şarap mantarından gemi

entry2 galeri0
    1.
  1. öncesi yoktu sanki.. küçükken babaannemlerin o devasa camekanında, alımlı şişelerde duran şaraplar konusu olurdu hayal dünyamın. dedemin, rum bir el işçisine yaptırdığı küçük avululu evde, nasıl bir şey olmalıydı ki; japon tasvirli bibloların yanından ayrılabilirdi en kırmızısından şaraplar? ben biraz büyüdüm.. her cuma olduğu gibi okul bahçesinde asfalt kokusunu içime çekerek top oynadıktan sonra dik bir yokuşu çıkıp, demir kapıya vardım. kollarım, boyumdan yüksek parmaklıkların arasından uzanıp, kilidi açacak kadar güçlü değildi henüz ve her zaman ki gibi üstünden atladım, eskiden siyah şimdiyse sanki her zaman böyleydi hissi veren, gri kapının. dar bir koridordan geçip, avluya vardığımda, asma yapraklarının arasından süzülen güneş yüzüme vuruyordu. gözlerimi kıstım. babaannem bugünün özel bir gün olduğunu söyledi bozuk türkçesiyle, gamzelerimden öptükten sonra. inanın hatırlamıyorum ne olduğunu.. ama diyor ya edip cansever: "benim olmayan bir sevinç duydum". işte öyle bir şey.. çocuklar ne söylendiğini unutur; ama nasıl hissettiklerini unutmazlar, demişti annem. anlıyorum. işte o gün yaptım ilk defa şarap mantarından gemi. dikine ikiye böldükten sonra bir kürdan ve küçük bir gazete parçası yeterli olabiliyor bir çocuğun yüzündeki gülümsemeyi görmek için. sonra ben biraz daha büyüdüm. çok büyüdüm. bir daha açmadılar o şaraplardan. babaannemi kaybettim. şaraplar unutuldu.. ama ben yine yapmaya devam ettim o küçük şaheserlerden. büyük bir başyapıttı şarap mantarından gemi benim için.. ancak gittikçe küçüldüğünü fark ettim gözümde. tıpkı içinde yüzlerce yaşantı barındıran asmalı avlu gibi. deniz artık çok büyüktü gemilerim için. daha güçlü olmalıydılar. bunun için tek ihtiyacım olan yasaklı şarapların mantarlarıydı. yine şaraplar açılmadı. kaldı orda. ta ki; pestenkerani bir nisan ayının ilk cumasına kadar. iki senenin ardından dedemi de kaybettim. komik laftır kaybetmek. bir şey kaybolmuşsa eğer bir yerde, varlığından habersiz öylece bekliyordur. peki dedem bekliyor muydu acaba? neyse işte.. yağmur yağar nisan ayında antakya da. gece oldu. yağmur başladı. artık kapının kildini açmak için yeterince güçlü olan kollarım, camekana uzandı. masaya oturdum. şişeyi açtım. şimdiye kadar yapmış olduğum en güzel ve en güçlü gemiyi yaptım. yağmur damlaları cama vurdukça içtim en kırmızısından şarapların.
    4 ...
  2. 2.
  3. gözlerime toz kaçmasına neden olmuştur sadece minik bir eldeki şarap mantarından yapılma olan bir gemi.*
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük