aradan zaman geçtikten sonra tekrar düşünüp tekrar düşüncelerimi yazıya dökmek istediğim film.
--spoiler--
film alper karakterinin kendine göre düzeni olan ama esasında bombok olan hayatının, ada isimli kızla tanışıp, eğlenceli, romantik bir hal almasıyla ilerliyor. tamam hepimizin böyle bir hayatı olabilir, güzel yansıtmıştır eyvallah, klişe falan idare ettik ilk yarıyı. ikinci yarı başlarken, alper aslında bağlı olduğu hayatı artık özlediğinden mi, kopamadığından mı kızı terk eyliyor. burasıda klişe ama tamam bunu da yedik. sonra pişman oldun, yemeden içmeden kesildin, sağda solda gördüğün çocukları, ah kızımız olacaktı şeklinde izledin ona da eyvallah paşam. anlamadığım şu bir kez saç tokası görüp onu hatırlayacak kadar değer vermiyorsun kıza da nedir seni pişman yapan? hadi esti öyle 5 yıl içinde bir kez bile kendini affettirecek bir hamlede bulunmamışsın, olgun adam triplerindesin hala. sonra finaldeki kafa sesleri mevzusuna hiç girmek dahi istemiyorum o kadar klişenin üstüne iğrençti. hadi onu da yaptınız bari geri dönüp sevdiceğe koşma, sonra arkasına bakıp geri gitme olayına girmeseydiniz. şimdi bu kadar klişenin üstüne, senaryo olarak tutarsızlık gösteren bir alper karekteri eklenince bu filmin nesine iyi diyeceğiz, müziklerine, resimlerine falan.
--spoiler--
hakkındaki en sahici ve en içten yorumu canım ailem dizisindeki halim karekteri yapmıştır:
--spoiler--
şerefiz, kıza ümidi verdi, verdi, kız tam dolmayı lüpletecek, tak diye bıraktı kızı ya! sen lokması bitmemiş bir kızı ne bırakıyon, böyle romantiklik olur mu?
--spoiler--
oysa alper hiç aşık olmadı ada'ya..terk ediyor oluşunun nedeni de buydu aslında. ada..ada aşıktı alper'e; tüm yasantısından vazgecebilecek kadar ama alper..alper sadece tek gecelik birleşmenin verdiği hazzı taşıdı yüreğinde, bir nebze ada'nın aşkı ile besledi vucudunu ama hiç aşık olmadı bedenden öteye..
herkesin illaki söyleyeceği bir şeyleri olduğu aşk mevzusu üzerine olduğu için bu kadar ilgi çeken bir film. bir süre sonra hatırlamayacağız bile. bildiğimiz şeyleri de bir kez daha kafamıza dank ettirmiştir.
-erkekler sorumluluktan korkar
-kadınlar eninde sonunda evlenir.
genel itibariyle; hoş, anlamlı, şirin bir film olmuş.
diyorlarya kendinizi bulabilirsiniz diye; bulursunuz efendim.(ben buldum) efendim söz konusu durumu ordaki genç arkadaşın kızdan ayrıldıktan sonra evinde kızın tokasını bulduğunda yaşadığı durumu bazı erkekler üzerine almış olabilir.
--spoiler--
şöyle bir hadise var; alper'le ada ayrıldıktan sonra alper kendisine kınalı ada adında bir sevgili buluyor fakat o sahneler filme koyulmamış. zhiehh şaka yaptım lan ehe demek istediğim şey alper'le ada 3 yıl sonra ilk defa karşılaştıklarında, ada hanfendi kızının fotoğrafını göstererek 3 yaşında diyor. e sen zaten bu adamdan 3 sene evvel ayrıldın. çocuk nasıl 3 yaşında olur lan? 9 aylık hamilelik sürecini atsan 27 ay kalır. yani sen alperden ayrıldığın gün bile birisiyle sevişsen çocuk 3 yaşında olmaz bebeğim, taş çatlasa 27 aylık olur. bu yüzden aslında tüm suç ada'dadır, alper de bu yüzden terketmiştir. he sokarım bu kadar popülariteye orası ayrı konu zhizeh.
--spoiler--
son derece üstün zekalı türk ulusu fertlerinin sevdiği, eşi benzeri yapılmamış bir filmdir, tüm ödüllere adaydır-layıktır, ödül vermeyen toptur...
bu filmi beğenmeyenlerin zekalarından şüphe edilmez...
izlemeden nefret ettiğim bir çağan ırmak filmi.
her plak alan ya da eskici dukkanına giren kilşiye , ıssız adamdan fırlamış muamelesi yapılması gercekten rahatsız edici.
bırak yakamı ıssız adam..*
kız olmuş adam olmamış, replikler fazla ağdalı olmuş, müzikler hiç olmamış filmidir. sezen aksu hariç diğerlerini sevemedim gitti. konu güzel ama repliklerde ciddi ciddi sorun olduğunu düşünüyorum, ıkındım zorladım ama maalesef bir türlü hüzünlenemedim. hele birde sevmediğim tarz fon müziğinde üzülesim varsa da üzülemedim. eksik bir şeyler olduğunu düşündüğüm filmlerden biri olarak hafızamda kaldı.
herkesin kendini ıssız adama benzetmesine neden olan filmdir.elestiriler cok olabilir, çağan ırmağ'a küfür edilebilir,ama bir o kadar yüreğine saglık çağan ırmak denilebilinir,bi kac gün etkisinde kalınabilinir, aşkın, sevenin kıymeti bilinebilinir.yurdum insanında her türlü duyguyu uyandıracak bir filmdir.çağan ırmak, yine herzaman yaptıgı gibi hassas noktayı bulmustur, yine iyi bi hasılat yapacaktır ve ne kadar elestirsekte; çoğumuz, bir sonraki filmini merakla bekleyecek,elestirecek yada sevecek,etkilenecek yada keşke gitmeseydim diyecektir.ama su bir gercektirki, bana ne kadar cok benziyormus, ben ıssız adamım diyen kişiler gaflet içinde olacaktır çünkü;
(bkz: #4592933)
yeni yetme senarist ve/veya yönetmenin eseri olsa çok iyi denilecek bir filmdir. uçlarda yaşamayı meziyet zanneden her insanın kendini ıssız adam olarak adlandırmasına sebep olmuştur. birde o adama benzemekle öğünenler bile vardır. oyunculuk yerlerde sürünmektedir. *
adını ilk duyduğumda "izleriz bi ara" dediğim amma velakin üçüncü gününden sonra müziğinden konusuna herkesin dilinde olduğunu görüp yerine başka bir filme tercih ettiğim yapıt, kimine göre baş yapıt ben henüz karar veremedim başmı uçmu olduğuna.
"ayrılmak istediğini söyleyecek" dediğimde, eşimin, allah belanızı versin, erkek milleti değil misiniz? hepiniz aynısınız vızıltılarını duymama sebep film. Helal Çağan abi..
alper'in "ada ben ayrılmak istiyorum" repliğinden sonra ada'nın kameraya bakarak konuştuğu sahnenin sol-alt köşesinde kameraman'ın kolu ve kamera objektifinin gölge olarak baş gösterdiği film.
ayriligin, -cinsiyet ayrim gozetmeksizin- sanilanin aksine, terkedeni daha cok acittigi gercegini yuzeme osmanli tokati gibi carpan film.
ayriligi artistlik yapip sen sectiysen sozum; midene agrilar saplayan gun gectikce seni sana gomen "aslinda ayrilmasamda olurmus" pismanliginadir. bu film insana koyuyorsa en cok da bu pismanligini su yuzune cikardigi icin koyuyor.
Orospu sikip beyaz kadın ticaretine finansman sağlayarak ahlaksızlığın dik alasını yapan bir adamın hikayesini dramatize ederek Türk toplumuna garip garip mesajlar veren filmdir.
ulan adam gavatın teki bilmem kaç yıl sonra gördüğünde hala insan içinde bir şey hisseder mi?
o adamdan baba olur mu, koca olur mu? aşk denilen şey orospu siken dallamalara da mı layıktır. ne aşkmış anasını satayım. Türk kadını kızı gavat adam portresini ne çok severmiş de etkilenirlermiş bu filmden anlamadım.
Şaş kaza ayrılmasalar adam ilişkisinde evliliğinde başarılı bile olsa o adamın yetiştireceği çocuktan ne olacak tutup elinden kerhaneye götürür o çocuğu, kadına da meta gözüyle baktırır.
Ulan kadınlardan çok feminist olmak yine erkeklere mi düşüyor şu dünyada. bana ne kendini düşünmeyen milleti ben ne düşüneceğim.
