Samimiyetsiz bir insan olarak en çok yaptığım şey, hak vermek. Herkeste haklılık payı olduğundan değil, kimseye hatasını düzeltmesini sağlayacak kadar değer veremediğimden.
33 yıllık hayatımın maddi manevi en zorlu iki yılını yıkılmadan ardımda bırakabildiğim bir zaman diliminde, sürece baştan sona şahit olan babam bana "Volvo" demişti.
Amerikan dublaj soslu birkaç cümle daha şık olabilirmiş.
Amaç arayışı.
25 dolaylarına kadar evrendeki varlığımın bir sebebi olması gerektiğini düşünür ve bunu bulmaya çalışırdım. Artık değersiz ve hiç olduğumu biliyorum.
Geçen yıl izmir konseri sırasında rusya-ukrayna savaşı sebebiyle bir dinleyici tarafından protesto edilmişti. Kadının çıkışı o kadar manasızdı ki adamcağız sakince bakmak dışında hiç tepki vermedi. Diğer dinleyiciler zarif küfürlerle hanımefendiyi ortamdan uzaklaştırdı sonra. Ben olsam şu garip kitleye bir daha gelmezdim herhalde ama adam hakikaten hep buralarda.
Uyku perilerinin, gösteren ama elletmeyen kahpelere dönüşmesi sonucu yaşanan tatsız durum.
Bitki çayları, ilaçlar... Yarım kilo yoğurt yedim ulan daha ne yapayım, en son ebedi uykuya geçicem kestirmeden.
koca koca kahkahalar attırabilen ender dizilerden... Sezon bolluğu olmasına rağmen bir haftada tüketiliyor. Günümüzde çekilen sitcomlar bu dizinin çükünü yesin.
Kabaca hesapladım da bugüne kadar 7 kere yaptığım eylem. Her defasında pişman olmama rağmen yeniden yeniden aynı haltı yedim. Bazı insanlar öğrenemiyo işte.
Emekli maaşıyla geçinemiyor diye her ay destek attığım babama, artık akıllanmıştır düşüncesiyle alaylı bir şekilde kime oy vereceğini sordum az önce. "Bunlar hep vatan haini, mecbur AKP'ye verecez." dedi. Gelecek ay görürsün sen baba. Seçime kadar kuruş yok. Belki fikrin değişir.
Karadenizliyim ve Karadeniz mutfağından herhangi bir yemektir diyorum.
Kaynar suya mısır unu eklenerek yapılan, koyu kıvamlı tuzlu bir muhallebi halinde ayranla tüketilen akılalmaz bir yemek var mesela.