geç keşfetmiş olduğum herkesten bi ses kapıp karşıma geçmiş şarkıcı, sanatçı. yağmur yağdığında ya da bırakın yağmuru güneş olduğunda hatta sıcak yaz gecelerinde pencerenizi açmış serinlerken açarsınız şarkılarını ve dinlersiniz dalgınca. eşlik etmek için çoğu zaman sözleri açılır şarkılarının ama öyledir ki sözle eşlik etmeseniz de yüreğinizle eşlik edersiniz kendisine. vay canına dedim çünkü bu zamana kadar başlığı açılmamış. bi deyişle kendi çapımda yaptığım sözlük grevinden vazgeçmemi ve yeter artık biri bu kadınla ilgili bi şeyler yazmalı dememe sebep oldu şu saatte. sevgim arttı yemin ediyorum kendisine. british olması da onun güzel yanlarından. nedendir bilmem ama iyi müzik yapıyor bu britishler. ve bayanın sparklehorse geçmişi var. e daha ne olsun. yapmayın ve bu güzel kadını yalnız bırakmayın. ve ondan bi pj harvey sesi duyun sonra gözlerinizi kapayın bi regina spector olsun hatta bazen björk olduğunu bile hissettim sonra cocorosie ilginçtir ki bi patti smith lik bile hissettiğim oldu. emily wells sonra bilmiyorum her şey çok güzel.
ölüm yakındır. ölüm bizi bekleyen her an kalkmaya hazır bir tren gibidir. ha öldüm ha ölücem diye yaşayan insanlar da vardır. ölüm tren gibi olmayadabilir. otomobil de olabilir ya da gebze-harem dolmuşu olsun. sıkış sıkıştır. arkanızdan dayarlar ölümü beklerken. ölseniz daha iyi yani.
(bkz: öküz trene bakarken trenin altında kalmış)
rüyasında soba yakında gerçekleşecek evliliğe yorulur. rüyasında soba satmak gören kimsenin işleri kötüye gidecek demektir. soba yakmak, yeni atılacağınız işten çok kazançlı çıkacaksınız demektir. rüyasında soba yakında gerçekleşecek evliliğe yorulur. rüyasında soba satmak gören kimsenin işleri kötüye gidecek demektir. soba yakmak, yeni atılacağınız işten çok kazançlı çıkacaksınız demektir. soğuk havada umut, başarıdır. soba içinde ateş, bolluk ve berekettir.rüyada soba yaktiginizi görmek, eger mevsim yazsa keder ve sikintiya; kis mevsiminde iseniz bolluk ve berekete yorumlanir. bir baska rivayete görede: rüyada soba görmek, üzüntü, keder ve sikintiya isarettir.
rüya tabircilerimiz bu şekilde açıklamış, boru uzunsa uzun boylu biriyle evlenecekmişsin kısaysa 1.60 geçmeyecekmiş.
(bkz: rüyada götüne soba borusu sokmak)
küçük bir esnaf lokantasında oturmuş yemek yiyen zat(d) dışarıda ona bakandan habersizdir. oysa dışarıda kuru fasulye yemek için canına verebilecek birey ona sadece gözleriyle ''sen içeridesin biz dışarıda'' demektedir. yazıktır.
yaşanılan yer iki bin nüfusun altında ise genelde doktor,öğretmen olurlar. nüfus artmış,hanede yaşayan insan sayısı da artmışsa belediye başkanı olurlar.
kimyasal kullanmam ben tabiat anaya güvenirim diyen insanlar saçlarının rengini açmak istediğinde papatya suyu kullanır. isterseniz kaşlarınızı da açtırıp saçınızla uyumu yakalabilirsiniz . böylece sizi beğenenlerin saçlarını oksijenli su ile sarartmış kesim olmasını sağlayabilir, belki de arayıp da bulamadığınız mutluluğu yakalayabilirsiniz.
açlıktan miden yapışmıştır karnına. yemek yemeye gidelim diyebileceğin bir yoldaşın yoktur yanında. cüzdanına bakmak gelir aklına; açarsın bakarsın. bir simit bir ayran ancak o kadar para vardır içinde. buna da razıyım dersin gidersin seyyar simitçiye , başının üstünde taşıdığı muhtemelen yere düştükten sonra tekrar tepsiye dizilen simitlerden alırsın bir tane. ayran istersin; ayran kalmamış. hem ne ayranı seyyar simitçi de ayran ne arar. banka oturmak istersin martılara simit atayım düşüncesiyle. doludur bütün banklar, üstelik martılar bir köşede durmuş kedilerle birlikte balıkçının verdiği balıkları yiyordur. onlar mı simit yiyecek. yürümeye karar verirsin. yürürken rüzgar esmeye başlar birden . yeterince açık olan alnın rüzgarda ortaya çıkar ve insanlar sana tuhaf bakar, ne çirkinsin sen diye. ve aklından şu sözcükler geçer sırayla: dünyada yerim yok benim. saçmalama intihar mı ediceksin, hem bir kutu uyku hapı almaya yeticek paran da yok. hem jiletin bile yok senin , boynuna bağlayabileceğin bir halatın, inşaata çıkmak da salaklık olur.
öyle ki içinde bulabileceğiniz şahane kitaplar vardır. pistir genelde. üstündeki tozu süpürür öyle alırsınız raflardan kitapları. Kütüphane görevlisi genelde suratsız olur. Alınan kitaplarin sayfaları eksik olanlari da vardir . Bunun yanında görevliyle hicbir diyoloğa girilmez iyi aksamlar bile denilmez.
annenin lal çocuk doğurduğunu kabul etme durumudur. zorla şeker vermeye çalışan ev sahibinin bakışları altında kendini zor zapdeden masum çocuğumuz annenin sesiyle kahrolur. o yemez teyzesi,yemez o.