Kardeşim karne almıştı. Fakat birçok zayıf notu vardı. Annem, babamla beni
kenara çekip uyarıları sıralıyordu; 'Sakın çocuğun moralini bozmayın, sakın
kötü bir şey söylemeyin.' Uyarılar özellikle babama yönelikti; 'Hele de
sen, sakın çocuğun gururunu kırma.' Babam daha fazla dayanamadı ve sordu;
'Karne için ne zaman özür dileyeceğiz?'
Tikky olduğu her halinden belli olan kızımız Beşiktaş-Taksim
midibüsünde
yanındaki arkadaşına dert yanmaktadır. ''Şekerim dördüncü kez girdim
ÖSS'ye, ama yine kazanamadım, gidicem sonunda Amerika'ya o olucak.
Böyle
böyle beyin göçü oluyor işteeaa!'' Sen git, masrafları ben
karşılıyorum.
Hayatımda izlediğim en güzel filmdir.Ama ne yazık ki son zamanlarda gerçek hikayelerden derleme bu tür filmler yerini tamamıyle animasyon ve gerçekdışı filmlere bırakmıştır.Bu film Türkiye'de tam olarak 2 yıl (evet 2 yıl) boyunca gişede kalmıştır.Yönetmenlerimize geçmişimizdeki William Wallace'leri hatırlatır ve artık embesil gençlik komedileri yerine adamakıllı birşeyler yapmalarını şiddetle tavsiye ediyorum.Saygılar...
Bu şehrin ışıkları gün geçtikçe loşlaşmakta erkekler hemcinslerinden hoşlanmakta yasaklar izdivaçta örfe ters düşenler revaçta tavşanların aklı havuçta ne kaldı avuçta .Taa derinlere kadar kadar yolu var ateşten terlik giydirirler beynin fokurdar zebaniler homurdar et ile kemiğin sonu alevden mundar...Sonumuz Yakın Mesafe...
telafisi asla olmayacak ibadettir,zannımca her günahın bağışlanabilmesi sözkonusu iken kılınmayan namazın hesabı kuruşu kuruşuna verilecektir,Allah'ım sen bizi affet...
Her zamanki gibi sanal bir gösterişten öteye geçememiştir.Son zamanlarda da amacından çıkmış,farklı emeller hizmet etmeye başlamıştır.Arkadaşların bahsettiği gibi ilgili-ilgisiz absult resimler ve sapıkça applikeyşınlarla millet zıvanadan çıkmış,hayal dünyasında yaşamaya başlamışlardır.Hatta piyasa ortamı bile yaratılmış,işi ticari boyutlara taşımışlardır.Yani asıl amacı olan eski arkadaşlarla görüşebilme mevzuusu da bu iğrenç ortamda genellikle önemsiz hale gelmiştir.Ha,10 yıl önceki arkadaşını da görsen nolur,görmesen nolu,bu da ayrı bi mevzuu,saygılarımla...
Hintkeneviri ve benzeri tütün mamüllerinin en fazla yetiştirildiği ve bu suretle paranın dibine vuran vatandaşlarıyla ünlüdür,buna tezat olarak da nerde bu devlet,açız die naralar atan kimi insanları (ki parayı kaçakçılıkla kazanan insalardır bunlar) barındıran bir şehir.Acilen kazanılması gerekir
Üniversite son sınıf öğrencisi yazılı sınavından
kalınca doğru hocasına gider:
-"Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı önlüyor ve
beni cezalandırıyorsunuz. işin bu yanını hiç düşündünüz
mü?"
-"Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi ölçmek,
yeterli olmayanı sınıfta bırakmak değil mi?"
-"iyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben
size soracağım.
Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sınıfta
kalacağım. Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı
geçirteceksiniz. (Hocanın
keyfi yerinde. Teklifi kabul eder.)
Ve öğrenci sorar:
-"Yasal olup, mantıklı olmayan nedir?
Mantıklı olup, yasal olmayan nedir?
Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?"
Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz.
iddia gereği öğrencisine iyi not vererek sınıfı geçirir.
Ama aklı da soruda kalır.
Sonunda sınıfın en iyi öğrencisini çağırır,
olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip bilmediğini sorar.
Öğrenci hemen cevap verir:
-"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir kadınla evlisiniz.
Bu yasal ama mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var.
Bu mantıklı ama yasal değil.
Siz karınızın sevgilisini,
zayıf alıp sınıfta kalması gerekirken iyi not verip mezun ediyorsunuz.
Bu da ne mantıklı, ne de yasal.
"Anveliyvıbıl"
1 yılın sonunda prezervatif üreticilerinin cirolarının %15 düşmesi demektir ki bu da yeni bir finansal krize (kondomkrizine) neden olur,diğer fantezi oyuncakların satışını saymıyorum.
"Şişli'deki bir dürümcünün reklâm broşüründen harfi harfine aktarılmıştır... "
Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve genelde de Türk milletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiğit atalarımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan, hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerobik yapan çıtkırıldım tiplere dönüştürmek ve büyük Türk ırkını Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir irk haline getirmektir.
icabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidin, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi?
iç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın Vita yağının kolesterol yaptığı palavradır.
Kolesterol, kebapları yedikten sonra iki sise soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur.
Sakin bu oyuna düşmeyin.
Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adi altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk sabuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirmişlerdir.
Ayrıca dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap, soğan, çiğ köfte vb. Lezzetleri yiyen, bardak bardak şalgam suyu içen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir.
Ayrıca son yıllarda moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye birşey yoktur. Bu sözde mutfak, acayip zerzevat ile acayip mahlukatın, wog adi verilen bir tencerede yari pismiş yari çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakin kanmayın, sakin yemeyin. Helal değildir!
"Oğlancılık Üstüne Bir Fıkra"
Mikonos Adasının Papaz efendisi pazar vaazında cehenneme gitmemek için islenmemesi gereken günahları anlatıyor... 'Birincisi: öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, zina etmeyeceksin' 'En büyük günah ise, oğlancılıktır' diyor... Yunanlının zaten bu konuda adı çıkmış.... 'Bu günahı zinhar islemeyin' 'Eğer islerseniz bilin ki.....' Bir nefes alıp anlatıyor papaz efendi; 'Bu günahın kefaretini... obur dünyada Sırat Köprüsü var ya, Sırat köprüsü .... işte bu köprüyü geçerken,becerdiğiniz bütün erkekleri sırtınızda karşı tarafa taşıyacaksınız.... Ona göre....' Vaazı dinleyen Todori, arkadaşı Yorgo’nun kulağına eğilir; 'Yandık ki ne yandık.... Bugüne dek en az yüz erkek becerdim ben, köprüden geçerken sırtımda yüz adamı nasıl taşırım?' 'Düşündüğün şeye bak,' der Yorgo... ; 'Ölmeye yakın sen de verirsin birine, binersiniz hep beraber onun sırtına..'
"Çok Fenaaa"
Adam otobüste ön koltukta otururken yanına çok güzel bir rahibe oturmuş.
Adam biraz sonra dayanamamış rahibeyle laflamaya başlamış ve "sizinle deli
gibi sevişmek istiyorum" demiş. Rahibe "kesinlikle imkansız ben tanrıyla
evliyim" demiş ve bir daha da konuşmamış, ilk durakta inmiş.
Adam kendi kendine lanet okurken otobüs şoförü "Bayım konuşmalarınızı
istemeyerek de olsa duydum, ben bu rahibeyi tanıyorum. Onunla sevişmek için
bir yol biliyorum ve çok şanslısınız bugün perşembe. Rahibe her perşembe
gecesi geceyarısı mezarlığa gider. Ordaki Meryem ana büstünün önünde tanrıya
dua eder. Sen de geceyarısı orda olup, üstüne çarşaf giyip birdenbire ortaya
çıkarsan seni tanrının görüntüsü sanıp hiçbir isteğine karşı çıkmayacaktır."
demiş.
Adam sağol demiş ve gece mezarlığa gitmiş. Biraz sonra rahibe gelmiş dua
etmeye başl amış. Adam birden ortaya çıkmış:
"Kızım, evladım ben tanrıyım" demiş.
Rahibe ayaklarına kapanmış.
Adam "şimdi bana aşk yapmanı emrediyorum" demiş.
Rahibe "peki ama ben bakireyim sadece arkadan olur" demiş ve arkasını dönüp
cübbesini kaldırmış. Adam da bir güzel becermiş rahibeyi ve işi bittikten
sonra muziplik olsun diye çarşafları atıp başlamış:
"Ben tanrı değilim ben bugün otobüste senden isteyen adamım!"
"Hangisi Evli ?"
Öğretmen öğrencilere sormuş :
- Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı ?
Birisi 4 kuş kalır deyince başka bir çocuk hemen atılmış :
- Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz...
Öğretmen bunun üzerine :
- Cevap yanlış ama stilini sevdim, demiş. Çocuk :
- Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum. Ellerinde dondurma olan 3 bayan var. Biri dondurmasını yalıyor, öbürü emiyor, diğeri de ısırıyor. Bu
bayanlardan hangisi evlidir ?
Öğretmen düşünmüş, düşünmüş...
- Emerek yiyen evlidir, demiş. Çocuk :
- Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan evlidir. Ama ben de sizin stilinizi sevdim.
"ideal erkek duası"
Allahım...
Karımı her türlü tehlikeden koru
Gerekirse ben tehlikeye atlayayım.
Onu hiç yorma, gerekirse ben yorulayım
O çalışmasın, ben çalışayım
O hasta olmasın, ben olayım...
Allahım o aldatmasın, ben aldatayım
Benim güzel karım dul kalmasın, ben kalayım...
Elhamdurusu ile
Kızlar sürüsü ile
Sabah birisi ile
Akşam yenisi ile...
"Enstante"
Mümin : Hocam biz önümüzdeki kurban üç aile birleşip günaha girmek istiyoruz.
imam : Lan hani koyuna giriyodunuz?
Mümin : Ateist olduk biz.
imam : Üç aile niye birleşiyonuz ki?
Mümin : Korkuyoruz Allah'tan.