her valiz bi ayrilik tasir
120 (çevresinde sevilen sayılan)
on ikinci nesil yazar 53 takipçi 506.82 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    uzaktan kumandali

    7.
  1. renault talisman vs opel insignia

    3.
  2. Yaklaşık bir yıllık insignia kullanıcısı ve uzun yıllar Opel kullanıcısı olarak kesinlikle insignia diyorum.
    D segmentin en konforlu, sağlam ve yol tutuşu iyi olan arabası. Kullanmış olduğu cvt şanzıman kalitesi tartışılmaz bile.

    Bu kıyaslamada Renault kalitesinin Opel karşısında, talismanın insignia karşısında pek şansının olduğunu düşünmüyorum.
    1 ...
  3. sözlük yazarlarından şiirler

    5574.
  4. ışık sanılan sabah

    göz kapaklarını araladığında
    gözleri değil, yalnızlığı uyanıyor önce
    bir perde kıpırdıyor
    ama rüzgâr bile içeri girmeye çekiniyor

    çaydanlık sessiz
    ocak suskun
    kokusuz bir sabah sızıyor odanın köşesinden

    bir kuş sesi düşüyor camdan içeri
    ama yankılanmıyor
    çünkü duvarlar artık
    hiçbir sesi taşımıyor

    ayakkabılar hâlâ kapının yanında
    ama hiçbir yere gitme niyeti yok onların
    çünkü yollar da insanlardan yorulmuş

    bir not kâğıdı ilişmiş masaya:
    "unuttum."
    neyi olduğu yazmıyor
    ama her şeyi anlatıyor

    ayna bu sabah daha puslu
    kendini gösterme isteğini
    biraz daha kaybetmiş

    elini yüzüne süren biri
    sanki yabancı bir yüze dokunur gibi
    “bu ben değilim” diyor
    ama başka kimse de değil

    bir sabah bu
    evet, takvim öyle söylüyor
    ama yaşamak,
    biraz daha ertelenmiş gibi

    ve dışarıdan gelen sesler:
    bir çocuk, bir martı, bir minibüs…
    hepsi başka bir hayatın içinden geçiyor
    seninle ilgisi olmayan

    ve saat 08:12
    bir gün daha başlamış
    ama sen hâlâ
    dün geceki sessizliğin içindesin
    1 ...
  5. sözlük yazarlarından şiirler

    5573.
  6. “Bir oda, bir adam, bir gece”

    —-——uyanıyor———

    Suskun bir duvar sesiyle uyanıyor biri
    bakıyor saatine,
    diyor içinden:
    "biri beni unutmuş olmalı"

    sağında eski bir sandalye
    solunda yarım kalmış bir limon çayı

    ayak ucunda kırık bir takvim
    gökyüzüyle bağı kesilmiş bir kuş gibi

    ‘sen gelince susuyor bazı eşyalar’
    diye mırıldanıyor sessizlik.

    Aynaya bakıyor biri
    herkes gibi kendi aynasında
    biraz başkasını arıyor.

    Diyor içinden:
    öbür yüzünü unutanlar
    gölgesiz kalıyor sabahları

    bir çınlama yayılıyor komşusunun camından
    sanki biri düşünmeyi unuttu orada,
    diyor biri kendi kendine.

    ve gece,
    Onu da herkes gibi
    kendine benzetiyor sonunda.

    ————zaman daralıyor————

    duvarlar nefes alıyor sanki
    saksıdaki çiçek solayazmış
    Sessiz bir terk ediş gibi,
    Diyor biri.

    zaman, halının kıyısına sıkışmış
    unutulmuş bir mendil kadar yorgun.

    bir telefon ışığı yanıp sönüyor,
    karanlığa atılmış küçük bir çağrı gibi.

    birisi perdeyi aralıyor biraz
    ama dışarısı da içeri kadar suskun.

    ‘bu gece kimse ölmesin’
    diyor içinden, biri
    çok sessiz,
    kırık bir dille.

    ve dünya,
    biraz daha dönüyor
    kimse fark etmeden.

    ————yalnızlık ağırlaşıyor————

    radyoda eski bir şarkı başlıyor
    söyleyeni öleli yıllar olmuş.

    bir bardak su
    yarıya kadar içilmiş
    ama susuzluk hâlâ taze.

    ‘her şey yerli yerinde,
    bir tek ben eksildim galiba’
    diye geçiriyor içinden biri

    cam buğulanıyor içeriden
    gökyüzü kendi yüzünü görmeye çalışıyor

    bir köpek havlıyor uzakta
    belki bir rüya kovalanıyor

    ve biri,
    bir sigara yakıyor.
    Ama duman sevmiyorum
    Diyor bir başka biri.

    içinde bir uğultu var insanın
    ne dursa susmuyor
    ne yürüse gitmiyor
    Diye düşünüyor.

    pencerede gri bir gölge asılı
    karşı evin ışığı hâlâ sönmedi
    biri daha sabaha çıkmak istemiyor belki

    "bu şehirde herkes eksik biraz"
    diyor kendi kendine
    ağzında sigara değil,
    suskunluk yanıyor!

    duvara yaslanmış bir çift ayakkabı
    kimsenin giymediği bir kaçışa hazır

    elleri ceplerinde yürüyenler
    aslında ellerini birbirine saklıyor

    konuşmuyor kimse
    çünkü kelimeler de bıkkın artık.
    Ama her sözcük,
    dudaktan atlamaya hazır
    Biraz da intihara meyilli.

    ve o adam — ismini sormadınız hâlâ !
    yüzünü dökmüş içinden,
    bir daha toplamamaya yeminli

    yıldızlar yok bu gece
    çünkü herkes perdeyi kapamış çoktan
    kimse bakılmak istemiyor artık

    yalnızlık diye bir ağırlık var odada
    ne kaldırılabiliyor
    ne yere bırakılabiliyor

    ve dünya,
    dönüyor yine
    sadece düşmemek için..

    ——sabah oluyor gece——

    perde aralığından sızan ışık
    bir suç gibi düşüyor duvara
    gölgeler sorgusuz,
    ışık bile sorgulanmıyor artık.

    biri sandalyesinde yamulmuş oturuyor
    hiçbir şeyin tam karşısında değil
    ne duvar,
    ne pencere,
    ne hayat

    sırtı dönük dünyaya
    kendi omzuna yaslanmaya çalışıyor
    ama orası da terk edilmiş çoktan.

    ‘herkes gidiyor bir yerden’
    diyor,
    ama ben
    Hiçbir yere gelmemiş gibiyim.

    gözleri açık
    ama baktığı her şey kapalı
    zihni, içeriden kilitli bir kapı
    ve anahtar
    çoktan verilmiş birine.

    saat tik tak etmiyor
    çünkü zaman burada geçmeye utanıyor
    bu oda zamanın da uğramadığı yer artık

    radyoda ses yok
    birinin gülüşü çalınmış gibi
    her şey yerli yerinde
    bir tek yaşam eksik

    ve dışarıdan geçen ayak sesleri
    bir ölü gibi ağır
    kimse kimseye varmıyor artık

    yalnızlık bu değilse nedir?
    kendini bulamadığın odada
    kendini tekrar kaybetmeye çalışmak mı
    Diye soruyor biri.

    ———içinde oturulmayan bir beden———

    göz kapaklarının ardı
    simsiyah bir boşluk şimdi
    düşler bile oturmayı reddediyor oraya

    aynada bir yüz değil
    bir zamanlar insan olmuş bir şekil
    çerçevesi var,
    hikâyesi yok !

    “bir şey olmadan önce de böyleydim”
    diyor içinden biri
    ama neyin önce
    neyin sonra olduğunu bile unutur gibi

    kapının tokmağına kimse dokunmuyor artık
    çünkü gelen yok
    çünkü giden de olmamış aslında

    bir ses vardı bir zamanlar
    şimdi onun yankısı bile kendine küskün
    duvarlar duymazdan geliyor
    çünkü duymak bile dinlenmek ister

    bir fincan var masada
    içi boş
    ama en çok o dolu suskunlukla
    bir çığlık içilmiş sanki içinden

    yorganın altında bir ceset değil
    bir hayal yatıyor
    üzerine zaman örtülmüş.

    ve herkes geçiyor sokaktan
    kimse başını çevirmiyor bu pencereye
    çünkü herkes biliyor:
    orada kendileri oturuyor olabilir..

    Biri diyor içinden,
    Uzun yaşamak istiyor herkes
    Fakat
    Yaşlanmak istemiyor kimse.

    Yaşlılık diyor biri,
    Bağlıyor sımsıkı,
    yalnızlığın kemendini
    Her ilmek bir ölüm gibi…

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2434210/+

    Şiir diyor biri, yalnızlığımın giydiği en güzel elbise.

    26.07.2025
    0 ...
  7. sözlük yazarlarından şiirler

    5571.
  8. Yıl Dönerken

    Bir yıl daha,
    zamanın eskiyen takviminde
    bir yaprak daha düştü usulca.
    Bir yıl daha,
    umutlarımızı ve kırgınlıklarımızı
    bir bohça gibi sırtımıza yükleyip
    geldik işte buraya.

    Ve şimdi…

    Gönül verdik,
    kalp kırdık,
    gönül aldık bazen.
    Kalbimiz paramparça oldu belki bazen.
    Bazen gönlümüz alındı, iki sihirli sözcükle.
    Fakat yaşadık her şeye rağmen.

    Geçmez dediğimiz günler geçti,
    kaç zifiri gecemiz yine sabah oldu.

    En güzel anlarımız
    avuçlarımızda sıkıp tutmaya çalıştıkça
    kum taneleri gibi kayıp gitti parmak aralarımızdan.

    Bir avuç toprağa ektiğimiz
    rengârenk çiçekleri sevdiğimize verdik bazımız.
    Bazımız, sevdiğimizi bir avuç toprağa verdik…
    Bir avuç toprağa ektik gözyaşımızı.
    Bir avuç topraktan biçtik ekmeğimizi.

    Bir temmuz sıcağında dondu belki içimiz,
    soğuk bir ocak sabahında sıcacık oldu gözlerimiz.
    Mayısta çiçek açtık bazen,
    bir kasım günü yaprak döktük.

    Öfkelendik,
    üzüldük,
    sevindik,
    kahkahalar attık bazen ağız dolusu.

    Böyledir biraz da her yıl.
    Güzel dileklerimizle başlar,
    güzel dileklerimizle uçup gider
    hiç konmamış gibi avuçlarımıza.
    Ama yaşanır şöyle ya da böyle.

    Güzel dileklerle başladık şimdi yeni bir yıla.
    Bazen güzel şeyler yaşayacak,
    bazen üzüleceğiz.
    Ama şunu da bileceğiz ki
    geçip gidecek.

    O yüzden:
    Yıllar geçip giderken;
    hayatı ertelemediğimiz,
    anı dolu dolu yaşadığımız,
    çoğunlukla güzel günler geçirdiğimiz,
    kötü günlerin üstesinden gelebildiğimiz;

    kıymet bildiğimiz,
    sevip sevildiğimiz,
    sıcacık sarıldığımız,

    her anın, her dostun kıymetini bildiğimiz;
    farkında olarak yaşadığımız
    bir hayat diliyorum

    Ve unutma:
    Hayat, avuçlarımızda tutmaya çalıştığımız şey değil,
    avuçlarımızdan taşıp gidenlerin bıraktığı izdir.

    Nice güzel izlere..
    1 ...
  9. günün şiiri

    3083.
  10. nereden bileceksin, şehrin sokaklarında
    kaybolan ışıkların gözlerim olduğunu ?
    her seher yüreğimde açan karanfillerin
    her akşam ellerimde sararıp solduğunu,
    nereden bileceksin ?
    0 ...
  11. nick tavsiyesi

    8.
  12. sözlük yazarlarından şiirler

    5568.
  13. Ölümler, Dönüşümler ve izdüşümler

    Bir avuç gövdeyle başlar her sabah !
    sabanın izinde ter,
    ekmeğin suskun gölgesi.
    Düşen her tohum bir dua,
    her filiz bir çocuk gibi
    ana rahminden doğrulur sabaha.

    Zaman,
    bir ırmak gibi akar ayak bileklerimizden.
    Ne yana dönsek,
    bir çağrının esmer sesi:
    Gel, diyor,
    senin olanı al,
    senin olanı bırak.

    Kış gelir,
    gökyüzü keder gibi yağar çatılarımıza.
    Sözcükler susar,
    eller sabahın kabuğunda nasır tutar.
    Bir çocuğun yüzüyle ısınır soba,
    bir annenin sesiyle büyür tohum.

    Ama biliriz…
    gün olur,
    en bereketli tarlayı da
    en neşeli türküyü de
    bir sessizlik sarar.
    Gövdemiz toprağa döner,
    adımız rüzgâra.

    Ölüm,
    bir yorgunluk gibi çöker alnımıza.
    Ve toprak ana,
    bizi tekrar alır koynuna.
    Her şey başa döner:
    Bir tohum,
    bir çocuk,
    bir ağıt.
    2 ...
  14. sözlük yazarlarından şiirler

    5567.
  15. Bir iç Savaşın Resmi

    I.
    Çekişme

    insan ruhunun iki kutuplu savaşı,
    bir yanda ışıkla yıkanmış sabahlar,
    karanlıkta soluk soluğa öte yanda
    çırpınan düşünceler.

    Gözlerimde dolaşır,
    eksik kalmış bir duygunun yankısı,
    sanki bir ömür arayıp da
    bulamadığım bir sesin kırıntısı.

    Sorgular yüklü her adım,
    "Ben kimim?" sorusu
    dönüp durur içimde,
    bir girdap gibi çeker geçmişi.
    ve geleceği.

    Ne zaman bir cevap bulsam
    hemen arkasından gelir
    Bir başka boşluk.
    Anlam dediğim
    hep bir adım ötemde,
    dokunurum,
    dağılır.

    Geceleri susturamam içimdeki yankıyı,
    bir tarafım susmak isterken,
    Haykırır diğeri.
    Bu beden,
    bu kalp
    iki kutbun çekişmesinde
    bir yol bulmaya çalışır.

    Bazen huzur sandığım şey
    sadece alışkanlıktır,
    bazen kararsızlık
    en dürüst halimdir.

    Ve ben,
    her gün yeniden doğarım
    çelişkilerimin rahminden,
    bir umutla
    belki bu kez bulurum kendimi
    yarım kalmayan bir duygunun içinde.

    II.
    Eksik Bir Şey

    insan ruhunun iki kutuplu savaşı,
    sessizce geçer içimizden.
    bir taraf beklemekten yorgun,
    Gidecek bir yer arar diğeri.
    bazen bir çocuk suskunluğunda,
    bir şair yalnızlığında bazen.

    Gözlerimde dolaşır,
    eksik kalmış bir duygunun yankısı,
    ne zaman göz göze gelsem aynayla
    kırılır içimdeki yüz,
    ve hep bir yanım eksik kalır
    adı konulmamış bir sevgide.

    Bilirim;
    insan bazen yalnız kalmakla
    yenilir kendine,
    bazen de çok konuşmakla.
    Ben susmayı öğrendim en çok,
    Dökülen sözcüklerin
    Anlamsızlığını bildiğimden.

    Ruhumda dönüp duran sorular var
    ne zaman birini yanıtlasam
    öbürü kanar içten içe.
    Bir anlam arıyorum
    ama anlam,
    hep biraz uzakta duran
    ve yüzünü çevirmeyen bir kadın gibi.

    Geceleri daha çok büyür içimde bu arayış,
    bir yıldız gibi düşer kalbime
    kıpırtısız bir özlem.
    Kendimle karşılaşırım sık sık
    bir kahvede,
    bir durakta,
    ve bakarım:
    hangi ben, hangisine yalan söylüyor?

    (10 Mayıs 2025)

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2415921/+
    0 ...
  16. geceye bir bilgi bırak

    89.
  17. Köpeğiyle birlikte yaptıgı yürüyüşlerde kedisinin neler yaptığını merak eden adam, kedinin hareketlerini takip etmek için ona GPS cihazı takmaya karar vermiş.
    Topladığı verileri analiz ederken kedinin yolculuk boyunca gizlice onları takip ettiğini, yakında ama görüş alanı dışında kalarak onlara görünmediğini keşfetmiş.

    Bu davranış, kedilerin bağımsız ve aynı zamanda bağlı doğasını vurgular. Genellikle yalnız hayvanlar olarak kabul edilseler de kediler, sahipleri ve evdeki diğer hayvanlarla güçlü bağlar gelistirebilirler. Kedinin sahibine ve köpeğe eşlik etmesi, koruma içgüdüsüne veya muhtemelen uzaktan da olsa aile faaliyetlerine katılma arzusuna işaret eder.
    0 ...
  18. kaşınmanın zevk vermesi

    4.
  19. geceye

    1.
  20. Bir anahtar gibi içimde
    daha sevinçli geceler dönsün isterdim
    Günaydın da diyemem bu halde
    yüzüne uzun uzun bakan
    ağaçlar dilerim.
    3 ...
  21. 2025

    60.
  22. gecenin sözü

    14547.
  23. "Curae leves loquuntur ingentes stupent."

    "Küçük dertler gevezedir; büyük kederler ketum."
    0 ...
  24. metroda sakso çeken başörtülü kadın

    9.
  25. Kadın türbanlı ve zaten saçı görünmüyor neden bu kadar abarttınız anlamadım.
    1 ...
  26. milenaya mektuplar

    54.
  27. “Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla.’ dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki.”
    0 ...
  28. ben bu yazıyı öylesine yazdım

    2616.
  29. insan ne yerse o kokar. Ne okursa onu konuşur. Kimi seviyorsa kalbi o kadardır.
    Sizsiniz kendinizle ilgili tüm cevapları kendinizi tanıyacak olana sunan. Yaşamınız verir sizi ele. Müzik arşivinizden bellidir kişiliğiniz.
    Aşkı sevme biçiminiz. Dinlediğin tarz. müzikte saklıdır sevgiye olan siddetiniz. En kötüye vereceginiz cezada-dir adalet. Herkes sever dogdugu topragi, oraya bomba düstügünde belli olur kimliginiz. Sevgi bir bütün diyalog evrene karsi. Yagmurda islak bir kediye puslanmiyorsa gözleriniz, ask sözlerini sakinin siz. Komsunuzla sohbetimiz kadar uzaktakine olan bagimiz. Mesafe denilen tanim sadece zamanla ilintili. Yoksa yalniz bir gecede bir kahve yudumlarken de onu anabiliriz. Insan çevresi kadar güçlüdür. Kaç el uzattiysan o dostluklarla si-nanirsin karanliginda. Aile bagin kadar baghsin hayata.
    Sana karsi yapilan her seye ragmen durusundadir tavrin.
    Gizledigin iyilik kadar büyük. Anne baba sevgisine izin verdigin kadar küçük. Tek bir dünya var "vicdanının" etrafinda dönen. Tüm karakterindir onun içinden geçen.
    2 ...
  30. telefonu kılıfsız kullanmak

    174.
  31. Kolaydır, herkes yapar.
    Yiyorsa kılıfı telefonsuz kullanın
    0 ...
  32. beyler maymundan geliyorum haberler iyi

    9.
  33. hayvanat bahçesi ziyareti dönüşü kurulan cümle.
    0 ...
  34. biz de bilirdik sevgiliye karanfil almasini

    18.
  35. sözlük yazarlarından şiirler

    5559.
  36. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2382629/+

    *Başka bir kalbi incitmeden*

    Bir kalem al eline
    Boş bir kağıt .
    Bir kadeh çiz
    Kırmızı şarap doldur
    içelim ellerinden.

    Bir ipe birkaç sözcük diz
    şiir yazsın dudakların.
    Kağıda bak uzun uzun
    Sarhoş olalım gözlerinden.

    Bir şarkı aç, çalsın inceden
    Bir kalbi sev, büyüt
    Başka bir kalbi incitmeden!

    Bir ipek mendil al eline
    Sil gözündeki boncukları
    Seni sevdiğimi hatırla
    ve gülümse ki
    Ay kıskansın güzelliğini.

    Kasım,2024
    0 ...
  37. sözlük yazarlarından şiirler

    5558.
  38. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2381988/+

    Düşünceler Kış

    Kar yağıyor,
    Yürüyen insanların omuzlarına.
    Ve sokak çocuklarının
    okşanmamış bakışlarına

    Kar yağıyor.
    Saçlarıma düşen taneler
    Eriyip akıyor düşüncelerime.
    Ve ıslatıyor yokluğunun yanaklarını,
    ben seni düşünürken.
    Donduruyor yokluğun,
    soğuklardan önce.

    Benim içimde yazdan kalma bir umut.
    Ki umudum,
    Paramparçadır şimdi
    Gerçekliğin keskin çarkında.

    Düşünceler kış artık,
    Ve kar yağıyor
    Umutlar yazdan bir artık.

    26 Kasım, 2024
    1 ...
  39. bir gülüşünle başladı

    4.
  40. Bir gülüşünle başladı,
    Yüreğimde fırtına,
    Sessizliğe düşman oldu,
    Her köşede yankıma.

    Bir bakışınla serpildi,
    Gözlerimde baharlar,
    Bir bahar ki hiç bitmez,
    Renklenir anılar.

    Ellerin bir güneş gibi,
    Isıtırken ruhumu,
    Gecenin karanlığında
    Kaybettim korkumu.

    Adım attıkça sen bana,
    Uzaklar yakın olur,
    Bir sevda ki tarifsiz,
    Her düğüm çözülür.

    Bir gülüşle başladı,
    Masal gibi bu rüya,
    Sen geldikçe yanımda,
    Kayıp olur tüm dünya.
    0 ...
  41. sözlük kızlarının fotoğrafları

    7846.
  42. Kusuruma bakmayın ama pek de sikimizde olmayan fotoğraflardır.
    1 ...
  43. sözlük yazarlarından şiirler

    5553.
  44. Günbatımları ve sen

    Ne ay kalıyor sen varken, gökyüzünde
    Ne bir mutsuzluk, benim yüzümde.
    Ne güneş parıldıyor senin kadar
    Ne inci mercan.
    2 ...
  45. kitap alıntıları

    5234.
  46. Geçecek, her şey geçer, hepsi geçer. Hatta sonra, çok sonra anılar hükmünü yitirdikten, onu iyice unuttuktan, içindeki acının yerini kocaman bir boşluk aldıktan, keşke geçmeseydi dedikten sonra, keşke acısını bir hastalık gibi yüreğimde taşısaydım desen bile geçer. Zaman insanla oynamayı seven hem zalim hem de merhametli bir tanrıdır. Ona karşı çıkamazsın, yapman gereken beklemek. Onun, derin bir unutuşla bizi rahatlatacak örtüsünü üzerimize örtmesini beklemek.

    (bkz: aşk köpekliktir)
    (bkz: Ahmet ümit)
    1 ...
  47. sözlük yazarlarından şiirler

    5548.
  48. imkansız istekler ve zaruri mutsuzluklar

    Alevden sözler,
    Bakışların buzdan.
    Kartopu dertler
    Yuvarladıkça büyüyen..
    imkansız istekler
    Ve zaruri mutsuzluklar
    Mütemadiyen umutsuzluklar..

    Yüzüne güller ekiyorum
    Kırmızı sözcüklerden.
    Ama nedense,
    Bakışların buz oluyor
    Kurutuyor tüm gülleri.

    Yüreğime şeritlerce yollar açıyorum
    Gözlerinden.
    Ama nedense yollara
    Kırmızı şerit çekiyor emrindeki kolluklar:
    Olay yeri, girilmez !
    Yasaklı mektuplar yazıyorum
    içinde birkaç imdat
    Mektuplarım varmıyor hiçbir yere
    Sürekli bir istibdat..

    Sözcüklerin bir kurşun olup saplanıyor yüreğime
    Tek bir silah sesi duyuyorum
    oysa binlerce kurşun yağıyor üstüme.
    Güller soluveriyor, kan oluyor kırmızılar
    Dikenleri dolanıyor dilime, konuşamıyorum.
    Bakışların eriyor kurşunların arasında
    Eriyip boynumdan vücuduma süzülüyor.
    Ve donduruyor tüm sıcaklığını kalbimin.
    Dağ gibi sevgim
    Buz dağı oluveriyor karşısında
    Dikenli bakışlarının.

    Ve en başından belliydi diyorum
    Uzak bir ihtimaldin sen
    Beyaz bir yaz bulutuydun
    Dokunmak imkansız.
    imkansız bir isteğiydin kalbimin.
    Kalbimin içinde yankılanıyor aynı sözcükler :
    “imkansız istekler
    zaruri mutsuzluklar
    Mütemadiyen umutsuzluklar..”

    08.08.2024, Van

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2365918/+
    0 ...
  49. günün sözü

    12258.
  50. "Erkek, kadına olan nefretini 40 gün saklar da ona olan sevgisini bir gün bile saklayamaz. Kadın, erkeğe olan sevgisini 40 gün saklar da, ona olan nefretini bir gün bile saklayamaz."

    ibn Muflih el-Hanbelî
    (el-Âdâbu'ş-Şeriyye)
    3 ...
  51. ben bu yazıyı öylesine yazdım

    2595.
  52. insanın dağ gibi sevgisini buz dağına çevirip neden böyle soğuksun diye suçlayanların çağı bu çağ.
    2 ...
  53. öldükten sonra alınacak nickler

    72.
  54. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük