sosyoloji - türkiyede karşılığı olan, meslek olarak yapılabilecek bir bilim değil maalesef.
felsefe - yine aynı şekilde öğretmenlik dışında çıkar yolu olmayan bir bölüm.
sanat tarihi - türklerin anlamayacağı bir konu. bitirince ne olucan sorusuna cevap vermek bile zor.
eczacılık - türkiyede ölmek üzere olan ve öldürmek için hükümetin elinden geleni yaptığı bir sektör. farmakoloji alanında çalışmak istiyorsanız kimya mühendisliği okuyun.
Fen edebiyat fakulteleri.
200 universte actik diyerek her yere kurdular sonra her yerde okumus issiz olduk.severek geldim sectim ama kesinlikle pisman etti
Fen edebiyat fakültesi. Deli gibi çalışıp beş kuruşa talim olan tipler. Değmez hiç yormayın kendinizi. Bilime önem verilmeyen bir ülkede yaşıyoruz hepimiz.
üniversite okuyor desinler adına ilerisini düşünmeden gidilen bölümlerdir örnek verecek olursak sosyoloji felsefe arkeoloji metal magzeme müh gibi bölümler.
sinema-tv .
işsizlik mişsizlik kariyersizlik gibi saçma olaylara girmiyorum, siz de bilirsiniz ki üniversite meslek edindirme kursu değil tamam onda anlaştık.
zaten öyle bile düşünsek, ülkemizde sinema olmasa da, tv sektöründe tonla iş var, maddi getirisi de inanın hayallerinizin çok üstünde bir meblağ.
şimdi asıl neden bu bölüm tercih edilmez onu söyleyelim : ölü yatırım.
zaman olarak gençliğinizin tam da hayata hazırlık evresi olan 4-5 yılını harcayacağınıza göre, bilgi olarak değer olarak size bunun karşılığını verecek bir bölüm arayışına girmek gerekir.
sinema tv ders müfredatları ülkenin alanında en iyi okulunda bile olsanız şunlardan ibarettir : minimum 50 yıl öncenin teknolojik bilgisiyle düzenlenmiş bir tv tekniği dersi + ana akım klasik- kültleşmişfilmlerden oluşan bir dünya ve türk sineması bombardımanı + yaratıcılığa orijinalliğe hiçbir katkısı olmayan hocanın kafasında ne varsa onu papağan gibi çekmeniz gereken bir atölye dersi.
gördüğünüz üzere bu okullarda sinemaya/yaratmaya/estetiğe film yapımının aşamalarına ve gerçek hayatta/günümüzde/ülkemizde filmciliğe dair hiçbir şey öğretilmemektedir, sadece klasik külliyata kökten bağlı insanların size kendi beyinlerindekini zorla doğrulatmasına birkaç yıl maruz kalır, en sonunda itaat etmeyi öğrenir mezun olursunuz. ama 35 lik perfore filmlerin kimyasal özelliklerini bilmek , size hd ve 3 boyutlu filmlerin yapıldığı bir dünyada en fazla 'tatlı nostaljik saksı' olma özelliği verecektir.
peki ne yapılabilir? hayatınızın 4-5 yılı illa ki eğitime adancaksa, yani öğrenmeye aç meraklı bir zihniniz ve maddi anlamda destekleyecek aileniz mevcutsa bu yatırımı gerçekten bilgileneceğiniz başka bir alan için kullanmalı(eğer meslek illa ki sinema olacaksa okunan alan sosyoloji, psikoloji gibi bir humanities olabilir pekala , hem de sinema tv den daha yararlı olur film yapmak için) , sinemayı ise oturduğu yerden ahkam kesen dinazorlardan değil şu an yapanlardan öğrenmeli. yani sinemacı bir arkadaş çevresi + varsa büyük bir üniversitenin donanımlı bir sinema kulübü (boğaziçi, odtü, bilgi vs) + işin teknik kısmını detaylı öğreten kitaplar + bir de normal romanlar öyküler, bol bol kitap okumak+ elverişli 1-2 yıllık atölyeler . emin olun bunları yaptığınızda sinema için, eğer doğrudan bir sete atılıp ilk başlarda saksı veya çay taşıyıcı olarak işe başlarsanız da tv sektörü için çok daha yararlı olacaktır
ama sinemanın veya herhangi bir sanatın okulda öğretilebileceği fikrine kapılmayın. estetiği, yaratıcılığı kimse kimseye öğretemez zaten, onların olayı kişisel olmasında.
tm-3'de tercih edilecek 3 bölüm vardır. psikoloji, sosyoloji, felsefe.
psikoloji rahattır, iş sıkıntısı çekmez.
sosyoloji de rahattır. virüs gibi yayılır çünkü. sosyoloji mezunu rehber danışman da oluyor, felsefe öğretmeni de oluyor, insan kaynaklarında da görev alıyor.
ama felsefe? sana 4 yılda verilecek bilgiyle, topluma sağlayabileceğin hiçbir katkı yok. sosyoloji sana toplumun her kolunda iş imkanı verir, çünkü düşünsel olduğu kadar işlevseldir de. ama felsefe sadece düşünsel. myo'ya git ama felsefeye gitme canım kardeşim. ben bir sosyoloji öğrencisi olarak söylüyorum ;senin felsefedeki tüm iş imkanların sosyoloji mezunları tarafından kapılıyor.
felsefe hariç her şeyi seç. ama sakın felsefe yazma.
fizikten ve fizik öğretmenliğinden uzak durun arkadaşlar. isterseniz türkiye' nin en iyi üniversitesini kazanın ama bu bölümü sakın yazmayın.
bir istatistik: fizik bölümünü 100 kişi kazanır. 50 kişi 1. sınıfta kalır. 20 kişi daha ilk sene okulu bırakır. diğer 20 kişinin de okulu uzar. son 10 kişi ise mezun olur. bu son 10 kişi, ya atanmayı bekler ya da özel okullarda, dershanelerde 3 kuruş maaşa sürünür. bir diğer seçenek akademisyenlik yoludur. bu yolda ilerlemek isteyenlere ise allah(c.c.) yardım etsin denir.
