Müthiş bir rahatlama yaratır. Yalnız bir olayla ciddi benzerliği var. Üniversiteyi kazanmak gibidir. ikisinde de hayatın bütün yükünü üzerinizden atmış gibi hissedersiniz. Ama zamanla anlarsınız ki hayat daha yeni başlamıştır. Art arda gelen sorunlarla şanslı değilseniz boğuşmak zorunda kalırsınız. Bir erkek için askerlikle olan zaman aralığı dardır. Bunun sonrasında iş yaşamına adapte olabilme kaygısı sizi sarar. Üniversiteye girmek de üniversiteyi bitirmek de yolun başlangıcıdır sadece. Yol, bir aksilik olmazsa uzundur.
kazandığın zaman dört senenin nasıl geçeceğini kara kara düşünürsün sonra o kadar hızlı geçer ki ne olduğunu anlayamadan üniversiteden mezun olursun beynindeki bir sürü güzel anıyla.
günümüz koşullarında diplomalı işsiz olarak hayatta yer edinilmesinden ötürü ne yazıkki gece gündüz düşüncelere boğulmaya sebebiyet verendir. bir dizi belirsizliklerin başlangıcıdır. yıllardır; "bitse de kurtulsak" denilen okul hayatının son bulmasıdır. tuhaftır, bittiği gün tuhaf gelir insana... geçen senelerin sana ne kattığını düşünür kendi içinde muhasebelere başlarsın.
son demlerinde güzel gelen okulun bitmesi, öğrencilikten çıkış, hayata atılan ilk adımın başlangıcıdır. "biraz daha uzasaydı keşke" diye iç geçirmeyle insanın içini bir tuhaf eder. ne acı ki sevilen birçok şeyi geride bırakmayı gerektirir.
başlama düdüğünün çalmasıdır. öğrendiğin her şeyi; sosyal ağ, ilişkiler, bilgi, yaratıcılık, matematik vs. bir kerede ve kendine has şekilde kullanmaya başlamak zorunda kalmandır. gerçek hayattır ve asıl zevkli olandır.
Dört ya da iki yıl boyunca yaşanan hemen her şeyin bir anda bitmesidir.
okul sıralarında yokluğa, parasızlığa, olumsuzluğa küfredilirken, okulun bitmesi durumunda aslında öğrenciliğin ne kadar kıyak olduğu anlaşılır. okulda sorumluluklar en azından belli bir çerçeve dahilindedir ve yapılması gerekenler bellidir. amma ve lakin okul sonrası ne yapılacağı tam olarak kestirilemeyebilir. çünkü ortada bir hayat mücadelesi vardır ve ekmek de aslanın ağzındadır.
tüm bu gerçekleri anlamak biraz zaman alır, zira mezuniyetten sonra geçen 1-2 ay tatlıdır. mevsimin yaz olması hasebiyle de* gezilir, tozulur, finallere kasılan zamanın acısı çıkarılır. ancak her güzel şeyin bittiği gibi bu dönem de mutlaka bitecek ve anneniz bir gün gelip size " oğlum/kızım bir iş baksana artık kendine" diyecektir. kız versiyonlarda direkt olarak evlilikten bahsedilmesi de olasıdır *.
tabi tüm bu realiteden sıyrılmış şanslı bünyeler de vardır ki, onlar için üniversiteden mezun olmak yepyeni bir hayata adım atmak demektir.
evde boş boş oturmak demektir üniversiteden mezun olmak, özellikle kriz ortamında erkek de olsan evde ailenin gözüne batmaktır bi iş ara bişeyler yap artık senin de aileye destek olma zamanın geldi lafını işitmek demektir, üniversiteye güle güle asosyalliğe hoşgeldin demektir. *
önünüzdeki boşluklarla dolu hayat bilinmez olduğu için korkutucudur tıpkı karanlıktan korkmak gibi aslında korkulan bilinmezliğin getirdiği hayal gücüyle harmanlananlardır. yine aynı şekilde kişi kafasına göre bir iş bulana dek korkular onu yiyip bitireceği bir sürece girer bu sebeple.
sözün bittiği yer editi: bu saatte ayakta olup entry girdiren, uyutmayan derttir.
kolay iş değildir. tek dersten okulu uzatmak, yaz okulları, 1-3 barajı... bir sürü sorunları olan bir kurumdan dirseklerini çürüterek mezun oluyorsun. sonrası..*
- söyle evladım, ne oldun? ne yapıyorsun şimdi?
+ sap oldum, amca.
- af buyur, evladım, duyamadım.
+ şimdi ...