ilk dediğim şey: bir ben mi fazla geldim!
tüm defterlerimi kitaplarımı yırttım attım paramparça ettim, saçlarımı dibinden yoldum. resmen hazmedemedim. kim olsa hazmedemez zaten orası ayrı bir konu. ama benim kadar başarılı bir öğrenci nasıl olurda kazanamaz hep bunu düşündüm.
tüm yaz yatağımdan çıkmadım. odadan dışarı adım atmadım. gün ışığı görmedim resmen. ağlama nöbetleri geçirdim. aklımdaki tek soru nasıl olurda ben bir yere giremem oldu. 2. yerleştirmelerde de Aöf çalışma ekonomisi geldi.
daha sonra 12 kasım'da aklıma birşey dank etti. tarihini net hatırlıyorum. bir yere girsem de girmesem de tekrardan gireceğim sınava. ne olursa olsun. kendim için 3. seneyine deneyeceğim dedim. ailemden bir müddet sakladım ders çalıştığımı. kendime uyabileceğim bir şekilde ders programı ve soru sayısı çıkarttım. sadece ilk hafta 1050 soru çözdüm konu çalışmaları dışında.
telefonun takvimine hergün çözdüğüm soru sayısını yazdım. mat 50 fizik 60 gibi.
her ay kaç soru hangi dersten çözdüğümü hesapladım.
hangi hafta hangi konuyu hallettiysem onları not aldım. ilk defa öyle disiplinli bir çalışma yaptım ve geçen seneden neredeyse 100 puan daha fazla aldım. belki daha da fazla alabilirdim ama sınav stresi ayrı bir konu.
kendi kendime moral verdim hep. aa bu konu zor diyip atlamadım konuları.
fazla birşey anlamasam da işledim kulak dolgunluğu olsun diye. eksi netlerde olan fen derslerimi çözdüğüm denemelerde 15-17 nete kadar yükselttim.
her hafta 2 kere farklı yayınların denemesini çözdüm, sonuçlarını altalta aynı kağıda yazdım.
diyeceğim şu ki siz inanarak çalışırsanz gerisi illaki geliyor. tek yapmanız gereken ciddi çalışmak.
tüm arkadaşlarım şimdi 3. sınıfa geçti bazılarının 2 senelik olan okulları bitti mezuniyet fotoğraflarını gördüm.
okula giden insanları gördükçe içim kan ağladı..
sürekli didikleyen pislik akrabaların sözlerini duydum.
babamın bile mankafa dediğini işittim.
tüm bunlar beni kamçıladı. okul kimliğimi alınca herkesin önünde şak diye masaya vuracağım dedim hep.
ve bugün mutlu son mu yoksa inadımın meyvesimi bilmiyorum 4 senelik okul kazandım.
annem hala ele güne karşı iyi oldu 4 senelik olduğu diyor. bense 3 yıldır çektiğim siniri, stresi birden üstümden atmanın garipliğini yaşıyorum. sanki hep ygs-lys ye girecekmişim gibi geliyor. annem ele güne karşı derken çocuğumun 3 senedir çekmediği kalmadı demeyi sonradan aklına getiriyor.
insanların hayatlarıyla çok kolay oynuyorlar. yaftayı yapıştırıyorlar. bu çocuk mal, aptal, salak, bir bok olmaz bundan, sana verdiğim paralara yazıkvs vs. dikkatinizi çekerim para diyorum emek değil...
bu kötü olayı bugünde bırakıp hemen 2. yerleştirmeler için kolları sıvayın araştırın ve işinizi rehber hocalarına kesinlikle bırakmayın. tercih rehberinikendiniz okuyup anlayın. bu sene de az kalsın rehber hocasının kazığına oturuyordum son anda kendim yaptım sıralamamı ve 3.tercihime yerleştim. 2. yerleştirmede de bir yer denk gelmezse sakın benim gibi işin bokunu çıkarmayın ve o andan itibaren ders çalışmaya başlayın. annem bana "1 seneden birşey olmaz ne kaybedersin" diye çok söyledi ve bana sonradan dank etti bu söz. bir sene daha haketmiyor mu geleceğiniz? iyi düşünüp karar verin. sizi çok iyi anlayan yazar limpiddd..
özel durumu olan öğrencileri bir kenara bırakıp başlıyorum sözlerime:
üzülmeyin demeyi çok isterdim sizin için ama yalan söylemiş olurum. üzülün. hayatınız boyunca kendinize kızın. unutmayın. millet çalışırken, yaptıklarınızı düşünün, rüyalarınız kabusa dönüşsün. ancak o zaman akıllanırsınız, inanın. bu gece yatarken ağlamayı unutmayın. etrafa üzülmüyorum gülücükleri saçmayın. tekrar ediyorum, üzülün. çünkü insanlar ancak o zaman yardım ederler. bugün-kazanamadığınızı öğrendiğiniz gün- yapılan esprilere gülmeyin, espri filan yapmayın. yaptığınızda tokat gibi cevaplar gelir, bilin. "ahhh, hem kazanamadın, hem de umursamıyorsun. biz seninle ne yapacağız acaba? bak komşunun kızına/oğluna." bugün üzülün. ancak bu şekilde gerçek bir huzura kavuşabilirsiniz.
tekrar deneyin, bıkmayın usanmadan tekrar girin, size acıyan gözlerle bakan insanlara aldırmayın ikinci sene eşşek gibi çalışıp en ta*aklı bölümü kazanıp itina ile ''hahhaa işte böyle kazanılır'' diyin.
kazananların senden farkı daha fazla çalışmış olmasıdır. yoksa çalışmayıp yüksek zekasıyla öys gibi sikindirik bi sınavda başarılı olma ihtimali çok düşüktür. kazanamadıysan bir kez daha dene. yine olmazsa bir daha dene.bir daha olmazsa deneme, herkes okuyacak diye bir kaide yok.bu arada öys kaldı mı lan?
eğer ilk seneniz ise, takmayın kafanıza .iktir edin, allahtan bir kaza, bir bela, bir ağır hastalık, vb. gibi birşey gelmediği sürece ortalamalara göre en az 65-70 senelik ömrünüz var, kaybedilmiş bir sene hiç de önemli değil, sınava tekrar girin tekrar deneyin, hazırlık için ailenin harcayacağı parayı da kafaya takmayın, üniversiteye girseydiniz üç aşağı beş yukarı aynı para yine harcanacak zaten.
eğer ikinci seneniz ise, yine çok da önemli değil, ama artık yere daha sağlam basılmalı, üçüncü sene artık olmalı, istemediğiniz veya daha düşük puanlı bölümler, iki yıllık veya açıköğretime bir şekilde kapak atılmalı, ama dediğim gibi 65 senelik ömürde 2 yıl yine birşey değil, hedef küçültülerek bir daha denenmeli
eğer üçüncü, dördüncü, beşinci, vb. gibi sene ise ve daha giremediyseniz oha diyorum başka da birşey demiyorum. en azından ilk basamakta geçtiysen barajı bir kontenjansız aöf programını tercih de edemiyorsan ne diyim. bu tür arkadaşlara cinslerine göre tavsiyelim şunlar: erkekse, oğlum boşver sınavı hemen yarın git askerlik şubesine teslim ol, git askere, vatani görevini yap bari. kızsa, kızım süslen püslen kendini at sokaklara, belki bir zengin erkeği tavlarsın hayatın kurtulur.