kimi güneş gözlüklü ve takım elbiseli default asık suratlı adamların şehit cenazelerinde yaptığıdır.
mikrofonu da eline geçirirse demediğini kalmaz, mangalda kül bırakmaz.
kimi zaman böylelerini görüyorum tv ekranlarında.
bir yerlerde rahat koltuklarında, bilmem kaç milyonluk takım elbiselerle, kendi sahip olduğu medyanın mikrofonuna, naralar atan, üzüldük, kınıyoruz, baş sağlığı derken yüzünden akan pisliği gizleyebilen her türlü siyasetçinin yaptığı şeydir.
unutulmamalıdır ki bir başbakan ülkesinde akan her kandan sorumludur ve hesaba çekilecektir.
Şehitlerin geride kalan ailesine ne olacak peki? annesi ömrü boyunca fotoğraflarına bakıp ağlayacak, babası "vatan sağolsun" diyecek, her asker haberinde gözleri dolacak.
bir kaç memet ölünce üzülmek mi lazım, televizyonlarda,gazetelerde göstermeyin kimse üzülmesin. hükümetin terörü bitirmede yeni politikası bu.halkı uyutursan, haber vermessen kimsenin haberi olmaz üzülmeye gerek kalmaz.
üzülmenin de üzlüyormuş gibi yapmanın da değiştirdiği birşey yoktur. insanları şehitlere üzülüyor üzülmüyor şeklinde yaftalamanın da manası yoktur. ateşin düştüğü yer önemlidir gerisi hikayedir. asıl mesele üzülmekten çok ne yaptığındır. bu ölümlerin bitmesi için neler yapıldığıdır. kafanın bu doğrultuda neye bastığıdır.
şehit'liğe üzülme durumu söz konusu değildir. şehitlik elbette yüce bir mertebedir. üzülme sebebi hükümetin yarak gibi politika uygulayarak genç kardeşlerimizin pisipisine ölmesine sebep olmasıdır.