iş hukuku dersinde ev hanımlığının meslek olması gerektiğini savunan bayan hoca ile aramda geçmiş diyalog;
-arkadaşlar bana göre ev hanımlığının da meslek olması gerekir.
+yani hocam demek istiyorsunuz ki, ev hanımlığı meslek olsun, ev hanımları birer meslek erbabı olsun öyle mi?
-evet.
+siz şimdi sigorta ve maaş da istersiniz.
-meslek olduğuna göre yapılan iş karşlığında maaş ödenmesi gerekir elbette.
+peki bu maaşı kim ödeyecek hocam?
-tabi ki kocası.
+bu durumda kocanın patronluğunu kabul etmiş olmuyor musunuz?
-???
okulda yenisindir, yemekhaneye iner, yalnışlıkla hocalara ait masalardan birine oturursun. prof un biri yanına gelir şöyle der; "fareler ile kartallar aynı masada oturursa kartallar fareleri yer." atılan bu kaya nın ardından bütünlemeye kalmayı göze alarak şu vevap verilir; "o zaman ben bu masadan uçayım." prof dumur olmuştur. yemek bitene kadar bu cevabın hangi manada söylendiği konusunda çelişki içerisindedir. sense bu prof un dersine hiç girmiyor olması için dua edersin. verilen ayar ise 24 ayar altın gibidir.*
derse 10 dk gec giren bir grup ogrenci daha once yuzune tukur yarabbisukur diyen hocanın dersine girmek isterken hocanin agir laflariya karsi karsiya kalirlar ...
kac dakika gec kaldiniz hayvanlar diyen hocaya 10 dk demeye calisirken benim saatime gore yarim saat gecti demesi uzerine ogrencinin verdiig cevap; elini saatin ayarlama yerine getirerek tamam sizinkine gore ayarliyalim bidaha gec kalmayiz demesidir..
hocam yaa cok zordu vize bari final kolay olsun da kalmasin bu senede..
-esegi baglasan bitirir bu bolumu 4 senede oglumm.
esegi 2 yil daha baglayinca prof. bile olur hocam..
k : kıwo
h : çok ünlü bir üniversitenin iktisat hocası, dersleri 200 kişey vermesiyle tanınır ayrıca doç. olmaktan ileriye gidememiştir.
h : o kitap ne oğlum ? (kendisinin pazarlamasını yaptığı kitabı göremeyince)
k : hocam mezunlar bunu alın demişti de...
h : kimmiş onlar daha mezun olan var mı ? (alay geçerek)
h : bak oğlum sen böyle sittin (60) sene geçemezsin sınıfı biliyomusun?
k : hocam siz sittin senedir prof olamadınız ben sınıfı geçmişim çok mu? :D
h : sen geç dalganı finalde gelirsin yanıma amaaa...
k : birimizden biri fazla hoca ya sen gideceksin ya ben...
sonuç : 4 sene sonra hoca doç. süresi dolduğu prof olamadığı için dersten alındı. sınava son girdiğim sene 7 anfi 4 derslik sadece bu derse ayrılmıştı. Rivayete göre 1200 kişi girmiş sınava 2005 de imza kağıdında 9703... gibi bir öğrenci numarasına rastlanmış.
bazısı hayal ürünü olan ayarlardır. sen kıçı kırık öğrenci halinde koca profesöre ayar verecen peh. bazı proflar vardır ki adamın götünden kan alırlar kan.
daha ilkokul 5. sınıftayım. resim dersindeyiz. herkes isim ve soyisimlerinin baş harflerini yanyana afilli şekilde çizecektir ki daha yılın ilk dersidir. ayrıca bir de besinci sınıfta ilk defa birden fazla hoca ders vermektedir.
resim hocası ile aramızda gecen diyalog aynen soyledir.
- oğlum sen niye çizmiosun resim?
+ örrttmenim ben doğa resmi çizsem olur mu?
- hayır! dediğimi çizeceksin!
+ peki örrttmenim.
neyse resmi cizdim hocaya goturdum:
- oğlum bu ne?
+ merhaba örrtmenim ben abuziddin mahmut.
nasıl prf. olduğu bilinmeyen ve dersin son anda kendine verildiğini kendini acındırarak söyleyen dersin hocası amfiye girerek günaydınd dedikten sonra elindeki bir balya kapıttan dersi okumaya başlar... evet evet yanlış duymadınız okur. bizim okulun bahçesine 6-8 yıl arasında bağlı kalmış bir eşektir kendisi itiraf etmek lazım... neyse hoca okurken cengaver öğrenci dayanamaz sorar;
öğrenci: hocam hep böyle okuyacak mısınız?
sınıf: oooooooooooooooooooooooooooooooooo
hoca: ne oldu olum rahatsız mı oldun?
öğrenci: yok hocam okuyacaksanız böyle ben okuyayım da siz yorulmayın, ya da hangi fotokopicide varsa söyleyinde ben de çıkayım dersten...
olay hemen her üniveristede anlatılır ama bilmeyenler vardır belki,
h: hoca
a: ayarmator öğrenci
mekan eğitim fakultesi
hoca sınıfa girer nedir, ne değildir direk başlar soylenmeye
h : ulan siz de universite mi okuyorsunuz bea!?
a : hayırdır hocam?
h : ulan şu fakültenin bahçesine eşşeği bağlasam 4 senede öğretmen olur çıkar!
ve ayarmatorumuzden taşaklara ziyan * cevap;
a : iki sene daha bağlasak sizin gibi hoca olurdu dimi hocam?
mimarlık öğrencileri mimari proje derslerinin nasıl işlendiğini bilirler. bir masa başında proje yöneticiniz ve etrafında bir avuç öğrenci; işte böyle bir anda öğrencilerin tembelliğinden yakınan yardımcı doçentle derslerden bir haber öğrencinin diyaloğu,
yrd. doç.: tembelsiniz işte hiç birinizde hırs yok, hepiniz aynı seviyede gidiyorsunuz. benim zamanımda böyle değildi en iyi olan diğerlerine bir şey göstermezdi hep fark atmak isterdi.
n: ama hocam o kişi derste öyle yaparsa , ben de onu sosyal hayatta ezerim, onun derste kurduğu üstünlüğü bende dış çevrede kurup onu dışlarım.
yrd. doç.:..........
yrd. doç. : ( 15 dk sonra) sen!! bak bak, söyle bakalım sen beni sosyal çevrede nasıl ezeceksin, nasıl dışlayacaksın?
n: 15 yıl öncesine dönebilseydik o zaman gösterirdim, dua edinki aynı zamanlarda öğrenci olmadık.
Matematik branşı olmayan ama matematik dersine giren andavalın dersinde gerçekleşen hadisedir.
Hoca:....şeklindeki formulle bulunur arkadaşlar.
Ketoral: hocam orantıdan da çıkıyor her zaman orantıdan çıkar mı?
Hoca: orantıdan çıkmaz ki.
doğru orantıyı kullanarak işlemi çözmeye çalışmaktadır tahtada.
Hoca: hayır işlem hatası yapmışsın bulmuşsun sonucu asla orantıdan bulunmaz.
Ketoral: bulunuyor hocam
Hoca: bulunmaz gel bul nasıl bulacaksan.
Aynı işlemi ters orantı kurarak yapmışımdır.
Hoca: evet arkadaşlar ters orantı ile de sonucu bulmak mümkün. ama siz formulü kullanın.
Sesler: Adam ters orantı bilmiyor matematik anlatıyor.
Enstantene: Matematik I ve Matematik II den toplamda 3 kişi geçmiştir. Matematik II dersini bir kişi geçebilmiştir.
Ters orantı fantezileri olan ketoral ise ikisinden de kalmıştır..
ders roma hukuku ve vize sınavı yapılmaktadır. balık etli* bir asistan dersi alttan alan öğrencilerle alay etmek için ''herhalde soracağınız bir şey yoktur kaç yıldır giriyorsunuz zaten hihihi'' der. alttan alan öğrencilerden biri çok sakin bir şekilde cevap verir: ''hocam siz kilo mu aldınız?''
sonrasında diğer asistan geldi yok senin okul hayatını bitiririm, yok seni mahvederim filan deyip durdu çocuğa ama çocuk hepimizin gözünde kahramandı artık ve gülmekten kimse o ikinci asistanı duymadı bile.
s.y.ö.: sunum yapan öğrenci
g.g.k.t.p.: güne giden kadın tipli profesör
deadsurvivor : ben
s.y.ö. hazırladığı powerpoint te fiil zaman eklerini eksik yazmıştır. bunun üzerine türkçenin yılmaz savunucusu olan süpersonik g.g.k.t.p sinirli bir ifadeyle :
- lütfen türkçeyi dejenere etmeyelim .
burada ben devreye giriyorum ve evet en çok bu kısmını seviyorum :
- hocam bakın türkçemiz ne kadar da bozulmuş siz bile bunu anlatmaya çalışırken dejenere kelimesini kullanıyorsunuz.
aynı sinirle bana döner :
-nasıl yani ?
-türkçe diyorum bozulmuş.**
ders programı olmayan ve dersleri karıştıran bir öğrenci * arkadaşlarıyla birlikte olmak için almadığı bir derse girer ve sınıfta yeni bir öğrenci görmenin vermiş olduğu gazla hoca kendisinden konuyu anlatmasını ister.
- senin adın ne bakayım?
- bir bardak demli cay hocam.
- anlat bakalım konuyu.
- anlamadım hocam.
- konuyu anlat.
- malesef anlatamayacağım hocam.
- kitabı okumadın mı?
- okumadım.
- geçen hafta derste miydin?
- ıııı?? hatırlamıyorum hocam, yoktum heralde.
- ondan önceki hafta?
- valla onu hiç hatırlamıyorum hocam.
- dürüstülüğün için teşekkür ederim ama final sınavından 10 puan kırmak zorundayım. üzülmene gerek yok önemli bir şey değil düzeltirsin. *
- hiç önemli değil hocam, altıüstü 10 puan düzeltirim, üzülmeye gerek yok. *
acaba final sınavından 10 puan kırdığı çocuğun onun dersini almadığını öğrenince ne yaptı? hala merak edilir.. *
hoca- bu ne saç şekli olum zibidi misin sen?
öğr- o yalnızca beni ilgilendirir.
Hoca-bana karşılık mı veriyosun?
Öğr- hocam galiba biyerinizi kestiniz burası hıyar koktu sanki
Herkes MAvi ekran...
zamanında odtü'de sinan cemgil tarafından verilmiş bir ayar vardır.
yabancı hoca sinan cemgili azarlar: "yıllardır yabancı dilde eğitim görüyorsun bu okulda ve tek kelime konuşamıyorsun ha" tarzında bir şeyler söyler.
cevabı acı olur sinan cemgilin: "biz burada 3 yabancı kelime öğrendik: go home yankee"
Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş.
Profesör kaşlarını çatarak: " Öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz ! "
Öğrenci: " O zaman ben uçtum..." der.
Profesör cevaba cok sinirlenmiş, sınavda öğrenciye takmış ve sınavı başarısız geçmesi için elinden geleni yapmış.
Yanlız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde cevaplamış.
Profesör öğrenciye: " Sana son bir soru soracağım " demiş;
" Yolda yürürken iki çuval bulduğunu hayal et, birinde akıl var, diğerinde ise para var. Hangi çuvalı alırsın?
Öğrenci: " Para olan çuvalı seçerdim..."
Profesör: " Ben akıl olan çuvalı seçerdim..."
Öğrenci: " Normal ! Kimde ne eksikse onu seçer..."
Profesör çok sinirlenmiş, öğrencinin sınav kağıdında not yerine
" Öküz " yazmış.
Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış.
Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış : " Sayın profesör,
imzanızı atmışsınız, fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz." Demiş. **
işletme bölümünde asistan tabir edilen varlığın girdiği ders esnasında;
a: asistan
e.m.:ezikmüteşebbis
-a : hiçbir hedefiniz yok! bir şeylere odaklanmıyorsunuz!
-e.m. : ama hocam haksızlık etmeyin bize.
-a : sus! eşşeği bağlasan dört senede mezun olur bu bölümden.
-e.m. : haklısınız hocam. o eşşek iki sene daha kalınca da araştırma görevlisi oluyor değilmi?
-a : çık dışarı.
-e.m : tabii hocam.
Ders: ikinci sinifta verilen, Ayer'dir Popper'dir Wittgenstein'dir bilimum acaip adamlarin anlatildigi, herkesin korkulu ruyasi olan Uluslararasi Iliskilerde Arastirma Teknikleri. Bir onceki sene, zaten gicik olan hoca haymatlos'un donemine feci sekilde takip sinifin %80'ini birakmistir. Haymatlos da dogal olarak cakmis, ertesi sene tekrar almaktadir. Hoca belirtildigi gibi had safhada giciktir, cok agir olmamasi gereken bu dersi cilgin sekilde agir hale getirmeye kasmaktadir, her dersten once birkac makale okumanizi sart kosar, derste de makalenin basligindan girer, Casablanca filmine ugrar, karadelikte kaybolur, ogrencileri dumura ugratir, derste turkce tek bir kelime etmez, ettirmez, tuhaf ve agir bir ingilizcesi vardir, sonucta kimse dersten bir bok anlamayip hipnotize halde dersten cikmaktadir.
Hoca: olcme ve degerlendirme yaparken bilim adamina ne yon verir? Bu objektiviteyi nasil etkiler?
x: Virt mi hocam?
y: vizik mi hocam?
z: cart curt mu hocam?
Haymatlos: bence olcmeyi yapanin background'u en onemli etkendir cunku zart zurt'dur falan filandir....
hoca: * ben seni gecen sene nasil birakmisim?
haymatlos: bilemeyecegim hocam backgroundunuzda ne vardi ama o sizin kendi olcme ve degerlendirmenizdi.
hoca: Anlasilan o ki pek de objektif degilmisim.
haymatlos: hocam bunu kabul ettiniz ya bir kere daha birakabilirsiniz.
Sonuc: haymatlos midterm ve finalde yine pek bir varlik gosteremese de aynali bir notla gecer.
okula geç kaldım ve derse girmek için izin istedim hocamız da aldı sınıfa yerime oturdum ve;
hoca: ooo arkadaşlar niye hepiniz kürsünün önüne oturdunuz. adulnura niye arkalara gittin sen bakayım?
ben: belki burdan sizi daha az görürüm diye düşündüm hocam.
hoca: öyle mi? merak etmeyin 5 hafta sonra zaten yüzümü görmeyeceksiniz.
ben: iyi ya işte ben de şimdiden hazırlık yapıyorum.