son dönemlerde nicklere bile konu olan duygu yüklü ve insana bir türlü bir şey katamayan filmdir.
nick : kızsız adam
nick 2: çulsuz adam
nick 3: hissiz adam
nick 4: tipsiz adam ....vb
bugün show tv'de yayınlanınca, para vermemek için bu filmi izlemeyen emo kardeşlerimiz bu filmle tanışacak ve 03 kasım 2009 tarihi itibariyle emolar'a yeni bir soluk gelecektir. binlerce restoranın kapısı sol gözü saçla kapalı sağ gözü açık erkeklerin cv akımlarına uğrayacaktır.
19- 20 yaşındaki ergen gençlerin anlayamadığı, bu yüzden bok attığı filmdir. oysa ki çok güzel anlatmaktadır 30 yaş bunalımını çağan ırmak bu filmde. harcanan, ama özlenen aşkları, keşke 20'sinde bu tecrubemle hayata yeniden başlasaydım isteğini, büyük şehirlerin aşkı kaldıramadığını... ama 20'sinde hayat ne güzeldir, gençlik bitmeyecektir asla değil mi, herkesin beğendiğine bok atmak entellik seçkinliktir, nasılsa hiç saçlar dökülmeyecek, asla beyazlamayacaktır... ama 30'unda öyle olmuyor be gençler, göreceksiniz, klasik deyimle biz de genç olduk zamanında, ama siz daha yaşlı olmadınız.. o yüzden bir şey ifade etmez bu film dejenere özal gençlerine, ergenlere, aşkları 15 gün sürenlere... hayatının aşkını kaybetmenin, yanlış karar vermiş olmanın ağırlığını omuzlarındqa hissetmemiş olanlara...kültür değişimini yaşamamış, çocukluğunda tv siyah beyazken, seks tabuyken, gençliğinde cepten tv izlemenin ne sürpriz olduğunu anlamayanlara, seksin liseye inmesine şaşırmayanlara...
"televizyonda sinema filmi izlenmez" anlayışını bana benimseten film.
kuşa çevirmişler, jeneriğine bile reklam almışlar. bütün duygusu kaçtı yahu.
gidin adam gibi sinemada izleyin filmleri, ya da dvdsini alıp evde sessiz sakin bölmeden..
cık cık cık, olmaz böyle..
içeriğinde birşeylerin fazla abartıldığı film.. abartılan ne tam olarak söyleyemiyorum ama var birşey. fazla özenti mi desem, yapmacık mı desem bilemedim.. zaten karakterleri canlandıranlar da hiç oturmamış. toprak sergen çakması olan cemal hünal'dan hiç haz etmem. toprak sergen oynasaydı, o rolün hakkını hakkıyla verirdi. melis birkan'a zaten birşey demiyorum.. bi insan sırf doğal diye bu kadar ses getirecek bi filmin baş rolüne konmaz ki canım! resmen sokak ağzıyla, yuta yuta konuşuyor kelimeleri.. bari dublaj yaptıreydiniz.. tamam çok güzel kız da.. of neyse, sevmedim bu filmi..
niye bu kadar abartıldığını anlayamadığım film. konu gayet klişe. öyle bi senaryonun insanları etkilememesi zaten mümkün değil. hele hele ne kadar duygusal bi yapısı olduğunu bildiğimiz türk halkından bahsediyorsak. zamanında ayrılan iki sevgili ve yıllar sonra tesadüfen birbirlerine denk gelip ağlaşmaları. ee olay nedir? aynı kurguya sahip on milyon tane film var piyasada. filmde kullanılan şarkılar filmin bu kadar tutmasına sebep oldu bence. özellikle de "anlamazdın" isimli parça kullanılmış olmasaydı, şu anda bu filmi izleyen insanların sayısı bu kadar fazla olmuş olmayacaktı bence. he bu arada filme haksızlık etmeyelim. konunun iki sevgilinin ayrılıp, yıllar sonra buluşup ağlaşmasından ibaret olduğunu söylemişim yukarda ama yanlış bu. bi de sapık bir adamın yatak sahnelerine şahit olduk bol bol. ki bu kesinlikle es geçilebilecek bir nokta değildi filmde. zira bütün film bu sahnelerden ibaret gibiydi. filmi izlemeden önce öyle yorumlar okumuştum ki, bütün bi film boyunca "he şimdi ağladık, yok şimdi ağlicaz galiba" derken film bitti. ağlayamadım, gülemedim de. odun bir insan olduğumu da düşünmüyorum, gayet duygusal bi yapım vardır hatta ama işte... biraz daha kassalarmış konulu porno kategorisine gayet rahat girermiş. ama izlememiş olanlara (hala var mıdır ki izlemeyen), sakın gitmeyin, berbattı demiyorum. zevkler ve renkler meselesi sonuç olarak. belki bende bir problem vardır. ama sonuç olarak "bana göre" tam bir zaman kaybıydı. film bittikten sonra akılda kalan tek şey, seks manyağı bir adam bence. ki o da olmamış. bunun yerine gidin direktmen porno izleyin daha hayırlı olur.
hıncal uluç'un hakkında harikulade bir yoruma imza attığı film ; "ıssız Adam'a ağlıyan kadınlar, kendi zavallılıklarına ağlıyorlar aslında..
ıssız Adam, aslında ıssız Kadının filmi..
Böyle kadınlar ıssız kalmaya mahkûmdurlar çünkü.. Çünkü terk edilmeyi daha baştan hak etmişlerdir."
Çocukken yeteri kadar sevgi gösterilmeyen, konuşarak iletişime geçilmeyen çocuklar yetişkin oldukları zaman kendini tanıma ve ifade etme konusunda yetersiz kalırlar. bu film sevgisiz büyütülen bir çocuğun yaptığı hataları, hem kendini hem de etrafındakileri nasıl üzdüğünü sergiliyor. annesi ilgili gibi görünse de çocuğunun düşüncelerine zamanında ulaşamamış, onu yalnızlığa itmiş. anne bir sahnede "küçükken de böyleydi" diyor ve değiştirmeye çalışmadığını belli ediyor. asıl dikkat edilmesi gereken nokta budur. filmin bir dönemden seçilen müzikleri ise çok güzel.
filmimizin kahramanı daldan dala konan ne yaptığını bilmeyen bir manyaktır ve ilginçtirki film aşk filmidir bu filmi yazan ve yayınlayan akıllı insancıklara sesleniyorum : KARDEŞiM BAŞKA KARAKTER BAŞKA ADAM BULAMADINIZ MI BE YA ? Filmi yapanların biraz yabancı aşk filmleri seyretmeleri ve feyz almaları ivediyetle rica olunur.
melis birkan ı her gördüğümde hatırladığım filmdir. türk sinemasında tür olarak bir ilki gercekleştirmiştir. zira bisexual bir başrole rastlamadım daha önce.
çok abartılan eski türk filmlerinden daha kötü olan film. *
çağan ırmak dediler aldık filmi, hüsrana uğradık resmen.
o kadar da abartıldı ki sokakta "ıssız adamı hiç beğenmedim" desem bütün çiftler boğazlayacak beni.
bundan kat kat güzel senaryolar çok var, ekşını sadece eski şarkıları başka birşeyi yok.
ha bu arada hiç sinemaya gitmeyen kişileri bile ıssız adam sayesinde sinemaya giderken gördüm.**
alperin rosebud ı saç tokasıdır. orson welles kırklı yıllarda rosebud demiş sinema tarihine parke taşı olmuştur. alperde bağlam farklı da olsa duygu benzerdir. toka alperin yıllarca yaşaya yaşaya elde edemediği tek şeyin imgesidir. dolayısıyla bu film, bir duygu mühendisliği projesidir. etkilenildiği için yapılmamış, etkilesin diye yapılmıştır. başarıya ulaşmıştır. klişeler kastidir. nihayetinde aşk 21. yy da bir klişedir. kadın götürülecek bir yaratıktır artık, erkek de tabi. yemek tüketilecek bir şeydir ama keyifle, süslü püslü. önceki hayat, terk, yalnızlık hepsi falan ve filandır yeni insan için. tek gerçek tokadır. bu yüzden yapıyı bozar. zira toka, elde edilemeyen, elde edilinemeyecek, sahip olunamayacak bir şey yani sadece ve sadece duyumsanacak bir şeydir. mutluluk, huzur ve aşk gibi.
berbat bir film. bir kac yonetmen disinda turk filmlerinden oldugunca uzak dururum. gecen tv de oynarken mecburen bir kismini izlemek zorunda kaldim. abi bu kadar mi ici bos, bu kadar mi sacma olur bir film. bu tur filmleri uzakdogu yillar once yapmisti. ozellikle sonu berbat. simdik kizla adam birbirlerini seviyor ama belli etmemek icin akla ziyan seyler yapiyorlar. kiz yurtdisina gidip biriyle evleniyor, adam kizin eski emlak burosunun orda mal mal agliyor. ne simdi bu ? drama mi ? mallik bence.
Benimde sinemada izlediğim filmdir. Vasat bir film bence. Adamın pek ıssız bir yanı yok esasında. Tamam, yaşıtlarına göre biraz garip bir herif. Ama öyle balta girmemiş orman değil, ortamam uyan, yerine göre sosyal bir adam. Yani işin esası, bu başroldeki adam ıssız değil, şizoit adamdır. Yalnız adamdır. Kendinden başka herkese zararı dokunduğunu düşünen, bunun için ailesinden bile uzaklaşmış, hastalıklı bir patolojiye, sağlıksız bir zihin yapısına sahip adamdır.
--spoiler--
-oğulcağızım o kız seçilmiş kişi senin bu ibneliklerine son verecek tek kişi o! güce dengeyi getirecek o kız.
+höeeeeeeeeee?!
-yaaa
--spoiler--
