olması çok zor bir olaydır. nasıl ki biz çoğunluğu müslüman bir ülke de müslüman bir aile de doğup hristiyan olmuyorsak, aynı durum farklı dinler içinde geçerli. tabi sonradan müslüman yada hristiyan olanlar çıkıyor ancak ciddiye alınmayacak, ihmal edilebilecek seviyede rakamlarda. bu bağlamda baktığımızda aslında biz dinimizi özgür bir iradeyle değil toplumun dinamiklerine göre seçmiş oluyoruz.
artık ciddi ciddi düşünülmesi gereken olaydır. çocuk yapmak basit bir olay değildir. hele onu yetiştirmek bambaşka bir maharet ister.yetiştirdiğiniz çocuklar ilerde diğer insanların hayatını etkileyecek bu sebepten ötürü evlenirken nasıl ki aids testi vs sağlık raporu alınıyor. bu belgelerin yanına bir de çocuk yapabilir yada yapamaz raporu verilmelidir.
sağlıklı ve gelişmiş toplumlar, sağlıklı ebeveynlerin yetiştirdiği insanlardan oluşur. ancak ülkemizde bu denetim mekanizması maalesef yok.
karne sevinci yaşayan bir çocuğa mikrofon uzatılması sonucu ağzından dökülen o korkunç kelimeler. bu ülke de çocuk yapmak ve yetiştirmek için kesinlikle bir ehliyet verilmeli. araba kullanırken bile yeterli mi değil mi diye test ediliyoruz neden? çünkü trafiğe çıkıyoruz ve diğer insanların hayatına etki edebiliyoruz. ee çocuk yaparken ve yetiştirirken de aynı şeyin test edilmesi gerekmiyor mu?
yapılan benzer işlerin,farklı uygulamalarını ortadan kaldırmak için yayımlanmış bir standarttır.
sanılanın aksine laboratuvarlar için değil. Deney ve Kalibrasyon laboratuvarları için yayımlanmıştır ve uygulanmaktadır.Denetlenmesi ve belgelendirilmesi Türkiye Agreditasyon Kurumu tarafından yapılmaktadır. (bkz: türkak) kısaca tanımlamamız gerekirse tüm standartlarda olduğu gibi; yazdığını yap,yaptığını yaz prensibine dayalıdır. Tüm kalite yönetim sistemlerinin, en zorlarından birisi denilebilir. En zorlanılan kısım ise Metot Teyidi ve Ölçüm Belirsizliğidir.2 kez eğitimini almama ve kömür analizleri konusunda çalışmama rağmen tam olarak hakim olduğumu hissetmemekteyim.