çok doğal bir eylem. şu 42 yıllık ömrümde, ne bir tane gümüşhaneli gördüm, ne de var olduklarını işittim. ya bu pezevenkler gümüşhaneli olmaktan utanıyorlar, söyleyemiyorlar gerçeği ya da gümüşhane diye bir şehir aslında yok. ulan o değil de, bunlarla ilgili haber filan da göremezsiniz televizyonda, gazetede filan... ben bu işin peşini bırakmam arkadaş! bekleyin, hepinizin hıammına goyacam!
saçmalıktır. erkek adamın sırtı kıllı olacak, böyle sabunu sürttün mü sırtına kolayca köpürecek... ne öyle kılsız sırt amk! sabun tutmaz bu ipnelerin vücutları!
maalesef ki böyle bir kadın yoktur. otobüste uyuyan güzel kızın bile sabah uyandığı zaman ağzı kokar. işbu yüzden bir kadını öperek uyandırmamaya çalışın dostlarım.
müthiş bir tespit. bizzat kendim yaptım bu analizi az önce. kedi sahibi kadınlara iş atın beyler, hele ki şişmanlarsa mutlaka seks yapacaklardır sizinle.
oldukça güzel bir eylem. yıllarca yaptım bunu ve hiç ekmek çıkmadı karı kız işlerinden. bir gün memleketteyim, acil bir şekilde şehir merkezine geçmem gerek, hava da it donduracak şekilde, feci derecede soğuk. annem durdurdu tam evden çıkacakken ben "oğlum" dedi ve devam etti "yün içlik giymemişsindir sen. dışarısı çok soğuk, hasta olursun bak"... neyse efendim o günlerde de yoğun bir iş temposuna sahibim, hasta olma lüksüm bile yok. "ver anne yün içliği" dedim ve hızlı bir şekilde giyinip çıktım evden. çıktım çıkmasına da, avradını siktiğimin şehrinde sen kalk eski kırığını gör. hatun da olmuş kütür kütür, memeler böyle füze gibi. memelerine bakmaktan hatunun yanındaki arkadaşını bile fark etmedim uzunca bir süre. uzun zamandır görüşmediğimiz için güzel bir mekana geçtik ve saatlerce içki içip sohbet ettik. o geceyle alakalı hatırlamış olduğum son şeyler: hatunun evindeyim, pantolonumu çıkarmaya çalışıyor hatun benim malafinganın dibinde, ben de "olmaz edacğım, kendimi hazır hissetmiyorum" diyerek, kaçmaya çalışıyorum... devamını anlatmayacağım amk! sakın yün içlik filan giymeyin, sikerim!
afedersiniz ama kendisi pezevengin önde gidenidir. önceki günlerde gördüm bu iblisi, küçük abdestini yapmak için duvardan atlayarak camiye girdi. ilk önceleri pek fazla önemsemedim ve abdestimi almaya devam ettim; fakat çok geçmeden uzaktan gelen kelime-i şehadet sesleriyle irkildim. "n'oluyor lan" deyip terliklerimi giydim ve küçük adımlarla yaklaştım iblisin yanına. yaklaştım yaklaşmasına da, yaklaşmaz olaydım keşke. bu terbiyesiz sapık atayis ipne açmış böyle memelerini, 100 tl'yi de almış avuçlarının arasına memelerine filan sürüyor. hemen tuttum keraneciyi omzundan, çevirdim kendime doğru ve şakağına allah ne verdiyse indirdim mekkeli tokadını. bütün bu olanlara rağmen o gün bu gündür camiden çıkmıyor itoğlu.
bu tespitimi sizlere hiçbir liriklerimle tasvir etmek istemedim.
merhaba,
ben pembe tolga
vatansever yakışıklı ve bir o kadar da şehvetli polat alemdar karakterine can veren; bonapartist, militarist ve nasyonalist necati şaşmaz'ın, türkiye'nin en zeki karikatüristlerinden biri olan yiğit özgür'e benzeme durumudur.
bu fikrimi sizlere hiçbir liriklerimle tasvir etmek istedim.
merhaba,
ben pembe tolga
saydam meridyenler altında ölen binlerce kangren olmuş at toynağı görüyordum her gece rüyamda. kimse istemedi, kimse benle olmayı seçmedi ve kimse beni öldürmedi. kabusum haline gelmişti artık ütopik gezegenimin kendini bilmez, cüretkar fısıltıları. geceler elemdi bana, yeis idi... yalnızlık bir lütuftu bizler için. hangi kalem yazabilirdi sekse aç bir mahlukat-ul pespayenin, eril bir ademin çiftlenmiş elmalaranı yalamayı.
o gün beraberce günahlar şehrine yürüdük, semerkant geçitlerinden gözlerimiz kapalı geçtik ve şükrettik. tanrının huzurunda asırlar önce olimposa tırmanmaya çalışmış hemcinslerimiz adına, tabuları yıktığımız günlerden dem vurduk.
kızmayın bana, en yakın arkadaşımın babasıydı belki; ama ömre bedeldi gülüşleri. hem hüküm sürerdi gözleriyle çorak bedenimde, hem de özlerdi en derinimdeyken berimde.
ilk girişimi köprüde saat ve parfüm satan zenciler tarafından engellenmiş yazardır. ikinci girişimini ise bugün gerçekleştirecek ve ebediyete intikal edecektir.
buraya kadarmış sevgili kardeşlerim. kah güldük, kah ağladık şu uludağ sözlük'te yıllarca; ama buraya kadarmış. ölümümden kimse sorumlu değildir. her şeyi kendim yaptım, kendi kendimi bu noktaya getirdim.
hulki, cevdet, hüseyin, alper ve diğerleri... hakkınızı helal edin kardeşlerim! bu arada tanrıya inanmıyorum, bugün her şey sona erecek!