Eskiden ne güzeldi.
Her şeyin eskisi güzeldir ya gerçi...
Eskiden, bu kahveler bir poşetin içinde gelirdi. O poşedin içinde de kahvesi, kreması, şekeri ayrı paketlerdeydi. Hepsini tek tek açar, içinden çıkan beyaz plastik kaşıkla onları homojen karıştırmak için uğraşırdık. Artık hepsi 3'ü 1 arada denen necis, tatsız pakedin içinde geliyor. Dök hepsini bir anda, zaten homojen karışmış, hiçbir heyecanı yok... Ben mi çok takıntılıyım, bilemedim be sözlük.
dudak payının fil hortumuna göre bırakıldığı kahve türlerinden biridir.
o yarım dolu olan bardak 'sen sadece bi yolcusun, hakkın bu kadar' gerçeğini yüzüne vurur.
samimiyetsizliğin daniskasıdır.
kurumuş bir boğazdan miğdeye inmeye yetmeyecek kahvedir, sanki damızlık veriyor pintiler. maksat kahvenin dökülmemesi ise bardağı büyütmek varken, bardağı küçütmeyi tercih eden sözde kaliteli hizmet sektörünü gösterir.
çocukken lan bu pinti muavin neden az koyuyor diye hep içimden düşünmüşlüğüm vardır. Sonradan öğrendim ki araba kasise girerse etrafa dökülmesin diyeymiş. Çocukken dediğim geçen sene.
hangi saatte olursa olsun gerçek manada yerini bulamayan ikramdır. kahvenin vuslatı sigara, sigaranın pezevengi kahvedir muavin kardeş! maalesef olmuyor, adet yerini bulmuyor, sen olmazsan kalbim huzur bulmuyor.
