alternatifler içinde alternatifsiz kalmaktır. ya kendini beğenmişlik sözkonusudur yada doyumsuzluk.
kim verdi bu değneği elimize kim tutuşturdu diye küfür eder gezeriz. aslına bakarsanız hertürlü kardayızdır. ama aynı zamanda kardan zararda hesabı.
değneğin her ucundan açılan yeni bir uç ve yeni bilinmezlik ve yeni soru işaretleri. verilen cevaplara doğan yeni sorulardır kafamızı karıştıran. bilinmezliklerdir canımızı sıkan. cevapları bilende yoktur çoğu zaman. karın değnekteki karşılığı zarar olur herzaman .kar mı zararmı anlayamaz insan....bitişlerde vardır başlangıçlarda. aynı labirent gibi her kapı başka kapıya açılır. kurtulmak istersin durumdan...
çocuk yaşlarda bir çeşit ilginç yemek olduğunu düşündüğüm hede.anlamını kavramam güç oldu biraz.
-anne akşam yemekte ne var?
anne gayet ciddi bir ses tonuyla
-gör de bil yavrum.
nerden bilirdim ben görünce bileceğimi..mükemmel anne yemeği.
tanzanittir dedirten gerçek.az bulunurluk,seçkinlik ve özgünlük aranıyorsa aklınıza gelebilecek olan isim.volkanik kayaların arasında oluşan tanzanit; pırlantadan bin kat daha az bulunan ender bir taş.asaletin rengi maviden lilaya mor ve menekşeye kadar uzanan tonları bulunan tanzanitin, mavi rengini çevreleyen ve yanlızca parladığında ortaya çıkan pembe ışığı,onu hem sıradışı hemde değerli kılıyor.ayrıca tanzanitin çıkarıldığı yatakların tek bir bölgede ve sınırlı sayıda olması onun değerini dahada arttıran durum.
içimizde yarattığımız veya deneyimsel edindiğimiz, yaşamın içinde ve taa kendisi olarak benimsenmiş yaşam biçimi.
karanlık,ölüm,ayrılık,yanlız kalma,güvensizlik,beğenilmemek,yeni bir iş,evlilik,böcek,iflas,yargılanmak ...acı ve korku ...içimizde hissettiğimiz bir sürü duygudan bazıları..bir sürü şey yüzünden acı çekip bir sürü şey yüzünden korkuyoruz hepimiz.zayıf yaratıklarız.zaaflarımız,pişmanlıklarımız,hatalarımız,tövbelerimiz var.buna karşın hayallerimiz,beklentilerimiz ve bu beklentilerin gerçekleşmeme ihtimaline karşın yaşanan korkularımız.bir kere aklımıza yerleşen ve yaşamadan sonuçlarını göremeyecek olduklarımız.bir kere göze alabilmektir oysa çözümü.bir kez olsun deneyebilmek..ve sonuna kadar o korkuyla yüzleşebilmek.cesaret işidir yani...kendi özgürlüğümüze yön verebilmek..bir kez olsun başarabilmek ve tekrar tekrar denemektir.kendimize güvenmektir kısaca..korkusuz bir hayat yaşayabilmektir..
türkiye'de yaklaşık 35 şubeye sahip sağlık ve spor merkezinin adı.sadece 30 dakikanızı ayırarak fazla kilolarınızdan kurtulmayı sağlayan,sıkılaşmanıza ve incelmenize yardımcı olan, sağlıklı yaşamı hedef almış olan sadece bayanlara yönelik hizmet veren bir merkez..
yuvayı dişi kuş yapar sözümüzden yola çıkarak güç bela bulunmuş, ilk fırsatta gözü dışarıya kayma eğilimi olan erkeği elde tutmak için bulunmuş yollar bütünüdür.
elden gelen yapılır, başka bir dişi kuşa kaptırmamak için ama erkek kuş ısrarlıysa yuvadan uçmakta yapabilecek de çok bir şey kalmamaktadır.
evde tartışmalara yol açan,ihalenin genellikle kadında kaldığı durumlardır.aslına bakarsanız iki tarafada zor gelmektedir ama ortada yapılması gereken bir iş vardır sonucu iki tarafıda ilgilendirmektedir.fakat erkek direnmekte, kadın söylenmektedir.
adam yorgun argın işten geldiğini savunmakta,kadın ters çıkarılmış çorabı niye kirli sepetine atılmadığını sorgulamakta..yada içinde su biten sürahi kim dolduracak kavgası.adam doldurmak zorunda kalmamak için son kalan suyu bile içmez.bu kadar zor gelir bazı işler...
kadın üreme sistemini,hastalıkları,tedavisini kendine meslek edinmiş grubun genel olarak yaşadığı düşünülen problem.meslek gereği kadının yüzünden çok ,ikinci yüzünü görmenin cinselliği,cinsel isteği körelttiği ilk akla gelen neden..
erkeklerin çantasında bulunan kim tarafından,neden konulduğu unutulmuş,bazende sadece hatırlanmak amaçlı bile olabilir çıkan malzemelerin tümü.
hep bilinen odur ki kadın çantalarında yok yoktur.ama erkek çantalarınıda katıştırdığımızda çok ilginç şeylere rastlayabiliriz.
günümüz metroseksüel erkeği çantasına göz attığımızda bir kaş kalemi,nemlendirici, dudak koruyucu bulmak mümkün.bunun yanında bir erkek çantasında asetona bile rastlayabiliriz.(kız arkadaşının abdest durumu düşünülerek mi?konmuş diye düşünmeden edilmez hani..)unutulmasın diye birikmiş fatura ve bi tomar kağıt birarada.rulo yapılmış bir saç tokasıyla belli hanım koymuş çantaya..daha neler neler..
erkeklerin asla bu konuları sorulmadığı sürece düşünmeyecekleri,kadınların aklından çıkarmadıkları konulardır.akşama ne yemek yapsam?,kaşımı hangi kuaföre aldırsam?saçım bu renk iyimi?yoksa değiştirsem mi?bu pantalonun altına ince topuk mu? yoksaaa diye uzayan ve kendimizin sorup cevapladığı,yada en yakın kız arkadaş tarafından cevaplanmış sorular bunlardan bir kaçı..
köy ağzıyla yuvarlanmak.
acile başvuran hasta feryat figan bağırmaktadır.koşun, yetişin ,ninem ölüyoo..
_doktor sorar:teyzem neyin var?
_teyzem:bizim aşa göyün yımacında tengelledim olum.a ha burası ağri..
_doktor: anlamadım teyze elinle göster.
-teyzem:a ha şu yarnımın ortasında bi pıçak saplani emme arada bi geçi soona,bide aa şu enki ayamın yan tarafı acii.durum zor tabi ,konu azda olsa anlaşıldı.teyzem yuvarlanıp düşmüş,ayak kırık.düşünce sırtını yere vurmuş.arada bir sırtının ortasına bıcak saplanır tarzında ağrısı oluyormuş..bizde öğrendik teyzem sayesinde.
erkeklerin herzaman yanında taşıdıkları,belki uğur sayılan,belki ihtiyaçtan olan herşey...
kimine göre tarak,kimine göre uğurlu sayılan bi anahtarlık,sevgilinin oyaladığı bir mendil.9mm.brownıng marka bir silah..
yaklaşık iki yıl önce yaşadığım durum.trajikomik olay.
yatma hazırlığı yapılmıştır.kıyafet ertesi gün için hazırlanmıştır.şarzı biten telefon başucundaki prize takılmıştır herşeyden habersiz..ve derinn bir uyku...
sabah çalan ev telofonu sesi acı acı..
karşı taraf kızgın:
_ne o benimle dalgamı geçiyorsun?
siz anlayamamışsınızdır olan biteni uyku sersemi,ne oldu ki? diyebilmişsinizdir sadece..herşeyden habersiz..
_git telefonuna bak diye bir cevap ve takk diye bir kapama sesi.
koşup odanıza baktığınızda bir kablonun yerde uzandığını görürsünüz ve kalbiniz yerinden çıkacak gibi atmaya başlar.aklınıza o an bin bir türlü şey gelir korkudan.panik bi halde koşar bakarsınız ki..dağınık eşyalar,açık bir balkon kapısından başka bişey kalmamıştır geriye..yada siz öyle umarsınız...açık kapıyı titreyerek kapattıktan sonra aklınıza gelir çünkü; bakmadığınız odalar ve davetsiz misafirin hala evde olabileceği..koşturarak ev telefonuna koşarsınız.o kadar paniksinizki kimi arayacağınızı bilemezsiniz.niheyet polis gelir aklınıza ve çevirirsiniz numarasını..eğer nöbet değişim saatlerine denk gelmediyseniz gelirler onlarda...
yalnız yaşamanın zorluklarından biridir buda..ailenizi aramak istersiniz ama size ulaşmaları saatler sürer,arkadaşlar diye düşünürsünüz ama bütün numaralar çalınan cep telefonunda kayıtlıdır.aklınıza birden komşular gelir.korkudan titreye titreye kapıya doğru bi hışım koşarsınız.artık bütün apartman uyanmıştır.derken doluşurlar evin içine,siz panikle anlatmaya çalışırsınız olayları..yaklaşık yarım saat sonra polisler gelir,tutarlar tutanağı ve o arada anlarsınız telefon dışında nelerinizin çalındığını.. birden ev telofonu çalar.uyandıran kişi aramıştır ve hala hırsızla mesajlaşmaya devam ettiğini ve telefonun açık olduğunu söyler.polis amcalarımız şöyle bi akıl yürütürler..arayıp konuşalım.il sınırlarının dışına çıkmamıştır henüz.ve numara aranır..
hırsız telefona cevap verir..yaklaşık on on beş dakikalık görüşme yapılır.konuda şudur:çaldığın şeyleri getir,bizde sana zarar vermeyelim.hırsız akıllı tabi. kıyasıya pazarlık başlar.bizden çaldığı şeyleri yine bize satmaya çalışmaktadır.verdiği rakamlar çok gülünesi rakamlardır.bu süre sonunda hırsız ankara'da bir adres verir ve ilk görüşen kişiylede mesajlaşmaya devam eder.derken telefonu kapatır ve görüşme son bulur.tüm irtibat kesilmiştir.bu arada sonradan öğrenilmiştir,çalan her telefona bakmıştır.telefon sahibini isteyenlere şuan müsait değil cevabını vermiştir.
not:hırsız verdiği adrese gelmemiştir.yani giden gitmiştir.ilk telefon açan kişi eski sevgilidir.durum anlaşılıncaya kadar telefon sahibiyle mesajlaştığını düşünmüştür.arada çok komik dialoglar geçmiştir.
