iphone kullanıcıların beğenerek kullandıkları bir fotoğraf uygulaması. fotoğrafa sade ve pastel bir hava katan filtreleriyle benim de fazlaca ilgimi çekmiş bulunmakta. yakın zamanda android kullanıcılarının da beğenisine sunulacakmış. keyifle bekliyoruz efendim.
daha anlaşılır bir ifadeyle söylenecek olursa; Saniyede trilyon kare hızında fotoğrafçılık. şu anda kullanılan fotoğraf makinelerine kıyasen; lazer 1/1.000.000.000.000.000 * saniyelik flash patlamasına sahip ve alıcı hassasiyeti 1/1.000.000.000.000 * saniyelik pozlamaya denk geliyormuş. yani bu da demek oluyor ki; herhangi bir lazer ışını parçasını donuk bir şekilde fotoğraflanabilmekte. kısacası ışığın hareketini videoyaya kaydetmek amacıyla kullanılan fotoğraflama tekniğidir.
şuradan nasıl olduğu ve ne gibi sonuçlar gözlendiği hakkında daha ayrıntılı bilgi sahibi olabilirsiniz.
''Hint teknoloji dehalarından Ramesh Raskar, yeni nesil görüntüleme tekniği olan femto Fotoğrafçılık teknolojisini sunuyor.
Bu teknoloji sayesinde ışığın hareketini çok net olarak görüntüleyebiliyoruz, saniyede 1trilyon kare yakalamak mümkün kılınmış. Bu muazzam bir görüntü. Bu teknoloji sayesinde belkide ilerde X-ışınları kullanılmadan insan vucudunun içi görüntülenebilecek, köşelerin ötesi fotoğraflanabilecek. Işık hızını yakalayabilen fotoğraflarla belkide duvarların bile arkaları görüntülenebilecek.
Şimdi Ramesh Raskarın bu mükemmel teknolojiyi anlattığı sunumuyla başbaşa bırakıyorum sizleri.''
shirin neshat adlı iran asıllı fotoğraf sanatçısının genelde kendisini model alarak; kadınların dinen görünmesinde sakınca bulunmayan yerlerinde, arapça harflerle farsça bir şeylerin yazdığı fotoğraflarla dikkat çeker.
''Yine aynı seri içinde yinelenen bir öğe kadınların ellerinde tuttuğu, vücutlarına ve yüzlerine değen silahlardır. Yazılar ve silahlar toplum içinde kadınların politikleşmesinin ve militarize edilmesinin sembolleri gibidir. Batı'dan bakıldığında -ki Neshat'ın sanatının Doğu'da ve ülkesinde ciddi bir izleyici potansiyeli yoktur; o daha çok Avrupalı ve Amerikalı entellektüellere seslenmektedir- Arap harfleri hangi dilde yazılırsa yazılsın ve hangi metni içerirse içersin islam'ı sembolize eder. Allah'ın Kadınları 'nda beliren anlam, Ortadoğu'daki islami iktidarların beden politikalarının etkisi altında ortaya çıkan müslüman kadın kimliğinin oluşumuna işaret eder. Kadının vücudunda gösterebildiği sınırlı yerler (eller, yüz ve ayaklar) sosyal yaşam içinde kadının var olabildiği sınırlandırılmış alanlara benzer. Gösterilmesi serbest olan vücut kısımları veya kadının varolmasının mümkün olduğu sosyal /kamusal alanlar tanrısal kelamın otoritesi altında şekillenir. Kelam ise yazılıdır. Kadın burada kendi iradesiyle değil Tanrı'nın buyurduğu yönde hareket edecektir. Arapça harflerin ellerde, yüzlerde, ayaklarda yer alması sosyal yaşamda yine aynı harflerle yazılmış olan dini hukukun kadın öznelerin nasıl davranacağını belirlemesinin simgesel anlatımı olarak kabul edilebilir. Fotoğraflarda Shirin Neshat'ın kendisinin ve diğer modellerin bakışlarında teslimiyet okunur. Kendilerini kuşatan otoriteye karşı direnir gibi değildirler. Zaten müslüman kelimesi de teslim olan anlamına gelir. Fakat ilginç olan şudur ki, Neshat fotoğraflarda doğrudan izleyicinin gözlerinin içine bakar. Buradaki örtük anlam Batılı izleyiciler için yeterince açık değildir. Tensel hazların dolu dizgin aktığı Batılı ülkelerde Müslüman kadının yabancı bir erkekle göz göze gelmemesi gerektiğini, eğer bu kazayla bir kez gerçekleşse dahi ikinci kez yinelenmemesi gerektiğini, bunun günah olduğunu anlamak kolay değildir. Neshat'ın bu dini kuralla ilişkilendirilerek okunabilecek olan göstergesel nüansı yüzeysel oryantalist yaklaşımlar aşıldığında kavranabilir. Neshat izleyicinin gözleri içine bakarken, bu izleyicilerin bir kısmının erkek olduğu düşünüldüğünde, günaha doğru adım atmaktadır. Ama bu teslim olma halini aşan bir adım değildir. Çünkü Neshat'ın imgeleri fotoğraf karelerindedir, hiçbir zaman islam açısından kabul edilemez olan o ikinci bakışı yapamayacaklardır.''
böyle bir şarkı mevcut ve hala başlığı açılmamış çok ayıp. her neyse modern sabahlar'ın bir zamanlar gülmekten ağlatan spotudur kendisi. sıkıldıkça dinleyiniz.
dinlemek için:
sözleri de şöyledir;
gooçlar...
sabahlar hep moderen ammaan
aman uykum çok derin benim vay vay
haydi de uykum çok derin benim vay vay
la bi durun kalkacam tamaaaam
bi on dakka daha verin bana vay vay
doldur güzelim doldur
taşmasın diggat
bura esat dört yolduur
şaşmasın diggat
hıımmmm..modern sabahlar
sawyer'a verin sazı
oynatsın kate kızı
black smoke'u yelleeyiiiiin
john locke alsın gazı
hııımm..modern sabahlar
akıllı başla güne
atlama her gördüğüne
esatlı ege geliyooorr
başlayalım düğüne
hadi angaralı
nerde gaşıklar
nerde gaşıklar
gaşıklar..
şş gaşıklar..
kaşık yani kaşıklar?
pardon.. hocam pardon ıı kaşıklar nerde acaba?
ha yok mu çatal saçma mı olur?
red bull öncülüğünde synn labs yapımcılığında, çok sayıda sporcunun yer aldığı [ Sean MacCormac (Hava Dalışçısı), Joey Brezinski (Kaykaycı), Rickie Fowler (Golfçü), Danny MacAskill (Trials Bisikletçisi), Ryan Sheckler (Kaykaycı), Drew Bezanson (BMX Sürücüsü), Bryce Menzies (Arazi Kamyoneti Yarışçısı), Rhys Millen (Driftçi), Robbie Maddison (Serbest Stil Motorkros Sürücüsü), Lolo Jones (Engelli Koşucusu), Pat Moore (Snowboardcu) yaratıcı ve etkileyici bir sporcu makinesi projesi. ayrıca (bkz: rube goldberg machine)
you were just a small bump unborn, four months then brought to life,
you might be left with my hair, but you'll have your mother's eyes,
i'll hold your body in my hands be as gentle as i can,
and now your scan on my unmade plans,
small bump four months then brought to life
i'll hold you tightly, i'll give you nothing but truth,
if you're not inside me, i'll put my future in you
you are my one, and only
you can wrap your fingers round my thumb and hold me tight
oh you are my one, and only
you can wrap your fingers round my thumb and hold me tight
and you'll be alright.
you're just a small bump unknown and youll grow into your skin
with a smile like hers and a dimple beneath your chin
(oh) finger nails the size of a half grain of rice
and eyelids closed to be soon opened wide a small bump,
in four months you'll open your eyes
i'll hold you tightly, i'll give you nothing but truth,
if you're not inside me, i'll put my future in you
you are my one, and only
you can wrap your fingers round my thumb and hold me tight
oh you are my one, and only
you can wrap your fingers round my thumb and hold me tight
and you'll be alright
you can lie with me, with your tiny feet when your half asleep,
i'll leave you be
right in front of me for a couple weeks
so i can keep you safe
'cause you are my one, and only
you can wrap your fingers round my thumb and hold me tight
oh you are my one, and only
you can wrap your fingers round my thumb and hold me tight
and you'll be alright
you're just a small bump unborn just for four months then torn from life
maybe you were needed up there but we're still unaware of why
sözlerini bahadır tatlıöz'ün yazdığı, gökhan türkmen ile seslendirdiği, bana öteki zamanları durduk yere hatırlatmış şarkı..
sözleri şöyledir;
sonbahar halimin soyadı, adı
gerekli gereksiz takıntılar ruhumu sardı
sen misin inanmam bu enkazın mimarı
peki geri dön desem ne fark eder
bedende ruh yokken
dertliyim kabul, utanmam mı lazım
çekip giden üzülmezken
kalan ne yapsın
kalbim diyor gurur yapma sana o lazım
peki geri dön desem ne fark eder
bedende ruh yokken
en doğrusu kabullenmek
valizin ne kadar aldıysa
çekip gitmek gerek bazen
geriye dönüp hiç bakmadan
geride acılar var zaten
geride anılar var
yıpratırlar, anılar acıysa yıpratırlar
insanın terleme miktarını ölçerek, duyduğu heyecanın derecesini saptamak amacıyla kullanılan cihaz. pazarlama araştırmaları gereği reklam şirketlerince, tüketicilerin ürüne olan ilgisini saptamak amacıyla da kullanılır.
kendi vücuduna ya da başka insanlara ait uzuvları, orada bulunan manzara ile bütünleyip; vücudumuzun sahneyi nasıl yönettiğini gösterme çabası güden fotoğraflarıyla ilgimi çekmiş, finlandiya doğumlu bir fotoğrafçı.
gözümü her kapattığımda denizi başucuma getirip beni yalnızlığımla mutlu edebilen, aslında Bülent Ortaçgil parçası olan; ama jehan barbur'un yorumuyla mükemmelleşmiş şarkı. şarkının içinde geçen yer için (bkz: dalyan)
kafam biraz karışıktır oldum olası
denize doğru, yüzlerce yol var
ama hangisi doğru? hangisi çıkmaz?
aman, sen bir yana ben bir yana
ayrı düşmüşüz yan yana
karşımız deniz
yardım et yoksa gidemeyiz
kıyıda bir saz gibi yalnızlık olmaz
aman, sen bir yana ben bir yana
ayrı düşmüşüz yan yana
dalyan deltası yaşamın ta kendisi
düğümdür dokusu
öyle kolay çözülmez
aman, sen bir yana ben bir yana
ayrı düşmüşüz yan yana
instagram'a rakip olacağı söylenen efektli fotoğraf paylaşma uygulaması. instagram'a göre çok küçük çaplı kitlesi var şimdilik. ama uygulamanın yaratıcıları picyou'nun, büyük markaların özel filtre ve marka çerçevelerini yeni kitlelere ulaştırabilmek için kullanacakları bir pazarlama platformu olmasını hedefliyorlarmış.
hindistanlı Bilim adamı Mohammed Babu'nun, mideleri şeffaf olan karıncalar ile yaptığı ilginç deney sonucu ortaya çıkan hoş fotoğraflar. karıncalar ne yer ise mideleri o rengi alacağı için dr Mohammed Babu bu karıncalara parlak renklerde jel yedirip, ortaya şu hoş görüntüleri çıkartmış:
filipinlerde bulunan bir gölün içinde bir ada ve adanın içinde bulunan bir göl derken onun içinde bulunan, yerlileri tarafından inception adası* olarak bilinen asıl adı Vulcan Point olan adadır. ilginç bir görünümü vardır.
Cassio Lopes adlı fotoğrafçının kenya ziyareti sırasında objektifine yakalanan; saldırı sırasında bacak ve kuyruk kısmının mavi, baş kısmının ise kırmızıya dönmesi ve taşa tutunma sırasındaki duruşuyla tıpkı bir örümcek adamı andıran kertenkele türüdür. örümcek adamdan daha havalı ve asil durduğu aşikar. tek eksik kalır yanı ise ağ fırlatamaması.
Bi yıldız kondu omzuma
Kalk dedi sarıl boynuma
Uykuyu boşver şimdi
Küçük bir çocuk gibi sende inan masallara
Sonra ay çağırdı beni
Yüzün çok tanıdık dedi
Unut bakma ardına
Şu anın var tadına dön bi bak etrafına
Her nerdeyse kiminleyse
Düşünme artık seni sevmediyse
Nerdeyse kiminleyse
Üzülme artık seni sevmediyse
Kıymetini bilmediyse
içimde bi çığlık koptu
Sabaha vakit çoktu
Uyandım birden bire
Yıldız ay gökyüzünde aklımda kalan cümle
annelerimizin gün boyu bize söylediği her şeyi bir çırpıda duymak ister misiniz? işte bu şarkı tam da biz koca çocuklara ithafen yazılmış ulusal anne seslenişi gibi.
şuradan buyurun ;
sözleri;
get up now, get up now, get up out of bed,
wash your face, brush your teeth, comb your sleepy head.
heres your clothes and your shoes, hear the words i said,
get up now, get up and make your bed.
are you hot, are you cold, are you wearing that?
wheres your books and your lunch and your homework at?
grab your coat and your gloves and your scarf and hat.
dont forget, youve gotta feed the cat.
eat your breakfast, the experts tell us its the most important meal of all,
take your vitamins so you will grow up one day to be big and tall.
please remember the orthodontist will be seeing you at three today,
dont forget your piano lesson is this afternoon so you must play.
dont shovel, chew slowly, but hurry, the bus is here,
be careful, come back here, did you wash behind your ears?
play outside, dont play rough, would you just play fair?
be polite, make a friend, dont forget to share,
work it out, wait your turn, never take a dare,
get along, dont make me come down there.
clean your room, fold your clothes, put your stuff away,
make your bed, do it now, do we have all day?
were you born in a barn? would you like some hay?
can you even hear a word i say?
answer the phone, get off the phone,
dont sit so close, turn it down, no texting at the table.
no more computer time tonight,
your ipods my ipod if you dont listen up.
where you going and with whom and what time do you think youre coming home?
saying thank you, please, excuse me, makes you welcome everywhere you roam.
youll appreciate my wisdom someday when youre older and youre grown.
cant wait til you have a couple little children of your own.
youll thank me for the council i gave you so willingly,
but right now i thank you not to roll your eyes at me.
close your mouth when you chew, wed appreciate,
take a bite, maybe two, of the stuff you hate.
use your fork, do not burp or ill set you straight.
eat the food i put upon your plate.
get an a, get in the door, dont be smart with me,
get a grip, get in here or ill count to three,
get a job, get a life, get a phd, get a dose of
i dont care who started it,
youre grounded until youre 36,
get your story straight and tell the truth for once for heaven sake.
and, if all your friends jumped off a cliff, would you jump to?
if ive said once ive said it at least a thousand times before,
that youre too old to act this way,
it must be your fathers dna.
look at me when i am talking, stand up straighter when you walk.
a place for everything, and everything must be in place.
stop crying or ill give you something real to cry about.
oh
brush your teeth, wash your face, get your pjs on.
get in bed, get a hug, say a prayer with mom.
dont forget i love you (kiss)
and tomorrow we will do this all again
because a moms work never ends.
you dont need the reason why,
because, because, because, because,
i said so, i said so, i said so, i said so.
im the mom, the mom, the mom, the mom, the mom!
hepimizin bildiği köprü profiline aykırı yapısıyla, 2011 yılının en iyi tasarımı seçilmiş olan köprü. köprü suyun üstünde fakat su seviyesi ile aynı hizada. sanki suyun içerisinden geçiyormuşsunuz gibi bir his.
Hz. Musanın denizi ikiye bölmesi hikayesinden yola çıkan Hollandalı Ro&Ad Mimarlık şirketleri, 17. yüzyıldan kalma bir Hollanda kalesini çevreleyen bir hendeğe bu köprüyü yapmışlar. zaten konumu itibariyle suyu ikiye ayırmış.
nihayetinde çok hoş ve ilginç bir tasarım olmuş. ellerine sağlık.
olaylara, insanlara ve nesnelere olağan dışı bir görünüm kazandıran, ''yok artık'' dedirten nidalanmalara sebebiyet veren grafiker ve ressam kişisi. çizdiği resim ve grafiklerde mantık aranmadığı sürece yaptığı absürt çizimler hoşunuza gidebilir. ancak çektiği fotoğraflar çizimleriyle bir o kadar tezat. öyle ki; gayet sade, olağan çekimleri var. şahsen, fotoğraflarında bir nazif topçuoğlu absürtlüğü beklerdim. ama bu beklentimi de photo manipulation ile ilgili çalışmalarıyla fazlasıyla gidermiştir.
Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Öğrencilerine dönüp insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar? diye sormuş. Öğrencilerden biri çünkü sükûnetimizi kaybederiz deyince ermiş ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız? diye tekrar sormuş.
Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: iki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.
Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? Birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. Peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur? Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. Artık bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. işte birbirini gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.
Daha sonra ermiş öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş: Bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz.
söylenildiğinde kaba ve çirkin duran veya söylemesi sakıncalı olan kavramları, daha uygun ve edepli olan başka kelimelerle adlandırma sanatıdır. Uluslararası literatürde euphemism olarak da bilinen bu kavramlar; kötü hadiseleri, karşındaki kişiyi daha az incitici bir şekilde anlatmak olarak da ifade edilebilir.
örtmeceler adeta sağa sola saldıran politik bir dürüstlük gibi görünebilir; ama aslında konuşmacıya karşısındaki kişinin eğilimlerini, önyargılarını aşıp ona bir hikaye anlatma şansını vermeye odaklanmıştır.
örtmece her durumda, dinleyenin dikkati dağılmadan, kısa süre içinde hikaye anlatan insanın bir tablo ortaya çıkarmasına olanak sağlar. iyi bir oluşum olsa bile, hiç kimse bir komitada yer almak istemez. komita sözcüğü insanın zihninde sıkıntı ve gerginlik hisleriyle ilgili ani bir tepki yaratır. görev kuvveti* ise (en azından şimdilik) cümlenin devamını dinlememize olanak sağlayacak enerjiye sahiptir.
gece kulübü tabiri yerine toplu eğlence yeri demek gibi.
rus fotoğrafçı andrey pavlov'un karıncalar ile yaptığı, harika ve bir o kadar ilginç olan makro çekim karınca fotoğraflarıdır. andrey pavlov'un minyatür sahnesinde, karıncaların dünyasına küçük bir yolculuk da denilebilir. fotoğrafları görünce insanın bunlar gerçek değil; fotoşoplanmış veya ölü böcekler ile monte edilmiş gibi diyesi gelse de hepsi uzun çalışmalar sonucu oluşmuş; büyük bir sabır ve titizlikle bizzat gerçek olan karınca fotoğraflarıdır.
Pulitzer ödüllü Amerikalı gazeteci ve fotoğrafçıdır. eski ap muhabiridir.
Güney Vietnam'da din adamlarına karşı yapılan eziyeti protesto etmek amacıyla, başkent Saygon meydanında kendini yakan Budist rahip Thich Quang Ducun fotoğrafının da sahibidir kendisi. vietnam savaşına damgasını vuran fotoğraflardandır. http://newsvietnam.com.vn/upload/20100401_monk_w.jpg
27 Ağustos 2012 Parkinson hastalığından ötürü, 81 yaşında hayata gözlerini yummuştur.
ilk Herbert Spencer'ın kullanmış olduğu tabirdir. Darwin'in (bkz: doğal seçilim) teorisinden etkilenmiş ve Principles of Biology kitabında kullanmıştır.
sonrasında Darwin, The Origin of Species kitabının beşinci baskısında bu deyimi kullanarak Spencer'a şu yorumu yapmış: "Ben, faydalı olan her küçük farkın korunduğu ilkesine, insanın seçme gücüyle ilişkisini de vurgulamak için, doğal seçilim adını verdim. Fakat, daha çok Sayın Herbert Spencer tarafından kullanılan 'En Güçlünün Hayatta Kalması' deyimi daha kesin ve aynı oranda kullanışlı bir ifadedir."