ırak'a giden enerji bakanı taner yıldız'ın ırak'a kabul edilmemesi ve verilen notanın da umursanmayarak bakanın kapıdan geri çevrilmesidir.
bakan, "neden daha önce izin alınmadı veya bildirilmedi" diye soranlara "valla, pilot bu işi halleder sandım" diye acınası bir cevap vermiştir.
itibarımızın bu kadar on paralık olduğu bir dönem olmamıştır. büyük bir rezalet olup istifa nedenidir, bir dakika bile orada durmaması gerekir. ama malum, öncelikle onur sorunu var, öte yandan yandaş ve korkak medya organları bu rezalete değinmemektedirler. zaten, bu hükümet gücünü ancak kendi halkına gösterebilir. türkiye'nin dışarıya karşı bir kuruşluk etkisi kalmamıştır.
ırak gibi bir ülkeden ağır bir hakaret gören ve bir şey yapamayan bir hükümetin, daha güçlü devletlere boyun eğmediği ve eğmeyeceği, caydırıcı olduğu, halkını tehlikelere karşı koruyabileceği söylenemez. "itibarımız arttı" sözü tam bir yalandır vesselam. kanuni sultan süleyman'ın fransa kralına yazdığı mektuptan nerelere geldik. tanrı beceriksizlerin ve onurumuzu çiğnetenlerin "yönettiği" bu ülkeyi büyük bir krizle karşılaşmaktan korusun !
edit : eksileyenler aynı uçakta bulunanlar herhalde.
olaydan sonra bakanın yorumuyla, yeni bir skandal yaratılmış ve üzerine tüy dikilmiştir.
" Ben şuna inanıyorum, mahcubiyetlerini telafi etmek isteyeceklerdir, çünkü onlar bizim kardeşlerimiz, ben meslektaşlarımızın da bu konudaki hassasiyetlerini biliyorum" dedi.
ırak, "bakana izin verilmişti, ama uçağa izin verilmediğinden böyle oldu" diyerek türkiye ile alay da etmiştir.
ırak türkiye'ye açıkça önce hakaret ve ardından alay etti. o ise kardeşlikten ve mahcubiyetten bahsedip yediğimiz şamarı hafifletmeye çalışıyor veya hakikaten olayı anlayamıyor. her iki durumda da vaziyet vahimdir. devletin itibarını ve caydırıcılığını berhava eden olaylar kervanına eklenen bu son olayın vahametini anlayamayanlara veya rezaletleri kanıksayan ve üzerine ölü toprağı atılmış bünyelere ithaf olunur.
