üniversite ortamı içinde yaşanılan rezilliklerdir.
evet bunu anlatmam gereken yer tam da bu başlık sanırım. bir gün fakülteye doğru yürürken yukarıdaki yamaçtan kısa yoldan inmeye çalışan 2 kız çamur yüzünden yola inememiş bekliyorlardı. benden yardım istediler. hemen gittim yanlarına. kızın birinin elinden tuttum. yavaşça atla şimdi ben seni tutucam dedim. kız tamam dedi. ondan sonrası ise faciaydı. kızın zıplamasıyla çamurda kayıp yere oturması bir oldu. ben ise cebimden selpak çıkarıp sıçtıgımı sıvamaya çalışıyordum. kız ağlamaklı oldu. diğer arkadaşı ise uzun yoldan dolaşıp geldi ve yanımdan ayrıldılar. o gün bugündür kimseye yardım etmiyorum. yoldan geçerken yaşlı teyzenin birini kamyonun önüne ittim. bastona dayanmış bir amcanın da bastonuna tekme atıp yere düşmesini sağladım. kötü olmak daha kolay ya.
edit: hass... o kız burda sanırım. bak çok özür dilerim ama sen de çok güvensiz atladın anlayışlı olalım birbirimize karşı.
okula türbanlı öğrencilerin girememesi. herhalde bundan büyük rezillik olmaz, bir insanın eğitim hakkını kılığı kıyafeti yüzünden elinden almak aslında insanlık suçu.
düşünün kızlar, şimdi bi yasa çıksa, okula türbansız girmek yasak deseler, sizi alsalar ikna odalarına, türban takın deseler ne hissederdiniz? türbanlı kızlar hissiyatın ötesinde bizzat yaşadılar hepsini.
bir yandan "kızlar okusun", "kardelenler" bilmemneler, öte yandan okumak isteyen başka kızları polis, güvenlik zoruyla okuldan atmalar...
bu bağlamda kemal gürüz'e yeni mekanında bunları iyice düşünmesini ve hatırlamasını dilerim...
Üniversite öğrenci adayı olduğumdan yaşamadığım olaydır.
Şuanda bu rezillikleri yaşayan abi/ablalarımdan öğrendiklerimi uygulayarak en az şekilde kepaze olarak mezun olmaya çalışacağımdan kuşkunuz olmasın daha şimdiden çok garip bir yer olacağını kestirebiliyorum. *
Dis mekan sus bitkileri dersinin uygulamasi yapilmaktadir. Dersi veren hoca okulun en sevilen hocalarindan biri olup, ayni zamanda da en zorlu hocalarindan biridir. Uygulama bir yaz gunu deprem konutlarinin peyzaji yeni yapilan sahasinda yapilir, gunesin tam altinda. Kalabalik ogrenci grubunun arasinda hocayi duymak , gosterdigi bitkinin ozelliklerini not etmek oldukca zordur. Uygulamanin sonlarina dogru beyni sulanan zavalli bendenizin, gunesten yuzu gozu kavrulmus vaziyette, hocanin anlattigi, 100 metre kadar ilerde bir evin bahcesindeki tek yillik bitkilerin ozelliklerini not almaya calisirken, uzaktan hayal meyal gorunen salkim dalli dallarindan rengarenk cicekler sarkan bir bitki dikkatini ceker ve hocaya seslenir:
- su bitki nedir hocam?
- o yapma cicek sarilaci.
Aradan yillar gecti, ayni hoca yuksek lisans tez danismanim ve doktora tez izleme jurilerimden biri oldu, hala dalga geciyor.
yaşamadığım olaydır.ama lise de bir olay vardı baya rezil olmuştum onu anlatayım.
lise 2 deyim olay yaşandığında.okula girecez işte rutin şeyler sabah sıraya girilmiştir okulun bahçesinde okulun ilk haftaları.ben de aykırı bir öğrenciyim kendime göre. bir kravat takmışım ucu dizime kadar geliyor gömlek desen ilk 3 düğmesi açık bildiğin liseli ergenim yani.neyse müdür de konuşma yapıyor işte güzel giyinin temiz gelin diye sanki ilkokuldayız amk.bende en önde sıradayım.bu beni gördü çağırdı kürsüye birde benim sınıftan arkadaş var murat bildiğin inek amk.gömlek son düğmeye kadar ilikli kravat desen boğaza kadar çekmiş adananın sıçağında nasıl takıyorsa oraya kadar birde üzerine süveter giymiş bildiğiniz dört dörtlük öğrenci amk.bunu da aldı benim yanıma şimdi bakın dışardan görseniz hangisine öğrenci dersiniz bi şunun kılığına bakın bir bunun dedi.bir de tüm okulun önünde tokatladı göt.o gün bugündür gömleği son düğmesine kadar iliklerim.bu da böyle bir anımdır.
Müzik finali uygulamalı olarak yapıldı. Sırayla hoca üçerli bir şekilde içeri çağırıp parça verdi. Solfej, bono ve flütle çaldırdı. Sıra yanımdaki arkadaşıma geldi. Hocanın istediklerinin hiçbirini yapamadı ve yaşını sordu.
-Kaç yaşındasın evladım?
- 21.
- Utan yaşından, başından...
- Hocam bir şans daha verin, yapacağıma inanıyorum.
- Fatih'in istanbul'u fethettiği yaştasın. Utan! Çık dışarı...
okula başladığım ilk gün kulüp masasının yanında duran koca flamayı indirmiştim baya irice bir arkadaş 'yardım edeyim güzelim' diye seslenmişti. resmen ilk gün travması.