kesinlikle büyük aşk gerektirir, laf olsun diye yapılacak iş değildir, ancak ciddi düşünülüyorsa başarma ihtimali vardır, belirli ortak paydalar üzerine kurulurudur yoksa asla güven oluşmaz, birbirinden alakasız zıt karakterde insanların işi değildir, tüm bu koşullar oluşmuş maddiyat da el veriyorsa, kim tutar sevenleri, geriye sevmek kalır ve öyle çok özlersin ki onu sıkılmaya vaktin bile olmaz.
yıllandıkça tatlanan şarap muhabbetinin yapıldığı aşk türü.*
uçarkafalı kızımızın biri gelip internetten bulduğu yepyeni boyfriendini tanıtmakta bize. feyste sürekli onun sevdiği şarkıları paylaşıyormuş,konuştuklarıyla ilgili sadece onun anlayacağı mesajlar veriyormuş ıgıdı bıgıdı. mesafe fazlaymış ** ama mesafe ve zaman arttıkça özlenir,datlanırmış**.aşkları yıllanmış şarap gibiymiş. ıdı vıdı. az daha konuşsa iki şehir arasındaki mesafeden yola çıkarak kilometre başına düşen sevgi* miktarını hesaplayacak. kızımız üniversite birinci sınıfta,lise havasından anca çıkmış,özgür ve anarşist havalarda. sefgili de öss sonrası sendroma bağlı olarak yazın internetten indirilmiş olsa gerek. iki ay sonra "aşk diye bir şey yok" diye gelmesin de,ya da gelsin. bilmiyorum.
genelde facebook ve türevi sosyal paylaşım sitelerinden düşürdüğün ve son derece kısmetsiz bir ilişki biçimidir.genelde mobile fantezi denilebilir.kimse kimsenin sikinde değildir ama telefonda anlatılan ve adlandırılan aşk sanki yüzyılın aşkıdır.
hasretin tavan yaptığı aşktır. her şey ama her şey özlenir. durduk yere atılan tripler bile özlenir. keşke yanımda olsa, şu anı bana zehir etse de yanımda olsa denir. işte böylesine acı verir insana. ama katlanılır, sevdiceğin için, sevgin için katlanılır.
duyguların yoğun olduğu, tarifsiz acılara gebe olan ilişki biçimi. tadını çıkarıp değerini bilene güzeldir. ilişki içinde paranoya durumları baş gösteririr, durduk yere kavgalar çıkarlır, ama hep barışılır. bağımlısı olursunuz o kişinin. ve bir gün gelir ki vazgeçilirsiniz. ağlarsınız, üzülürsünüz. sizi seviyordur ama yol tıkanmıştır. benim 2.5 yılımın 4 satırlık özetidir aynı zamanda bu. biter bir anda ve onun için güzel bir yaşam dilersiniz. bu ona karşı yapacağınız en sonuncu güzelliktir.
en güzel aşk zor olandır klişesini yerle bir edecek kadar zor olandır.
Telefonla öyle haşır neşir olursunuz ki,bir müddet sonra sevdiceğinizi düşündüğünüzde,gözünüzde telefonunuz canlanır.Kulaklarınıza saatlerce konuşmaktan kaynaklanan amansız bir ağrı yerleşir.
Webcamle de olacak iş değildir.Tüm gün açık bıraksan olmaz:geğiriyoruz,soyunuyoruz,osuruyoruz zira.Bir de zamanında "cam var mı cam" sorularına maruz kaldığımızdan olsa gerek,webcam'e karşı bir antipati besliyor insanlar genelde.Galiba seksi çağrıştırıyor,ya da öyle bir şey.
Arada bir görüşmek de gerektiğinden kaçınılmaz yolculuklar da var bu ilişkide.
Birlikte gidip gelseniz,biriciğinizin omzunda uyusanız falan bir parça çekilir o yollar.Lakin yan koltuğunuza yerleşmiş,umutsuz bir biçimde muhabbet düşkünü ya da fazla kilolarını sizin koltuğunuza aktaran biri varsa,yol boyu üstünüzde gezinen asabiyet bulutları o büyük buluşmada da yakanızı bırakmaz.Sonrası sebepsiz tartışmalar eşliğinde bir kaç gün geçirmekten ibarettir ki,telefona benzeyen sevgili daha tercih edilesi olur.
Saydığım,ve şimdi aklıma gelmeyen daha binlerce olumsuzluğa rağmen sürdürebilen varsa aferin demek,saçlarını okşamak gerek. alkışlar genç çiftimiz için geliyor