başlı başına bir sınavdır.işin kötüsü kılavuzu yoktur, soruları hem zor hem de karmaşıktır.En Emin olduğunuz cevaplar kafa karışıklıkları arasında kararsızlıklara ve acabalara dönüşür.Önemli olan doğru karaı verip c doğru cevaba ulaşmak ve sınavdan geçmektir.Kimileri baştan vazgeçer kimileriyse geçemez bu sınavı.
aslında olabiliritesi olduğu düşünülen hatta kanıtlanmaya çalışılan ancak belli bi zaman dilimi geçtikten sonra artık pes edilen ilişki türü.ister bir buçuk yıl ister daha fazla olsun bir yerde tak denilir o veya bu sebepten ve bitirilir.sonrasında ise ''sevgilim dibimde olsun'' mantığıyla yaklaşılır diğer adaylara :) fakat daha zorlu ilişkiler de vardır :
(bkz: uluslararası ilişki yaşamak)
gönüller bir olsun yeter, mesafe dert değil ama gözden uzak olan gönülden de uzak oluyor be sözlük *, olmuyor, olmuyor, zor meziyettir yaşatmak aşkı ki taa yanı başında olan sevgiliyle bile.
arada gerçek bir aşk varsa, sorun teşkil etmez aksine özlemek iki sevgiliyede iyi gelir, aldatma potansiyeli varsa zaten aynı evde yaşanılsa bile ihanet kaçınılmazdır.
internet ve cep telefonun hayatımıza girmesi ile eski tadı kalmayan durum. artık eskisi kadar özlemiyoruz sevdiğimizi havaalanında yada otogarda karşılarken. görebiliyoruz tüm gün nasıl olsa dokunamasak ta elini tutamasak ta.
hatırlarım yaz tatillerinde bir aşkım vardı . lise aşkı işte. sadece mektuplaşırdık arasırada telefon. yaz tatili gelmesini sadece onun için isterdim belki de. karşılaşınca da sadece elini tutardım dakikalar ca. * tüm yaz öyle geçerdi. *
zorluğu herkesce kabul edilen bir gerçek.. kapıldığı zaman bünye ise uzak durmanın imkansız olduğu anlar, saatler ve dahi geceler.. uzak olmasının verdiği acıya katlanabilme çabası.. eller boşlukta, gözler kızarmış uykusuzluktan.. ve her ne kadar imkansız gibi görünse de yaşandığı vakit kendini kaybetmene sebep olan şey bu işte..
otobüs terminalleri anlamlı hale gelmeye başlar ve mektup yazmak eski bir haberleşme düzeni değil gerçeğin ta kendisi olur.. kurulan hayaller, görülen düşler, yazılan yazılar ve söylenen sözler.. söylenemeyenler bile hatta.. uzayan telefon görüşmeleri.. gecelere inat, geceleri yırtan konuşmalar konuşmalar.. her sabah yataktan yalnız kalkmanın verdiği huzursuzluk. ve "günaydın" diyen birinin sabah duyulan ilk ses olmasının verdiği huzur.. işte böyle karmaşık.. zor işte böyle..
kalp acısını dibine kadar yaşadığın problemlerin büyüyüp çığ oluşu fakat sevgilinin geldiği o karşılaşıldığı an kimsenin ayıramacağı kadar sıkı sarılmayı yaşatan ve sevgilinle karşılıklı olarak ağladığın o sümüklü halini gördükçe daha da bir aşık olduğun her geçen dakika daha da bağlanmanı sağlayan aşk türü.güzelliğini tatlı sert halinden ödün vermeyen aşk
ev arkadasımın yasadığı durumdur,daha doğrusu dumurdur.
sevgilinize anlatmak istediğinizi ne telefonda anlatabilirsiniz,ne msn de, ne de başka bir ortamda.. çünkü jest yoktur,mimik yoktur,göz teması yoktur. Bütün telefon görüşmeleri kavgayla biter,devamında içmekten sarhoş olan aşık "kanka bu sefer bitti,gerçekten olmuyor" der. ama ev arkadası inanmaz,inanmamakta da haklıdır,sabah barışacaklardır. bu böyle sürer , gider... *
baya sonra gelen edit : "insanoğlu değişir , doğal olarak düşünceleri de" klişesinin varoluşuna sevinme sebebimdir bu başlık. Öyle ki ; yukarıdakileri söyleyen bünye artık iki kişidir ve içindeki 2.kişi ondan uzaktadır. ama 1sene devrilmiştir ve de hiç sorun yoktur. aynı başlığa "allah kımsenın basına vermesin" yazan şahsiyet, artık "aman nazar deymesin" demektedir. ilginçtir , şaşırtıcıdır, allah başka edit yaptırmasındır.
aşkın sadce sosyal ortamların paylaşımları ve fiziksel birleşimlerin tatmin ediciliği olmadığını birbirini seven bir çift yüreğin mesafeleri hiçe sayan yüksek dozajlı duygusal durumu.tabi bunun bi sonraki asaması üniversite değiştirmeye baglı sehir değiştirmelerle devam eder yani mutlu son.