Ben şahsen 1 sene boyunca dünyayla ilgimi ve iletişimimi keserek, tabiri caizse eşek gibi çalışarak kazandım.Ama şöyle bir şey var; günümüzdeki üniversite ve bu üniversitelerdeki bölüm sayısının çokluğu düşünüldüğünde amaç üniversiteye yerleşmek olmaktan çıktı, iyi bir bölüme yerleşmek oldu. Bölüm sorulunca alınan cevaba göre hayırlı olsun temennisinin bile tonunun değiştiğine şahit olmuşumdur. Lise bitirdikten sonra memurluğa atanan yaşı ilerlemiş büyüklerimi ve liseyi bitirdikten sonra 2 3 sene dershaneye gidip işsiz kalacağı bir bölüme yerleşen yaşıtlarımı düşündüğümde içimi derin bir anlamsızlık kaplıyor.
Yata yata kazandım. Baktım ygs beklentimin yanında yerin dibine girdi, lys ye ne diye çalışacam aq dedim.
Seneye de mezun oluyorum inşallah. Nikahıma beklerim. Mezuniyette nikah kıydırmayı düşünüyorum da. Mühendislik yemininden sonra evlilik yemini edeceğim kısmetse, ehe.
Sözel bölümden 360 puan aldım gelmez diyerek 380 puanlık Erzurum arkeolojiyi yazdım hayaldi gerçek oldu
En azından kayıt yaptırmaya veya eğitim hayatına devam etmeyerek doğru yolu buldum he bir de kazandım ama gitmedim diyebilme havası var.
universiteyi universitede kazandim. sinav yili ne dersaneye ne sinavlara adam akilli gidemedim, sabahlara kadar bilgisayar basindaydim zira. bir sekilde kendimi ituye atip, ardindan yatay gecis yaptim haberlesme muhendisligine.
boyle bir secenegin varligi aslinda sinava girecek arkadaslari rahatlatmali. riski severim diyorsaniz, istediginiz okulun girebildiginiz bolumune girin, ve sonra yatay yapin istediginiz bolume.
fetöcü sevgilim sayesinde. meslekte de ciddi yardımı oldu ama şimdi terör örgütü üyeliğinden içeride yatıyor. terörist olduğunu öğrendiğim an ilişkimi kestim. herkes yaptıklarının cezasını çeksin zerre üzülmem.
Linç yemiceksem söyliyeyim son 3 ay bir saatimi ayırarak kazandım. Meslek lisesi elektrik-elektronik öğrencisiyim onuda not düşüyorum.Çocukluğumdan beri biraz nerd sayılırdım. Rpg oyunları beni benden alırdı ilk okuldan beri. Haliyle anlaya bilmek için belli miktarda ingilizce gerekiyordu. Kelimeleri sözlükten çevire çevire çok fazla kelime öğrendim. Üstüne üstlük birde yabancı dizilere sardım. Yani ilk okuldan lise sona kadar ingilizce günlük en kötü bir kelime öğrendiğim bir dil oldu. Cümle yapısınıda oturttuktan sonra konuşabilmeye başladım. Liseden mezun olucam ygs'ye girmişim o zaman lys ye 3 ay var. Hava astsubaylığını düşünürken özel ders aldığım matematikten bir soru dahi yapamadım alksdlka. Neyse haliyle ne yapsam ne etsem diye araştırırken lys'de ingilizceden bir sınav olduğunu görüyorum. ( işte bizi o kadar güzel yönlendirmişler ki hiç birinden haberim yok sanırım biraz da salak bi çocukmuşum hiç araştırmadım merak edip ) Son üç ay kala babama ingilizce genel bir kitap aldırdım genellikle çeviri sorularından günlük 40-60 arası soru çözüp bıraktım. 49 net çıkardım diye hatırlıyorum ve yerleştim. Hayatımda ki en büyük şansım oldu desem çok doğru olur. Oyun oynarken üniversite kazandık hahah.
Yalnızca kendi planlarımı uygulayarak istediğim yeri kazandım. Dershane okul vs. her neyse hiçbirinin bizlere önerdiği daha doğrusu dayattığı çalışma planını, ödevlerini yapmadım. Çünkü hiçbiri benim öğrenme stilime uymuyordu.
Kendinizi en iyi siz bilirsiniz, konuları nasıl anladığınızı, en iyi nasıl öğrendiğinizi, kavradığınızı yalnızca siz bilebilirsiniz. Bu yüzden bırakın tüm tavsiyeleri. Kendinizi keşfedin. Öğrenme stilinize uygun planlar kurun ve elinizden geldiğince o plana sadık kalın. Ki kendin yaptığın plana (daha doğrusu zaman değerlendirmesine) uymak başkalarınınkine uyumaktan çok daha kolaydır.