üniversiteye durumu kötü olanların yalnızca cüzzi bir bölümünün gitmesi olayıdır.
özelleştirilmiş eğitim sisteminde çocuklarını dershanelere, özel derslere gönderemeyen emekçi türkiye insanının düştüğü bu durumun sorumlusu sistemin ta kendisidir. üniversite görmüş biri olarak konuşuyorum; bir sınıfta bulunan 50 öğrencinin yalnızca 3-4 tanesinin durumu kötü, diğerlerinin durumu iyi ya da çok iyi. hani bazılarınız diyebilir; ''biz fakiriz, bizim de durmumuz kötü'' diye ama ne yazık ki sizler fakir değilsiniz. fakir insanların nasıl yaşam sürdüklerini ne şartlarda yaşadıklarını anlayacak yetiye sahip değilsiniz. bana göre bir memur çocuğu asla fakir değildir. 4 kişilik ailesini ayda 500 liraya geçindiren insan fakirdir, ve böyle insanların sayısı çoktur. bu insanların çocukları büyüyünce çalışmak zorunda kalırlar. belki dişlerini sıkarak liseyi bitirirler, ama ondan sonrasında hayata atılılırlar.
dediğim gibi üniversiteler zenginlerin yeridir, bu ülkede fırsat eşitliği yoktur!
parası olmayanların devlet bursunun yanında kaymakamlıktan , validen, tüzel kişi veya kuruluşlardan aldığı burslarla üniversiteye gidebileceği bir gerçektir. bunun yanında kendisi de part-time iş bulursa rahatlıkla okur. eğer o insan kendi kafasına okuyacağım lafını koyarsa mutlaka bir yolunu bulur.
her ne kadar özverili bir aile olsa da olmuyorsa olmuyordur. zira maddi açıdan yetersiz bir öğrencinin ve bunun ailesi nice zorluklar içinde o çocuğun eğitimini tamamlamaya çalışır ki bu da çok ama çok zordur.