Oyuncunun sağlığı, 90'ların başında kötüleşmeye başlamış, kalp problemleri yaşamıştır. Evden çıkmaması üzerine 21 Nisan 1992 günü, komşuları polise haber vermiştir. Yapılan incelemede Benny Hill'in televizyon karşısında koltukta otururken öldüğü anlaşılmıştır.
Savaş Özbey
Mart 03, 2023 06:29
Bütün Türkiye tek katlı olsa Muş kadar yer kaplardı
Şiirdeki gibi: “Müstakil bir evim olsun ve küçük bir bahçem...” Hiçbir şeyin garantisi yok tabii ama enkazından çıkmak bile daha kolay. Sadece ben de değil... Keşke bütün Türkiye Amerikalılar, ingilizler gibi müstakil evlerde yaşasa...
Yok, hesaplıyorum hesaplıyorum; olmuyor.
Depremi anında fark etsem, yataktan fırlasam...
Kapının kilidini açsam, merdivenleri insem... O sırada apartmanda insan karmaşası, çatlak, kırık, dökük olmasa...
Kendimi sokağa atmam minimum 15 saniye...
Üstelik kurtarmam gereken çoluğum çocuğum falan da yok. Hadi sokağa çıktım...
Sokağımız da dar, yıkıntıda kaçacak pay yok.
Bir de ben üçüncü kattayım, bunun dördü, beşi var...
Halbuki tek katlı bir evde yaşasam ne güzel olurdu.
Şiirdeki gibi: “Müstakil bir evim olsun ve küçük bir bahçem...”
Hiçbir şeyin garantisi yok tabii ama enkazından çıkmak bile daha kolay.
Depremde güvenli kabul edilen Kırklareli’ndeki Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Ümit ikizlerli’ye göre son 2 haftadır büyük bir talep var: “Normal zamanda 10 kişiye hizmet verirken bu rakam son 2 haftadır 7-8 katına çıkmış durumda.”
Ünlüler dünyası da aynı kafada...
Çağla Şıkel, Neslihan Atagül-Kadir Doğulu, Yasemin-izzet Özilhan ve Aslı Tandoğan, tiny house (seyyar küçük ev) almak için bayilere koşmuş.
Takvim gazetesinden Ufuk Özcan’ın haberine göre Engin Altan Düzyatan, Caner Erkin, Berkay, Erkan Petekkaya, Burak Özçivit, Şafak Sezer, Bengü, Şükran Ovalı gibi birçok isim Sarıyer’in köy kısımlarına yerleşme planı yapıyormuş.
Sadece ben değil, bütün Türkiye Amerikalılar, ingilizler gibi müstakil evlerde yaşasaydık, bu kadar can kaybı verir miydik depremde?
Peki nasıl olurdu, bu kadar nüfus çok katlı mezarlar yerine yatay mimaride olsa... Sığar mıydık Türkiye’ye?
Webtekno’dan ismail Merdan Kocaoğlu basit bir hesap yapmış.
Kolay anlaşılsın diye sayıları yuvarlıyorum. Merdan Kocaoğlu diyor ki:
Nüfusumuz 85 milyon. Her evde ortalama üç kişi yaşıyor.
Nüfusumuzu 3’e bölersek, 28 milyon hane eder. Yani toplam 28 milyon müstakil eve ihtiyacımız var. Bu evlerin her birinin 250 metrekare olduğunu varsayalım, 50 metrekare de bahçesi olsun. Eder 300 metrekare...
28 milyon evi 300 metrekareden hesaplarsak...
Kaplayacağı alan 8 buçuk milyar metrekare.
Bunun kilometrekare olarak karşılığı 8.500 kilometrekare.
Ülkemizin yüzölçümü 800 bin kilometrekare.
Yani bize gereken ülkemizin yüzde 1’i kadar bir alan.
“Muş ilimizin yüzölçümü kadar” diyor Kocaoğlu.
Sonra da soruyor:
“Peki bütün insanlarımızı Türkiye’ye bu şekilde yayma fikri gerçek olabilir mi yoksa bir ütopya mı?
Savaş Özbey
Mart 03, 2023 06:29
Bütün Türkiye tek katlı olsa Muş kadar yer kaplardı
Şiirdeki gibi: “Müstakil bir evim olsun ve küçük bir bahçem...” Hiçbir şeyin garantisi yok tabii ama enkazından çıkmak bile daha kolay. Sadece ben de değil... Keşke bütün Türkiye Amerikalılar, ingilizler gibi müstakil evlerde yaşasa...
Yok, hesaplıyorum hesaplıyorum; olmuyor.
Depremi anında fark etsem, yataktan fırlasam...
Kapının kilidini açsam, merdivenleri insem... O sırada apartmanda insan karmaşası, çatlak, kırık, dökük olmasa...
Kendimi sokağa atmam minimum 15 saniye...
Üstelik kurtarmam gereken çoluğum çocuğum falan da yok. Hadi sokağa çıktım...
Sokağımız da dar, yıkıntıda kaçacak pay yok.
Bir de ben üçüncü kattayım, bunun dördü, beşi var...
Halbuki tek katlı bir evde yaşasam ne güzel olurdu.
Şiirdeki gibi: “Müstakil bir evim olsun ve küçük bir bahçem...”
Hiçbir şeyin garantisi yok tabii ama enkazından çıkmak bile daha kolay.
Depremde güvenli kabul edilen Kırklareli’ndeki Emlak Müşavirleri Derneği Başkanı Ümit ikizlerli’ye göre son 2 haftadır büyük bir talep var: “Normal zamanda 10 kişiye hizmet verirken bu rakam son 2 haftadır 7-8 katına çıkmış durumda.”
Ünlüler dünyası da aynı kafada...
Çağla Şıkel, Neslihan Atagül-Kadir Doğulu, Yasemin-izzet Özilhan ve Aslı Tandoğan, tiny house (seyyar küçük ev) almak için bayilere koşmuş.
Takvim gazetesinden Ufuk Özcan’ın haberine göre Engin Altan Düzyatan, Caner Erkin, Berkay, Erkan Petekkaya, Burak Özçivit, Şafak Sezer, Bengü, Şükran Ovalı gibi birçok isim Sarıyer’in köy kısımlarına yerleşme planı yapıyormuş.
Sadece ben değil, bütün Türkiye Amerikalılar, ingilizler gibi müstakil evlerde yaşasaydık, bu kadar can kaybı verir miydik depremde?
Peki nasıl olurdu, bu kadar nüfus çok katlı mezarlar yerine yatay mimaride olsa... Sığar mıydık Türkiye’ye?
Webtekno’dan ismail Merdan Kocaoğlu basit bir hesap yapmış.
Kolay anlaşılsın diye sayıları yuvarlıyorum. Merdan Kocaoğlu diyor ki:
Nüfusumuz 85 milyon. Her evde ortalama üç kişi yaşıyor.
Nüfusumuzu 3’e bölersek, 28 milyon hane eder. Yani toplam 28 milyon müstakil eve ihtiyacımız var. Bu evlerin her birinin 250 metrekare olduğunu varsayalım, 50 metrekare de bahçesi olsun. Eder 300 metrekare...
28 milyon evi 300 metrekareden hesaplarsak...
Kaplayacağı alan 8 buçuk milyar metrekare.
Bunun kilometrekare olarak karşılığı 8.500 kilometrekare.
Ülkemizin yüzölçümü 800 bin kilometrekare.
Yani bize gereken ülkemizin yüzde 1’i kadar bir alan.
“Muş ilimizin yüzölçümü kadar” diyor Kocaoğlu.
Sonra da soruyor:
“Peki bütün insanlarımızı Türkiye’ye bu şekilde yayma fikri gerçek olabilir mi yoksa bir ütopya mı?
Washington D.C. (Washington District Of Columbia) kulis dedikolarına göre bu üç kişi Marco Rubio Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Tom Barrack Amerika Birleşik Devletleri'nin kt!tc Büyükelçisi Donald Trump Amerika Birleşik Devletleri Başkanı uzun boylu epilepsi hastası hırsız bunak bir ibneyi grup sekste birlikte sert sikmişlerdir hahaha.
kahpe dünyanın değişmeyen kuralı herkes paranın peşinde
Fenerbahçe'de Ali Koç yönetiminin değişmesiyle birlikte yeni transferlerin tedirginlik yaşadığı iddia edildi. Serdar Ali Çelikler'in açıklamasına göre Duran, Asensio ve Ederson, maaşlarıyla ilgili eski yönetimle görüşme yaptı.
"DALGA MI GEÇiYORSUNUZ?"
Serdar Ali Çelikler, “Duran, Asensio ve Ederson; eski yöneticileri aramışlar. 'Dalga mı geçiyorsunuz, sizin için geldik ama gidiyorsunuz. Bizim kontratlarımız ağır. Size güvenerek geldik' demişler. Devin Özek'i aramışlar. 'Bizim kontratlarımız ağır, nolacak bizim paralarımız' demişler." ifadelerini kullandı.
Sinan Oğan, desteğini satılığa çıkardı: Bedavaya gitmeyecek
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem ince’nin cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesiyle seçimi ikinci tura bırakabilecek tek aday olarak kalan Sinan Oğan, hedeflerinin pazarlığa oturmak olduğunu söyledi. Oğan, “Tabii ki biz bedavadan ortak olmayacağız” dedi.
“kimler, kimlerle beraber” söyleminin tecellisi olmuştur bu videolar. şaşırmadığım çok şey var bu videolarla ilgili ama ağzımın açık kaldığı çok şeyler de var.
para her şey kardeşlerim. para her şey. herkes de para ve de çorbasının peşinde. vatan, millet ve benim halkım goygoylarının artık alıcısı yok bu ülkede. olmamalı da. kesinlikle. evet https://eksisozluk.com/se...en-en-onemli-sey--6940418
Para yaratıcıdır, kadir-i mutlaktır. dualarınıza ve hayallerinize en çabuk cevap verendir. o ki size şah damarınızdan daha yakındır.
varlığı veya ona yönelmeniz huzur getirir.
koruyucu ve kollayıcıdır. hiçbir kanun ve nizam onun kadar koruyamaz. nefsinizin en büyük dostudur. bankalar ve borsalar onun evidir.
kahpe dünyanın değişmeyen kuralı herkes paranın peşinde
Fenerbahçe'de Ali Koç yönetiminin değişmesiyle birlikte yeni transferlerin tedirginlik yaşadığı iddia edildi. Serdar Ali Çelikler'in açıklamasına göre Duran, Asensio ve Ederson, maaşlarıyla ilgili eski yönetimle görüşme yaptı.
"DALGA MI GEÇiYORSUNUZ?"
Serdar Ali Çelikler, “Duran, Asensio ve Ederson; eski yöneticileri aramışlar. 'Dalga mı geçiyorsunuz, sizin için geldik ama gidiyorsunuz. Bizim kontratlarımız ağır. Size güvenerek geldik' demişler. Devin Özek'i aramışlar. 'Bizim kontratlarımız ağır, nolacak bizim paralarımız' demişler." ifadelerini kullandı.
Sinan Oğan, desteğini satılığa çıkardı: Bedavaya gitmeyecek
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem ince’nin cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesiyle seçimi ikinci tura bırakabilecek tek aday olarak kalan Sinan Oğan, hedeflerinin pazarlığa oturmak olduğunu söyledi. Oğan, “Tabii ki biz bedavadan ortak olmayacağız” dedi.
“kimler, kimlerle beraber” söyleminin tecellisi olmuştur bu videolar. şaşırmadığım çok şey var bu videolarla ilgili ama ağzımın açık kaldığı çok şeyler de var.
para her şey kardeşlerim. para her şey. herkes de para ve de çorbasının peşinde. vatan, millet ve benim halkım goygoylarının artık alıcısı yok bu ülkede. olmamalı da. kesinlikle. evet https://eksisozluk.com/se...en-en-onemli-sey--6940418
Para yaratıcıdır, kadir-i mutlaktır. dualarınıza ve hayallerinize en çabuk cevap verendir. o ki size şah damarınızdan daha yakındır.
varlığı veya ona yönelmeniz huzur getirir.
koruyucu ve kollayıcıdır. hiçbir kanun ve nizam onun kadar koruyamaz. nefsinizin en büyük dostudur. bankalar ve borsalar onun evidir.
Sinan Oğan, desteğini satılığa çıkardı: Bedavaya gitmeyecek
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem ince’nin cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesiyle seçimi ikinci tura bırakabilecek tek aday olarak kalan Sinan Oğan, hedeflerinin pazarlığa oturmak olduğunu söyledi. Oğan, “Tabii ki biz bedavadan ortak olmayacağız” dedi.
Yeşilçam iftiharla sunar Muz kralının yalı çocuğuna tecavüzü sinemalarda başrollerde yalı çocuğu yıldırım ali kaliteli o çocuğu hakan bilal kutlualp hbk namı diğer muz kralı sadettin saran namı diğer sadettin sokan filmin konusu hbk ve sadettin sokan gecenin bir yarısı gizlice yalı çocuğunun boğazdaki ultra lüks yalısına girerler ve muz kralı hbk in
Hakan Bilal Kutlualp, 1966 istanbul doğumlu, işletme mezunu bir iş insanı ve Fenerbahçe'nin 2002-2005 yılları arasında yöneticilik yapmış efsane isimlerinden biri. Turizm, tekstil ve özellikle muz ticaretiyle “Muz Kralı” lakabını kazanan Kutlualp, Türkiye'ye muz ithalatında büyük bir pazar payına sahip.
En kalın uzun muzlarını ali kalteli o çocuğunun gözüne sokarlar bağırsakları pardon göz sinirleri parçalanan yalı çocuğu ali kaliteli o çocuğu aldığı muz darbeleri sonucu geberir mefta olur boğaz eşrafı kahrolur ağlamaktan gözyaşlarıyla dünyayı sel basar efso başkan aziz yıldırım r leri söylemez ve hbk yeni fb başkanı sadettin sokanın yatına binerler yatta zevkten halay çekerler bir yandan ali koç yalakalarına muz atarlar hahaha mutlu son
Muz kralı hakan bilal kutlualp tarafından canı sıkılıp öldürülmüş sadettin sarana gömdürülmüştür
Hakan Bilal Kutlualp, 1966 istanbul doğumlu, işletme mezunu bir iş insanı ve Fenerbahçe'nin 2002-2005 yılları arasında yöneticilik yapmış efsane isimlerinden biri. Turizm, tekstil ve özellikle muz ticaretiyle “Muz Kralı” lakabını kazanan Kutlualp, Türkiye'ye muz ithalatında büyük bir pazar payına sahip.
Yıldırım ali koç hakan bilal kutlualp in stratejik dehası sonucu delegelerden topladığı imzalarla canı sıkıla sıkıla eli mahkum götü gardiyan halde kongreye gitmiş sonrasında hbk in sadettin sokan lehine adaylıktan çekilmesiyle hbk in muz kabuklarına basıp devrilip gözüne giren muzlarla mevta olmuştur asırlık çınar fb ye 7 yılda sadece 1 tc kupası kazandıran yak gerçekten fb nin gelmiş geçmiş en başarısız rezil kepaze başkanıdır soyadın açılımı gibi kaliteli o....u çocuğudur (okullu çocuğudur) namı diğer yalı çocuğudur efso başkan aziz yıldırımın nefret objesidir
Muz kralı hakan bilal kutlualp tarafından canı sıkılıp öldürülmüş sadettin sarana gömdürülmüştür
Hakan Bilal Kutlualp, 1966 istanbul doğumlu, işletme mezunu bir iş insanı ve Fenerbahçe'nin 2002-2005 yılları arasında yöneticilik yapmış efsane isimlerinden biri. Turizm, tekstil ve özellikle muz ticaretiyle “Muz Kralı” lakabını kazanan Kutlualp, Türkiye'ye muz ithalatında büyük bir pazar payına sahip.
Yıldırım ali koç hakan bilal kutlualp in stratejik dehası sonucu delegelerden topladığı imzalarla canı sıkıla sıkıla eli mahkum götü gardiyan halde kongreye gitmiş sonrasında hbk in sadettin sokan lehine adaylıktan çekilmesiyle hbk in muz kabuklarına basıp devrilip gözüne giren muzlarla mevta olmuştur asırlık çınar fb ye 7 yılda sadece 1 tc kupası kazandıran yak gerçekten fb nin gelmiş geçmiş en başarısız rezil kepaze başkanıdır soyadın açılımı gibi kaliteli o....u çocuğudur (okullu çocuğudur) namı diğer yalı çocuğudur efso başkan aziz yıldırımın nefret objesidir
Muz kralı hakan bilal kutlualp tarafından canı sıkılıp öldürülmüş sadettin sarana gömdürülmüştür
Hakan Bilal Kutlualp, 1966 istanbul doğumlu, işletme mezunu bir iş insanı ve Fenerbahçe'nin 2002-2005 yılları arasında yöneticilik yapmış efsane isimlerinden biri. Turizm, tekstil ve özellikle muz ticaretiyle “Muz Kralı” lakabını kazanan Kutlualp, Türkiye'ye muz ithalatında büyük bir pazar payına sahip.
Yıldırım ali koç hakan bilal kutlualp in stratejik dehası sonucu delegelerden topladığı imzalarla canı sıkıla sıkıla eli mahkum götü gardiyan halde kongreye gitmiş sonrasında hbk in sadettin sokan lehine adaylıktan çekilmesiyle hbk in muz kabuklarına basıp devrilip gözüne giren muzlarla mevta olmuştur asırlık çınar fb ye 7 yılda sadece 1 tc kupası kazandıran yak gerçekten fb nin gelmiş geçmiş en başarısız rezil kepaze başkanıdır soyadın açılımı gibi kaliteli o....u çocuğudur (okullu çocuğudur) namı diğer yalı çocuğudur efso başkan aziz yıldırımın nefret objesidir
Lavuk hakan fidan çok daralınca sıkılınca ayetel kürsi okuyup rahatlıyormuş
lavuk, -ğu
1. sıfat, argo Gereksiz konuşan (kimse).
2. sıfat, argo Önemsiz konular üzerinde fazlaca duran, hareketleri ve sözlerinde meymenet olmayan (kimse):
"O Halûk denen lavuk yine senin çevrende dolanmaya devam mı edecek?" - Seher Çarkım Elmalı
bak bak bak bak lavuğa bak acaba bu ve diğer tüm siyasetçi lavuklara bundan sonra size maaş yok makam olanaklarınızda (araç şoför koruma lojman beleş yemek beleş seyahat beleş sağlık hizmetleri örtülü ödenek vesaire) iptal edildi dense görevlerine devam ederler miydi asla hiçbiri görevlerine devam etmezdi çünkü hepsi yaptıkları işi vatan millet ülke aşkıyla değil aldıkları para şan şöhret ün mevki makam olanakları için yapıyorlar ey hakan fidan taptığın allah anamızı ağlattınız diyen gariban çiftçiye ananıda al git demişti ya sende ayetel kürsinide al git hadi selametle! kt!
eksisozluk.com sitesinde türkiye'nin gotham city'ye dönüşmesi diye bir başlık var batman çizgi romanının sıkı takipçileri çok iyi bilirler batman in yaşadığı gotham city nin kaotik atmosferini gerçekten gotham city tam bir bataklıktır suç şehridir suç bataklığıdır 2025 itibarıyla başta ilçe olarak esenyurt il olarak istanbul ülke olarak tc de büyük ölçüde gotham city e dönüşmüştür o yüzden ekşi de açılan bu başlığı önemsedim muadilini ulu ya açtım ve ekşi deki türkiye'nin gotham city'ye dönüşmesi başlığına yazılan sabun köpüğü entryleri değil ama sosyolojik tespit içeren entryleri bu başlığın altına kopyalıyorum umarım ekşi deki entryler ulu yazarlarına ilham olur ve ulu yazarlarıda bu başlığa ciddi sosyolojik tespitler yazarlar
umut etmekten baska caremizin olmadigi, sokaklara inmedikce halki bilgilendiremeyecegimizin farkinda oldugumuz ve maalesef daha da kotuye giden bir ulkeyiz. sonumuz ne olacak merak edilesi
çürüme, adalet mekanizmalarının çalışmaması, yeraltı, hasır altı, kanunsuzluk kanunları, şiddet, tecavüz, hırsızlık ve benzeri onlarca suçun tavan yapmasıyla oluşan karanlık durum.
gotham türkiye'ye göre daha şanslıdır. bir adaleti ve kurtarıcısı vardır. ama bizim ülkenin ne kurtarıcısı ne de adaleti vardır.
suçun yaygınlaşmasından ve insanlar tarafından hoş karşılanmasındadır. maalesef artık bu böyle. toplumda genel anlamda suça bakış tamamen değişmiş durumdadır.
artık insanlar eskiden olduğu gibi suçu işleyeni kınamıyorlar aksine daha da seviyorlar. hemen hemen her kesimde şu anda bu var. mesela oy veya gönül verdiği parti ya da siyasi oluşuma mensup birtakım kişiler suç işledikleri vakit ilginç bir şekilde takdir hatta taltif bile görür hale geldiler. haliyle bu dürüst olmaya çalışan kişilerin gittikçe "ulan dürüst ol ol da elde yok avuçta yok, nereye kadar?" mantığıyla düşünmesine bile sebep oluyorlar. en büyük örneği geçen sene olan ve yıldönümüne yaklaştığımız şu günlerde olmuştur. buradaki mantık şu: "bizim adamımız, alsın helali hoş olsun."
bir toplum için bu maalesef düzenin iyiden iyiye bozulmuş olduğunu gösteriyor. "alıyorsa bizim adamımız alıyor.", "herkes çalıyor ne olmuş yani?", "adamı nasıl gebertmiş ama?" şeklindeki anlayış ve sözler maalesef daha da yaygınlaşıyor. "yaman hırsız ev sahibini bastırırmış." diye bir laf var ya. aynen öyle. adamlar bir de haklı çıkıyorlar çoğunluğun gözünde. ondan sonra da kalkıyorlar "dindar gençlik" ve benzeri şeyleri kullanıyorlar. kimse kendi yapmadığı birşeyi başkasına yap ya da yaptığı bir şeyi başkasına yapma deme hakkına sahip değildir. daha önceden de yazmıştım:
bir gün bir adam ve oğlu ebu hanife'nin yanına gelirler. adam oğlundan şikayetle:
-benim oğlum çok bal yiyor, bir nasihat eder misin?
deyince, ebu hanife adama bür süre sonra gelmelerini söylüyor. bir süre sonra geldiklerinde ebu hanife çocuğa:
-oğlum, bal yeme!
şeklinde nasihat ediyor. bunun üzerine adam daha önce geldiklerinde bu nasihati neden vermediğini sorunca ebu hanife:
-o gün ben bal yemiştim.
şeklinde cevap veriyor.
inanan ya da inanmayan herkes için örnektir bence.
yakın geçmişe baktığımızda, bu anlayış cem uzan'ın amerika'daki motorola'yı dolandırmasıyla bence bu anlayış ve suçluyu kollamak iyice su yüzüne çıkmış. adam dolandırdıktan sonra birçoğumuz duymuşuzdur:
-adam amerika'yı dolandırdı.
-helal olsun.
bu anlayış değişmediği sürece olduğumuz yerden bi arpa boyu gidemeyiz
bugün benim de aklıma gelendir. televizyonda bir kanalda kara şovalye vardı denk geldim. bir ara şöyle bir takıldım. izlerken birden ya bu insanlar da gotham city de nasıl yaşıyor ya he gün bir suçlu, bir karışıklık derken durup sinirsel bir gülme krizine girdim ve biz olmuşuz gotham city deyip televizyonu kapattım.
tam anlamıyla gerçeği yansıtan bir tespit.
ülkedeki çöküş kendini her alan belli ediyor; müzik, sanat, bilim hatta bunların ötesinde ahlak. empati yapma yetimizi kaybetmişiz oysa ki bizi insan yapan yegane şey oydu. o yüzden de bu haldeyiz, yolsuzluk alır başını gider, gazeteler tecavüz intihar haberleriyle dolu (daha doğrusu doluydu artık yazamıyorlar bile), gazimiz bile açlıktan ölmüş, özetle ölmüşüz bitmişiz ağlayanımız yok.
edit: bir başka göstergesi de ekşi sözlük gibi sosyal medya platformlarına türkiye yazınca en üstte türkiye'den siktir olup gitmek gibi başlıkların çıkması
bizim millet olarak çok tembel olma durumumuzla orantılı olarak gerçekleşmektedir.
komuşusunu tanımayan bir millet olduk. özellikle büyükşehirlerde çoğu insan yıllarca yanyana, alt üste oturduğu komşusunun evine girmemiştir.
devlet, polis, kurumlar vs bunların hepsi vatandaş için vardır. biz bunu unutmuşuz tanımadığımız bir grubun, kurumun bizi korumasını bekliyoruz. haliyle olmuyor.
birine birşey olduğu zaman da ses etmiyoruz. yeter ki bize birşey olmasın. bize birşey olunca da basıyoruz yaygarayı.. nerede bu devlet vs diyoruz.
toplum kendi kurallarını koymalı, kendi kurumlarını kurmalı ve denetlemeli. vatandaşlar olarak daha bilinçli olmalıyız. haksızlığa karşı durmalıyız. kendimizi koruyacak kurumları, yapıları alttan bizler oluşturmalıyız. yukarıdan olduğu zaman bu işler yürümez.
örneğin oturduğunuz mahallede güvenlikten sorumlu amir sizin mahallenizde oturuyor olmalı. orayı koruyan polis kendi çocuğunu çoluğunu da koruyor olmalı. 500 km uzaktan atama yoluyla gelen polis ofiste facede gezerken mahallede zararlı tipler türemiş, çoluk çocuk gezilmez olmuş, silah sesi duyulmuş gibi şeyleri siklemez haliyle.
aynı örnekleri eğitim kurumları, adelet kurumları, sağlık kurumları herşeye uyarlayabilirsiniz.
yanlış anlaşılmasın. federal bir yapıdan bahsetmiyorum illa merkeziyetçi bir yapı olmalı ama yerel idareler, mahalleler hatta apartmanlar, komşular kendi içinde aktif olmalılar. insanlar yardımlaşmalılar. herşeyi devletten beklememek gerekiyor. devlete yön vermesi gereken de vatandaştır. işlevsiz sivil toplum kuruluşlarını işler hale getirmek gerekiyor.
bir kamyon insan 3-5 tane sıfatsız adama pabuç bırakıyoruz.
ülke gotham a benzemeye başlamiyor adeta gotham zaten, lakin şu var ki ne batman çıkıyor ortaya ne de rasal ghulllar, jokerler eksiliyor
katılmadığım tespit.
gotham, bu çürümüşlüğün yanında cennet kalır. bizde joker çok, batman yok ne yazık ki.
potansiyel varmış, ayrıca duymadığımız neler dönüyor bakma teknoloji gelişti ve sosyal medyaya ulaşım kolaylaştı. bu kadar gelişmiş bir sosyal medya yokken kim bilir neler örtbas edildi. aman kötü görünmeyelim diye neler görmezden gelindi. kim bilir? biz ona döndü demeyelim. "gotham şehri gibi ülkeyiz" diyelim. daha da beter oluyoruz o ayrı tabi.
ilk tespitin yapıldığı 2014 yılından bu yana artarak devam eden durumdur. her gün çıkan birbirinden bunaltıcı kötü haberler, ülkede halihazırda var olan çok çok çok çok az olan adaletin kimseye fayda vermemesi, insanların adaletten korkmaması, istediği şiddeti katliamı yapıp serbestçe dolaşması ve polisin sindirilmesi bu duruma örnek verilebilir.
gotham city'nin gerçek hayattaki temsilcisi olma yolunda hızla ilerleyen ülke. çevre kirliliği (gri-kirli hava, arıtılmayan sanayi atıkları), yozlaşma (bürokrasi-mafya-ticaret bağlantıları). tek eksiği batman. ki o da sadece çizgi romanda var.
kısacası, batman'siz bir gotham city. ne fena değil mi?
fazlası var eksiği yok gerçekten.artık duyduklarına inanamıyorum cümlesini telaffuz etmek dahi ayıp kaçıyor.
üstelik bir batman'i de yok.
gotham city buranın yanında iskandinav ülkesi kalır amk dediğim dönüşme durumu
ülkeye uluslararası mafyaların, kırmızı bültenle aranan terörist ve çete üyelerinin de doluşmasıyla tamamlanmış dönüşümdür. ülkede batman çıkarabilecek zengin ailelerin de çoğu, belki de hepsi bir yerinden pisliğe bulaşmış durumda zaten. ayrıca bir tane batman de yetmez ki, koca justice league gelse yıllar sürer şu ülkenin temizlenmesi. avengers da katılırsa süreç hızlanır biraz. bruce wayne ve nick fury göreve!
duygu editi: allah belamızı versin bizim ya. memleket ne hale geldi, ekşi'de twitter'da klavye takırdatmaktan başka hiçbir şey yapamıyoruz. bak şu başlık ve kendi entry'm bile etkileşim arayan tespitlerden öteye gidemiyor. koca ülkede bir tane düzgün siyasi oluşum bile kalmadı, "hadi gençler, toplaşıp ekşi parti'yi kuruyoruz" demedik hala. zaten kursak bile çok seslilikten iki gün sonra kendimizi yok ederiz. allah bin belamızı versin.
polatgillerin de salınması ile iyice ayyuka çıkan gerçek.
bir eksik var: suçluların biletini kesip adalet ve güvenlik sağlayacak bir batman yok.
bir fazla var: gotham'da bile '' bana ne lan hepiniz ortaçağ din ritüellerine göre yaşayacaksınız.'' diyen dangalaklar yok.
gotham'dan da beteriz...
zamanın ötesinden bir başlık. batman bile tek başına başa çıkamaz bu kadar suçla.
lakin daha kötü durumdayız bizim bir batmanimiz yok.
tüm kadın cinayetleri, mafyalar için en güvenli liman haline gelmesi, yargı sisteminin çökmesi, ekonominin sikertilmesi, okulları bok götürmesi, milleti soyanların göbek atarak dışarı salınması, bahis çeteleri, pedofil tecavüzler, kasap katiller, kitlesine domuz eti yediren müslüman kılıklı dolandırıcılar, politika yapıcı soytarılarıyla ülke koca bir gotham olmuştur evet. ama ne yazık ki adaleti savunan bir kişi veya grup hala çıkmadı. gotham olmaktan daha kötüsü batman'siz gotham olmak evet.
valla bundan ala benzetme olamaz sanırım. her yer suç örgütleriyle dolu. sokaklar tekinsiz. ekonomi bitik. yönetim yitik. halk korku içinde. yok mu bir (bkz: batman)
beton yığınları apartmanlardan dolayı şehir estetiğini yok sayarsak doğru sayılabilecek bir tespit.
ayrıca villainler hiç karizmatik değil. bi kumar mafyası, bi ihaleci, vergi kaçıran zenginler ve onların araba ile adam öldüren ve de ceza çekmeyen pudra şekerci veletleri, aşiret içinde kadın çocuk cinayetleri, kendini asanlar, vuranlar, intihar edenler, evet gözünün içine baka baka yalan söyleyen, yozlaşmış politikacılar var ama onlarında vizyonu betondan ötesi değil.
ve evet batman falan yok...
he bu kadar kötüye zaten ancak bi vigilante lazım ama onu da bu halk haketmiyor, hırsızı katili cezalandıracak bir adam çıksa önce bu anadolu irfanı halk yakalayıp döver sonra da fetöcü diye polise teslim eder...
bebekleri öldüren kötülüğü ne gotham city'de, ne sin city'de ne de hell's kitchen'de bulabilirsiniz. türkiye açık ara bütün bu fantastik kötülük merkezlerinden daha kötü durumda. ve ne yazık ki bir vicilantemiz bile yok. o yüzden bu kötülüklerin sorumlusu olan yetkililerden hiçbiri istifa bile etmiyor. belki de kahramanımızı çağırmamız gerekiyor. yoksa ortaya çıkmaz.
batman veya türevi birinin ortaya çıkmasıyla ''yuppi kurtulacağız sonunda'' diye sanıyorsanız, üzgünüm öyle bir şey olmayacak. iki ihtimal var:
ya batman, türevi bir kahraman iki gün sonra yozlaşıp kötülerin safına geçer. bkz: (bkz: türk batman'in aldığı ihaleler)
ya da türk halkının kösteği sonucunda iki günde hapsi boylar. fetö ya da pkk ile ilişkilendirilir. en iyi ihtimalle cia, mossad ajanı diye halka yutturulur.
istanbul içten içe çürüyen gündüzleri bile ruhu alacakaranlık ekonomisi alt üst sosyolojisi dağılmış merkezi hükümet tarafından bile artık pekte ciddiye alınmayan göçmenler tarafından istila edilmiş her an çöküşü beklenen bir şehirdir şehir yıllarca popülist belediye başkanları tarafından ihmal edilmiş bürokrasisi sistematik yolsuzluğun dibini sıyıran ve insanların devlet mekanizmasına güveninin neredeyse sıfırlandığı bir enkaz haline gelmiştir elbette her şehirde suç ve sistematik yolsuzluklar olabilir ve olacaktır da fakat istanbulda suç şehir yönetiminin ve kolluk kuvvetlerinin belirlediği alanlardan çoktan taşmış yaşamın kendisi haline gelmiştir bu yönüyle istanbul zaten içten içe kendisini yok etmesi gereken bir şehirdir bir toplumdan bir yığına dönüşen kitleleri barındıran yüzlerce şehir isyanlar veya toplu histeri krizleriyle tarihin karanlık sayfalarına gömülüp gitmiştir istanbul şehrinin kendini yok etmesi sosyolojik olarak kaçınılmazdır şehirler önce yükselirler sonra savaşlar kötü yönetimler siyasi krizler kaynak kıtlığı göçmen istilaları depremler gibi sebeplerle yıkılırlar istanbul'daki problemin kökeni şehri yozlaştıran mafya babaları hırsızlar katiller tecavüzcüler esrar satıcıları göçmenler politikacılardan ziyade toplumun yapısal olarak karakterini kaybetmesi ve bireylerin bu güvensizlik ortamında toplumla ve kültürle bağını koparıp yalnızlaşmasıdır çünkü yığınların içinde yalnızlaşan bireyler korkarlar korku öfkeye öfke ise şiddete sebebiyet verir evet fakirlikte istanbul için çok ciddi bir problemdir fakat ekonomi dediğimiz kavram da temelde güven ortamı ister hukuğun düzenin olmadığı istanbulda yaşayanlar kapitalizm sömürüsünün cenderesinin kapanında ezilmektedirler özetle istanbul bir girdabın içerisindedir ve şehirdeki problemin basitçe tanımı toplumsal çözülmedir zaten toplumsal olarak çözülmüş olan istanbulun tabutuna beklenen büyük istanbul depremi son çiviyi çakacaktır.
Ben sana bok demem,
Boklar duyar ar eder.
Bir zerren düşse boka,
Onu da mundar eder.
Tanrı senin hamurunu
Necasetle yoğurmuş,
Anan seni sıçar iken
Yanlışlıkla doğurmuş.
kt!rte mutlak butlan kahpeliğini omurgasızlığını zilletini kabul eden kt!kk için kahramanmaraş depreminden sonra be ahlaksız be namussuz be adi diyerek khp omurgasıza hak ettiklerini söylemişti
Mutlak butlanla kovulduğu chp ye kayyum olarak dönen kt!kk na bu küfürler iltifat sayılır çok daha ağır küfürleri hak ediyor.
Not o gün için kt!kk ilk günlerde kızılay nerede ne çadırını ne yemeğini görmedik demekle haklıydı çünkü kızılay dandik bir kurum organize olamadı ilk günlerde deprem bölgesinde kızılayın çadırları yemekleri yoktu bu durumda kt!kk ilk günler için kızılay nerede ne çadırını ne yemeğini görmedik demekle haklı kt!rt kt!kk bunları dedi diye ona be ahlaksız be namussuz be adi dediyse çok haksız ama bu küfürleri kt!kk nin karakteri için demişse çok haklı hatta çok az bile demiş.
Türkiye Hanke’nin Yıllık Sefalet Endeksi’nde yine ilk 10’da
Johns Hopkins Üniversitesi’nde Uygulamalı Ekonomi Profesörü olan Steve Hanke, Yıllık Sefalet Endeksi’ni açıkladı.
John Hopkins Üniversitesi’nden Uygulamalı Ekonomi Profesörü Steve Hanke tarafından hazırlanan “Yıllık Sefalet Endeksi’nde” Türkiye, 2024 yılında dünya genelinde 5. sırada yer aldı. Kolayca erişilebilen ekonomik verileri kullanarak, bir ekonominin ne kadar “sefil” veya “sağlıklı” olduğunu belirleme amaçlı hazırladığı listede Hanke, 2024 baskısında 162 ülkeye yer verdi.
Hanke’nin Yıllık Sefalet Endeksi, ülkelerin işsizlik, enflasyon, faiz oranı ve reel GSYiH büyümesi göz önüne alınarak hesaplandı.
2024’te en sefil 20 ülkenin, 2023’tekiyle hemen hemen aynı olduğunu belirten Hanke, “Gerçekten de, en sefil 20 ülkenin 15’i aynı, Tonga, Pakistan, Bosna-Hersek, Ukrayna ve Surinam ayrılırken, Esvatini, Madagaskar, São Tomé ve Príncipe, Gabon ve Cibuti katılıyor” dedi.
2024’te dünyanın en sefil on ülkesi, azalan sıralamaya göre Sudan, Arjantin, Suriye, Yemen, Türkiye, Venezuela, Zimbabve, Lübnan, Malavi ve Esvatini oldu. Yani Türkiye dünyanın 5. en sefil ülkesi oldu.
Listenin mutlu sonunda, en az sefil olan 20 ülkenin 15’i 2023 ve 2024’te de aynı kaldı, Belçika, Mali, Almanya, Umman ve Hollanda ayrılırken, Sri Lanka, Çek Cumhuriyeti, Kamboçya, Singapur ve Vietnam katıldı.
2024 yılında dünyanın en mutlu on ülkesi, artan sıralamaya göre Tayland, Tayvan, Togo, Fildişi Sahili, isviçre, Bahreyn, Katar, Çin, Vietnam ve Japonya oldu.
Tayland bu yılın en mutlu ülkesi olurken Hanke, işsizlik ve enflasyon söz konusu olduğunda, Tayland Merkez Bankası’nın ne yaptığını bildiğini söyledi.
Türkiye Hanke’nin Yıllık Sefalet Endeksi’nde yine ilk 10’da
Johns Hopkins Üniversitesi’nde Uygulamalı Ekonomi Profesörü olan Steve Hanke, Yıllık Sefalet Endeksi’ni açıkladı.
John Hopkins Üniversitesi’nden Uygulamalı Ekonomi Profesörü Steve Hanke tarafından hazırlanan “Yıllık Sefalet Endeksi’nde” Türkiye, 2024 yılında dünya genelinde 5. sırada yer aldı. Kolayca erişilebilen ekonomik verileri kullanarak, bir ekonominin ne kadar “sefil” veya “sağlıklı” olduğunu belirleme amaçlı hazırladığı listede Hanke, 2024 baskısında 162 ülkeye yer verdi.
Hanke’nin Yıllık Sefalet Endeksi, ülkelerin işsizlik, enflasyon, faiz oranı ve reel GSYiH büyümesi göz önüne alınarak hesaplandı.
2024’te en sefil 20 ülkenin, 2023’tekiyle hemen hemen aynı olduğunu belirten Hanke, “Gerçekten de, en sefil 20 ülkenin 15’i aynı, Tonga, Pakistan, Bosna-Hersek, Ukrayna ve Surinam ayrılırken, Esvatini, Madagaskar, São Tomé ve Príncipe, Gabon ve Cibuti katılıyor” dedi.
2024’te dünyanın en sefil on ülkesi, azalan sıralamaya göre Sudan, Arjantin, Suriye, Yemen, Türkiye, Venezuela, Zimbabve, Lübnan, Malavi ve Esvatini oldu. Yani Türkiye dünyanın 5. en sefil ülkesi oldu.
Listenin mutlu sonunda, en az sefil olan 20 ülkenin 15’i 2023 ve 2024’te de aynı kaldı, Belçika, Mali, Almanya, Umman ve Hollanda ayrılırken, Sri Lanka, Çek Cumhuriyeti, Kamboçya, Singapur ve Vietnam katıldı.
2024 yılında dünyanın en mutlu on ülkesi, artan sıralamaya göre Tayland, Tayvan, Togo, Fildişi Sahili, isviçre, Bahreyn, Katar, Çin, Vietnam ve Japonya oldu.
Tayland bu yılın en mutlu ülkesi olurken Hanke, işsizlik ve enflasyon söz konusu olduğunda, Tayland Merkez Bankası’nın ne yaptığını bildiğini söyledi.
'Z Kuşağı Protestoları' ülkeyi birbirine kattı! Parlamento binasını yakıp bakanı dövdüler... Dev protestonun izleri
Sosyal medya erişim yasağına karşı başlayan ve kısa sürede ülke geneline yayılan protestolarda 19 kişi hayatını kaybetti. Nepal Hükümeti yasağın “yakında” kaldırılacağını açıklasa da, göstericiler Başbakan Oli’nin evini ateşe verdi. Kabineden ardı ardına istifalar gelirken, ülkede sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Nepal'de, sosyal medyaya erişim yasağı nedeniyle başlayan protestolarda ülke adeta savaş alanına döndü. Protestocular pek çok alanı ateşe verirken Maliye Bakanına ise meydan dayağı attı. O anlar saniye saniye kameralara yakalanırken, sosyal medya yasağının "yakında" kaldırılacağı bildirildi. Protestolarda polisin müdahalesiyle 19 kişi yaşamını yitirmişti.
The Kathmandu Post gazetesinin haberine göre, sosyal medyaya erişim yasağına karşı gösteriler, 19 kişinin yaşamını yitirmesi ve 400'ün üstünde kişinin yaralanmasının ardından sürüyor.
'YAKINDA' KALKACAK
Kabine toplantısının ardından söz konusu protestolara ilişkin açıklamada bulunan Nepal iletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Prithvi Subba Gurung, sosyal medya yasağının "yakında" kaldırılacağını ifade etti.
Muhalefetin taleplerinin aksine Nepal Başbakanı Khadga Prasad Sharma Oli'nin istifa etmeyeceğini belirten Bakan, bu istifanın "mümkün olmadığını" vurguladı.
MALiYE BAKANINA MEYDAN DAYAĞI
Şiddetli protestolarla sarsılan ülkede kabineden istifalar ise peş peşe gelirken, içişleri Bakanı Ramesh Lekhak'ın ardından Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ramnath Adhikari da görevinden istifa ettiğini bildirdi. Öte yandan Maliye Bakanı Bishnu Prasad Paudel iddia edilen bir kişi, protestocular tarafından nehirde darp edildi.
Hükümet ise başkent Katmandu ve diğer bölgelerde yaşanan olayları araştırmak üzere soruşturma komitesi kurulduğunu duyurdu.
New York Times'ın haberinde ise geçen hafta erişime kapatılan sosyal medya platformlarının ülkede erişilebilir hale geldiği belirtildi.
HÜKÜMET YENi NESLiN TALEPLERiNE OLUMSUZ YAKLAŞMIYOR
Başbakan Oli, yaptığı açıklamada, barışçıl "Z kuşağı" protestolarının belirli unsurların sızması nedeniyle şiddetlendiğine işaret ederek, hükümetin yeni neslin taleplerine hiçbir zaman olumsuz yaklaşmadığını söyledi.
Hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı dileyen Oli, "Anayasal kurumları koruma girişimlerimiz nedeniyle çok talihsiz olaylar yaşandı." ifadesini kullandı.
Oli, artan gerilim üzerine tüm partileri toplantıya çağırarak, "Barışçıl ve diyaloğa dayalı çözüm arayışında olmalıyız." dedi.
SiYASi FiGÜRLER HEDEF ALINDI
Çeşitli bölgelerde ilan edilen sokağa çıkma yasağına rağmen gösteriler ikinci gününde şiddetlenerek sürerken protestocular, siyasi figürler ve bakanları hedef aldı.
Protestocuların, Nepal iletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Gurung'un evini ve Parlemento binasını ateşe verdiği, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Bishnu Paudel'in evini ise taşladığı bildirildi.
istifasını duyuran içişleri Bakanı Lekhak'ın evinin de saldırıya uğradığı kaydedilirken, eski Başbakan Sher Bahadur Deuba'nın evinin önündeki protestoculara saldırı öncesi müdahale edildiği belirtildi.
BAŞBAKAN OLi'NiN KONUTU ATEŞE VERiLDi
Öte yandan göstericiler, iktidardaki Nepal Kongre Partisinin Sanepa bölgesindeki merkez ofisini ateşe verdi.
Sabahın erken saatlerinde Başbakan Oli'nin konutuna girmeye çalışan göstericiler, polis müdahalesiyle karşılaştı. Öfkeli kalabalık, ardından Oli'nin iki konutunu da ateşe verdi.
Nepal ordusu, artan olaylar nedeniyle bakanları konutlarından helikopterlerle tahliye etmeye başladı.
Güvenlik endişeleri nedeniyle Katmandu'daki Tribhuvan Uluslararası Havalimanı'nda bugünkü tüm iç ve dış hat uçuşları iptal edildi.
BÜYÜKELÇiLiKLERDEN iTiDAL ÇAĞRISI
Avustralya, Finlandiya, Fransa, Japonya, Güney Kore, ingiltere ve ABD'nin Katmandu Büyükelçiliklerinden ülkedeki toplumsal olaylara ilişkin ortak açıklama yapıldı.
Şiddet olayları ve can kayıplarından üzüntü duyulduğu belirtilen açıklamada, hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı mesajı verildi.
Açıklamada, "Tüm tarafları azami itidal göstermeye, daha fazla gerilimden kaçınmaya ve temel hakların korunmasını sağlamaya çağırıyoruz." ifadesi kullanıldı.
Hindistan Dışişleri Bakanlığından yapılan ayrı bir açıklamada da olayların yakından takip edildiği ve barışçıl şekilde çözülmesinin umulduğu kaydedildi.
BAŞKENTTE SOSYAL MEDYAYA ERiŞiM YASAĞINA KARŞI GÖSTERiLER
Nepal'de Facebook, Instagram, WhatsApp, YouTube, X, Reddit ve LinkedIn platformları, verilen süre aralığında Nepal iletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığına kayıt için başvurulmadığı gerekçesiyle erişime kapatılmıştı.
Bakanlık, gerekli izinleri alan platformların aynı gün erişime yeniden açılacağını bildirmişti.
Bunun üzerine çoğunluğu gençlerden oluşan göstericiler, yolsuzluk iddialarını ve hükümetin sosyal medyayı kapatma kararını protesto etmek için parlamento binasına doğru yürüyüşe geçmişti.
Yetkililer, şiddet olaylarının artırmasının ardından parlamento çevresindeki önemli bölgelerde yerel saatle 22.00'ye kadar sokağa çıkma yasağı ilan etmişti.
Polisin protestoculara karşı tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve gerçek mühimmat kullandığı müdahale sırasında 19 kişinin hayatını kaybettiği aktarılmıştı.
Nepal'de başbakan helikopterle kaçtı, ekonomi bakanı nehre atıldı
Nepal’de sosyal medyanın erişime engellenmesiyle başlayan eylemlerde polis 19 kişiyi öldürdü. Protestocular parlamento binasını ateşe verdi. Başbakan istifa edip helikopterle kaçtı. Ekonomi Bakanı sokakta kovalandı.
Nepal'de başbakan helikopterle kaçtı, ekonomi bakanı nehre atıldı
Nepal'de, 4 Eylül'de Facebook, Instagram, WhatsApp, YouTube, X, Reddit ve LinkedIn’in iletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığına akredite olmadıkları gerekçesiyle erişime kapatılmasıyla başlayan eylemler hükümet karşıtı protestolara dönüştü.
Çoğunluğu gençlerden oluşan göstericiler başkent Katmandu'da sokağa çıktı. Polis, parlamento binasına yürüyen protestoculara ateş açtı. 19 kişi öldü, 400’ün üzerinde kişi yaralandı.
içişleri Bakanı Ramesh Lekhak, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ramnath Adhikari ve Su Tedarik Bakanı Pradeep Yadav görevinden istifa ettiğini bildirdi.
istifalara rağmen gösteriler yatışmadı. Siyasi figürler ve bakanların evlerine saldırılar düzenlendi. Nepal Kongre Partisi’nin Sanepa bölgesindeki merkez ofisi ve Nepal Başbakanı Khadga Prasad Sharma Oli'nin iki konutu ateşe verildi.
Devlet binalarına yapılan bu saldırıların ardından Nepal ordusu, polis ve üst düzey yetkililer, protestoculara itidal ve siyasi diyalog çağrısında bulundu.
Nepal ordusu, artan olaylar nedeniyle bakanları konutlarından helikopterlerle tahliye etmeye başladı.
Güvenlik endişeleri nedeniyle Katmandu'daki Tribhuvan Uluslararası Havalimanı'nda bugünkü tüm iç ve dış hat uçuşları iptal edildi.
Ayrıca bugün hükümet bir kabine toplantısı yaptı. Toplantının ardından söz konusu protestolara ilişkin açıklamada bulunan Nepal iletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Prithvi Subba Gurung, sosyal medya yasağının "yakında" kaldırılacağını belirtti.
Hükümet ise başkent Katmandu ve diğer bölgelerde yaşanan olayları araştırmak üzere bir soruşturma komitesi kurulduğunu duyurdu.
ilerleyen saatlerde Nepal Başbakanlık Ofisi, şiddetli protestolar ve hükümete gelen tepkilerin ardından Başbakan Oli'nin istifa ettiği ettiğini duyurdu. Fakat protestocular parlamento binasına yürüyerek burayı ateşe verdi. Sosyal medya platformlarında, parlamento binasının dumanlarla kaplı olduğu görüntüler paylaşıldı.
Aynı saatlerde protestocular, Ekonomi Bakanı Bishnu Padel’i sokak ortasında kovaladıktan sonra yakaladı ve nehre attı.
Yerel gazeteler protestoların devam ettiğini geçiyor. Kathmandu Post gazetesi Kara Kuvvetleri Komutanı Aşokraj Sigdel'in son gelişmeler hakkında ulusa hitap edeceğini yazdı.