soğuk kadınlardı usulca geçtiler
koyu bir yalnızlığın kenarından
adımları ürkekti değişiktiler
kan mı sızıyordu dudaklarından
başka bir yalnızlığa gittiler
yosun yeşili aynalarda biriktiler
kıpkızıl buğusu karanlığa dağılan
tenha gözleri birer kilittiler
uyanmışlardı vampir uykularından
nasıl da ulaşılmaz fakat gündeliktiler
kimbilir kaç yalnızlık eskittiler
yoksa bir büyü mü baktığın zaman
hem bir çoktular hem bir tektiler
yorulmuş bir yanlışı yaşamaktan
epeyce kadın gizlice erkektiler
zekasından şüphe ettiğim güruh. dini konuşunca adamı akpli yapan, kürtlerden konuşunca pkklı yapan, atatürk ü övünce kemalist yapan, marka bir telefon alınca kapitalist yapan güruh. bu özelliklerin bir kişide toplanması söz konusu değildir. herkesin etrafında vardır böyleleri;komplo teorileri üreten ve fesat çıkaran. bu gibi insanların "kendinden olmayanları öldürme isteği" de olabilir. Kendine hoşgörülü veya sabırlı der ama tartışınca hemen sinirlenir, celallenir. ayrıca insanlara 'koyun' gibi lakaplar da takar bu güruh. Tüm bunları sosyal medyada daha iyi yapar ve kendi gibi düşünen gerizekalıları etrafında toplar. sonra bunlar kalkıp saçma sapan örgütler kurarlar. femen'i,ışid'i,el kaide'yi,pkk'yı kurarlar. gözleri görmez gerçekleri ta ki kapanıncaya kadar.
ta kurtuluş savaşına kadar dayanan bir imtihandır. gerçi nasıl olsa hayat bir imtihandır diyelim. evet, kemalistlerin her dönemde karşısında durmuş ve her seferinde onlara zorluk çıkarmış olan kürtlerdir. bunu kötü bir şey olarak değil iyi bir şey olarak anlayalım lütfen. çünkü kemalistler de önlerinde duran çelikten iradeyi yenmenin yollarını aramış durmuş ve bu yolu öldürüp yakmakta bulmuş. evet, aradığını kılıçla silahla zorbalıkla bulan aciz bir insanlar! neyse ki kemalistlerin kürtlerle imtihanı bugün de devam ediyor ve yarın da devam edecektir.
ayrıca şunlara da;
(bkz: kemalistlerin biz de müslümanız yalanı)
(bkz: kemalistlerin acınacak halde olması)
içinde olduğum gruptur. Çünkü gerçekten dış dünyada ilgimi çeken bir şey yok. Bir köşeye çekilip insanları sadece uzaktan izlemek istiyorum. Onlarla konuşmadan, dertlerini dinlemeden ve en önemlisi yapayalnız olarak...
Sabah kalktığımda karşımda tüm duvarı kaplayan bir kitaplık olsa ne iyi olurdu diye düşünüyorum. insanlar neden böyle boş işlerle uğraşıyorlar onu da anlamış değilim. Şu ülkede doğru dürüst kitap okuyan insana rastlamak çok zor. Okuyan da belki sınavda daha fazla net yapmak için okuyordur. insanlar, hep kolay olanı seçiyorlar ve bunun sonucunda da her zaman anlık bir sevinç yaşıyorlar. Ama kitaplar öyle mi? Bir kere okudun mu etkisinden çıkamazsın. Tekrar okumak istersin ama okuyacağın o kadar kitap vardır ki ona dönmeye vakit bulamazsın. Bazen dünyadaki tüm kitapları okumak isteği uyanır içinde, onu yenemezsin fakat o kendiliğinden gider. Çünkü bu da bizlerin her şeyi ne kadar anlık yaşadığımızı anlatıyor.
necip fazıl kısakürek'in yuri gagarin'e verdiği inanılmaz ayardır.
malum gagarin dünyanın etrafını dolaştım fakat sizin allah dediğinizi göremedim demişti. kısakürek ise ona şu dizelerle cevap vermişti:
--spoiler--
yirminci asrın ablak yüzlü feza pilotu!
buldun mu ay yüzünde ölüme çare otu?
bir odun parçasına at diye binen çocuk!
başında çelik külah, sırtında plâstik gocuk.
uzaklıkları yenmiş fâtih edasındasın!
dipsizliğin dibini bulmak sevdasındasın!..
allah'a dil çıkarır gibi küstah bir yarış...
farkında değilsin ki, ay dünyaya bir karış
fezada milyarlarca ışık, yol, mesafe;
seninki, saniyelik zafer, ilmî hurafe!
kavanozda, kendini deryada sanan balık;
ne acı vahşet, mağrur ilimdeki kabalık;
fezada "allah diye bir şey yok" iddiası!!!
gel gör, kaç füzeye denk, bir müminin duası;
rafa kaldırmak için ruhlarını dürdüler;
güneş diye kalbteki güneşi söndürdüler.
bilmediler; kalbtedir, kalbtedir asıl feza;
kalptedir, ölümsüzlük kefili kutsî imza.
sayıdan sonsuzluğa sınıf geçirtecek not;
bizdedir, ve bizdedir arş'a giden astronot,
ve mekândan arınmış ve zamandan ilerde,
fezayı teslim alma sırrı bizimkilerde.
bizimkiler ışığa gem vurur da binerler;
yerden göğe çıkmazlar, gökten yere inerler...
--spoiler--
evet, doğru bir saptama yaptım bence. çünkü son zamanlarda bakıyorum da başlıklar artı oy alma amacıyla açılıyor ve girilen entryler de bu yolda gidiyor. genelde açılan başlıkların konusu cinsellik , mizahi oluyor. acaba bundan iyisini yapamaz mıyız? sözlükler doğru bilgi kaynakları değil midir? tamam cinsellik konusunda doğru bildiklerimizi söyleriz ama bu neden ileriye gidiyor? burası inci sözlük falan da değil yani. bunun bilincine varalım arkadaşlar ve birilerini aydınlatacak cevaplar verelim. sizden ricam budur.
bir a ve bir de b noktası seçelim.düzlemde bu noktalar arasında sonsuz tane nokta oldugunu hepimiz biliyoruz. peki a dan b ye gidebilir miyiz? bir bakış açısına göre gidilebilir,sonuçta bir mesafe vardır arada. örnegin merdivenden asagıya inerken sonsuz sayıda noktayı gecmiş oluruz,peki sonsuz ise nasıl asagiya indik? mantıga göre inmememiz gerekir.bu bakış açısında ise şunu görürüz :eger iki nokta arasında sonsuz nokta varsa a dan b ye gitmek imkansızdır cünkü sonsuz sayısı aradaki mesafeyi tanımsız kılmaktadır.yani eger sonsuz sayıda nokta varsa o noktaların bitmesi imkansızdır.
size geçen gün yaşadığım bir anımı aktarmak istiyorum...
balkonda otururken tam yanıma çekirge geldi ve onu öldürdüm. öldürmeden birkaç saniye önce gözlerimin içine bakıyordu sanki lan. o gün nereye gittiysen bir çekirge uçup yanıma geldi, ben de kaçtım, kaçtım ve kaçtım...
işte böyle sözlük, hala vicdan azabı çekiyorum.
ne yazık ki hepimizi üzen bir durumdur. genel olarak haber sitelerinde herhangi bir sözlükten bahsederken yazarlara sözlükçü takma adı takılır. bu da yazarların boş zamanlarında sözlük sattıkları anlamına gelebilir.
---
her neyse yazar yazardır. emeğinin karşılığı olarak yazar olarak anılmalıdır, sözlükçü olarak değil. sözlükçü ile yazar arasındaki fark dinci ile dindar arasındaki fark gibidir. bunları birbirine karıştırmamak lazım.
yıllar önce arapların ingilizler ile yaptığı ittifak gibidir. karşılıklı çıkar ilişkisine dayanır, sanırım en iyi açıklaması bu. kendini müslüman zanneden liderlerin amerikan uşağı olması çok yazık.
(bkz: american idiot)
günümüzde bu gençlerden çokça bulunmaktadır. hem duman dinler muhalif takılır sonra da akp ye oy verir. o oy vermese bile oy verdirtir veyahut anne babası akp ye oy verir. böylelerinden uzak durmak lazım,ne yapacakları belli olmaz.
hiç unutmam o sınavı.
--
almanca sınavından sonra hoca kağıtları okurken arkadaşın kağıdını sesli olarak okumaya başladı. sevgili dostum kelimeleri 'danimarka'daki kuzenim' diye çevirmesi gerekirken 'damimarka'nın kuzine ilçesi' diye çevirmişti.
(bkz: hey gidi günler)
kemalist kesim göt olacaktır.
---
kurtuluş savaşında kürtler ve türkler beraber savaştı abi onlar da kardeşimiz diyeceklerdir. şimdi diyen var ama çok az.
bu insanlar sözde hep iyi kalpli olmuşlardır. bu özellikleriyle beraber zenginlere hep kin duymuşlardır. o zengin kişi iyi kalpli bile olsa nefret ederler ondan. işte türk dizilerinin genel yorumu böyle olmalı kanımca. arada çok güzel diziler olur ama artık pek yok sanırım. örnek olarak;
(bkz: işler güçler)
(bkz: seksenler)
Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin 'dir kendisi. bir haber kanalıda gördüğüm kadarıyla çok mal birine benziyor.
---
tdk sözlüğündeki çapulcu ve darbe kelimelerinin anlamlarının değiştirilmesi konusunda milletvekillerinin binaya baskın yapması gündemdeydi haberde. sözlükteki darbe kelimesinin anlamı; mevcut hükumeti 'demokratik yollarla' indirmek olmuş. başkana bunun neden yapıldığı sorusu sorulunca cevap şu oldu:
vallahi ben 2012 yılında geldim buraya, bu değişiklikler 2011 yılında yapılmış. olanlar geçmişte kalmış yani.
---
evet. sözün kısası böyle bir adamın tdk başkanlığına getirilmesi nasıl bir hiledir yahu?