-otobüsün bagajının her açılışında pencereden bakarak valizlerinin düşüp düşmediğini kontrol eden bir ailenin çevresinde oturmak ve onların molalarda aldıkları cipsleri yeme biçimlerini dinlemeye maruz kalmak.
-otobüse binmiş olan tapılası hatunu, o çift kişilik koltuğa -ağzından salyaları akıtmış şekilde- dana gibi serilmiş halde ve hafif hafif horlarken görmek.
ne tekerüstü koltuk, ne en arka sıra, ne ağlayan çocuklar ne de çenesi düşük yan koltuk arkadaşı.. eğer kabus yaşamak istemiyorsanız ön sıradan bilet almayacaksınız arkadaşım. zira gözünüz sürekli şoförde olur. aman karşıdan araba mı geliyor, aman virajı alamadı mı diye değil. herkes öyle sanır ama ondan değil. eğer ön koltukta oturursanız şoförün korkuları bulaşır size. gecenin en koyu saatlerinde, zifiri karanlıkta şoför adeta yalnızdır, korkuyordur, karanlıkta ışığı aramaktadır ve onçün sürekli gaza basıyordur. kendinizi kaptırırsınız ve nerede kaldı bu ışık dersiniz yüreğiniz ağzınızda, şehrin ışıkları nerede? birdenbire dağların arasından çıkıverecek olan bir anadolu şehrinin uysal ve sessiz; mütevazı ışıklarına daha çok mu var? bu düşüncelerle gözlerninize uyku girmez. o nedenle şoför arkasına oturulmaz.
kusmuştum birinde. ama çok acayip kustum. poşeti elimde tutuyorum ki dahası gelecek biliyorum, aniden tekrar geldi. ulen o ara poşeti tam açamamışım, sonra düzelteyim derken içindekilerde döküldü. hayatımın en kötü anıydı be. yediğim çubuk krakerler sanki ağzımda hiç çiğnemeden çubuk şeklinde yutmuşum gibi dışarı çıkmış. muavinden ıslak mendiller, peçeteler falan aldım önce üstümü temizledim ama yerler fena. yapacak bi şey yok ama molaya kadar başka yere geçtim molada kendim temizledim hasta hasta. pis muavin oralı bile olmadı. ona da çok sövdüm bu arada hakkımı helal etmiyorum lan sana da!
en kötüsü tuvaletin gelmesidir ama öyle böyle değil.artık ağlıcak duruma gelirsiniz öyle bir terlersinizki 1 saat koşsanız okadar olmaz.en sonunda molaya daha çok olduğu için dayanamayıp şöföre söylersiniz ve mutlu son.bir diğeride bebek ağlaması.
8-10 yaşında çocukların altının bezlendiği, sağa dönüp yatamamak sola dünüp uyuyayamamak, hafiften gözüne bir nuas dalgınlık gelip gözünü açtığında hala yoldu olduğun, ayakların balon makatın koltuk şeklini aldığı, bu zıkkım tv olayının çıkıpta aptalca 1-2 saatlik sinamadan sonra kapandığı günleri gerizekali bir kanalın avrupa verisyonu ve dakikalarca süren salak salak reklamların olduğu kabuslardır.
edit: kurban bayramı tatilinde yola çıkacak bireyin mide spazmı geçirmeye başladığı başlığı doldurması. kusmaya gidiyorum ey sözlük.
24 saatlik ağrı- bir batı ege ilçesi yolcuğunda, erzincan dolaylarında yediğiniz bir yemekten zehirlenmek. yolculuğun 12 saatinde barsaklarınızın birbirine dolanması, her molada kusmak, her molada sular seller gibi sıçmak. bir süre sonra barsak seslerinizin otobüse hakim olması, her benzinlikte otobüsü durdurmak hatta iki kez benzinlik falan yokken otobüsü durdurup çalı arkasında sıçmak,kusmak. bütün otobüsün ishal halinizi öğrenmesi.
iğrençti, kendimden utanmadım sorumlusu ben olmadığımdan ama, mahçup oldum. 10-12 saat falan sürdü, geçti. ancak arkasında laktoz intoleransı bıraktı. ne zaman süt içsem, mayalı bir şey yesem içsem sıçıp sıvıyorum, daha doğrusu içemiyorum, yiyemiyorum artık. barsak çeperlerim dümdüz, villus falan kalmadı.
yolculuğun tekrarlarında kraker kemirmek, pisküi yemek zorunda kaldım. ancak aksaraya gelince bir çorba içme cesaretini bulabiliyordum.
sen "hasta bakıcam, şifa dağıtacam" diye git, "sıçan adam" ol, gel. olacak iş mi?
1.molada yıllık sıvı ihtiyacın kadar sıvı tüketip 2.moladan otobüs hareket ettikten 5 dakika sonra çiş sinyalleri ile gelen ihtiyacın saatler sonunda en büyük işkenceye dönüşerek bir kabus haline gelmesi. **
Eğer bir teyzenin yanında oturuyorsanız ve yalnız yolculuk ediyorsanız, bu teyze sizi koruma ve kollama ihtiyacı duyabilir, ayrica çocuklarından bahsederken börekle simitle besleyebilir.
mola yerinde aynı firmanın aynı renk aynı marka fakat ters istikamete giden diğer otobüsüne binmek ve kötü şans eseri yanlış bindiğiniz otobüste oturduğunuz koltuğun boş olması dolayısı ile işi ayıkmamanız ve daha da kötüsü doğru otobüsün yanlış otobüsten beş dk önce kalkması. (yaşanmış hadise)
bir diğer kabus bizzat mitsubishi maraton otobütslerdi ki katiyyen uyuyamazdım ben bunlarda en ufak direksiyon tepkisinde secdeye varır gibi sağa sola yatardı ahanda şimdi gittik deyu uyku muyku piç olurdu bunlarda bu konfor kisvesi altıdaki özelliği nedeni ile. allahtan geçti artık.
önünüzde oturan kişinin koltuğu köküne kadar yatırması,
yakınınızda bebekli birinin oturması,
yanınızdaki kişinin horlayarak uyuması,
cep telefonunun açık kalmasına müsaade edildiğinde bağıra bağıra konuşan insanlar...
