Değişir rüzgarın yönü
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini; içinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir. Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir. Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir. Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını, Severken hiçbir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
Dağ Rüzgarı
Kaderde senden ayrı düşmek te varmış
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim..
Seni tanımadan
Hele seni böyle deli divane sevmeden
Yalnızlık güzeldir diyordum
Al başını, kaç bu şehirden Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara
Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git
Git gidebildiğin yere git diyordum
Oysa ki, senden kaçılmazmış
Yokluğuna bir gün bile dayanılmazmış.
Bilmiyordum. Yine de dayanmağa çalışıyorum işte
Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen
Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye
Rüzgar güzel bir koku getirmişse
Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum
Yaşamak seninle bir başka zamanı Bir başka zamanda seni yaşamak
Her şeyden önce sen
Elbette sen
Mutlaka sen
ister uzaklarda ol
ister yanı başımda dur Sen ol yeter ki bu zaman içinde
Ben olmasam da olur
Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır
Bitmiyorsun
Çaresizliğim gün gibi aşikar
Su olup çeşmelerden akan güzelliğin inceliğin ışık yüzüme vuran
Sen güneş kadar sıcak
Tabiat kadar gerçek
Sen bahçelerde çiçekler açtıran
Sudan, havadan, güneşten yüce varlık
Sen, o tek sevgi içimde Sen görebildiğim tek aydınlık Bir nefeste benim için al
Havasızlıktan öldürme beni
Bulutlara, yıldızlara benim için de bak
Susadım diyorsam
Bir yudum su içmelisin
Ben yorulduysam sen uyumalısın Ellerim sevilmek istiyor
Saçlarım okşanmak istiyor
Dudaklarım öpülmek istiyor
Anlamalısın. Ağaçların yeşili kalmadı
Gökyüzünün mavisi yok
Bu dağlar o dağlar değil
Rüzgarında kekik kokusu yok
Kim bu çaresiz adam
Bu kan çanağı gözler kimin Kaç gecedir uykusu yok
Gündüzü yok
Gecesi yok
Yok
Yok
Anladım Sensiz yaşanmaz bu dünyada
imkanı yok.
Bir edebiyat dalı.
Günaydın
Günaydın sana!
Gözümün nur u,
Sözümün er i,
Aşkın neferi.
Günaydın sana!
Günüm güneşim, Dünyada eşim,
Yanan ateşim.
Hoş geldin bana,
Servetim ah ım,
Gönül padişahım,
Aydın sabah ım.....!!!
ezberlemeyi sevmem bu yüzdendir ki sohbet esnasında, tv'den ya da herhangi bir yerde bir kelimeden bir şiir gelir aklıma, düşünürüm kimindi bu şiir diye sonra kitapları karıştırmaya başlarım. belki o şiiri bulamam -ki genelde bulamam o şiiri- ama muazzam zaman geçiririm.
şiir güzeldir, koca kitap belki hitap etmeyebilir fakat o kitapta bir kaç cümle çıkar ki hayatınızı değiştirebilir.
gizli bir sevda yürüyor içimde
o iç ki tarifi ne mümkün
duruyor bir ömür gizemli biçimde
gamları ağırlıyor bazen, çakırkeyif
bazen salına salına giriyor içeri sevinç
çatkapı girenler kırıp döküp
un ufak ediyorlar her şeyi
bu kaçıncı gece, kaçıncı gün
bir his var ki henüz çekip gitmiş değil
sürgülüyor kapıyı, kimseleri almıyor içeriye
gardenyalar yetiştiriyor saksılarda
şiirler fısıldıyor, ısıtıyor içimi
geride tek bir iz bırakmadan
tane tane topluyor döküntülerimi
ardından bir cümbüştür başlıyor
kırmızı bayraklar asılıyor yanaklarıma
balonlar, güvercinler, kandiller salınıyor gökyüzüme
bütün alkışlar bana
beni gösteriyor parmaklar
kimyası değişiyor bedenimin
etrafıma toplanıp tapmaya başlıyorlar bana
artık tüm umutların hakimi benim
dur desem duracak dünya
sön desem eriyecek güneş, akacak avuçlarıma
öl desem kainat serilecek önüme boylu boyunca
ama sadece kal diyorum içimde ki mucizeye
oysa sırt çevirip haykırışıma
süzülüyor yanaklarımdan
kapıma abanan hisler içeriye doluşuyorlar
öfkeli güruh yağmalıyor huzurumu
akabinde ruhumda bir telaş
hangi hisse dokunsam yanıyorum
üzerime felaketler yağıyor
yılan başı dalgalarla boğuşuyorum
çürük bir çarşaf gibi yırtıyorum geceleri
o hissi arıyorum ardında
sancılar dolduruyor bütün uzuvlarımı
kördüğüm oluyorum
kurumuş bir kuyunun hiçliği siniyor ruhuma
terkedilmiş murdar şölen alanında
sararmış bayraklar acıyor ıssızlığıma
itilip kakılıyorum, kovuluyorum içimden
ve bekleyeni olmayan bir yolcu gibi
yüklenip hasretlerimi hangi bana gitsem
sarılıyorum başka bir yalnızlığa
gizli bir sevda ölüyor içimde
o iç ki tarifi ne mümkün
duruyor bir ömür gizemli biçimde
Uyuyan yaprakların çatısı altında
Ve ağaçlar rüyalara daldığında
Ormanlar yeşil ve serinken
Ve rüzgar batıdayken
Geri dön bana
Geri dön bana
Ve de ki En güzeli senin ülken
ebedî sürecek bu edebî dizeler birleşecek derin anlamlar taşıyacak kimini yaralayacak kimini gülümsetmeyi bilecek şiirde kendini bulacak insan okumaya başlayınca kopamayacak şiirden hüzne boğulmaktan bıkmayacak hep sevecek hep okuyacak bu hazzı alabilenler...
modları duygusallaştırıp çaylaklık süremi düşürtmek için yazmışdım, yazacağım şiire sokayım.
**DJ ÇAYLAK**
yazardım yazdım
beğendim artıladım
beğenmedim eksiledim
çaylaktım sustum
2 ay çaylaklıktan çıkamadım sustum
nedir suçum desem
noktalama işareti dersin
durum dewam derse
dayak yersin
yazdıklarım mizahi
entry bunun izahı
mazluma hak tanımayana
hangi kul hak tanır
sorsan sözlüğe
beni herkes tanır
söz uçar yazı kalır
burası için söylenmis
çaylak olduk
nick altımız yargısız infaz
herşey bir hatıraymıs
yazıldıktan sonrasına
kalbim pamuktan iplik
bir iple bağlıyım buraya
bisey karalarım
izi sadece banadır
lo bu nasil cezadır
anladıklarımı anlatamadım
entry bir adım
ben koşamadım
yazarlar usain bolt
kalabalık içinde yalnızım
dedim işte hersey hatıradır
kelimemiz hazinemiz
kötüye cewabımız
sinemiz
baktık olnuyo
s.ederiz
SENi TANIYAN BURSA, ŞAHiT OLSUN AŞK'A!
ÖNCEKiLER GiBi DEĞiL BU; BAŞKA!
GÖZLERiNLE DEĞiL; KALBiNLE BAKMALISIN AŞK'A!
RUHUM BiR AĞAÇ OLSUN SEN, BALTA!
BENi BiR KERECiK OLSUN ELiNE AL DA.
SAATLERCE, GÜNLERCE BAKIP, DENiZE ATMA.
GÖNÜL YANGINIMA DAVETLiSiN KADIN,
DiKKAT ET TEHLiKELiDiR ORALAR, SAKIN YANMA.
TÜKENMEZ KALEMLERiM TÜKENDi, YAZAMADIM.
GÖZ GÖZE GELDiK YiNE; TUTULDUM, BAKAMADIM.
HER ZAMAN ŞAKIYAN DiLiM KiLiTLENDi CANIM.
BU MÜBAREK GÜNDE MAALESEF, ADINI ANAMADIM.
YEMYEŞiL YA GÖZLERiN HEYECANLANDIM.
GÜNÜM GÜNÜNE UYMADIĞINDAN SORAMADIM;
BUGÜNÜN GÜZEL PEKi; NASIL OLACAK YARIN?
SENSiZ BU ADAM TAM DEĞiL; ANCA YARIM.
Şiir çocuklukta saçma bulunan biraz büyüdükçe ilgi duyulan ve akıl ermeye başladıkça sevilen bir edebiyat tarıçasıdır. Birçok kişi şiir yazar, ama herkes iyi şiir yazamaz. Bana kalırsa dünya'yı iki satırla anlatma sanatıdır. Uzun uzun yazılanlara ya destan demek gerek ya da satırları alt alta yazılmış köşe yazısı. Öyle ki köşe yazılarını şiir diye yutturuyorlar satırlaştırarak.
Örn : Cinnet Moder. Bir türlü sevemedim.
Orhan Veli'dir esas şair ve Nazım Hikmet'tir en büyüğümüz.
ilgilenen olursa: http://surromantizm.tumblr.com adresinde benim de paylaşımlar yaptığım olur.
MERHABA KADIN, BEN UMUDUN SESi.
BAZEN MUTLULUĞUN BAZEN HÜZNÜNÜN SiMGESi.
VE YALAN DEĞiL GÖNLÜMÜN KÖTÜ NiYETi SEZMESi.
SUSTURMAYA ÇALIŞMA ANLATMALIYIM HER ŞEYi.
AYIRT ETMESi ZORDUR SAHTESi iLE GERÇEĞi.
SANA DOĞRU SÖYLÜYORUM, BEN GERÇEĞiM.
BiR GECEDE MAHVETTiĞiN BU ADAMA,
GERi DÖNMEK iÇiN ŞANSIN VAR, GEÇ DEĞiL!
GÜMÜŞ MÜ DEĞERLi, ALTIN MI?
ÖZENEREK ALDIĞIM SON HEDiYEMi SAHiDEN, UMARSIZCA ATTIN MI?
BENi BIRAKIP GiTTiN PEKi;
GiTTiĞiN O YERDE iSTEDiĞiNi ALDIN MI?
ZAMAN ZAMAN ADINI ANIYORUM.
ANDIKÇA TiKSiNiP, GERiYE ATIYORUM.
''GEÇMiŞi BOŞVER'' DEMEK, SENiN iÇiN KOLAYDIR.
PEKALA KADIN; GEÇMiŞi OLMAYANIN GELECEĞi NE DENLi MATTIR?
ÜZÜLDÜKÇE YAZARIM, ŞiiR BiR MEZAR OLSA;
ÜŞENMEDEN KAZARIM!
GÖNLÜNÜN RÜZGARINA ESEN,
GARiP BiR HAZANIM.
BU YIL HASAT ERKEN GELDi,
AŞK DENEN TOPRAĞINDAN, MAHSULÜMÜ TOPLARIM.
KALENDER BiR KALEMiM.
BEN SADECE SAYFALARCA YAZARIM.