Sabahın ilk sıcak poğaçasını masanıza gelmiş sevimli bir kediyle paylaşmaktır. Paylaştığınız o poğaçanın üstüne çayınızı içerken, kedinin minnetini göstermek için kucağınıza oturarak kendisini sevdirmesidir. Elinizi hafif ısırışlarla oyun oynamasıdır mutluluk. Sırf o rahatsız olmasın diye cebindeki çakmağa uzanamamak ve sigara içememektir mutluluk. Gördüğünüz gibi bu mutluluk ne çok pahalı ne de çok can yakıcı. Yani diyeceğim o ki, mutlu olmak için ne canınızı sıkın ne de o mutluluğu satın almaya çalışın. Mesela bu paylaştığım anıyı okurken bile mutlu olmadınız mı? Saf bir mutlulukla dolmadı mı içiniz? Mutluluk fazla basit değil mi sizce de.
bizim üniversite hocasının yaklaşık 2 metre uzunluğunda sopası var. projektöre uzanmak için ve slaytlarda resimleri göstermek için kullanıyor. bu sopanın adı haydar. geçen gün birkaç çocuk geldi hocam mevzu var da haydar'ı alabilir miyiz dedi. hocada haydar'ı verdi çocuklara. bu da böyle bir anım.
Çok çılgın bir kafa. Akrabayla anlaşılamayacağı tüm aile fertleri tarafından bilinir lakin kimse pedere kafa tutamayacağı için mecburen kalınan bir kurumdur. Peder fazla para çıkarmamak için çabalarken sizin psikolojiniz gibilir.
Özenerek giyindiğiniz makyaj yaptığınız bir halde dışarı çıkıp gönülleri fethedeceğinize inandığınız ama gün sonunda sadece otobüs şoförüyle bakışmış olmanın verdiği dram imdb puanı 9.3.
Sevgilisi var abi. şimdi ben nasıl kıyarım üstteki entry'i silmeye. ulaşmasını istediğim yazıyı gösteremeden silmeye. yakın abi benim ciğerler yetmedi.