Rezil olabilir, fakat üstü başı ile değil. Düşünceleri ile...
Ye kürküm ye insanlarından nefret etmekten bıktım...
Yahu dün bir adam geldi, iş arıyormuş. O kadar medeni bir şekilde anlattı ki durumunu, perspnele ihtiyaç olmamasına rağmen adama çay yeklif ettim. Kabul etti ve ayaküstü birkaç dakika sohbet ettik.
Duvarda asılı rafta kitaplarım var, onları görünce kitap ve edebiyattan bahsetti. Adamın bilgisinden o kadar etkilendim ki, o adam için iş arıyorum resmen. Tanıdıklara falan sordum, numarasını aldım bir iş çıkarsa arayayım diye.
bunun adı belki fakirliktir belki mütevaziliktir fakat kesinlikle rezillik değildir. asıl rezillik üstünden başından eleme yaptığımız insanları bir gruba dahil ederek bizim yaptığımızdır. insanların yatları katları olmayabiliyor. hayata eksiyle başlayıp daha çok koşmaları gerekebiliyor. bir baba çocuğunun okul pantolonunu alamadığı için kendisini banyoda asabiliyor. bir anne çocuklarını ısıtamadığı için intihar edebiliyor.
biz de oturmuşuz klavye artistleri, insan eleştiriyoruz, üstelik zekasına, fikrine göre değil; en olmayası şekliyle kıyafetine göre.
hayatı ortak yaşadığımız toplumla ne kadar da hayatın içindeyken, aynı zamanda bir o kadar da uzak kalabiliyoruz...