33 yıllık hayatımın maddi manevi en zorlu iki yılını yıkılmadan ardımda bırakabildiğim bir zaman diliminde, sürece baştan sona şahit olan babam bana "Volvo" demişti.
Amerikan dublaj soslu birkaç cümle daha şık olabilirmiş.
Amaç arayışı.
25 dolaylarına kadar evrendeki varlığımın bir sebebi olması gerektiğini düşünür ve bunu bulmaya çalışırdım. Artık değersiz ve hiç olduğumu biliyorum.
Geçen yıl izmir konseri sırasında rusya-ukrayna savaşı sebebiyle bir dinleyici tarafından protesto edilmişti. Kadının çıkışı o kadar manasızdı ki adamcağız sakince bakmak dışında hiç tepki vermedi. Diğer dinleyiciler zarif küfürlerle hanımefendiyi ortamdan uzaklaştırdı sonra. Ben olsam şu garip kitleye bir daha gelmezdim herhalde ama adam hakikaten hep buralarda.
Az evvel işten eve döndüm. Neden bilmem eve her girişimde bir süre mutfak penceresinden öylece bakarım. Genelde aynı manzara karşılar beni. Üst kattaki ailenin iki küçük kızının evin önünde havası inik bir topla oynama çabaları ve buna eşlik eden komik sohbetleri... Kızların daha küçük olanı çirkef, kurnaz, huysuz fakat nedense onu daha çok seviyor gibiyim. Ablasını ayakta uyutuşunu görebilseniz... Günün yorgunluğunu bu sıpayı izleyerek bir nebze unutur gibi oluyorum. Neyse... apartmanda çoğunlukla orta halli insanlar yaşıyor. Yirmi metre ötemizde ise havuzlu bir site var. Havaların ısınmasıyla sitede yaşayan çocuklar soluğu havuzda alıyor tabii. O çocuklar kahkahalar atarak havuzda eğlenirken bizim minik çirkef çatık kaşlarını gizlemeye gerek duymadan, önce terini tişörtüyle sildi sonra eğilip yerden bir taş aldı, gören var mı diye civardaki evlerin pencerelerini hızlıca kontrol etti ve beş karış boyundan beklenmeyecek bir güçle taşı havuza doğru fırlattı. Havuzdaki çocukların hiçbiri fark etmedi bunu. Fakat benim minik çirkefin işi bitince pencereyi açtım ve "neden?" diye sordum ona göz kırparak. "Havuzları var diye kendilerini bir şey sanıyorlar." dedi hınç ve kıskançlık dolu bir sesle. Havası inik topa ayağıyla hafifçe vurdu. Terini bir kez daha sildi. Anlayamadığım birkaç cümleyle söylendi bir süre daha ve gitti. Aklı başında bir yetişkin gibi davranıp uyarmaya dahi kıyamadım. içimden de gelmedi.
Uyku perilerinin, gösteren ama elletmeyen kahpelere dönüşmesi sonucu yaşanan tatsız durum.
Bitki çayları, ilaçlar... Yarım kilo yoğurt yedim ulan daha ne yapayım, en son ebedi uykuya geçicem kestirmeden.
koca koca kahkahalar attırabilen ender dizilerden... Sezon bolluğu olmasına rağmen bir haftada tüketiliyor. Günümüzde çekilen sitcomlar bu dizinin çükünü yesin.
Kabaca hesapladım da bugüne kadar 7 kere yaptığım eylem. Her defasında pişman olmama rağmen yeniden yeniden aynı haltı yedim. Bazı insanlar öğrenemiyo işte.
Emekli maaşıyla geçinemiyor diye her ay destek attığım babama, artık akıllanmıştır düşüncesiyle alaylı bir şekilde kime oy vereceğini sordum az önce. "Bunlar hep vatan haini, mecbur AKP'ye verecez." dedi. Gelecek ay görürsün sen baba. Seçime kadar kuruş yok. Belki fikrin değişir.
Karadenizliyim ve Karadeniz mutfağından herhangi bir yemektir diyorum.
Kaynar suya mısır unu eklenerek yapılan, koyu kıvamlı tuzlu bir muhallebi halinde ayranla tüketilen akılalmaz bir yemek var mesela.