Işık hızı neredeyse saniyede 300bin km mesafe kat eder,
küçük manyetik cisimlerin hızlandıkça hızlanabilecekleri büyük manyetik bir halkada döndürmek, ışık hızına kadar hızlanmaları ile sonuçlanabilir diye düşünüyorum.
bilimin "b"sinden bihaber sözde tarikat şeyhleri tarafından "Gece ve gündüz iki ayrı varlıktır. Gündüz sanılanın aksine güneş ışığı ile ilgili değil gündüz varlığı ile ilgilidir. Gece varlığı ise karanlıktır. Dolayısıyla ışık diye bir şey yoktur. Var olmayan şeyin bir hızı da olamaz. Şu an batıda bir çok üniversite bu konudaki makalelerimizin tamamlanmasını bekliyor, evet" şeklinde açıklama ile yanıt verilmesi olası sorudur.
kontrolsüz güç, güç değildir. aşmak sorun değil de sonrasında insan gibi durabilmek önemli. misal sokak arasındasın. önüne bi çocuk çıktı. ışık hızından çat diye çıkabiliyorsan sorun yok.
bir dahi nat geoda sanirim isk hizini astigimizi bilmedigimiz surece isik hizini asabiliriz diyordu.
ayrica isik hizini asmaktan cok isik hizini yakalamak onemli. enerjiye donusup donusmeyecegimiz, uzay-zaman bukulmesi gibi konular o zaman sekillenecek.
eger ki enerjiye donusmezsek de felsefi olarak cok tartisma mevcut.
kimisi diyor ki zaman degismeyecek ben zaten 1 saniyede yol alicaksam evrende 1 saniye herkes icin 1 saniyedir.
kimisi de bu olayi gerceklestiren makinenin bozulacagini cunku isik hizinin asildigi zaman dunyanin coktan yok olmus olacagini dusunuyor. tabi uzay gemisi icin 1 saniyelik surecte olacak diyor.
bu nedenden dolayi da asla ve asla deneyin basariya ulasamayacagini soyluyorlar.
kimisi ise yine isik hizi acildiginda evrende bir yarik olusacak ve bu dunyamizi yutarak holografik evrene atacak.
goruldugu uzere su anda tum bilgiler varsayim uzerine. ama gun gelecek insanlik hayal ettigi her sey yapacak. gokdelenleri diktigi gibi.
eğer böyle bir şey olursa zamanda yolculuk mümkün olabilir. eğer ışık hızında zaman faktörü sıfıra yaklaşıyorsa bir noktada duracaktır. geriye akış bile düşünülebilir.
evreni bir bilgisayar simülasyonu olarak hayal et. ışık hızı da bu durumda bir algoritma gibi. öyle yazılmış ki evrenin içinde olduğun sürece uzay-zaman dokusu buna izin vermiyor. bu doku tamamen boş değil ve fazlasıyla esnek. yine de karadelikler ile yırtılabiliyor. peki bir açığı falan yok mudur bu programın dersek, simülasyon olayının sadece bir metafor olarak kalması gerektiğini söyleyebilirim. gerçek bir çözüm için böyle düşünmemek daha iyi. yoksa coder tanrı da tartışmasının konusu olur ve tartışma yoldan çıkabilir.
bu arada eğer başka gezegenlere gitmek istiyorsanız ışık hızını aşma çalışmasına gerek yok. daha mantıklı hipotezler var.
Özür dilerim çok cahilce olabilir lakin ışık hızını astığımız zaman bence artık ışınlanabiliyor olacağız.Hatta benim düşüncem insan beyninin hayal edebildiği en üst seviye ne varsa hepsini bir gün yapabileceğiz.Bu arada sözlükte troll ve gereksiz başlıklarin yani sıra böyle başlıklarda görmek çok güzel.
20. yüzyılın fizik yasalarını alt üst edecek bir deney gerçekleşti ve Işık hızının bilinenden 300 kat hızlı seyahat edebildiği kanıtlandı. Amerikalı bilim adamları, fizik kurallarını altüst eden bir deney gerçekleştirerek ışık hızının aşıldığını kanıtladılar. Laboratuvar koşullarında ışık hızının, bilinen sınırı olan saniyede 300 bin kilometreyi 300 kat aştığını açıklandı. Princeton Üniversitesi’nde yapılan deneylerde “ışığın gideceği yere daha seyahatine başlamadan önce vardığı” saptandı. Başka değişle ışığın zamanda ileri doğru atladığı tespit edildi.
Sezyum Gazı Testi:
Princeton NEC Enstitüsü’nün uzmanlarından Dr. Lijun Wang, açıklamasında, laboratuvar deneyinin, bir ışık demetinin, içinde özel olarak hazırlanmış sezyum gazı bulunan test ortamına gönderilmesiyle yapıldığını söyledi. Wang’ın verdiği bilgiye göre, aşırı hassas zaman ölçme cihazlarının kullanıldığı deneyde, ışık demeti, daha sezyum gazlı test ortamına girmeden ortamdan çıktı. Işık demetinin test ortamından çıkıp yoluna 20 metre devam ettikten sonra, ortama daha o anda girdiği belirlendi. Wang, bir başka deyişle, ışık demetinin, iki yerde aynı anda bulunduğunu söyledi. Yani ışık daha test ortamına girmeden dışarıya çıktı. Test sonuçlarını inceleyen Berkeley Üniversitesi fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin “inanılmaz bir duruma işaret ettiğini” söyledi. Bilinen fizik kurallarına göre her türlü veri, en fazla, saniyede 300 bin kilometre olarak kabul edilen ışık hızıyla iletilebildiği gibi, zaman da, bu ışık hızıyla göreceli olarak hesaplanıyor.
yorum; bu deneyler farklı ülkelerde tekrarlanıp kanıtlandı mı bilmiyorum.
Başlık ve entryler gayet güzel, görmek istediğimiz haraketler bunlar.
Konuya gelirsek, bizler geçmişte ortaya atılan teorilerden yola çıkarak bazı şeyleri net bir tavırla ifade ediyoruz..
Bunlardan biri; maddenin ışık hızına ulaşınca enerjiye dönüşmesi, bir diğeri ise kütlesi olan bir maddenin asla ışık hızına erişemeyeceği. Aslında ikisi aynı şey.
teoriler, pratiğe dökülmeyene kadar, aksi ıspat edilmedikçe bilim dünyasınca kabul gören gerçeklerdir.
Olaya farklı bir açıdan bakalım.
Örneğin;
Periyodik cetveldeki elementlerin 20 veya daha azı insan yapımı. Yani bilinen elementlerin kombinasyon ve permütasyonundan oluşan yeni elementler.
Geriye kalan elementlerin hepsi meteorlar tarafından dünyamıza gelenler. Nasa'nın meteor bulanlara astronomik fiyatlar vermesinin sebebi bulunan bi meteorda farklı bir element bulma çabasıdır.
Bu da, demek oluyor ki bizler, sadece elimizde bulunan elementlerle onların yapabildiklerinden haberdarız. Mesela x ışını yayan element, veya yüksek ısıya dayanan yada titanyum gibi asla paslanmayan..
Yani bir gün biryerlerde yeni bir element keşfedilip onun mucizevi işleviyle karşılaşabiliriz.. kimbilir belki ışınlanmaya imkan sağlayacak, belki ışık hızını geçmeye yada çok hızlı motorlar yapmamıza..
Özetleyecek olursam şahsi fikrim aksi ıspatlanmadıkça teoriler doğrudur.. ancak aksinin ıspatlanmaması için de hiçbir neden yoktur..
insan da uzay merakı, akıllı yaşam formu arayışı devam ettikçe herşey mümkün..
