yapmayın gençler.
sizi bitirecek olaydır bu şehirler arası aşk yaşamak.
daha da kötüsü: (bkz: ülkeler arası aşk yaşamak)
şimdi, seviyorsunuz, o da sizi seviyor değil mi.
ne güzel.
aynı şehirdesiniz yıllardır. fakat üniversite girince işin içine ayrı düşmek işten bile olmuyor.
siz ona mükemmel derece güveniyorsunuz, o da size.
bak bi güzellik daha.
fakat gel gelelim ki ayrı şehirde olunca o güven ortadan kalkıyor abi.
her şeyinizden farklı bir çıkarım yapıyor, çıkıyorsunuz gezmeye bin türlü soru soruluyor. gereksiz kıskançlık tripleriyle ilişkiniz yıpranıyor.
hele bir de karşınızdaki dengesiz bir insansa vay halinize. siz daha çok üzülüyorsunuz.
o yüzden gençler, yapmayın etmeyin, aşkınızı kalbinize gömün ve eyvallah deyip gidin.
bir üst versiyonu için (bkz: ülkeler arası aşk yaşamak) çoğu gece yarın beli yerine bira şişesine sarılmaktır. gün saymaktır, plan yapmaktır, bir de acayip derece kıskanmaktır.
internet aleminin kurdu olmuş insanlar için kaçınılmaz durumdur. aslında bu alemin kurdu olmayı da gerektirmez; internet üzerinden sosyalleşmeye çalışmak veya online sosyalleşme sitelerinden herhangi birisiyle fazla içli dışlı olmakla da sonuçlanabilecek bir durumdur. o aşkın, veya aşk sandığınız şeyin tadını alamadan ayrılmış olursunuz. kazanan da avea olur. geçmiş olsun.
genelde internetten başlayan aşklardır.ilişkinin ömrü çok kısadır,her an iki kişi için de güvensizlik söz konusu olur.sonunda sebebi belli olmayan bir şekilde hüzünlü bir ayrılık olur.
online yaşanan -aşklarla- ki aşk demek ne kadar doğrudur, uzun mesafeli ilişkileri ayırmak gerekir.
bunun sebebi şudur: eğer birbirinden kilometrelerce uzakta yaşayan iki insan hala birlikte olmak, sevgiyi hissetmek, ilişkiyi yürütmek için çaba sarfediyorsa, sevdiceğinin elini tutmak için aylarca sabredebiliyorsa, burda gerçekten büyük bir aşk söz konusudur.
olumlu tarafları da vardır, ilişkiniz çabuk yozlaşmaz, beraberken yaşadığınız her şeyin, geçen her dakikanın kıymetini çok daha iyi anlarsınız.
ama zordur, eğer aradaki mesafeyi yerine göre yok edip de orda olamasanız da orda gibi hissetiremezseniz sevgiliye, işte ozaman bitmeye mahkum olur.
şehirler arasını geçip ülkeler arası aşk yaşan birisi olarak, olumlu yanları olduğu kadar olumsuz yanları da var. olumsuz yanları, her zaman bir zaman yaratıp planlı yaşamak zorundasın ilişkini, vizeler, uçaklar, havalimanları, ani bir yağmur kar bütün planlarını uzunca olan o sevgiline sarılmanı erteleyebilecek kadar önemli olur. tabi her özlediğinde sesini duymak istediğinde bunu hayatının en önemli aygıtı haline gelen telefonlarla yaparsın. ve aranda aslında telefonla garip bir duygu da başlar. telefonsuz bir hayat düşünemezsin iptal olursun. sevincini paylaşmak istersin o heyecanı içinde dışarıya vurmak ulaşamazsın üzülürsün meşgul olur düşmez. ama bunun yanında sevgilin sana geri döndüğünde bütün yelkenleri indirirsin.
bu aynı kavgada da geçerli olur. belki dip dibe yaşayan aşklar daha fazla didişir ve yiyişirler. ama sen her kavgadan sonra bile özlem duyarsın ve bu hep artar. daha fazla bağlanırsın.
olumlu tarafı ise, aslında bir anlamda kendini tanıyorsun, yapabileceklerini, yapamayacaklarını, fedakarlığı, sabrı öğreniyorsun daha iyi. ülkeler arası yaşandığında
ülkeni tanıyorsun, kültürünü daha iyi kavrıyor ve karşılaştırıyorsun. seni bu bir anlamda besleyen büyüten bir şey. ama zaman zaman yalnızlık dönüşümlerine düşsen de
içindeki sevginin büyüklüğüne bakar. "siz"'e bakar.
Şehirlerarası aşk yaşayamamaktır. hayallerin, hedeflerin ve ilişkinin ciddiyetine göre süresi uzalıp kısabilmekle birlikte, can çekişerekte olsa ölüme mahkum olandır.
keşke şehirler arası aşk yaşasam dedirten durum . aynı şehir atla otobüse trene uçağa git yanına , birde ülkeler arası aşk yaşamak vardır . vize al uçak bileti al euro bul. biraz poliyanna olmakta ne sakınca var.
