Henuz bitirdigim kitap. Icinde cok guzel hikayeleri barindiran kisa hikaye derlemesi. Washington DC DE yasayan afro american insanlarin basindan gecenleri cok guzel anlatiyor. Hikayeler surukleyici ve okuyucuyu sıkmıyor. Son hikaye DE vay be nasil butunsellikle kurgulamis yazar tum bu farkli hikayeleri diyorsunuz.
Tev ve daad ortakliginda verilen burs. Alman tarafi verilen parayi geri istemezken, turk tarafi onu kredi gibi geri odemenizi istiyor. Basvuru icin iki ayri basvuru formu doldurmaniz gerekiyor.
Edit: bugun mail geldi, mulakata katilmaya Hak kazanmisim. Bana sans dile sozluk!
P.s. uyku tutmuyor...
Editt: sonuclar aciklandi sozluk.. Bana cikmadi. Napalim, hayirlisi neyse o olsun!
Normalde insan kendi evriminin sorumluğundan ve seçim özgürlüğünden kaçmak ister. Özgürlükten çok korkar. Esir olduğunuzda yaşamınızın sorumluluğu asla sizin değildir; sorumlu bir başkasıdır. Yani bir anlamda esaret rahat bir durumdur. Yükü yoktur. Bu bağlamda esaret özgürlüktür; bilinçli seçim yapmaktan özgür olmaktır.
Tamamen özgürleştiğiniz an kendi seçimlerinizi kendiniz yapmak zorundasınız. Kimse sizi bir şey yapmaya zorlamıyor. Tüm seçenekler size açık. işte o zaman zihinsel çatışma başlar. Böylece özgürlükten korkmaya başlarsınız. Faşizm gibi ideolojilerin çekiciliğinin bir nedeni de bireysel özgürlükten ve bireysel sorumluluktan bir kaçış yolu sağlamalarıdır. Sorumluluğun yükü bireyden alınmıştır; sorumlu toplum olmuştur.
Altına imza atılabilecek işte bu alıntı hint mistik gurusunun görüşü.
(bkz: Virginia woolf) un bir denemesi. Bu denemede killing the angel in the house temasını işleyerek o dönemdeki (sanırım 19. yy) tipik kadın özelliklerinden(hani şu çocuğuna esine bakıp kendini pek önemsemeyen,tüm gün ev işiyle uğraşan, evinden ayrılmayan, kocasının sözünü ikiletmeyen, kısacası 19. Yy nin toplumun beklentisini karşılayan saf temiz kadin stereotipi.)siyrildigini anlatıyor.(kendi kimliğini bulma beklentilerden kopup uzaklasma)
Virginia woolf burada bir şeyden siyrilamadigini da soyluyor. O da erkekten aşağı kalma yani onu gecememe.
Çünkü o dönemde erkekler kadınlardan çok daha özgür, istediğini yapar istediği fikrini rahatça salık verir. Özellikle ifade özgürlüğünden yakınır virginia ablamiz. Ona göre erkek istediği her konuda yazabilir ama kadının yazacağı konular baştan toplum tarafından belirlenmistir. Mesela erkek pekala sex konusunda yazılar yazabilir ama iş kadının bu konuyu işlenmesine gelince hop noluyo diye toplum şok olur kadını suclar ve hatta bunu küstahlik olarak görür.