürsünüz.
ben en demokratiğim diyen adam bile solcu/sağcı gibi sınıflamayla başlar/bitirir cümleyi.
bu ancak ve ancak senin özgüveninin olmadığını gösterir.
senin gibilerin sayısı önemli midir peki? hemde nasıl..
gelişmeye çalışan ve gelişmesi gereken ülkemizin giderek artan ve daha hızlı bir şekilde artacak olan enerji ihtiyacına
getirilebilecek önerilerdir.
(bkz: toryum enerji türkiye)
ekselansları fatih terim tarafından söylenmiş (kesin değil) galatasaraylıları sevindirecek haberdir.
ne olup biteceğini seneye bu zamanlar görürüz.
not: tarafsız bir galatasaraylıyım.
3.500.000 ton kömür = 200 ton uranyum = 1 ton toryum
dünya genelinde var olan toryumun %20 sinden fazlası türkiye'de yer almaktadır. geleceğin mikro ölçekteki
nükleer reaktörlerinin inşaasına hız verilmişken buna en uygun yakıt olarak toryum da göze çarpmaktadır.
şu anda türkiye'de (çok şaşırdım ama çok sevindim) proton hızlandırıcıya dayalı toryum yakıtlı enerji sistemi
araştırılıyormuş. tübitak destekli projelerde bu konu irdeleniyormuş. CO2 üretimi minimum, atık depolanması için
gereken enerji de minimum olarak hesaplanıyormuş. sadece türkiye rezervleri düşünüldüğünde dünyaya yüzlerce yıl
yetebilecek bir enerji üretmesi söz konusu.
(kaynak: bilim ve teknik ağustos 2012 sayı 45)
şimdi bir düşünelim böyle bir enerji kaynağı her alanda kullanılabilir. türkiye'nin artan enerji ihtiyacı karbon salınımı
daha az ve güvenilir bir enerji ile sürdürülebilir.
bir memur olarak 6 aylık maaşımı direk yatırabilirim. ya da devlet aldığı vergilerden bir kısmını buraya aktarsın. ya da
benzinden aldığı vergilerin birini iptal edip buraya aktarsın (ki bu daha mantıklı görünüyor). ya da benzine sadece bunun için
vergi koysun. türkiye'nin çağ atlaması için enerji ihtiyacı kendi içinde çözmesi her anlamda yeterli olacaktır.
sonra sünni alevi solcu sağcı laik anti-laik gibi salak tartışmalar bitiverir.
sadece buradan üretilen elektrikle enerji maliyetlerimiz düşecek, bütün bölgenin bir numaralı enerji üreticisi olabiliriz.
(çocuksu ama..) buradan bütün siyasilere sesleniyorum sadece bunun için bir meclis oturumu ya da komisyonu yapılsın. sadece 1 saatli-
ğine düşünün.
olimpiyatlara katılan sporcular ülkesinin bayrağını dalgalandırmak için gitmiyor ki.
para kazanmak için gidiyor. sporcular bu hırsla çalışıyor, devlette olimpiyata katılacak sporcuları
seçiyor. devlet destek verse daha iyisi olmaz mı olur ama bu milli mesele değildir.
ikisi de insandır, ikisininde cennete gitme ihtimali aynıdır.
ikisi de gayet mantıklı olabilir.
ikisi de mutlu olabilir.
ikisi de harika bir anne olabilir.
buradan nereye geleceğim dinleyin şimdi sana ne ulan zarından dalından..
senin hanımın zarı yırtık değilse bize ne..
sen bi halt oldun da mı ona buna sataşıyon.
laf döner dolaşır senin karına gelir akıllı ol!!