yazılmaması, hadi yazıldı, saklanması gerekn şiirdir. attila ilhanın yıkıp geçirdiği şiirdir. ilk olarak edebiyat kitabında karşılaştığımda bu şiirle, üstelik bana okuttuklarında acım katlandı. yine koridorda durup karşı sınıfa baktım. bir şiir çıktı orada benden. o zaman anladım işte, insan anlayınca yazıyor. sen ne yaşadın da yazdın be üstad!
internette bir platformda, birinci şahıs anlatımıyla tekrar yazılmış mükemmel şiir. kimse kimsenin aşkına, sevgilisine karışmıyor. sevgilisi olan da kalbi kırılmış adamın halinden anlasın ve dokunmasın bu güzelliğe. sevgilinin elini tutmakta, onu öpmekte, sinemada başını omzuna koyup film seyretmekte serbestsin. ama şu şiire dokunma, lütfen. o bizim çığlık atan öfke dolu kalbimizin güzel yansımasıdır. değiştirme.
nefret ettiğim şiirdir neden mi?
ben bu güne kadar kimsenin sevgilisine yan gözle bakmadım, saatlerce onun gözlerini gülüşünü vs düşünmedim, hep böyle bir şeyden kaçındım, kimsenin sevgilisi hakkında o kızı ben istiyordum mnısktiim tipsizi kapmış gibi konuşmalar yapmadım
bu şiiri sevmeme sebebim ben o ip ince ruh gibi çocuğun yerine koydum kendimi aşık olduğum, uğruna ölebileceğim, benle mutlu olan sevgilimle bizden ibaret bir dünya da yaşamak isterdim, kimse onu sevmesin biz birbirimiziniz kimse ona bakmasın, düşünmesin isterdim. bir başkasının benim sevgilimin hayalini kurmasını yediremem çıldırırım işte ben bu şiiri bu yüzden sevmedim platonik aşk filan hikaye sen alttan alttan başkasının olana göz dikmişin dayı bir değil on siktir git şimdi..
bu şiirden bunaldım artık. bazı şiirler böyle ayağa düşüyor işte. sonra sosyal paylaşım sitelerinde 'g' leri 'q' ye 'ç' leri 'ch' ye dönüşmüş olarak buluyorsunuz. iyi güzel şiirlerin şanssızlığı bu.
2004 yılı,
birçoğunuz üniversitede falanken ben ilköğretim 7.sınıfım o sıralar.
şiir ne demek bilmezken,
dünyanın en kaliteli türkçe öğretmeni sınıfa girer,
sınıfın en inek asosyal tipi ben,
ilköğretim okullarında pek umursanmayan 60'lar sonrası türk şiirleriyle dolu listeden,
bu şiiri seçmiştim.
ilk göz ağrımdır.
saf çocuk duygularıma nasıl da tercüme olmuştur.
ne güzel bir şiiridir atilla ilhan'ın..
söylenmeyeni söylemiştir..
candır efenim
eğer ki platonik bir aşka yakalanmişsaniz bu dörtlükten sonrasını okumaniz zorlaşır. zira atiilla ilhan bu girişle insanin kalbine bir ok saplamiştir adeta.
geniş aile dizisindeki gibi, ilişkideki erkeğin arkadaşından gelebilecek, yani ilişkideki kız ve erkeğin dışındaki üçüncü şahıs, aşırı duygusuz, ilişkiyi baltalıyıcı olabilecek şiir türüdür. şöyleki; **
Nispetime verme bebeğim mutlaka gel düğünüme
ismini davetlilerin başına yazayım istersen, zirvem ol
Sünnetçi zerk eyledi morfini bu aşk düğümüne
Sevgili olamadık, gel bari omuzlarımdan tut, kirvem ol.
adı bile iç burkan şiir. üçüncü olduğu halde bu denli sevenin yazdığı. ikinci şahıs, eline kalem alsa, yazabilir mi böylesini acaba? sevmiş midir böylesine? sevmese de, birinci şahıs, ne kadar farkındadır bunun? ruhun şad olsun attila ilhan.
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu ağlardım.