sokaklar böylesine savaş alanına dönmüşken, iş yerleri arabalar kundaklanırken biber gazı ve tazikli suyun yetmediğini bilirken, hala neden bekletildiği anlaşılamayan emirdir.
mağara önünde teröristi kıstıran komando timine bile geri çekil emrinin verildiği bir ülkede polise teröristi vur emrinin verilmesi ütopyadır, hayaldir, boktur, püsürdür.
amerika denen medeniyet fabrikasında bile, katrina kasırgası sırasında yerle bir olan new orlenas ta başlayan yağmalama olayları için, polise vur emri çıkarılmıştı. sorgusuz sualsiz elinde eşyayla dolaşan herkes yağğmacı kabul edilip polislerce vuruldu. ki o adamların niyeti, bir nevi hırsızlık. oysa istanbulun orrtasında yakarak insan öldürebilen bu mahluklar, new orleans ın göbeğinde belki de artık işe yaramayacak bir televizyonu çaldı diye insanlar vurulan insandan daha mı masumdur? dahası bu mahluklar insan mıdır? halkın ve devletin malına taşla sopyla girişip, ortalığı ateşe veren orospu evlatları için atılan her gaz bombası, sıkılan suyun her litresi heba olmuş, boşa gitmiş yazık olmuş milli servettir. alayının üzerine, panzerlerden su yerine benzin sıkıp kibrit atmak şahane bir çözümdür. hem sokaklar aydınlanır, çok şahane olur.
dtp'nin ve pkk'nın tam da istediği şeydir. adamlar ortalığa fitne yaymak, ateşi körüklemek için şeytanın yapmakta utanacağı numaralar yapıyor zaten, böyle bir iş yapmakla emin ol ahmet türk avuçlarını ovuşturarak kırıtır evinde.
tek tek tespit edilip(gerek yok aslında kimin ne olduğu belli)nokta atışı ile sonuçlandırılabilir. ne sıradan vatandaş a zarar gelir ne de bunu bahane olarak kullanabilirler. insan haklarına gelince 2 gün önce 7 tane şehit ve bunun gibi binlerce şehit evladımız masanın üstünde al bayrakla sarılı tabut içinde yatmışken savaş hukuklarınımı düşüneceğiz.