"lan olm üniversitede felaket ortam varmış, her gün kafede her gece barda kopuyormuşsun, olm var ya işletmedeki kızlar teklif ediyormuş" yalanlarına inanmayın.
çünkü ne üniversitede sağlam dostluklar var, ne de kızlar teklif ediyor.
kendinizi işe yaramaz hissettiğiniz her an türkiye'de üniversite öğrenimi gören bir azınlığa dahil olduğunuz için allah'ınıza şükredin. sonunda bir halt olmasa bile insanların sizin oturduğunuz sıraya sahip olmak için yıllarca nasıl ineklediğini düşünün.**
-tanıdığınız ilk erkekten/kızdan hoşlanmayın. daha iyileriyle sonradan tanışabilirsiniz.
-arabanız yoksa mutlaka arabalı bir arkadaş edinin.
-önce herkese sevimli davranın, sınav zamanı gidip tanışır hemen not isterseniz direkt vermez size o notu.
-eğer bütün gün kantinde oturacaksanız okula gitmeyin daha iyi! (bunu neden yaparlar anlamam)
-üniversite binasına girerken güneş gözlüklerinizi çıkarın.
-bir kızı/erkeği 5-6 ay kesip komik duruma düşeceğinize gidip tanışın daha iyi. (zamandan tasarruf)
-bütün kulüplere bakın. mümkün olduğu kadar çok kulübe üye olun. (ortam açısından)
bizzat dayımın üniversiteye başlarken bana verdiği tavsiyedir.
"kafe/kantine gideceksin bi çay isteyeceksin çayı ayakta içeceksin ama hepsini bitrmeyeceksin yarıda bırakacaksın sonra derse geç gireceksin o zaman bütün kızlara sana hasta olur"
gününüzü gün edin, kendinizi geliştirin sosyal anlamda yoksa işe başlayınca hayatınızdan çok şey kaybedeceksiniz. kendinize yatırımı üniversiteden başka bir yerde yapamayacaksınız o yüzden dolu dolu yaşayın.
Arkadaslar markete mumkun oldugunca yazdirmamaya calisin. Ay basinda oderim, sttr etgibi cumlelerle kendinizi avutmayin. Yoksa o borclar sizi finallerden daha cok dusundurur.
-ilk sene koloni halinde dolaşmayın, fuzuli baş ağrısından başka bir şey değildir o grup en geç 1 senede dağılacaktır.
-kredi kartı kullanmayın. özellikle erkekler kıza hava yapcam diye 'peder bey bu hafta az yolladı kredi kartındayım hacı' sözlerini söylemeye başladığı anda bitmek tükenmeyen faizler borçlar mezun olana kadar peşlerini bırakmayacaktır.
-yurt arkadaşlarıyla hemen çok samimi olmayın. ilk dakikadan canım cicim olursanız yaptığı saçmalıkları pislikleri görmezden gelmek zorunda kalabilirsiniz.
-ilk hafta ders olmaz demeyin ama yine de gitmeyin.*
-uludağ üniversitesini kazandı iseniz geçmiş olsun kayıtlarda fazla üzülmeyin her şey hallolur kafanıza takmayın. *
kazandığınız bölüm iletişim fakültesiyse ve film yapmaya merakınız varsa okula gelmeden belki ağlayarak yazdığınız bunalım senaryolarınızı vakit gece yarısı olduğunda çöp bidonunda yakın ve etrafında dans edin. zira o ağlayarak yazdığınız ergen bunalımı temalı boğucu senaryoyu adrese dayalı nufüs kayıt sistemi arşivinden rasgele seçilen milyonlarca kişide o şekilde yazar muhtelemen.
vakit geçirmeden www.benimsinemalarım.com'a girip ordaki filmleri güzelce izleyin. nasıl film yapılmayacağına dair fikir edinirsiniz hiç yoksa. iyi filmleri görmek içinde katılabildiğiniz tüm film festivallerine katılın ve izleyebildiğiniz kadarını izleyin.
bir öneride sayısal bölümde okuyacaklara:
- zaman geçip okula adapte olduktan ve arkadaş çevresi genişledikten sonra yeni tanıştığınız sözel bölüm öğrencilerine karşı "siz bitirince ne oluyosunu yahu ahhahah" tarzı götü kalkıklıklara girmeyin o götü s.ke s.ke indirirler mazallah.
eğer üniversite kendinizi sadece meslekte değil ikili ilkişkilerde de geliştirecekseniz elektronik ve makine mühendisliği yazmayın. yazmayın. yazmayın diyorum bi bildiğimiz var heralde *
fizik bölümünde erkek öğrenci yüzdesi cok fazladır, kızlarla hasır nesir olacak bir bolum degil, bir suru sap ile aynı sınıfa dolusuyorsunuz, denenmistir. *
"okul bi başlasın bütün klüblere uye olucam" dedikten sonra hiç bir klube dahil olamama ihtimalide göz önünde bulundurulmalır.
Tek bir klüb üzerinde odaklanıp nokta atışı yapmak daha maküldür.
