Bu kadar gereksiz konu hakkında konuşmayı nasıl başarıyorsunuz yahu. Bir entry gireyim diyorum , heves bırakmıyorsunuz insanda. Başlıklara girip entryleri okuyorum, okurken aklımdan geçen sadece 15 saniyem boşa gitti, 2 dakikam boşa gitti oluyor.
Bir de troll hesaplar var ama güldürmüyor.
Birinci sınıfta çocukluk aşkıyla başladı. Bu normal bir insanda geçer ve güzel bir anı olarak kalır. Ben de kalmadı. Hep peşindeydim bu kızın beni defalarca reddetti. Sürekli peşindeydim ama lise ve ergenlikle beraber çok hızlı zamanlarım başladı. Tabi hem böyle yapıp hem kıza seni seviyorum dersen inandırmak biraz güç oluyor neyse.. Liselerimiz farklıydı ama bizi lise son da dershane birleştirdi. Onunla aynı sınıftaydık, mezuna kalmıştık . Sevgili olmuştuk. Çok beklediğim bir şey değildi. Çok mutlu olmam gerekirken olamadım çünkü algılayamadım. Bir yıl kadar ilişkimiz sürdü ve sonra ben ayrıldım. Lys döneminde. Yaptığım hataya bakar mısın ikimiz için de bitirici bir hamleydi bu. ikimiz de sınavda çok iyi yapamadık haliyle ama yazdık bir yerleri ve gittik. Yine de istediği , aşık olduğu şehire gitti ve bana göre ona çok yakışacak bir mesleğe. Üniversite ilk sınıfta ben yazdım bir daha. Pişman olduğumu söyledim. Tekrar konuşmaya başladık ama olmadı. Ben yeteri olgunluğu gösteremedim aslında bakarsanız.
Aradan neredeyse 3 yıl geçti. Unuttum sanıyordum onu. Ben bile sevgimi sürekli içimde yaşattığımı anlamamışım. Şimdi aramızdaki her şeyi tükettiğimiz için onunla olamayacağımızı biliyorum ama hiç azalmıyor sevgim. Onu bekliyorum içten içe, kendime bile düzgünce söyliyemiyorum. Gelmeyecek çünkü. Belki de şimdi başkasına aşık olmuştur bilmiyorum. Benim hayatım artık dayanılmaz bir hal aldı. Hem başarısızlıklarla geçen son yıllar hem aşksız.. Artık tahammülüm kalmamıştı ve her zamanki gibi radikal bir karar aldım:
Üniversiteyi bıraktım.
Şimdi tekrar hazırlanıyorum ben de sevdiğim bölüme sevdiğim şehire sevdiğim insanların yanına gidince daha mutlu olacağımı düşünüyorum.
Sevgimi içimde yaşamayı da öğrendim artık. Sürekli arayıp rahatsız etmiyorum onu. içince karşımdakinin beynine tecavüz de etmiyorum, aslında bunu toplasan 1 2 kere yapmışımdır pek karakterimle uyuşmayan bir eylem. Neyse konuyu çok uzattık:
Sevgiyi içinde yaşamak kolay bir şey değildir, öğrenmek için yıllarınız gider.
Çok sevdiğim şehirdir. Her şeyin en büyüğü burdadır. Pisliğin en büyüğü de , fırsatın en büyüğü de. insanlar kendilerini geliştirmek istiyorsa kesinlikle bunu yapabilecekleri en iyi şehir burasıdır. Kolay demedim bakın ama en çok imkan burada vardır. Her şeyden yorulan, üşenen insanlara göre değildir. Dinamizm gerektiren bir yerdir.
Umarım gelecek yıldan itibaren sürekli içinde bulanacağım dünyanın en çok ziyaret edilen şehri.
Not: en çok dikkatimi çeken noktası seven çıldırıyor , sevmeyen de nefret ediyor.
Dediğini kabul edelim. Oy vererek bir şeyleri değiştiremiyoruz. O zaman bir soru gelir akla : ne yapacağız biz? sokaklara çıkıp o oylarla gelmiş hükümeti ki devirelim? Terörist mi olalım? Oy vermeyerek neyi değiştirebileceksin?
Yeni moda bu galiba , gençler oy kullanmayarak cool havalı olduklarını düşünüyorlar. Bu sanki kasıtlı olarak çıkarılmış. Matematik bilenler için -oy yüzdeye dayalı olduğu için- oy kullanmamanın her zaman güçlü tarafa destek vermek olduğu çok açıktır. Oy kullanmıyorsun bir şeyler değiştirmek istiyorsun, şimdi basit bir hesap yapalım. Evet hayır referandumu ele alıyorum. hayır demek yerine oy kullanmazsan kesinlikle zararsın işte lan ne yoruyorsun beni
Öncelikle şunu belirteyim , ben evet oyu kullanmayacağım. Bu tatlı su solcularını bir türlü çözemedim arkadaşım. Bir sanatçı sizin görüşünüzü tutuyorsa sonuna kadar aydın oluyor arkasından gidiyorsunuz ama farklı bir görüşü tutuyorsa hemen bel altı vurmaya çalışıyorsunuz. Çünkü o size göre ya çomardır ya da yalaka, başka ihtimal olabilir mi?
Sizde düşünce özgürlüğü sadece sizden olanlara var, sevgili özgürlük bekçileri.