1. sene şehri tanı, ortam yap.
2. sene karşı cinsi tanı, seviş.
3. sene alkole devam.
4. sene alkole devam sevişmeye devam.
5. sene alttan dersleri ver.
6. sene alttan ders vermeye devam.
mutlaka çalışkan ,yardımsever bir arkadaş bulun.
arkadaş bulacam diye gereksiz kişilerle takılmayın.
ilk sene yurtta kalıp ikinci sene eve çıkın.
bölümünüz ingilizce eğitim veriyorsa mutlaka film izleyin altyazısız.
memleketdeki anne ve babanızı sık sık arayıp unutmadığınızı gösterin.
eve çıkacağınız arkadaşlarınıza dikkat ediniz. bulaşıktı kiraydı yemekti bir sürü sorun olacaktır. ve eve de çıkmıyorsanız yine arkadaş ortamınıza dikkat ediniz kız ayağına veya kötü alışkanlıklar ayağına derslerinizi veremez sınıfta kalırsınız.
Zaman zaman üniversite sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gelir. Bir gün biteceğine kendinizi inandırın. Her şeyi dolu dolu yaşayın, pişmanlıklara yer vermeyin. En önemlisi de, istediğiniz bölümü okuyun, yoksa eğitim sürecindeki zorluklara tahammül edemezsiniz.
Çoğu şehir hikayesi gibi olan safsatalardır. Hiç biri bir işe yaramaz. Daha beter boka batarsınız.Mühendislik(inşaat hele) yazan bir kız öğrenciyle kendinizi mukayese ederek ne kadar şanslı olduğunuzun farkına varabilirsiniz.
Tabi eğer öyleyseniz -öhöm,şey- geçmiş olsun.
para harcamadan bi bok yapamazsın.
lisede tekdüze kıyafetler, standart erkekler standart kızlar. kapitalizme alet olmamış yüzlerce ergen..
hah burası kurtlar sofrası işte yeğen..
bi kız senle asla çok yakışıklı ve çok kuul olduğun için birlikte olmaz. muhakkak çıkarı vardır.
-paran çoktur.
-götünü kaldırıyosundur
-birlikte yolda yürürken, diğer kızlar sana bakınca ''uvvvv'' diyodur..
-ona güzel hediyeler alıyorsundur..
vs.. vs..
Hee olaya kızlar açısından bakarsak..
Bi erkek seninle sadece güzel olduğun ve verebiliten olduğu için birlikte oluyordur..
tabi istisnalar kaideyi bozabilir zaman zaman.
o kadar da olsun.. %90 bu işler böyledir yavrum..
- yumurta ve makarna yemeyi bırakın üniversite zamanında bolca yiyeceksiniz.
- batak oynamayı bilmiyorsanız, öğrenin.
- üniversiteye kapağı at gerisi basit.. sözünü aklınızdan cıkarın..
- dersteki sivri arkadasları takip edin, sınavlara kısa süre kala hal hatır sorun.
- olabildiğince hocalarla muhabbet kurun..
- dönem içinde derslerden cuvalladınız mı, toparlanmak için elinizden geleni yapın yoksa arttıkca artıyor.
- geçiş yapcam hayaliyle kendinizi umutlandırmayın..
- arabası olan arkadaslara yonelin..
- kız tavlamak istiyorsanız, tek basınıza hareket edin.. 5-10 kisi takılarak hayvani goruntuler elde ederek üniversite hayatınız boyunca saplıga mahkum olmayın.
- ilk sene en guzel senenizdir.. üniversite hayatınız orada yaşayabildiğiniz kadar yaşayın.. genelde ortamınızı o sene icinde kuruyorsunuz ve üniversite sonlanana kadar aynı sekilde hayat devam ediyor..
ilk tanistigin insanla kanka olma, yapisik ikiz gibi gezme, zira o senin azili düsmanin olacak seneye.
o gelir gelmez tartistigin, selam dahi vermedigin cocuk var ya, hah onla eve cikacaksiniz, kanka olacaksiniz, adam senin yerine imza atacak.
çimlere yayılıp toplaşıp gitar çalan gençlerle pek takılmayın üniversiteli olduğunu anlamanın
başka yolları da var. bir de abartılı konuşma ve hareketlerden kaçının.
en güzeli olduğunuz gibi doğal olun yeter.
üniversiteye yeni başlayacak olanlara, daha önce başlayıp yaptığı hatalardan ders çıkaranların önerileridir.
ilk seneden dağıtılmamalı, tamam hani uzun zamandır yaşadığınız şehirden sıyrılıp, yeni bi macera, yeni koşullar, yeni bi ev gibi varsayımlar üzerine kendinizi aşırı derecede kurmuş, patlamaya hazır bir bomba haline gelmiş olabilirsiniz lakin kazın ayağı öyle değil.
çünkü dağıtmak mezun olmaya oranla çok daha eylenceli bir eylem olduğundan olsa gerek, dağıtmaya başlayınca araya öyle dersti, vizeydi, finaldi sokası gelmiyor insanın. bu sebeple en azından bi yarılayın şu okulu sonra isterseniz kasıp kavurun ortalığı. en başından dağıtınca o 4 sene hiç bitmez gibi geliyor. yarılayınca, okuduğun 2 seneye kıyamadığın için bitirebilme ihtimalin yükseliyor. 'hey dostum nasıl hızlıydık ama o yıllarda.' diyebilmek güzel ama arkadaşınla bunu konuşurken, o malum yıllarda yüzüne bakmadığınız inek öğrenci sezgin'in yanınızda bir audi a6 ile belirmesi tokat gibi bir cevap olabiliyor sizin için. baba paramız varsa sıkıntı yok lakin öyle bi şansınızda yoksa, o çok derinlerden gelen ve içten içe sizin de çok iyi bildiğiniz 'çalış' sesine kulak verin.
Açık öğretim oku. Yakma kendini, sevgili insan kardeşim. Siktir git çalış. Ama açıktan da oku. Askerden yırt. Ben yandım sen yanma allah aşkına. Tıp okuyanlar içerisinde muaynehane ya da halk diliyle ''sanki ben halk değilmişim gibi'' maynane açabilecekler hariç, siz okuyun. Para veren babanızın adıyla okuyun.