söz konusu olan olay 2008 yılında x üniversitesinde çok uzun yıllardır doçent olmaya çalışan yrd. doç. dr. y ile sınıfta kalan öğrencisi arasında geçmektedir.
yrd. doç. dr. y: oğlum geri zekalı mısın? eşeği bağlasak bir yılda mezun olur bu bölümden. sen beş yıldır okuyosun.
öğrenci: hocam aynı eşeği bu bölümde iki yıl tutun doçent olur.
ders insan ilişkileri, hoca öğrencilik hayatımda gördüğüm en değişik hoca. hoca teker teke herkesin elini sıkıp ne hissettiğini soruyor, herkes "çok güven aldım hocam" gibi şeyler zırvalıyor. ben daha önce gıcık olmuşum ya hocaya "aksine ölü balık gibiydi midem bulandı" dedim ve koskoca bölümde o hocadan AA yla geçen tek öğrenci ben oldum. Zira adam insan ilişkileri hocası öğrencileri tahrik edip tepki vermelerini sağlamak amacıyla orda. Terslenmek adamın hoşuna gidiyordu azizim...
- sigara şöyle zararlıdır böyle zararlıdır. sigara içenler avrupa'da sağlık sigortasına ek ücret ödemek zorunda kalıyor, avrupalı doktorlar sigara içenlerin doktorluğunu red edebiliyor. bizde de bölye bir şey olmalı. sigara içenler hiç farklı ücret ödemeden istediğine muayene olabiliyor. sigara içenlere harcanan yıllık sağlık harcaması devletimize ödenen vergilerin en az iki milyar dolarını haksız yere gaspediyor. onda tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. sigara içen var mı?
- ben içiyorum hocam.
- sigara içtiğiniz için sizlerin fazladan ücret ödemeniz gerekir. bu yolda çalışmalarımız var ne diyorsun bu konuda?
- hocam yıllık olarak ben 3 milyar liralık sigara içiyorsam bunun 2 milyarını devlete vergi olarak veriyorum. hükümet bu yıl sigaradan 13 milyar toplam vergi almış, önümüzdeki yıl 16 milyar dolar alabilmek için sigara vergilerini artırdı. nerden bakarsanız bakın sigara içenler zaten fazla para ödüyor. sigara içenlerin sağlık harcaması 2 milyar dolar ise bizim devletten 14 milyar dolar alacağımız olacak.
ev hayatın da sorunlar yaşayan bir bayan hoca sınıfa girer girmez çığlıklar atarak bağırmaya, histeri krizi gerçimeye başlamıştır.
- siz ne biçin insanlarsınız!
+ offf
- üniversite burası ama siz ilkokul çocuğusunuz!
+ ama yeter
- ne var lan bir şey mi söyleyeceksin?
+ paramızla rezil oluyoruz lan.
hoca sınıfı terk etmiş ve dersin hocası değişmiştir.
öğrenci üniversitedeyken lise veya üniversite hocasına verdiği ayarlardır.
benimkisi lise öğretmenime üniversitedeyken verdiğim ayardı.
sınavı kazanamamış bi arkadaşımla okuduğum lisenin önünde oturuyorduk. bizim bi hoca var ing.ci ömer hoca , o arabayla geliyordu . karşılayalım, konuşalım, hasret giderelim dedik. yavaştan gittik yanına işte. uzaktan benim arkadaşı tanıdı : "ooo mürsel lan teröriste dönmüşsün dedi." ehe mehe güldük işte. sonra yanaştık yanına , naber mürsel filan mürselle konuşuyor amk. ben mal gibi bakıyorum buna. sonra döndü: "onurdu di mi." dedi. ben bozuldum: "evet hocam." dedim. aradan 2 3 saniye geçti. " siz de Ömer'diniz değil mi hocam." dedim. güldü müldü ama böyle bir yüz ifadesi görmedim ben hayatımda. *
gozgozgoztepe * materyali hazırlamış ancak derse geç kalmıştır. geç girince de bütün gözler üstüne çevrilmiştir. derse girer girmez elindeki materyal hocanın dikkatini çekmiş ve açık unutulan ışık kastedilerek
ışık yanıyor, denilmiştir.
goz goz goztepe, soğukkanlılıkla hocaya bakar ve " yansın diye koydum zaten " der, yerine oturur.
aldırttığı fiziksel jeoloji kitabı üstünden ders işleyen hocamız her ders devamlı kitap getirmenin zorunlu olduğunu anımsatmaktadır. bir dost kitabını getirmemiştir ve;
* arkadaş gelmiş buralara zahmet etmiş. nerede kitabın evlat? (kendisi çok pişkin bir adam gülüp eğlenerek laf sokar)
- ağır oluyor diye getirmedim hocam.
* !?!?!
herkes bir an sustuktan sonra kahkahalarla güldü, sigara arasında gittim sordum neden öyle söylediğini;
'yav şimdi unuttum desem kendinide unut diyecek büyüdük oğlum len artık yermiyiz bu klişe repliği' *
uludag üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü; daha ilk kez girdiğimiz derste, über bir kişilik olan hocamız;
h: evet cocuklar artık 5-6 sene birlikteyiz.
b*: hocam, okul 4 sene.
h: normal bir öğrenci benim dersimden 5-6 sene geçemez.
4 sene sonra akreditasyon çalışmaları nedeniyle mezuniyet kredileri düşürüldü. bende o sınavı vermeden mezun oldum. ayarı ben vermedim ama vermiş kadar olduk. *
işletme hukuku dersi. avukatlıktan kalan zamanlarında gönül eğlendirmek ve üniv. deki kızlara yavşamak maksadıyla derslere giren spor mercedesli hocanın dersi. yine vıyıl vıyıl bir yavşaklık var üzerinde. sınıfça tiksiniyoruz. erkek güruhu olarak elimize verseler siktirmek için angola'dan zenci ithal ederiz. öyle bir tiksinti...
abuk bir soru sormuş yine. sınıf cevap vermemiş. bakın verememiş değil vermemiş. mayıs ayında olmamızdan dem vurarak :
- oooohh yaymışsınız yine hep beraber. e tabi nisan mayıs ayları gevşer gönül yayları...
"yayları" kelimesinin ağzı terk edişinden tam olarak 48 milisaniye sonra erdener abi'nin aşağıdaki ayarı, nasıl olduysa 150 kişilik anfinin aynı anda tıp oynaması sonucu yankılanır :
+ girsin tren rayları..
avukat dağılır. benim bulunduğum sıra, önümüzdeki ve arkamızdaki 3 sıra kopar. avukat kim söyledi lan onu bile diyemez. dersi kısa keser. erdener sınıfta efsane olur, namı yürür.
öğrenci derse geç kalmıştır. sessizce sınıfa girer. dersin sonunda olanlar aşağıdadır.
-Ö: hocam geç kaldım ama imza atabilir miyim.(atma dese atmıyacaktır)
-H: ohh hem geç kal hem imza atabilir miyim.
-Ö: tamam hocam atma diyebilirdiniz.
-H: bak bak birde cevap veriyor. seni üç kelimeyle rezil ederim burda.
-Ö: zaten dördüncüyü söyleyemezsin.
Hoca-Sizden hiç bi şey olmaz. Fatih sizin yaşınızda istanbulu fethet
Öğrenci- Ama onun hocası Akşemsettindi.
olay kronolojik olarak: sessizlik , zor bi vize , dersten kalan bi öğrenci ile sonuçlandı.
+ sen koskoca cool adam'san ben de profesörüm! nasıl ayakkabını bağlamamı istersin benden?
- bak hoca! ya bağla, ya da yarın gel tazminatını vereyim!
+ sen ne diyorsun cool?
- maaşın ne kadar lan?
+ yani ayda 4000$ falan.
- dolarahahaha! o kadar parayla nasıl yaşıyorsun lan?
+ ama herkesin içinde :/
- alın şu fakiri karşımdan, kaç kere dedim aylık geliri 10.000 doların altında olan hoca istemiyorum diye?!
ah ah üniversite yılları, az çekmemiştim hocalardan.
Ders: matematik 1
yer: 001 numaralı anfi
Hoca Fef hocasıdır ve mühendislik temeli olan türev-logaritma gibi sikimsonik şeyleri işlediğini sanıp final yapmaktadır.
Hoca: arkadaşlar, hesap makinası kullanılmayacaktır sınavda. Herkes kaldırsın hesap makinalarını.
ben de dahil olmak üzere 1-2 kişi kaldırmamıştır hesap makinasını.
mal mal kağıda bakan qubyyy bir an hocanın tepesinde bitmesi ile irkilmiştir.
hoca: evladım yazsana?! ne bakıyorsun kağıda bön bön.
qubyyy: hocam önce hesaplamam lazım yazmam için*
--spoiler--
10 dakika sonra
--spoiler--
hoca: qubyyy ben demedim mi hesap makinasını kaldırın diye?!
qubyyy:** hocam, vizeden 18 almıştım, finalden kaç alırsam geçebilirim diye hesaplıyordum, ona göre çıkacağım sınavdan.
dereceye oynayan, piskopat gibi çalışan pegasuskralicesii, sınava girer. hocası ikinci öğretimlere sempati duyduğundan çilekeş birinci öğretimlere uyuz olduğundan onların sınıfında hafif tüyo verdiği bi konudan sorar, bunu gören pegasuskralicesii adını soyadını yazıp imzasını atıp kağıdı teslim eder, hocanın o esnada yüz ifadesini :S!?!?:S
yıl 2010 vizeler
kendini ilkokulda sanan gözetmen herkesin sırasına bakacam der. herkesin sırasına bakar. en son zaten kopye çekmek için çabalamayan okula ara sıra ugrayan ögrencinin sırasına gelir ve beyaz sıranın kalem koymak için yapılan yazı kaynayan yerini göstererek ;
-sen mi yazdın bunu buraya?
+hayır
-ama burda dersle ilgili yazıyor
+ben yazsam oraya yazmam burası beyaz buraya yazarım
-neden?
+niye gozumu yorayim ki böyle basit bir ders için?
gözetmen birşey demeden gider ve oturur kursusunde biraz. geri gelir.
-silmemişsin hala?
öyle bakar ögrenci
-sana diyorum
+diyebilirsiniz soru cumlesi kurmadınız cevap vermek zorunda degilim. rahatsız oluyorsanız yer degişebilirim veya silebilirsiniz.
ögrencinin yeri degişir. kısa bir sure sonra kagıt imzalanıp çıkılır. kagıt doludur.
sonuç 85.