sıkıcıdır. özellikle yaz gününde iki zorluğu birden vardır, zira, yaz mevsimi giydikleriniz keten türüdür genellikle, yani kırışan kıyafetlerdir dolayısıyla her gün ütü yapmak zorundasınızdır. tabi hava da sıcak olduğu için, zorluk ikiye katlanır..
normal şartlar dışında, yani bekar evlerinde, öğrenci evlerinde, türlü zorluklar ve bu zorlukların doğurduğu zoraki yaratıcılıklar neticesinde, bambaşka bir hal alan eylem.
ütü yapmak zor zanaattir, evvela ütülemeye değer bir iki parça elbisenizin olması lazım, var diyelim, bu sefer de iyi kötü bir ütünüz olması lazım, e hadi o da olsun, lan ütü masası da lazım arkadaş,
genelde bunların biri olsa, öteki olmaz, biz tost yapmak için bir ütü almıştık, geçenlerde bir yerden güzel bir gömlek düşürdüm ve ilk kez ütüyü, yapılış amacı dahilinde kullanmak istedim fakat ütünün şahsına ait bir masası olduğunu, daha doğrusu olması gerektiğini öğrendim, sonra çocukluğumu hatırladım, bizim evde vardı, böyle yükselip alçalabilen, çapraz ayakları olan bir icat.
e bizde yok
bilgisayar masası?
olmaz
kanepe?
olmaz
gömleği duvara yaslasak?
yavaaaş
yere havlu sersek?
neden olmasın?
hah buldum aq
sehpa lan sehpaaaaaa
ser sehpanın üstüne banyo havlusunu, ütünün altındaki, ekmek ve peynir kırıntılarını temizlemeyi ve içine birazcık su koymayı unutma, ser gömleğini paşalar gibi sehpaya, haydi kolay gelsin aslanıma.
er kişilerin, sürtünmeden kaynaklanan ya da istem dışı, erekte olmaları sebebiyle eğer yatmaktaysa yatağı yorganı, ayaktaysa ve geziyorsa pantolonu malum ve sıcak organ ile presleyerek kırışıklarını buruşuklarını açmaktan dem vururken esasen abazanlığın ne dereceye vardığı konusunda açıklama getirmek için kullanılan argo deyim.
genelde magazin proğramı, tatil proğramı, erotik ögeler barındıran filmler seyredilirken dile getirilir;
öteki : hacım yav şu adamın da yemediği karı kız kalmadı.
beriki: soktuğumun dünyasında eloğlu malı götürüyor, biz de böyle yatağı yorganı ütülüyoruz. adalet mi lan bu ?
ütünün burun kısmından hössss diye fışkıran buharla da güzel bir şekilde yüzünüzü buğulama yapabilirsiniz. hem sıcak su buharı yüzünüzü yımışacık ilk günkü gibi yapar.*
Annesi küçük yaşta bağımsızlını kazanması için -bence tamamen kendini düşünerek- boyu ütü masasını henüz geçmişken eline ütü tutuşturulan biri olarak şu anki psikolojik bozukluklarımın kaynağı olarak gördüğüm eylemdir. ( ha bir de o parmaklarınızı hareket ettiremediğiniz eldivenler var ya yüzümüzü çizmememiz için uygulanırmış o işkence yahu ben çizecem yüzümü rahat bırakın parmaklarımı) Ne var yahu ütü bu demeyin , hayatı çirkinleştiren bir detaydır. aman sakın aklıevvellik yapıp sabah kalkınca ütülerim dediğiniz gömleğin nasıl olsa üstüne kazak ceket benzeri aparatlar giyeceğim diyerek ütülememezlik yapmayın, bir fincan dolusu sıcak kahve gününüzü masa altında geçirme isteği uyandırabiliyor. Kimse ütü yapmasa ne olur hepimiz buruşuk gezsek , bir de çarşaf ütülemeyi gerekli bulan bir ev arkadaşınız varsa çıldırma noktasının ötesine geçebiliyosunuz, ben yalvarmıştım mesela bir gömlek ütülemesi için yapmadı ya koca çarşafı ütülüyorsun bana bir gömleği çok mu görüyorsun. evlenirsem ne yaparmışım bık bık bık . yapmıycam , pazar günleri saaatlerce ütü yapan o kadınlardan olmıycam bünyeme uygun değil. sabah ütü yaptım ondan oluyor bunlar.
kendisi en sevilmeyen ev işleri arasında ilk sıraları alıyo olsa da bence, mevsimlerden kış,günlerden pazar olması koşuluyla yapılması gayet zevkli bi aktivitedir..
gerçek anlamıyla ütü yapmak - hele bir de bunu yapan bekarsa ve gömleğin kollarıyla pantolonun ağ kısmını yapıyorsa - hayattaki en çetrefilli işlerden birisidir.
bazı inatçı kumaşlar vardır ki kafanızı duvarlara vurdurtur çünkü ne yaparsanız yapın inat etmiştir bir kere, açılmayacaktır artık.