Türk milli eğitim sistemi hatalarından bir diğeridir. Buraya elli tane hata sıralamanın bir getirisi olmayacak elbette en azından buna değineyim. Lan bir üstün zekalı öğrenciyi sıradan bir öğretmen nasıl anlasın. Burada öğretmeni değil eğitim düzeneğini kötülemek istediğimi belirteyim. Şöyle ki: farklı bir noktadan görüş açısı yakalamış bir bireyin sorusunu dümdüz gören bir birey nasıl doğru dürüst cevaplar. Cevaplayamaz tabi, cevaplanmayan sorular da içte büyür. Zamanla insanın kendisi ötekileşir kendine.
Belki buradaki anlatmak istediğimi anlamamış olabilirsiniz bir örnek vermeye çalışayım. Diyelim ki, bir öğrenci dışarıya baktığında top oynayan çocukları değil de o topun fiziğini çözüyor. Bir resim çizmesi istenildiğinde gördüğünü değil de bilinçaltını döküyor. Bunu nasıl olur da normal zihniyete sahip herhangi birisi anlar.
2008'de çıkan bir yasa ile 'özel öğrenim hakkı' talep edebiliyor vatandaş. ama sadece talep edebiliyor. çünkü devletin bu talebi karsilayacak istihdamı yok.
oğlum şu an 1. sınıf öğrencisi. hade şüphesiyle götürdüğüm psikologun yaptığı testte 140a yakın bir sonuç çıktı. üstün zekalı çocuklara ilköğretim seviyesinde türkiye'de sadece bir (1) okul olduğundan ve benim de oraya göndermek gibi bir imkanım olmadigindan okuldaki öğretmene danıştım bu özel eğitim hakkı talep işini. o da sağolsun, ne okulun ne de milli eğitimin böyle bir imkanı olmadığını nazikçe anlattı.
üstün zekalı olarak tanımlanan bir cocugum var ve devlet bu konuda birşey yapamıyor. alın size beyin göçünün sebebi.
özellikle ders notları normalin üstünde olan birinin zeki kabul edildiğini düşünürsek genel kültür olarak hiç bişey bilmeyen, bildikleri okulda ve çevresinde görüp duyduklarıyla sınırlı olan ve farklı yeteneklere sahip öğrencileri görmezden gelip daha doğrusu bunu ögrenciye yanlış olarak kabul ettiren öğretmenler yuzunden binlerce ögrencinin harcanmasına sebep olur.
